CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi Açıklama Yaptı
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, hükümetin Suriye politikasının ''iflas ettiğini'' öne sürerek, ''Barzani'den medet uman bir dış politika anlayışı vardır. Başbakan ve hükümeti, dış politikada Barzani'nin çırağı olmuştur'' dedi.
Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, artık Türkiye'de AK Parti Hükümeti'nden söz etmenin, tek parti hükümetinden de söz etmenin mümkün olmadığını savundu. ''Artık Türkiye'de tek adam yönetim vardır. Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında giderek demokrasiden uzaklaşan bir Türkiye vardır'' ifadesini kullanan Hamzaçebi, şunları söyledi:
''Artık hangi mahkemelerin kurulacağına, hangi hakimlerin atanacağına, hangi suçluların affedileceğine, hangi kişilerin mahkum olacağına veya tutukluluk hallerinin devam edip etmeyeceğine; heykellerin nasıl olması gerektiğine, üniversite kampüslerinde nelerin satılacağına; nerelere cami yapılacağına, kadınların nasıl doğum yapacağına, ailelerin kaç çocuk sahibi olacağına karar veren bir Başkanımız var.
İstanbul'da Kabataş'tan Burgaz Ada'ya gitmek üzere deniz otobüsüne giden bir yolcunun çantası İDO görevlileri tarafından aranmış ve marketten aldığı bir kaç şişe şarap nedeniyle bu yolcu azarlanmış ve deniz otobüsüne bindirilmemiştir. İDO özelleştirildi ama özel sektör kraldan daha kralcı bir anlayışla yolcuların poşetlerini kontrol etmeye kendini yetkili sayıyor. Alışveriş poşetlerini kontrol eden bir hükümet var Türkiye'de. Bu olayın, sayın Başbakan'ın İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü'nü arayıp 'üniversite bira satmayacaksın' talimatını verdikten sonra meydana geldiğini unutmayalım. Sıra yaşamımızın diğer alanlarına gelmiştir. Yarın, öbür gün, İDO'nun veya üniversite rektörlerinin, yolcuların ve öğrencilerin kıyafetlerine karışmaya başladığını görürsek hiç şaşırmayalım. Burası Türkiye, burası İran, Suudi Arabistan değil. Bir vatandaş marketten aldığı ürünleri evine götürme özgürlüğüne sahip değil midir-''
Dün Zeytinburnu'nda bir kadının ''normal doğum baskısıyla'' hayatını kaybettiğini savunan Hamzaçebi, ''Ailesi 'sezaryen olsaydı bu ölüm meydana gelmeyecekti' diyor. Kadınların nasıl doğum yapacağına karar vermekle uğraşmayın. Sezaryeni bırakın, performans sistemini gözden geçirin. Performans sistemi sezaryeni patlatmıştır. Asıl sorunu görün'' diye konuştu.
-Kişisel servetinden yaptırsın-
Başbakan'ın ''Selatin camiler yapılması gerektiğini'' söylediğini belirten Hamzaçebi, bu camilerin, sultanların kişisel servetlerinden yaptırdıkları camiler olduğunu kaydetti.
Hamzaçebi, şöyle konuştu:
''Çamlıca'ya inşa edilecek bu camiyi yapacak hayırsever iş adamları, yaptıkları harcamaları gelir ve kurumlar matrahlarından indirim konusu yapacaklar. Sayın Başbakan kamuoyuyla doğruları paylaşın. Osmanlı sultanları kişisel servetlerinden yaptırırdı ama siz devletin hazinesinden finanse ediyorsunuz. Çağrıda bulunuyorum; Başbakan'a düşen bu camiyi kişisel servetinden yaptırmasıdır. Dinimiz, kültürümüz, hukukumuz da bunu emreder.
Türkiye'nin 2012 hedefi, Medine-i Münevvere'deki camiyi geçmektir. Sayın Başbakan cami yapmıyor, gösteri yapıyor. Okyanus kıyısına cami inşa ederek geleceğe kalmak isteyen bazı Afrika ülkelerinin krallarına benziyor, onlara özeniyor. Gelin 2012 Türkiye'sinde, demokrasi ve özgürlükler konusunda batı medeniyetine ulaşmaya çalışın. Bilim ve teknolojide Türkiye'yi yarıştığı ülkelerin üzerine çıkarın.''
-İflas etti-
CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın tutuklu bulunmalarını hukukla açıklamanın mümkün olmadığını öne süren Hamzaçebi, ''Hukukun dışındaki başka nedenlerle bu kişilerin tutukluluğu devam etmektedir. Bunlar; kin, neftet, öfke, intikamdır'' dedi.
