Sinop Valisi Cengiz’den Van Valisi Ali Paşa’nın Mezarına Anlamlı Ziyaret
Sinop Valisi Dr.Ahmet Cengiz, Ermeni komitacıları tarafından şehit edilen ve mezarı il merkezindeki Seyit Bilal Türbesi'nin bahçesinde bulunan Van Valisi Ali Paşa’nın mezarını ziyaret ederek çiçek bıraktı ve dua okudu.
Vali Dr. Ahmet Cengiz, geçtiğimiz günlerde Fransa’nın Ermeni soykırım iddiasını inkar edenlerin cezalandırılmasını öngören yasanın kabulünün her aklı selim sahibi insan gibi kendisini de üzdüğünü söyledi. Fransız iddialarının aksine, tarih boyunca birçok millet tarafından mağdur edilen Ermenilerin, Türklerin Anadolu’ya gelişlerinden sonra insancıl ve hoşgörülü bir muamele gördüklerine dikkat çeken Vali Cengiz, şunları söyledi:
"Osmanlı Devleti’nin Müslim gayrimüslim her teb'asına sağladığı imkanlardan Ermeniler de faydalanmışlardır. Askerlikten, kısmen de vergiden muaf tutulurken, ticarette, zanaatta, çiftçilikte ve idari işlerde yükselme fırsatını elde etmişler ve devlete bağlılıklarından dolayı 'Millet-i Sadıka' olarak adlandırılmışlardır. Ancak Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya başladığı dönemlerde, bazı devletlerin vaatlerine kanan Ermeniler, on binlerce Türk ve Ermeni’nin ölümüyle sonuçlanan, isyan ve katliamlara başlamışlar, yöneticilerini hedef alan suikastlara yönelmişlerdir. Bunun en canlı örneği, mezarının başında bulunduğumuz Van Valisi Ali Paşa’dır. Van’da 19. yüzyılın sonlarına kadar uzun yıllar Türk, Ermeni ve Yahudiler bir arada ve uyum içerisinde yaşamış, şehrin ticaret ve sanat faaliyetleri, Ermeni ve Yahudiler eliyle yürütülmüştür. Yabancı devletler tarafından kışkırtılan Ermeniler, 2-3 haziran 1896’da geniş çaplı bir isyan hareketi başlatarak, şehri yakıp yıkmışlardır. Bu sırada 18 Mart 1907’de Hakkari mutasarrıfı Ali Paşa, Van’a vali vekili olarak verilmiş, halk arasında çok sevilmesi nedeniyle 20 Eylül 1907’de asaleten atanmıştır. Ali Paşa, Ermenilerle ihtilaf teşkil edebilecek bütün sorunları bir bir gözden geçirdi. Bozulan sosyal barışı düzeltmeye çalıştı. Bu arada Ermenilerin Akdamar Adası'nı üs olarak kullanmalarını engelledi. Ermeniler tarafından silah ve mühimmat deposu olarak kullanıldığı anlaşılan yedi kilise, Dere Mahallesi’ndeki Kevork Hızarcıyan’ın evi ve Kobanis Kilisesi’nde Şubat 1908’de yapılan aramalarda 2 bin silah, 5 bin bomba, 50 bin mermi ve birçok askeri malzeme bulundu. Bu çalışmalar, Ermeni ihtilal çetelerinin hoşuna gitmedi. Teorilerini Ermeni-Türk çatışması üzerine kuran bu çeteler, Ali Paşa’ya karşı büyük bir kin beslemeye başladılar. Ali Paşa'nın bu çalışmaları, Ermenileri destekleyen bazı yabancı devletleri rahatsız etti ve bu devletler, paşanın görevden alınması için İstanbul’a baskı yaptılar. Bu baskılara dayanamayan Babıali, 20 ekim 1908’de Ali Paşa’nın Van valiliği görevine son verdi.”
Vali Cengiz, sözlerine şöyle devam etti: “Van halkı, Ali paşa’nın görevine tekrar iadesi için İstanbul’a telgraflar çektiyse de, Van’a daha iyi bir vali gönderileceği söylenerek halkın galeyanı yatıştırıldı. Görevden alınan Ali Paşa, İstanbul’a dönerken Ermeni komitacılarının saldırısına uğrayacağını tahmin ettiği için, gidiş güzergahını gizli tuttu. Ermeni çetecilerinden kurtulmak için hedef saptırarak önce Erzurum’a oradan da Revan’a geçti. Her gittiği yerde Ermeni nümayişleri ile karşılanan Ali Paşa, Tiflis’e, oradan da vapurla İstanbul’a gitmek için Batum'a geçti. Fakat Ermeni komitacılarından Alev Başyan tarafından, 1908 yılının son günlerinde Batum iskelesinde vapura binerken şehit edildi. Harekete hazır olan gemi, Ali Paşa'nın cenazesini İstanbul’a götürmek için demir aldı. Fakat bazı aksilikler nedeniyle gemi 15 günde ancak Sinop açıklarına gelebildi. Ali Paşa'nın cesedi çürümeye başladığı için kaptan, Sinop Limanı’na yaklaştı ve cenazeyi Sinop’a bıraktı. Ali Paşa’nın cenazesi Seyit Bilal Camii bahçesine defnedildi.”
