AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'tan Açıklama
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Pozitif gündemin en önemli özelliği, 60 yıllık AB tarihimizde bizim önümüze konan bütün bu engelleri aşabilmek için AB'ye icat ettirmek zorunda bıraktığımız bir süreç olması" dedi.
Türkiye ile AB arasında başlatılan pozitif gündem süreciyle ilgili bir soru üzerine Bağış, pozitif gündemin çok önemli kazançlar sağladığını söyledi.
Daha önce Türkiye'de de AB üyesi ülkelerde de AB Komisyonunu'nda da "Rum dönem başkanlığında Türkiye'nin AB ile ilişkilerini tamamen keseceği" yönünde bir intiba bulunduğunu ifade eden Bağış, ama beklentilerin tersine Rum dönem başkanlığında belki de 30 yılda sağlanamayan bir takım gelişmelerin sağlanmaya başladığını kaydetti.
Bu süreçte, ilk defa vize muafiyeti müzakereleri ve üye ülkelerle terörle mücadelede işbirliğini artırma yollarının ele alındığını belirten Bağış, şöyle devam etti:
"Birçok konuda çalışmalar yürütülmeye başlandı. Bunların hepsini tanımadığımız bir ülkeyi tanımak zorunda kalmadan gerçekleştirdik. Rum kesiminin bütün o iddialarla, dönem başkanlığını devralırken Türkiye'yi devre dışı bırakabileceğini zanneden bütün o kesimleri bir şekilde biz safdışı bırakmış olduk.
Pozitif gündem üyelik müzakerelerimizin bir alternatifi kesinlikle değildir. Ama üyelik müzakerelerimiz önünde kurulan engellerin hepsini aşan bir köprüdür."
Pozitif gündem sayesinde sekiz ayrı, siyasi engelle kısıtlanmış, açılamayan fasılla ilgili çalışma grupları oluşturulduğuna işaret eden Bağış, teknik seviyede Türk bürokratlarla AB Komisyonunun yetkilerinin görüşmeleri yürüttüğünü kaydetti.
Pozitif gündem sayesinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının üye ülkelerin vatandaşları gibi istihdam edilebilmesinin önünün açıldığına dikkati çeken Bağış, yine pozitif gündem sayesinde vize muafiyeti görüşmelerinin başladığını söyledi.
Bağış, şöyle devam etti:
"27 ülke, ki bir tanesi tanımadığımız bir ülke olmasına rağmen, AB Komisyonuna Türkiye ile vize muafiyeti görüşmelerine başlama yetkisi vermiştir, terörle mücadelede işbirliği çok ciddi bir şekilde gündeme gelmiştir. Bu konuda İçişleri Bakanlığımızın komisyonunun ilgili muhataplarıyla görüşmeleri başlamıştır. Bunlar önemli gelişmelerdir. Ama pozitif gündemin en önemli özelliği, 60 yıllık AB tarihimizde bizim, önümüze konan bütün bu engelleri aşabilmek için AB'ye icat ettirmek zorunda bıraktığımız bir süreç olması. Bu da Türkiye'nin diplomatik başarısıdır. İçeride bir direnç var, dışarıda bir direnç var, ama buna rağmen kararlı ve reform konusunda iddialı bir hükümet var. İşte sorunları aşmanın, yaratıcı çözümler bulmanın en güzel örneklerinden bir tanesi pozitif gündem olmuştur."
-İrlanda dönem başkanlığı-
Rum kesiminin ardından AB dönem başkanlığını devralacak olan İrlanda'nın dönem başkanlığında Türkiye'nin AB süreciyle ilgili beklentilerinin sorulması üzerine Bağış, kendisinin Temmuz ayında yaptığı açıklamada, Türkiye açısından İrlanda dönem başkanlığının fiiliyata geçtiğini söylediğini hatırlattı.
