Yüzlerce Yıldır Yaşadıkları Toprakları Hazine'ye Geçiyor
Kandıra ilçesine bağlı bir köyün sakinleri, 600 yıllık baba toprağı için hazine ile davalık oldu.
Kandıra ilçesine bağlı 70 haneli Babaköy sınırları içerisinde kalan bin 40 dönüm arazi için köylüler hazine ile davalık oldu. Yüzlerce yıllık geçmişi olan köyde oturan vatandaşlar, evlerini ve arazilerini kaybetme korkusuyla yaşıyor.
Babaköy Muhtarı Mustafa Çevik, köyün tarihinin yüzlerce yıl öncesine dayandığını belirterek, "1957 yılında bir başka köyün mahallesi iken köy olarak ayrıldığında köyümüzün arazilerinde tapulama kadastrosu geçti. Vatandaşlarımız o zaman çeşitli nedenlerle müracaat etmeyince arazilerimiz tescil dışı dışı kaldı. 1991 yılında geçen orman kadastrosunda arazilerimizin orman dışında kalan tarım arazileri kapsamında gösterildi" dedi.
2005 yılında 2 B tespiti için gelen kadastro ekiplerinin burayı tarım arazisi olarak tescillediğini anlatan Çevik, şöyle konuştu:
"Ben de köy muhtarı olarak 2011 yılında tapularımızı almak için kadastro getirdim. Yapılan kadastro askıya çıktığında Hazine arazilerimiz için dava açtı. Biz 20 yıl olan zilliyet süresine 2 ay 15 gün kala müracaat ettiğimiz için hazine ile davalık olduk. Hazine daha sonra 'burası orman arazisidir' diye tekrar dava açtı. Oysa 2005 yılında tapu için müracat eden bazı köylümüz tapu aldı. Aynı arazinin yanındaki arazi için bazı köylülerimiz davalık. Köyümüzde 301 parsel var. Her parsel için bin 500 TL dava masrafı veriyoruz. Bir de her duruşma için köyden Kandıra'ya gidiyoruz. Sadece bu davalar için şu ana kadar dosya masrafı için ödediğimiz para 500 bin TL. Yol masrafını koyduğunuzda altından kalkılmayacak bir masraf çıkıyor. Biz köylüyüz. Tarlamızı ekeceğiz ki para kazanalım. Bu güne kadar kazandığımız paraları bizim olan arazilerimizin tapusunu almak için harcıyoruz." Çevik, arazilerin 2 B kapsamına girmediğini, Hazine'nin zilliyet süresinin bitmesine 2 ay 15 gün kaldığı için dava açtığını ve sonra buraların orman arazisi olduğunu iddia ederek arazilerini ellerinden almak istediğini söyledi.
Köylü tapusunu alsın rahat etsin diye kadastro getirdiğini anlatan Çevik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oysa kadastroyu getirmesem zaten 20 yıl olan zilliyet süresi dolacağı için arazilere tapu hakkımız olacaktı. Şimdi hazine yıllardır ekip biçtiğimiz arazilerimizi elimizden almak için uğraşıyor." Yıllarca ekip biçtikleri arazilerinin ellerinden alınmasına isyan eden köylüler haklarını mahkeme salonlarında ararken paralarını bu uğurda harcıyor. Bazı köylüler arazilerini dönemin Başbakanı Nihat Erim'den aldıklarını belirterek, "Bize tarlalarımızı başbakan sattı" dediler .
Kaynak: İHA
Babaköy Muhtarı Mustafa Çevik, köyün tarihinin yüzlerce yıl öncesine dayandığını belirterek, "1957 yılında bir başka köyün mahallesi iken köy olarak ayrıldığında köyümüzün arazilerinde tapulama kadastrosu geçti. Vatandaşlarımız o zaman çeşitli nedenlerle müracaat etmeyince arazilerimiz tescil dışı dışı kaldı. 1991 yılında geçen orman kadastrosunda arazilerimizin orman dışında kalan tarım arazileri kapsamında gösterildi" dedi.
2005 yılında 2 B tespiti için gelen kadastro ekiplerinin burayı tarım arazisi olarak tescillediğini anlatan Çevik, şöyle konuştu:
"Ben de köy muhtarı olarak 2011 yılında tapularımızı almak için kadastro getirdim. Yapılan kadastro askıya çıktığında Hazine arazilerimiz için dava açtı. Biz 20 yıl olan zilliyet süresine 2 ay 15 gün kala müracaat ettiğimiz için hazine ile davalık olduk. Hazine daha sonra 'burası orman arazisidir' diye tekrar dava açtı. Oysa 2005 yılında tapu için müracat eden bazı köylümüz tapu aldı. Aynı arazinin yanındaki arazi için bazı köylülerimiz davalık. Köyümüzde 301 parsel var. Her parsel için bin 500 TL dava masrafı veriyoruz. Bir de her duruşma için köyden Kandıra'ya gidiyoruz. Sadece bu davalar için şu ana kadar dosya masrafı için ödediğimiz para 500 bin TL. Yol masrafını koyduğunuzda altından kalkılmayacak bir masraf çıkıyor. Biz köylüyüz. Tarlamızı ekeceğiz ki para kazanalım. Bu güne kadar kazandığımız paraları bizim olan arazilerimizin tapusunu almak için harcıyoruz." Çevik, arazilerin 2 B kapsamına girmediğini, Hazine'nin zilliyet süresinin bitmesine 2 ay 15 gün kaldığı için dava açtığını ve sonra buraların orman arazisi olduğunu iddia ederek arazilerini ellerinden almak istediğini söyledi.
Köylü tapusunu alsın rahat etsin diye kadastro getirdiğini anlatan Çevik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oysa kadastroyu getirmesem zaten 20 yıl olan zilliyet süresi dolacağı için arazilere tapu hakkımız olacaktı. Şimdi hazine yıllardır ekip biçtiğimiz arazilerimizi elimizden almak için uğraşıyor." Yıllarca ekip biçtikleri arazilerinin ellerinden alınmasına isyan eden köylüler haklarını mahkeme salonlarında ararken paralarını bu uğurda harcıyor. Bazı köylüler arazilerini dönemin Başbakanı Nihat Erim'den aldıklarını belirterek, "Bize tarlalarımızı başbakan sattı" dediler .