Hükümetin Suriye politikasının ''iflas ettiğini'' öne süren Hamzaçebi, ''Ortada politika yoktur, politikasızlık vardır. Barzani'den medet uman bir dış politika anlayışı vardır. Başbakan ve hükümeti, dış politikada Barzani'nin çırağı olmuştur'' diye konuştu.
Hamzaçebi, ''AKP ile birlikte Türkiye bölünmeye doğru gitmektedir'' ifadesini kullandı.
-Sorular-
Bir gazetecinin, ''ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Erdoğan'ın telefon görüşmesi sırasında Obama'nın elinde beyzbol sopasıyla çekilmiş bir fotoğraf servis edildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz-'' sorusu üzerine Hamzaçebi, ''Bu tip fotoğraflar birer mesaj verir. Türkiye'nin bağımsız dış politikası yoktur. Türkiye, ABD'nin taşeronluğuna soyunmuştur. Taşeron olursanız, elbette bir sopa tehdidini de her zaman size yöneltirler'' dedi.
''Suriye konusunda Meclis'ten bir tezkere gündeme gelip gelmeyeceği'' ile ilgili soru üzerine Hamzaçebi, ''Parlamento böyle bir olay karşısında tavrını ortaya koyabilir, koymalıdır ama bunu başlangıcı sayın Başbakan'ın siyasi partiler bilgilendirmesinden geçmektedir'' diye konuştu.
Hamzaçebi, Şemdinli'de meydana gelen olaylarla ilgili olarak da ''Şemdinli'de olan olaylar, Türkiye'de devamlı oluyor ama acı olan durum giderek kanıksanmaya başlandı. Olayın önemini şehit sayısıyla ölçmeye çalışan bir anlayış var artık Türkiye'de. Şehit sayısı 1 ya da 11 olabilir. İkisi arasında fark yok. Sayın Başbakan, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar olayı böyle idare etme düşüncesindedir. Bir çözüm çıkmayacaktır sayın Başbakan'dan'' dedi.
Yerel seçimleri öne alma ihtiyacı olmadığını belirten Hamzaçebi, bununla ilgili bir anayasa değişikliğine destek vermeyeceklerini ancak 2019'daki yerel seçimlerin Ekim ayına alınması için gerekli anayasa değişikliğinin yapılabileceğini söyledi.
Hamzaçebi, 3. yargı paketiyle ilgili Anayasa Mahkemesi'nde dava açma hazırlığının devam ettiğini bildirdi.
Muhabir: Alp Özden
Yayıncı: Sefa Salantur
Kaynak: AA
''Artık hangi mahkemelerin kurulacağına, hangi hakimlerin atanacağına, hangi suçluların affedileceğine, hangi kişilerin mahkum olacağına veya tutukluluk hallerinin devam edip etmeyeceğine; heykellerin nasıl olması gerektiğine, üniversite kampüslerinde nelerin satılacağına; nerelere cami yapılacağına, kadınların nasıl doğum yapacağına, ailelerin kaç çocuk sahibi olacağına karar veren bir Başkanımız var.
İstanbul'da Kabataş'tan Burgaz Ada'ya gitmek üzere deniz otobüsüne giden bir yolcunun çantası İDO görevlileri tarafından aranmış ve marketten aldığı bir kaç şişe şarap nedeniyle bu yolcu azarlanmış ve deniz otobüsüne bindirilmemiştir. İDO özelleştirildi ama özel sektör kraldan daha kralcı bir anlayışla yolcuların poşetlerini kontrol etmeye kendini yetkili sayıyor. Alışveriş poşetlerini kontrol eden bir hükümet var Türkiye'de. Bu olayın, sayın Başbakan'ın İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü'nü arayıp 'üniversite bira satmayacaksın' talimatını verdikten sonra meydana geldiğini unutmayalım. Sıra yaşamımızın diğer alanlarına gelmiştir. Yarın, öbür gün, İDO'nun veya üniversite rektörlerinin, yolcuların ve öğrencilerin kıyafetlerine karışmaya başladığını görürsek hiç şaşırmayalım. Burası Türkiye, burası İran, Suudi Arabistan değil. Bir vatandaş marketten aldığı ürünleri evine götürme özgürlüğüne sahip değil midir-''
Dün Zeytinburnu'nda bir kadının ''normal doğum baskısıyla'' hayatını kaybettiğini savunan Hamzaçebi, ''Ailesi 'sezaryen olsaydı bu ölüm meydana gelmeyecekti' diyor. Kadınların nasıl doğum yapacağına karar vermekle uğraşmayın. Sezaryeni bırakın, performans sistemini gözden geçirin. Performans sistemi sezaryeni patlatmıştır. Asıl sorunu görün'' diye konuştu.
