Bülent Arınç: Hatay Dörtyol'da Polislerin Teşhisi Emniyet Müdürü'nün İşgüzarlığı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Hatay Dörtyol’da AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’nun oğlunun polis memurlarını teşhis ettiği görüntülere ilişkin Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklama yaptı.

Olayın "Emniyet Müdürü'nün işgüzarlığı" olduğunu ve "yakışıksız" olduğunu söyleyen Arınç, müdürün terfi olduğunun hatırlatılması üzerine ise terfilerin iki ay önce gerçekleştiğini söyledi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında basın toplantısı düzenleyen Bülent Arınç, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Rusya ve İngiltere seyahatleri hakkında bilgi verdiğini aktardı. Toplantıda Suriye konusunun bütün detaylarıyla görüşüldüğünü belirten Arınç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yarından sonra Kuzey Irak’a gideceğini hatırlattı. Arınç, Davutoğlu’nun ziyaretinde sadece Suriye’nin konuşulmayacağını, Kürt Dönetimi ile bütün ilişkilerin de gözden geçirileceğini söyledi.

DÜŞEN JETİN 9 KRİTİK PARÇASI BULUNDU

Bakanlar Kurulu’nda Suriye tarafından düşürüldüğü açıklanan Türk jetinin enkazının çıkartılmasına ilişkin çalışmalarla ilgili Milli Savunma Bakanı’ndan bilgi alındığını belirten Arınç, “Bugün itibariyle gemiye ait malzemeler büyük ölçüde çıkartılmış durumdadır. 9 kritik parça çıkartılmıştır. 1. Enkaz çıkartma etabı 31 Temmuz’da sona erecek.” dedi.

Arınç, çıkarılan malzemeler arasında “radar ikaz alıcısı” ve “RWR süperhedron” gibi cihazların da bulunduğunu belirterek, çıkartılan diğer malzemeleri saydı. Bu parçaların da ilgili birimlerce inceleneceğini, özellikle 1 ve iki numaralı parçaların önemli olduğunu belirtti.

Arınç toplantıda ayrıca Davutoğlu’nun Myanmar konusunda gelinen son noktayı bilgi olarak sunduğunu aktardı.Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Arınç’a ilk olarak düşen Türk jetine ait parçalardan uçağın nasıl düştüğüne dair bir bilgi edinip edinilemediği soruldu. Bu soruya “Hayır.” Cevabını veren Arınç, incelemeler devam ettiği için de bilgi veremeyeceğini kaydetti.

Arınç’dan ardından Güneydoğu’da devam etmekte olan operasyonlarla ilgili bilgi kirliliği olduğu aktarılarak bu konuda bilgi vermesi istendi. Arınç, devam eden operasyonların zorunlu operasyonlar olduğunu aktardı. Arınç’a ardından Davutoğlu’nun Kuzey Irak ziyaretinde Mesud Barzani ‘ye ne mesaj götüreceği soruldu. Arınç ise Halep’teki bombardımanlar başlayınca Suriye’nin kuzeyinde bir takım örgütlerin bayrak açması hadisesi yaşanınca görüşmenin daha da önem kazandığını belirterek, “Kuzey bir devlet kuruluyor, PYD’nin gücü bu kadardır gibi bilgilere itibar etmemek lazımdır. Biz güvenliğimizle ilgili konuları sadece Irak’ta değil Suriye’de de takip etmek zorundayız.” dedi.

Arınç, Davutoğlu’nun toplantıda “Suriye’nin kuzeyinde Arapların ve Kürtlerin dağınık olarak yaşadıklarını, olayların münferit olduğunu ve güçlü bir irade taşımadığını.” söylediğini aktardı.

İSTANBUL TERÖRLE MÜCADELE MÜDÜRLÜĞÜ'NE ATANAN EMNİYET MÜDÜRÜ HAKKINDA MAHKUMİYET YOK

Arınç’a İstanbul Terörle Mücadele Müdürlüğü'ne atanan emniyet müdürü ile ilgili hükümetin etik açıdan onayı olup olmadığı yönünde bir soru da yöneltildi. Arınç söz konusu şahıs hakkında gazetelerde yer alan bilgilerin yarısının doğru olmadığını belirterek, “Mahkumiyet söz konusu değil yoksa yükselemezdi. İşkence faili olduğu konusunda yargı kararı yok. Her haliyle terfi de edebilir ama kamuya hizmet veren unsurlar olarak bir insanı belli bir noktaya getiriyorsak bu hassasiyetleri dikkate almamız gerek.” dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’a ayrıca Hatay Dörtyol’da AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’nun oğlunun polis memurlarını teşhis ettiği görüntülerle ilgili soru soruldu. Arınç, konunun Bakanlar Kurulu gündeminde olmadığını ama Adalet ve İçişleri Bakanı’ndan bilgi aldıklarını belirtti.

Olayla ilgili görüntü ve fotoğrafların “üzüntü verdiğini ve şık bir davranış olmadığını” ifade eden Bülent Arınç, ancak olayın başı ve sonuyla değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Birbiriyle bağlantısız konuları ayıklamak gerektiğini belirten Arınç, basının bir kısmının sadece olayı olduğu kadar ele almadığını başka illiyet bağı kurarak başka kurumları ve kişileri zayıflatmaya çalıştığını savundu.Kendisinin de Hatay kongresine katıldığında, milletvekilinin oğlu İstemi Kağan Türkolu’nun nikah şahidi olduğunu belirten Arınç, “İstemi Kağan Türkoğlu’nun nikahında nikah şahitliği yapmak bir siyasetçi açısından ne kadar kötü bir olaydır; bunu takdirlerinize sunuyorum. Biz arkadaşlarımızın, tanıdıklarımızın, yol arkadaşlarımızın, akrabalarımızın düğünlerine gittiğimizde bize ikramda buluyorlar ve nikah şahitliğini teklif ediyorlar. Eğer Sadullah Ergin arkadaşımız da Şanlıurfa cezaevindeki olaylar çıkmasaydı ve o gün oraya gitmeseydi şüphesiz o da benim yanımda şahitlik yapacaktı. Yani bir insanın sonra vuku bulan bir olayla ilgili olarak, ‘işte onun nikah ahitliğini de zaten bu adam yapmıştı’ şeklinde takdim edilmiş olmasını büyük vicdansızlık olarak görüyorum” dedi.

