Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Khalef Khalefov Açıklaması
Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Khalef Khalefov, bir çok uluslararası kuruluşun kararına rağmen Karabağ işgalinin devam ettiğini belirterek, ''Avrasya'da güvenli bir ortam yaratmak istiyorsak, uluslararası hukuk standartlarını uygulamalıyız'' dedi.
Hazar Strateji Enstitüsü tarafından organize edilen Hazar Forumu'nun açılışında konuşan Khalefov, Hazar Bölgesi'nin öneminin günden güne arttığını, bölgede barışı ve sürdürülebilir ekonomiyi destekleyecek iklimin oluşmasının çok önemli olduğunu kaydetti.
Yatırım ikliminin iyileştirilmesinin de yatırımların daha güvenilir ve daha sürdürülebilir bir şekilde yapılmasını temin edeceğini anlatan Khalefov, Azerbaycan Hükümeti'nin yatırım ikliminin iyileştirilmesine yönelik projelerine değindi.
Khalefov, Hazar Denizi'nin statüsü konusunda 20 yıldan bu yana çelişkili düşünceler olduğunu hatırlatarak, ''Hazar Denizi'nin statüsünü ele alırken, bu zirve bünyesinde de bir çalıştay faaliyet gösteriyor. Hazar Denizi'nin statüsü konusunda şuandaki durum bir kaç sene öncesine göre çok daha iyi. Hazar Denizi'nin kuzey tarafı Kazakistan, Azerbaycan, Rusya Federasyonu arasında belirlenen sınırlar çerçevesinde ayrılacak. Yeni tüzel statüsü de belirlenecek. Çalıştay bu konuda çalışmalarına devam ediyor. Biz inanıyoruz ki, İran ve Türkmenistan uluslararası hukuk çerçevesinde yapılacak çalışmalar çerçevesinde görüşmelere devam edecek'' diye konuştu.
Hazar Denizi'ne sadece enerji kaynağı olarak bakmadıklarını söyleyen Khalefov, ekolojik problemlerin de gündemde olduğunu, Hazar Denizi statüsünden yola çıkarak bu konuda da ciddi bir iş birliği yapılması gerektiğini vurguladı.
Khalefov, Hazar Denizi'nin zengin kaynaklarının yanı sıra stratejik bir öneme sahip olduğunu da söyledi.
-Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye'yi birleştiren demir yolu projesi-
Çok kısabir zaman içerisinde birçok yabancı şirketin Azerbaycan'a yatırım yaptığını anlatan Khalefov, ''60 milyar doların üzerinde bir yatırım söz konusu. 95 yılından bu yana 120 milyar dolarlık yatırım söz konusu'' dedi.
Bakü-Tiflis-Ceyhan hattına da değinen Khalefov, ''Enerji haritamız bundan sonra da genişleyecek, farklı nitelik kazanacak. Şah Deniz kaynaklarını dünya piyasalarına sürmek için bir çok proje ele alındı. TANAP alternatif bir hat'' değerlendirmesini yaptı.
Hazar bölgesinde Azerbaycan tarafında kurulacak altyapının Hazar Denizi'nde sınırları olan diğer ülkeler için de faydalı olacağını aktaran Khalefov, ''Bunun dışında lojistik merkezler de kuruluyor. Uluslararası bir liman söz konusu. Nakliye alt yapısına çok önem veriliyor. Bakü'de şuanda gemi yapımı sektörü de hızla gelişiyor'' diye konuştu.
Khalefov, Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye'yi birleştiren demir yolu projesinin de bölgedeki iş birliğine farklı bir düzey kazandıracağını belirterek, putzdısı. Hazar Denizi etrafında sürdürülebilir bir ekonomi ikliminin sağlanmasına da katkı sağlayacağını vurguladı.
