Bakan Dinçer: “çocuklar Devletin Tek Tip Eğitim Sisteminden Kurtulmalı”

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Eğitim sisteminde ciddi anlamda paradigma düzeyinde bir zihniyet değişmesi gerekiyor.Çocuklarımız küresel düzeyde rekabet edecek bilgiye sahip olmalı. Ulusal düzeyde toplumun farklı kesimlerini mutlu edecek, sosyal sorumluluk ahlak değerleri ve tarihi bilgi alanında çocuklarımız başarıya götürürsek başarılı oluruz” dedi.

Milli Eğim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Sanayi Odası’nın Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısına katıldı.

Toplantıya Bakan Dinçer’in yanı sıra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, ISO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük ile yönetim kurulu üyeleri katıldı.

Bakan Dinçer, toplantıdan önce İSO’nun hazırladığı projelere destek sağlayan işadamlarına teşekkür plaketi sundu.

Ardından söz alan Bakan Dinçer, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eğitim sistemindeki değişikliklere değinerek sözlerine başlayan Bakan Dinçer, “Eğitim sistemi ile alakalı olarak çok fazla değişimin yapıldığı değişim nedeniyle başarısız kaldığımız eleştirileri yapılıyor. Aslında değişimin seviyesi çok önemlidir. Maalesef ülkemizde yapılan herhangi bir çalışma ve program değişikliği sistemin bütünüyle ilgiliymiş gibi düşünülüyor. Son zamanlarda yapılanlar operasyonel ve program üzerinde değişikliktir ve üzerinde çok fazla tartışmaya gerek yoktur” dedi.

‘Eğitim sisteminde köklü değişiklik yapmaya ihtiyacımız var’ diyerek sözlerini sürdüren Dinçer, “Gerçek anlamda değişmeliyiz. Dünyada son on yılda orta gelirli ve az gelirli ülkelerde on dört yaş grubu içerisinde insan sayısı 600 milyon arttı. 2020’ye kadar 400 milyon daha artacak. Son yirmi yılda orta gelirli ve az gelirli ülkelerde bir milyar artacak. Gelişmiş ülkelerde 17 milyon azalacak. Dünyaya bakıldığında son dönemdeki bizdeki gelişmelere yadırgamamak gerek. Dünya farklı yere gidiyor göremezsek geride kalırız” diye konuştu.

LYS sınav sonuçlarındaki başarı oranının düşüklüğünü utanç verici olarak nitelendiren Bakan Dinçer, “Son zamanlarda yapılan LYS sınavlarındaki başarı oranının düşüklüğü ben de inanılmaz utanç oluşturuyor. Çünkü bu işten ben sorumluyum. Bu işin başında ben varım. Başarı sağlayacaksak bizim eğitim sistemine bakışımızı değiştirmeksizin bunu yapmamız mümkün değil. Ciddi anlamda bir paradigma gerek. Herkese aynı tür bir eğitim sistemi uygulayarak uluslar arası alanda rekabet edeceğimiz sanmak hiç de makul değil. Toplumun farklı kesimlerinin beklentilerini karşılayacak eğitim sistemini başarmalıyız” şeklinde konuştu.