"Osmanlı Devleti’nin Müslim gayrimüslim her teb'asına sağladığı imkanlardan Ermeniler de faydalanmışlardır. Askerlikten, kısmen de vergiden muaf tutulurken, ticarette, zanaatta, çiftçilikte ve idari işlerde yükselme fırsatını elde etmişler ve devlete bağlılıklarından dolayı 'Millet-i Sadıka' olarak adlandırılmışlardır. Ancak Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya başladığı dönemlerde, bazı devletlerin vaatlerine kanan Ermeniler, on binlerce Türk ve Ermeni’nin ölümüyle sonuçlanan, isyan ve katliamlara başlamışlar, yöneticilerini hedef alan suikastlara yönelmişlerdir. Bunun en canlı örneği, mezarının başında bulunduğumuz Van Valisi Ali Paşa’dır. Van’da 19. yüzyılın sonlarına kadar uzun yıllar Türk, Ermeni ve Yahudiler bir arada ve uyum içerisinde yaşamış, şehrin ticaret ve sanat faaliyetleri, Ermeni ve Yahudiler eliyle yürütülmüştür. Yabancı devletler tarafından kışkırtılan Ermeniler, 2-3 haziran 1896’da geniş çaplı bir isyan hareketi başlatarak, şehri yakıp yıkmışlardır. Bu sırada 18 Mart 1907’de Hakkari mutasarrıfı Ali Paşa, Van’a vali vekili olarak verilmiş, halk arasında çok sevilmesi nedeniyle 20 Eylül 1907’de asaleten atanmıştır. Ali Paşa, Ermenilerle ihtilaf teşkil edebilecek bütün sorunları bir bir gözden geçirdi. Bozulan sosyal barışı düzeltmeye çalıştı. Bu arada Ermenilerin Akdamar Adası'nı üs olarak kullanmalarını engelledi. Ermeniler tarafından silah ve mühimmat deposu olarak kullanıldığı anlaşılan yedi kilise, Dere Mahallesi’ndeki Kevork Hızarcıyan’ın evi ve Kobanis Kilisesi’nde Şubat 1908’de yapılan aramalarda 2 bin silah, 5 bin bomba, 50 bin mermi ve birçok askeri malzeme bulundu. Bu çalışmalar, Ermeni ihtilal çetelerinin hoşuna gitmedi. Teorilerini Ermeni-Türk çatışması üzerine kuran bu çeteler, Ali Paşa’ya karşı büyük bir kin beslemeye başladılar. Ali Paşa'nın bu çalışmaları, Ermenileri destekleyen bazı yabancı devletleri rahatsız etti ve bu devletler, paşanın görevden alınması için İstanbul’a baskı yaptılar. Bu baskılara dayanamayan Babıali, 20 ekim 1908’de Ali Paşa’nın Van valiliği görevine son verdi.”
Vali Cengiz, sözlerine şöyle devam etti: “Van halkı, Ali paşa’nın görevine tekrar iadesi için İstanbul’a telgraflar çektiyse de, Van’a daha iyi bir vali gönderileceği söylenerek halkın galeyanı yatıştırıldı. Görevden alınan Ali Paşa, İstanbul’a dönerken Ermeni komitacılarının saldırısına uğrayacağını tahmin ettiği için, gidiş güzergahını gizli tuttu. Ermeni çetecilerinden kurtulmak için hedef saptırarak önce Erzurum’a oradan da Revan’a geçti. Her gittiği yerde Ermeni nümayişleri ile karşılanan Ali Paşa, Tiflis’e, oradan da vapurla İstanbul’a gitmek için Batum'a geçti. Fakat Ermeni komitacılarından Alev Başyan tarafından, 1908 yılının son günlerinde Batum iskelesinde vapura binerken şehit edildi. Harekete hazır olan gemi, Ali Paşa'nın cenazesini İstanbul’a götürmek için demir aldı. Fakat bazı aksilikler nedeniyle gemi 15 günde ancak Sinop açıklarına gelebildi. Ali Paşa'nın cesedi çürümeye başladığı için kaptan, Sinop Limanı’na yaklaştı ve cenazeyi Sinop’a bıraktı. Ali Paşa’nın cenazesi Seyit Bilal Camii bahçesine defnedildi.”