EMNİYET MÜDÜRÜNÜN YAPTIĞI İŞGÜZARLIK, BECERİKSİZLİK

Adli olaylarda meselenin birçok yönü olduğunu, bir savcının arp olayı üzerine suçluların teşhisini isteyebileceğini dile getiren Arınç, ancak bu teşhisin usulüne göre yapılması gerektiğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim gördüğümüz zaman nefret ettiğimiz fotoğraf nedir? Emniyet mensupları sıra sıra dizilmişler, ellerinde numara var. Bir tanesi rütbeli ve emniyet müdürü ona ‘sen rütbeni çıkar’ diyor. Şimdi bir milletvekili oğlu, yanında danışmanı ve karşısında sıra sıra dizilmiş polisler. Bu çok küçültücü, aşağılayıcı bir davranış; bunu kabul etmek mümkün değil. Milletvekilimizin bu olayda ne kadar dahli var bilmiyoruz. Yani ‘git oğlum onlara bu işin hesabını sor’ demiş olabilir mi, Emniyet’e telefon ederek ‘gerekeni yapın’ demiş olabilir mi? Bugüne kadar böyle bir Kanıt olmadı. Emniyet Müdürü işgüzarlık yapmış olabilir mi? Evet olabilir. Çünkü bir teşhis, bir yüzleşme yapılacaksa bunu şartları bellidir. Evet, gerçekten rütbe farkı olmadan, arada bariz farkları ortadan kaldıracak bir düzenlemeyle insanlar karşıya gelir, ama siz o an orada olmazsınız. Yani bir cam arkasından yüz üze gelmeyecek şekilde bir yüzleşme yapılabilir. Burada polis memurlarına karşı, onları bir suçlu gibi dizerek, karşılarına da birini çıkarıp ‘hadi bakalım bunlardan hangisi’ demek doğru değil, yanlıştır, aşağılayıcı bir davranıştır.”Emniyet müdürünün davranışını “işgüzarlık, beceriksizlik” olarak niteleyen Arınç, “Bence yakışıksız bir davranıştır. Milletvekili çocuğunun oraya gitmesi, yanına danışmanını alması da doğru değildir. Kaldı ki kendisine vuran kişiyi tanıdığına göre yüzleşmeye de gerek kalmamıştır.” ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı Arınç, emniyet müdürünün milletvekili oğlunu kollayacak bir tarzda, adeta onun talimatıyla hareket eder hale gelmenin doğru olmadığını belirterek, “Yarın Merkez Karar Yürütme Kurulu toplantımız var. Sayın Başbakanımız bu konunun incelenmesi ile ilgili talimat vereceğini ifade etmiştir.” dedi.

Geçen dönem AK Parti milletvekili olan Fevzi İşbaşaran’ın alkollü şekilde polislere hakaret ettiğini belirten Arınç, İşbaşaran’ın ihraç talebiyle Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini ve ihraç edileceği gün kendisinin istifa ettiğini hatırlattı. Arınç, “Bu olayı da affetmemiz mümkün değildir. Olay araştırılacaktır ve sonuçları size bildirilecektir.
Arınç, söz konusu Emniyet Müdürü’nün terfi ettiğinin hatırlatılması üzerine ise terfilerin 2 ay önce gerçekleşmiş olduğunu hatırlattı.

MALATYA'DAKİ OLAY BÜYÜTÜLDÜĞÜ KADAR VAHİM DEĞİL

Arınç’a son olarak Malatya'da Alevi kökenli bir vatandaşın evinin önünde Ramazan davulcusu ile yaşanan tartışma ve sonrasında yaşananlar soruldu. Bunun üzerine Arınç, konuyu görüştüklerini belirterek “Olay büyütüldüğü kadar vahim bir olay değil. Gazeteler öyle başlıklar attı ki olay adeta Alevi kardeşlerimize linç girişimi varmış gibi gösterildi.” dedi.

Arınç, olayla ilgili şu detayları aktardı: “Davulcu davulunu çalarak sahura kaldırmak ister ve bir evden itiraz olur, 'çalma' demişler ve diyebilirler, bunun hiç bir gayri tabi bir hali yok. Aralarında tartışma olur ve davulcu çalmaya devam eder, davulcuyu darp ederler bu darp üzerine davulcu arkadaşlarını toplar ve bakın bir davul yüzünden neler oluyor. 150 kişi ile gelir, kavga büyür ve o arada birilerinin bir şey söylediği ifade edilir, o söylenen doğruysa yakışıksız tabii ki. Emniyet, vekiller, koşarlar, hatırlarsanız bundan bir kaç ay önce de Alevi vatandaşlarımızın evlerine işaretler konduğu söylenmişti. Bu ara yine Alevilik tartışmaları olduğu için ortalığı yine karıştırmak isteyenler burada da devreye girmek istiyorlar. Güvenlik güçlerimiz hem Doğanşehir'de hem Malatya'da buna benzer olayların yaşanmaması için gereken her tedbiri alıyor, alacaklar ve medyamızın da bu konuda hassasiyet göstereceğine inanıyorum' diyerek sözlerini sonlandırdı.”