Başbakan Erdoğan Yurda Döndü
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ben Milli İstihbarat Teşkilatımın mensuplarını başbakanlığım dönemimde İmralı'ya gönderdim.

Başbakan Erdoğan, ziyaretin ardından Atatürk Havalimanı’nda bir basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, burada ziyarete ilişkin bilgiler verirken gazetecilerin de gündeme ilişkin sorularını değerlendirdi. Erdoğan, burada bir basın mensubunun, ''Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ne durumda? Oslo benzeri görüşmeler devam edecek mi? Yeni yol haritası nedir" sorusu üzerine, Oslo'nun Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile bir ilgisinin bulunmadığını, orada özellikle Kürt meselesiyle ilgili süreci ne zaman başlattıklarının belli olduğunu, partiyi kurduklarında başlattıklarını söyledi.
Erdoğan, "Ben Milli İstihbarat Teşkilatımın mensuplarını başbakanlığım dönemimde İmralı'ya gönderdim. Açıkça söylüyorum; yarın da gönderirim, öbür gün de gönderirim. Niye; istihbarat teşkilatının görevi budur, dünyanın neresine giderseniz gidin budur" diye konuştu.
İnkar politikalarını ortadan kaldırdıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bugüne kadar bizden önce hiçbir iktidarın cesaret edemediği konulara cesaret ettik. Bakın inkar politikalarını ortadan kaldıran tek iktidar bizim iktidarımızdır. Dil konusunda, kültür konusunda, her konuda bunları ortadan kaldıran biziz. Neden bizden öncekilerin hiç birisi buna cesaret edemedi" dedi.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Her şeylerini yapıyorlar ama sen resmi dil noktasında kalkıp da Kürtçe'yi dayatmaya yönelirsen kusura bakma bizim şu anda resmi dil olarak tek dilimiz vardır, o da Türkçe'dir. Ama ana dilini konuşma noktasına gelince her anadil sahibi dili rahatlıkla bu ülkede konuşuyor ve konuşmalıdır. Burada da hiçbir mani yoktur. Cezaevlerinde böyle bir mani vardı, yayımladığım bir genelge ile onu da kaldırdık. Artık anneler çocuklarıyla, kardeşler birbirleriyle kendi anadillerinde konuşma hakkına sahip oldular. Özellikle bu bölge, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi, Cumhuriyet tarihinde hiçbir dönemde almadığı yatırımların onlarca katını bizim dönemimizde almıştır. Şu anda vereceğim rakam, son rakamları almadığım için afaki olabilir ama 25 katrilyon civarında yatırım yaptık. Alt yapısı üst yapısıyla, okul ve hastaneleriyle, tüm ulaşım imkanlarıyla, havaalanlarıyla. Yeni yapmakta olduğumuz havaalanlarını yaptırmamak isteyenler bunlar. Hakkari Yüksekova'da, Iğdır'da, Şırnak'ta öyle. Ama biz çalışıyoruz. Bütün müteahhitlerimizin iş makineleri yakıldığı halde biz çalışıyoruz. Yakanlar belli, seyredenler yine tribünde belli. Onun için Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizde en ufak bir sapma yoktur, yerindedir. Aynı kararlılıkla o süreç de devam ediyor. 'Kesintiye uğradı, şu bu filan' böyle bir şey söz konusu değildir. Oslo olayı, bunların hepsi, Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin dışında hükümetimizin görevi devraldığı andan itibaren planlaması, yol haritası içinde olan düşünceleriydi. Bunların adımını attı ve buralardan ne derece netice aldı almadı, bunların hepsi ayrı bir konu. Bunun dışında da İmralı ile ilgili olan adımlarda da her zaman söyledim. Ben Milli İstihbarat Teşkilatımın mensuplarını başbakanlığım dönemimde İmralı'ya gönderdim. Açıkça söylüyorum; yarın da gönderirim, öbür gün de gönderirim. Niye? İstihbarat teşkilatının görevi budur, dünyanın neresine giderseniz gidin budur. İstihbarat teşkilatının mensupları, bağlı bulunduğu merciiden izin alarak gider, bunun dışında başka merciilerden izin almak suretiyle buraya gidilmez. Kimse de onlara bu attıkları adımlar sebebiyle hesap soramaz, çünkü görevlerinin özelliği budur, niteliği budur. Onlar da bu görevlerini cansiperane yapmaktadırlar. Medya da burada lojistik desteğini, terörle mücadelede her zaman hükümetinin yanında hissettirmelidir. Hissettirmiyorsa bilesiniz ki, yazılı ve görsel medya da bu işte vebaldedir.''
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN "4+4+4" KARARI
Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin ''4+4+4'' olarak bilinen yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini reddetmesiyle ilgili olarak, ''CHP'nin şekil açısından, usul açısından yapmış olduğu müracaatı, Anayasa Mahkemesi değerlendirdi ve malum reddetti. Şimdi ise esasla ilgili olarak böyle bir müracaatı yapacaklarından bahsediyorlar. Tabii ben olayın detaylarına girmeyi lüzumsuz addediyorum ama bu bir şeyi tabii ortaya koyuyor. CHP'nin, özellikle Genel Başkanı'nın ne kadar samimiyetten uzak olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuyla ilgili meydanlarda, televizyonlarda farklı farklı açıklamalar yaptılar. İşte buyurun; şimdi, şekille tatmin olmadıkları gibi esasla ilgili olarak müracaat ediyorlar. Demek ki, bunların derdi başka. Açıklama yapan hanımefendi farklı farklı şeyler söylüyor. 'Başka bir şey zaten beklemezdik' gibi bazı yaklaşım türleri ki, bunlar çok daha çirkin. Bunun aksini bizim de söylememiz geçmişe yönelik herhalde mümkündür. Çünkü bu ülkede milletinin yarısının oyunu alan bir siyasi parti hakkında nelerin yapıldığı ortadadır. Bu, çok çirkin bir yaklaşmadır. Anayasa Mahkemesi'nin yapısına yönelik böyle bir yaklaşım tarzını da bir hukuk devletinde hoş görmek doğru değildir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, diğer bir gazetecinin, ''Pakistan'da bir açıklama yapmıştınız ve 'Kürt sorununda siyasi muhatabımız BDP'dir' demiştiniz. Bunun üzerine BDP, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile bir görüşme talebinde bulunmuştu. Görüşmenin içeriğinde ise İmralı'ya ziyaret talebi olduğu ortaya çıktı. Bu talebi nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine, ''Biz terör örgütü ile mücadele ederiz ancak parlamentodaki uzantısıyla da müzakereye varız. Bunlardan biz uzak değiliz. Fakat karşımızdakiler bir defa siyaseti nasıl yapacaklarını veya bu tür müzakereleri nasıl yapacaklarını, nasıl yaklaşacaklarını, bunu bilmiyorlar. Eğer siz kalkıp bu müzakereleri bile bir hukuk devletinin içerisinde olması gereken çerçevede değil de farklı talepler için yapacaksanız, o zaman bizim bu kadar boş vaktimiz yok. Nitekim şimdi de böyle bir Adalet Bakanı'ndan talebin içeriğinde İmralı konusu olunca, bu konuda zaten tavır bellidir. Bu bir siyasi müzakere değildir, bu çok farklı bir şekilde her şeyi belli olan bir netice için zaman kaybıdır ama çok çok ciddi meselelerle alakalı, gündemi belli olan bazı görüşmeler için her zaman ben de arkadaşlarım da müzakereye açık olduğumuzu söyledik. Herhalde daha farklı bir şeyi bizden kimse beklemez" cevabını verdi .