İhracatçı, Tütün Üretiminin Sınırlandırılmasından Kaygılı
İhracatçı, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün tütün üretimine koyacağı sınırlamalardan kaygılı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, WHO’nun Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi kapsamında 17. ve 18. maddeleri ile ilgili önerilerinin tütün tarımını baltalayacağından yakındı. Büyükekşi, bu maddelerin değişiminin üretici ve ihracatçı için önemli olduğunu vurguladı.
Uluslararası Tütün Yetiştiricileri Derneği (ITGA) Başkanı Antonio Abrunhosa ise 17. ve 18. maddelerin yürürlüğünün tütün üreticilerine ve ekonomiye büyük darbe vuracağını ifade etti.
Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Noyan Güler ise tütün üretiminin sınırlandırılmasının yanlışlığını dile getirdi. WHO’nun önerilerinin Güney Kore’de onaylandığı takdirde gayri resmi üretimin artacağına işaret eden Güler, “Bu öneriler Seul’de detayları ile ele alınacak. Buraya Türkiye’den gidecek heyette Ekonomi Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan da temsilciler yer almalı. “ dedi.
TİM, ihracatın önemli ayaklarından oryantal tütün için riskler barındıran WHO’nun Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nin 17. ve 18. maddeleri ile ilgili tekliflerini masaya yatırdı. 17. madde tütüne alternatif faaliyetlere destek sunulmasını, 18. madde ise imalatta çevre ve insan sıhhatinin korunmasını öngörüyor. Seul’de 12 Kasım’da oylanacak bu maddeler TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ITGA Başkanı Antonio Abrunhosa ve Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Noyan Güler tarafından basın toplantısı ile değerlendirildi.
Toplantıda tütünün ekonomi adına önemine değinen Mehmet Büyükekşi, sınırlı alanda üretilen ürünün ihracata büyük katkılar sunduğunu belirtti.
2012 ilk 8 ayında 618 milyon dolar tütün ve tütün mamulleri ihracatı yapıldığını aktaran Büyükekşi, “Yeni sezon daha açılmadığı halde sektör 60 bin ton ve 340 milyon dolar ihracat yaptı.” dedi.
Türkiye’nin 2023’te dünyada tarım büyüklüğü bağlamında ilk 5 ülke içinde olmayı planladığını açıklayan Büyükekşi, burada tütünün en önemli ürün olduğuna temas etti. Seul’de oylanacak 17. ve 18. maddelerin tütün alanlarının sınırlandırılmasını, çiftçilere yapılan mali ve teknik desteklerin yasaklanmasını, ülkelerin imalatını kısmasını temel aldığını iddia eden Büyükekşi, bu maddelerin 55 bin üretici ile ailelerine darbe vuracağını savundu. ITGA Başkanı Antonio Abrunhosa ise artan tütün tüketiminin önününün yasaklarla alınamayacağını kaydetti.
Antonio Abrunhosa, “WHO tarafından Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nde yapılacak yenileme artan tütün talebini karşılamada yasa dışı üretimleri alternatif haline getirecek. Talebe karşı arzın yasal yolları varken neden böyle yapılıyor?” diye dert yandı.
Tütün’ün her türlü iklim şartlarında yetiştiğini anlatan Abrunhosa, her ülkede aynı değerde alternatif ürün yetiştirmenin mümkün olmadığını öne sürerken; “Alınan önlemler amaçladıkları şeylere hizmet etmiyor. Kimse Türkiye’de de üretim gerliyor diye ‘daha az tütün tüketeyim” demeyecek. Dolayısıyla tütün ihtiyacını Türkiye yerine bu sözleşmeyi parafe etmeyen ABD, Brezilya, Arjantin, Zimbabwe ve Malavi gibi ülkeler karşılayacak.” ifadelerini kullandı. Abrunhosa, Seul toplantılarının tütüne ve ekonomiye büyük darbe vuracağından söz etti. 18. maddenin istihdam ve göç sorunlarına sebep olacağını ekledi. Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Noyan Gürel de Türkiye’nin tütün taleplerini karışlamada güçlük çektiğinden şikâyet etti. Türkiye’nin yerine bu ürünün başka ülkeler tarafından karşılanmasından kaygılandıklarından söz eden Noyan Gürel, “Oryantal tütün dünyasında yüzde 26 pay ile en büyük üreticiyiz. Üretimimizi, istihdamımızı ve ihracatımızı korumamız gerektiği ortada.” yorumunu yaptı.
Gürel, WHO’nun sıhhat anlamında aldığı kararlara saygı duyduklarını, ama gidişatın amacından saptığını ve ‘oradan alma, buradan al’ boyutuna geldiğini ifade etti.
