Cumhurbaşkanı Eroğlu, Yabancı Gazetecileri Kabul Etti

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yabancı gazetecileri kabulünde yaptığı konuşmada, Kıbrıs konusunda Rumlara destek çıkan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi Rusya'ya adil olması çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 20 Temmuz kutlamaları için yaklaşık 20 ülkeden KKTC’ye gelen gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kosova ile KKTC arasında bir benzerlik görülüp görülmediği sorusuna karşılık, Kosova konusunu yakından takip ettiklerini, dün bir Alman Parlamenterin kendisine Kosova’nın Kıbrıslı Türkler için örnek olarak kullanılabileceğini söylediğini belirtti.

"TÜRKİYE’NİN DURUŞUNDA DEĞİŞİKLİK OLDU MU?"

Türkiye’nin Kıbrıs politikasında herhangi bir değişiklik meydana gelip gelmediği ile ilgili bir soruya karşılık Eroğlu, 1986’da Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar ve 2004’te Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan döneminde hazırlanan çözüm planlarına Rum tarafından ret cevabı geldiğini, ancak her iki plana Türkiye’nin destek verdiğini belirtti.

Eroğlu, "Müzakere masasında yer alan bir kişi olarak, Rum tarafının bir niyeti içerisinde olmadığını söyleyebilirim" dedi.

Kıbrıs Rum tarafının çözümü isteyecek nedeni bulunmadığını belirten Eroğlu, 1963’de Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlayarak cumhuriyeti işgal ettiğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde üye olup kendi aleyhlerinde bir kararı veto etme hakkına sahip olduklarını, ayrıca Avrupa Birliği’ne de tek taraflı kabul edildiğini anlattı. Eroğlu, dünyanın barış isteyen taraf olarak gördüğü Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ve o dönem parti başkanlığını yaptığı AKEL’in de 2004’te referanduma sunulan Annan Planı'na hayır dediğine dikkat çekti.

Türkiye’nin Kıbrıs davasına milli bir dava olarak baktığına, Türkiye’nin 1986’da da Kofi Annan döneminde sunulan planlara da evet dediğine işaret eden Eroğlu, "Türkiye’de hep anlaşma isteyen hükümetler olmuştur" diye konuştu.

HRİSTOFYAS İLE İLİŞKİLER

Hristofyas ile kişisel ilişkilerinin sorulması üzerine Eroğlu, Hristofyas ile Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra tanışma fırsatı olduğunu, karşılıklı ev ziyaretleri yaptıklarını anlattı. Eroğlu, eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın sol bir politikacı olmasına rağmen Hristofyas ile iki yıl boyunca gerçekleştirdiği görüşmelerde hiçbir yere varamadığını iddia etti. Eroğlu, "Kıbrıs sorununa çözüm bulmaya çalışan siyasilerdi, fakat ikisi de cumhurbaşkanı olunca iki senede hiçbir yere varamadılar" dedi.

DOĞALGAZ ARAMALARI

Doğalgaz ve petrol arama çalışmalarının müzakere sürecine etkisinin sorulması üzerine Eroğlu, müzakerelerin sürdüğü bir dönemde doğalgaz ve petrol arama çalışmalarının başlatılmaması yönündeki talebin Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas tarafından reddedildiğini belirtti ve Hristofyas’ın elektrik santralinde yaşanan patlamadan dolayı sarsılan prestijini yeniden güçlendirmek amacıyla arama çalışmalarını başlattığını, bu arada Türkiye’ye karşı sert bir tavır koyarak sağ kesimin desteğini almaya çalıştığını ancak başarılı olamadığını söyledi.

Tanınma konusundaki bir soruyu yanıtlarken ise Eroğlu, “Müzakereler devam ederken tanınmayı gündeme getirmeyi düşünmedik. Müzakereler olumsuzlukla sonuçlanıp Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin misyonu ile bir yere varılamayacağını ortaya koyarsa tabii ki atılacak adımlarımız vardır” dedi.