Bu dönemde İrlanda'nın AB bakanının Türkiye'ye geldiğini, Aralık ayında da kendisinin İrlandalı bakanı ziyaret edeceğini ifade eden Bağış, şöyle devam etti:
"Ocak'ta resmen devraldıklarında dönem başkanlığını biz zaten ilişkilerimizi kurmuş olacağız. İrlanda dönem başkanlığına yönelik bir takım hazırlıklarımız da var. Meclisimizin tatile girmeden evvelki son iki haftada geçirdiği o yoğun tempolu mesai sonrası yasaların birçoğu Avrupa Birliği ile alakalı yasalardır. Bunlar da önümüzdeki yayınlanacak ilerleme raporunda da İrlanda dönem başkanlığında yapılacak çalışmalarda da kendini gösterecektir.
Bizim bir sloganımız var. Durmak yok, reforma devam. Türkiye'nin reform mutfağı olarak kendimizi algılıyoruz. Bakanlar Kurulumuza dün de dahil olmak üzere her toplantıda Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu reformlarla ilgili sunularımızı gerçekleştiriyoruz. O konuda bakanlarımızın, başbakanımızın talimatlarını alıp ona göre çalışmalarımızı şekillendiriyoruz. İrlanda dönem başkanlığında da önemli bir takım gelişmelerin yaşanması için biz kararlılığımızı da sürdüreceğiz."
Dönem başkanı kim olursa olsun AB'nin şu anda son yüzyılın en ağır ekonomik krizi ile uğraştığını ifade eden Bağış, onun için Türkiye ya da herhangi bir ülkenin üyelik müzakerelerinin AB'nin önceliği olmadığını söyledi.
-Türkiye'ye 5 milyar avro-
Bu krizi fırsata dönüştürmek amacında olduklarını belirten Bağış, Türkiye'nin önemini ve AB'ye katkılarını ortaya koyacak iletişim çalışmalarına ağırlık verdiklerini kaydetti.
İçerideki çalışmaları da artırma azminde olduklarını vurgulayan Bağış, bugün 81 ilde AB projeleri yürüdüğünü ve her ilde artık AB'den sorumlu bir vali yardımcısı, her bakanlıktan AB'den sorumlu bir müsteşar yardımcısı bulunduğunu anımsattı.
Her geçen gün daha da önemli çalışmalar ortaya koyduklarını ifade eden Bağış, AB'nin aday ve potansiyel aday ülkelere bu bütçe döneminde ayırdığı yaklaşık 11 milyar avronun 5 milyarının, yani yarısının Türkiye'ye geldiğini kaydetti.
Türkiye'nin 38 ilinde katı atık ayıklama ve su arıtma tesislerinin AB fonlarıyla yapıldığına işaret eden Bağış, geçen yıl 44 bin gencin AB'ye eğitim amaçlı gönderildiğini ve bu gençlerin cebinden bir kuruş çıkmadığını söyledi.
Bu yılki hedeflerinin 55 bin kişi olduğuna işaret eden Bağış, AB üyesi ülkelerde bu tür eğitim ve gençlik fonlarına ayrılan miktarlar kullanılamadığı için Türkiye'ye aktarıldığını kaydetti.
Bağış, Türkiye'nin bu tür fonlardaki bütçesini yüzde 30 artırarak en büyük başarı ortaya koyan ülke seçildiğini söyledi.
Bakan Bağış, "Bu arada Türkiye'nin önüne engeller çıkmıyor mu- Elbette çıkıyor ama biz papaza kızıp oruç bozacak değiliz. Biz kendi işimize bakıyoruz. AB sürecini sonucundan çok daha önemli buluyoruz. Her geçen gün Türkiye daha demokratik, daha şeffaf, daha müreffeh, daha saygın, daha özgüvene sahip bir ülke oluyorsa AB reformlarının bunda payı var. Biz de o reformlara odaklanacağız" diye konuştu.
Muhabir: Murat Ünlü
Yayıncı: Göksel Sözer