Gürel, 17. ve 18. maddenin gayri resmi yollardan üretimi artırabileceği; ekonomi ve istihdamı da tehlikeye sokabileceği uyarısında bulundu. Noyan Gürel, Seul’e Türkiye’den gidecek heyette Sağlık Bakanlığı temsilcilerinin yanında Ekonomi Bakanlığı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan temsilcilerin de yer almasını talep etti .
Uluslararası Tütün Yetiştiricileri Derneği (ITGA) Başkanı Antonio Abrunhosa ise 17. ve 18. maddelerin yürürlüğünün tütün üreticilerine ve ekonomiye büyük darbe vuracağını ifade etti.
Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Noyan Güler ise tütün üretiminin sınırlandırılmasının yanlışlığını dile getirdi. WHO’nun önerilerinin Güney Kore’de onaylandığı takdirde gayri resmi üretimin artacağına işaret eden Güler, “Bu öneriler Seul’de detayları ile ele alınacak. Buraya Türkiye’den gidecek heyette Ekonomi Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan da temsilciler yer almalı. “ dedi.
TİM, ihracatın önemli ayaklarından oryantal tütün için riskler barındıran WHO’nun Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nin 17. ve 18. maddeleri ile ilgili tekliflerini masaya yatırdı. 17. madde tütüne alternatif faaliyetlere destek sunulmasını, 18. madde ise imalatta çevre ve insan sıhhatinin korunmasını öngörüyor. Seul’de 12 Kasım’da oylanacak bu maddeler TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ITGA Başkanı Antonio Abrunhosa ve Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Noyan Güler tarafından basın toplantısı ile değerlendirildi.
Toplantıda tütünün ekonomi adına önemine değinen Mehmet Büyükekşi, sınırlı alanda üretilen ürünün ihracata büyük katkılar sunduğunu belirtti.
2012 ilk 8 ayında 618 milyon dolar tütün ve tütün mamulleri ihracatı yapıldığını aktaran Büyükekşi, “Yeni sezon daha açılmadığı halde sektör 60 bin ton ve 340 milyon dolar ihracat yaptı.” dedi.
Türkiye’nin 2023’te dünyada tarım büyüklüğü bağlamında ilk 5 ülke içinde olmayı planladığını açıklayan Büyükekşi, burada tütünün en önemli ürün olduğuna temas etti. Seul’de oylanacak 17. ve 18. maddelerin tütün alanlarının sınırlandırılmasını, çiftçilere yapılan mali ve teknik desteklerin yasaklanmasını, ülkelerin imalatını kısmasını temel aldığını iddia eden Büyükekşi, bu maddelerin 55 bin üretici ile ailelerine darbe vuracağını savundu. ITGA Başkanı Antonio Abrunhosa ise artan tütün tüketiminin önününün yasaklarla alınamayacağını kaydetti.
Antonio Abrunhosa, “WHO tarafından Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nde yapılacak yenileme artan tütün talebini karşılamada yasa dışı üretimleri alternatif haline getirecek. Talebe karşı arzın yasal yolları varken neden böyle yapılıyor?” diye dert yandı.
Tütün’ün her türlü iklim şartlarında yetiştiğini anlatan Abrunhosa, her ülkede aynı değerde alternatif ürün yetiştirmenin mümkün olmadığını öne sürerken; “Alınan önlemler amaçladıkları şeylere hizmet etmiyor. Kimse Türkiye’de de üretim gerliyor diye ‘daha az tütün tüketeyim” demeyecek. Dolayısıyla tütün ihtiyacını Türkiye yerine bu sözleşmeyi parafe etmeyen ABD, Brezilya, Arjantin, Zimbabwe ve Malavi gibi ülkeler karşılayacak.” ifadelerini kullandı. Abrunhosa, Seul toplantılarının tütüne ve ekonomiye büyük darbe vuracağından söz etti. 18. maddenin istihdam ve göç sorunlarına sebep olacağını ekledi. Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Noyan Gürel de Türkiye’nin tütün taleplerini karışlamada güçlük çektiğinden şikâyet etti. Türkiye’nin yerine bu ürünün başka ülkeler tarafından karşılanmasından kaygılandıklarından söz eden Noyan Gürel, “Oryantal tütün dünyasında yüzde 26 pay ile en büyük üreticiyiz. Üretimimizi, istihdamımızı ve ihracatımızı korumamız gerektiği ortada.” yorumunu yaptı.
Gürel, WHO’nun sıhhat anlamında aldığı kararlara saygı duyduklarını, ama gidişatın amacından saptığını ve ‘oradan alma, buradan al’ boyutuna geldiğini ifade etti.
Gürel, 17. ve 18. maddenin gayri resmi yollardan üretimi artırabileceği; ekonomi ve istihdamı da tehlikeye sokabileceği uyarısında bulundu. Noyan Gürel, Seul’e Türkiye’den gidecek heyette Sağlık Bakanlığı temsilcilerinin yanında Ekonomi Bakanlığı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan temsilcilerin de yer almasını talep etti .