"BAŞKANLIK SEÇİMİNDEN SONRA YOĞUN BİR ŞEKİLDE TARTIŞILACAK"

Müzakerelerin ne kadar süreceği konusunda ise Eroğlu, "Rum tarafı müzakerelerin ucu açık bir şekilde devam etmesini istiyor. Biz ise bir zaman limiti konması gerektiğini söylüyoruz. Güneydeki başkanlık seçiminden sonra yeniden müzakerelere başlayacağımızda bu çok tartışılan bir konu olacaktır" ifadelerini kullandı. Eroğlu, 44 yıldır devam eden müzakerelerde Rum tarafında 6 Başkan, Kıbrıs Türk tarafında ise 3 Cumhurbaşkanı görev yapmasına rağmen bir sonuca varılamadığına işaret etti.

Kıbrıs sorununun çözümündeki esas engellerin sorulması üzerine Eroğlu, sorununun çözümlenememesinin sorumlularından birinin 1964’te Kıbrıs’a Barış Gücü kuvvetleri gönderme kararı alan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi; diğerinin ise Kıbrıs sorunu devam ederken Rum Yönetimini tüm Kıbrıs’ın temsilcisi olarak Avrupa Birliği'ne alınması olduğunu söyledi.

"ANLAŞMAYA İKNA İÇİN AŞIRI TAVİZLER VERMEK LAZIM"

Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Rum tarafının bu şartlarda bizimle antlaşmaya varması için, çok aşırı tavizler vermek gerekir; yani Rumların reddedemeyeceği kadar taviz vermemiz gerekir. O zamanda da bu topraklarda yaşama şansımız kalmaz" dedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Kıbrıs Rumlarının aleyhinde bir kararı reddedebilecek üç üye bulunduğunu belirten Eroğlu, eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın raporunda Kıbrıslı Türkler üzerindeki ambargoların hafifletilmesi çağrısının Rusya tarafından veto edildiğini hatırlattı.

"KKTC’NİN GELECEĞİNİ NASIL GÖRÜYORSUNUZ?"

KKTC’nin geleceğinin nasıl görüldüğünün sorulması üzerine de Eroğlu, KKTC’nin geleceğini bugünden daha iyi gördüğünü, henüz barış yönündeki umutlarını kaybetmediklerini, Kıbrıs Türkünün barış olsa da olmasa da açıkta olmadığını söyledi.

Müzakerelerden 1 Temmuz’da başlayan Kıbrıs Rum Yönetiminin Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı döneminde bir sonuç beklemenin hayal olduğunu belirten Eroğlu, adadaki asker durumu ile ilgili bir soru üzerine de, kuzeydeki Barış Kuvvetlerinin yanında Güney Kıbrıs’ta aralarında milislerin de bulunduğu 80 bin kişilik bir ordu olduğunu anlattı. Eroğlu, "Anlaşma olsa dahi garantör sisteminin devamından yanayız" dedi.

RUSYA’DAN BEKLENTİ

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyelerinden Rusya’dan beklentilerinin ne dolduğunun sorulması üzerine Eroğlu, "Rusya’dan beklentimiz tarafsızlığını koruması. Özellikle Güvenlik Konseyine, Genel Sekreterin sunması muhtemel hususlar vardır. Mesela müzakerelerin ucu açık olmaması. Rusya’nın Güney Kıbrıs Büyükelçisi, Rum Yönetimine böyle bir önerinin Güvenlik Konseyine gelmesi durumunda reddedeceği garantisi vermiştir. Bana kalırsa bu yaklaşımdan vazgeçilmesi gerekir" dedi.

Bir gazetecinin, "Kıbrıs’ın tümünün AB’ye girdiği" yönündeki yorumu üzerine Eroğlu, Avrupa Birliği'nin adanın tümünü AB’ye alırken Avrupa Birliği müktesebatının Kuzey Kıbrıs’ta uygulanmayacağını açıkladığını hatırlattı ve "Eğer adanın tümünü AB’ye almışsa o zaman niye Kıbrıs Türküne ambargo uyguluyor" sorusunu sordu.

Eroğlu, Kıbrıslı Rum Lider Dimitris Hristofyas’ın çözüm olasılığı görmediğinden 2013’te yer alacak seçimlerde aday olmayacağını açıklamasının da düşündürücü olduğunu söyledi.

Adanın kuzeyi ile güneyi arasında kaçakçılık yapılıp yapılmadığı konusundaki bir soru üzerine ise Eroğlu, "Şu anda pek kaçakçılık yok. Çünkü kaçakçılık olabilmesi için güneydeki fiyatlarla kuzeydeki fiyatlar arasında fark olması gerekir" dedi.

Kaynak: İHA