‘Devletin öngördüğü tek tip eğitim sisteminden çocuklar kurtulmalı’ diyen Dinçer, “Eğitim sisteminde ciddi anlamda paradigma düzeyinde bir zihniyet değiştirmesi gerekiyor. Çocuklarımız küresel düzeyde rekabet edecek bilgiye sahip olmalı. Ulusal düzeyde toplumun farklı kesimlerini mutlu edecek, sosyal sorumluluk ahlak değerleri ve tarihi bilgi alanında çocuklarımız başarıya götürürsek başarılı oluruz. Biz yılda 180 gün eğitim yapıyoruz, yıllık olarak eğitimi en az olan ülkelerden biriyiz ülkeler arasında. Toplam zorunlu ders saatleri süresinde baktığınızda 8 yıllık süre içinde 5 bin 760 saat eğitim veriyor çocuklarımıza. Ama dünyada 43 ülkenin ortalaması 6 bin 434 saat. Diyoruz ya çocuklarıma çok yükleniyoruz. Gerçekten çok mu az mı yükleniyoruz? Onun kararanını siz verin... Sekiz yılda 674 saatlik eksiklik var. Sekiz yılda yani bir yıl eksik eğitim veriyoruz. Türkiye birinci sınıf acaba beş buçuk yaşında çocuk eğitim alır mı diye tartışıyoruz endişe ediyoruz. Aslında birinci sınıfta çocuğu yedi yaşında bile alsak 720 saat ders veriyoruz. Yani çocuğa burada yükleniyoruz. Oysaki dünyada birinci sınıftaki çocuklara daha az ders saati veriliyor. Çocuk liseye geldiğinde 1014 saat ders görüyor. Düzenli 720 saatin çocuklarını pedagojisine uygun değil” dedi.

Bakan Dinçer, “Üniversiteden mezun edene kadar sürekli Türkçe var. Dünyayla rekabet edecek zamanlarda daha az zaman ayırıyoruz. Milli eğitim sisteminde paradigmayı değiştirmeye buna bağlı olarak diğer alanlar düzenleme gerek. Sadece 4+4+4 sistemi değerlendirilmemeli.. Bu kanun beraberinde neyi getirdi. Bu kanun eğitimi 12 yıla çıkardı zorunlu olarak. Türkiye’nin 12 yıla çıkarması zaruretti ve karşıladık biz bunu. Çoktan geçmeliydi geç kaldık. Dünyayla bizim aramızdaki mesafeyi tam kapatmayacak. Üniversitede zorunlu olmasa da yeni stratejik hedefler belirleyecek. Üniversite mezunlarının büyük kısmı memur olmak istiyor. Düşünce zaafı var. Dünyada üniversite mezunlarının en fazla istihdam sağladığı ülkelerden biri Türkiye’dir. Üniversiteden mezun olup öğretmen olmak için devlet kapısında beklenmesi eğitim sisteminde başka ipuçları veriyor. 12 yıllık 4 artı 4 kademeli bir eğitim sistemi öngördüğüm. İlköğretim orta ve lise dünyanın hiçbir yerinde kesintisiz yapılmıyor” diye konuştu.

Çocuk yaştaki kızların evlilik yapmasıyla ilgili yapılan tartışmalarına da değinen Bakan Dinçer, “Hayretler içerisinde gördüğüm tartışma kademeleşme yaptıktan sonra çocuk yaşta kızların evlilik veya çocuk işçilik artacak tartışması. Normal şartlarda sekiz yıllık kesintisiz eğitimin ardından çocuklar 14 yaşında mezun oluyor ve ondan sonra bir zorunluluk yokken kimse bir şey sormazken, şimdi yaptığımız yeni düzenlemeyle bir çocuğun 18 yaşında mezun olmasıyla ilgili kimse tartışmazken, bu sistemde ‘çocuk erken evlenebilir’ sorusunun ne anlamı olabilir. Bu sistemle yaş grubundaki bütün çocuklar okula kayıt olmalı. Devam etmeyen çocukların ailesine hesap soruyoruz. Muhalefet yapılacaksa rasyonel muhalefet yapılmalı, yoksa yapılan muhalefet hiç makul bir sonuç doğurmuyor ve etki etmiyor. Hiç analiz yapmadan insanların oluşturduğu yargıların bizleri nasıl yanılttığı örnek oldu. Mayıs ayından sonra birinci sınıfların müfredatını daha light hafif bir müfredat olacak. 15 Haziran’dan sonra iki hafta ve okul açılmadan önce ikişer hafta eğitime alacağız öğretmenleri” dedi.

Kaynak: İHA