-Kişisel servetinden yaptırsın-
Başbakan'ın ''Selatin camiler yapılması gerektiğini'' söylediğini belirten Hamzaçebi, bu camilerin, sultanların kişisel servetlerinden yaptırdıkları camiler olduğunu kaydetti.
Hamzaçebi, şöyle konuştu:
''Çamlıca'ya inşa edilecek bu camiyi yapacak hayırsever iş adamları, yaptıkları harcamaları gelir ve kurumlar matrahlarından indirim konusu yapacaklar. Sayın Başbakan kamuoyuyla doğruları paylaşın. Osmanlı sultanları kişisel servetlerinden yaptırırdı ama siz devletin hazinesinden finanse ediyorsunuz. Çağrıda bulunuyorum; Başbakan'a düşen bu camiyi kişisel servetinden yaptırmasıdır. Dinimiz, kültürümüz, hukukumuz da bunu emreder.
Türkiye'nin 2012 hedefi, Medine-i Münevvere'deki camiyi geçmektir. Sayın Başbakan cami yapmıyor, gösteri yapıyor. Okyanus kıyısına cami inşa ederek geleceğe kalmak isteyen bazı Afrika ülkelerinin krallarına benziyor, onlara özeniyor. Gelin 2012 Türkiye'sinde, demokrasi ve özgürlükler konusunda batı medeniyetine ulaşmaya çalışın. Bilim ve teknolojide Türkiye'yi yarıştığı ülkelerin üzerine çıkarın.''
-İflas etti-
CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın tutuklu bulunmalarını hukukla açıklamanın mümkün olmadığını öne süren Hamzaçebi, ''Hukukun dışındaki başka nedenlerle bu kişilerin tutukluluğu devam etmektedir. Bunlar; kin, neftet, öfke, intikamdır'' dedi.
Hükümetin Suriye politikasının ''iflas ettiğini'' öne süren Hamzaçebi, ''Ortada politika yoktur, politikasızlık vardır. Barzani'den medet uman bir dış politika anlayışı vardır. Başbakan ve hükümeti, dış politikada Barzani'nin çırağı olmuştur'' diye konuştu.
Hamzaçebi, ''AKP ile birlikte Türkiye bölünmeye doğru gitmektedir'' ifadesini kullandı.
-Sorular-
Bir gazetecinin, ''ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Erdoğan'ın telefon görüşmesi sırasında Obama'nın elinde beyzbol sopasıyla çekilmiş bir fotoğraf servis edildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz-'' sorusu üzerine Hamzaçebi, ''Bu tip fotoğraflar birer mesaj verir. Türkiye'nin bağımsız dış politikası yoktur. Türkiye, ABD'nin taşeronluğuna soyunmuştur. Taşeron olursanız, elbette bir sopa tehdidini de her zaman size yöneltirler'' dedi.
''Suriye konusunda Meclis'ten bir tezkere gündeme gelip gelmeyeceği'' ile ilgili soru üzerine Hamzaçebi, ''Parlamento böyle bir olay karşısında tavrını ortaya koyabilir, koymalıdır ama bunu başlangıcı sayın Başbakan'ın siyasi partiler bilgilendirmesinden geçmektedir'' diye konuştu.
Hamzaçebi, Şemdinli'de meydana gelen olaylarla ilgili olarak da ''Şemdinli'de olan olaylar, Türkiye'de devamlı oluyor ama acı olan durum giderek kanıksanmaya başlandı. Olayın önemini şehit sayısıyla ölçmeye çalışan bir anlayış var artık Türkiye'de. Şehit sayısı 1 ya da 11 olabilir. İkisi arasında fark yok. Sayın Başbakan, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar olayı böyle idare etme düşüncesindedir. Bir çözüm çıkmayacaktır sayın Başbakan'dan'' dedi.
Yerel seçimleri öne alma ihtiyacı olmadığını belirten Hamzaçebi, bununla ilgili bir anayasa değişikliğine destek vermeyeceklerini ancak 2019'daki yerel seçimlerin Ekim ayına alınması için gerekli anayasa değişikliğinin yapılabileceğini söyledi.
Hamzaçebi, 3. yargı paketiyle ilgili Anayasa Mahkemesi'nde dava açma hazırlığının devam ettiğini bildirdi.
Muhabir: Alp Özden
Yayıncı: Sefa Salantur