-Karabağ'daki Ermeni işgali-
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sınır anlaşmazlıklarının bölgedeki işbirliği ortamına zarar verdiğine dikkati çeken Khalefov, ''Azerbaycan'ın birçok bölgesi Ermenistan tarafından işgal altında tutuluyor. Bir çok uluslararası kuruluş karar almasına rağmen bu işgal devam ediyor. Burada çifte standart uygulanıyor. Uluslararası hukukta böyle çifte standartların uygulanması hiç bir zaman yapıcı sonuç getirmez. Ayrımcılık tabi ki bu konuyu çıkmaza sokacak. Eğer gerçekten Avrasya'da güvenli bir ortam yaratmak istiyorsak, en başta uluslararası hukuk standartlarını uygulamalıyız'' şeklinde konuştu.
-Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru-
Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru da, Türkiye'nin barışı, güvenliği ve istikrarı tüm komşu bölgelerde gerçekleştirmeyi hedeflediğini dile getirdi.
Koru,''Bu amaçla Hazar Bölgesi'ne özel bir önem atfediyoruz. Bunun nedeni sadece tarihi kökler değil. Tarihi ortaklıkların, kültürel faaliyet ortaklıklarının dışında bir de stratejik ortaklıklarımızın olması'' dedi.
Hazar Bölgesi'nin, Avrasya Bölgesi'nin kavşak noktası olduğunu ve bu bölgedeki istikrarın bölge ve dünya için çok önemli olduğunu vurgulayan Koru, şunları kaydetti:
''Tüm Hazar Bölgesi ülkeleri ile iyi komşuluk ilişkileri kurmak istiyoruz. Tabi ki çeşitli belirsizlikler ve istikrarsızlıklar bölgede mevcut. Özellikle de güney Kafkasya'da. Burada Dağlık Karabağ, Kafkasya ve Güney Osetya bölgeleri olmak üzere çeşitli anlaşmazlıklar var. Bu donmuş anlaşmazlılar nedeniyle bölge tam anlamıyla işbirliği potansiyelini gerçekleştiremiyor. Karşılıklı diyalog mekanizmaları, Türkiye-Azerbaycan-İran, bunun dışında Türkiye-Azerbaycan ve Gürcistan arasında yürütülebilecek olan işbirliği, bölgedeki iş biriliğini ve istikrarı destekleyecek, katkıda bulunacak yaklaşımlardır''
Hazar Bölgesinin zengin doğalgaz kaynaklarının dünya pazarına aktarılmasına yönelik projelerin bölgenim ekonomik hem siyasi refahı için taşıdığı öneme işaret eden Koru, bu nedenle gerek Türkiye gerek Avrupa'nın enerji güvenliği açısından Türkiye'nin esas amacının bu gaz koridorunun geliştirilmesi olduğunu da sözlerine ekledi.
Muhabir: Ziya Altunbaş/Mücahit Eker
Yayıncı: Zekeriya Gülün
Kaynak: AA
Yatırım ikliminin iyileştirilmesinin de yatırımların daha güvenilir ve daha sürdürülebilir bir şekilde yapılmasını temin edeceğini anlatan Khalefov, Azerbaycan Hükümeti'nin yatırım ikliminin iyileştirilmesine yönelik projelerine değindi.
Khalefov, Hazar Denizi'nin statüsü konusunda 20 yıldan bu yana çelişkili düşünceler olduğunu hatırlatarak, ''Hazar Denizi'nin statüsünü ele alırken, bu zirve bünyesinde de bir çalıştay faaliyet gösteriyor. Hazar Denizi'nin statüsü konusunda şuandaki durum bir kaç sene öncesine göre çok daha iyi. Hazar Denizi'nin kuzey tarafı Kazakistan, Azerbaycan, Rusya Federasyonu arasında belirlenen sınırlar çerçevesinde ayrılacak. Yeni tüzel statüsü de belirlenecek. Çalıştay bu konuda çalışmalarına devam ediyor. Biz inanıyoruz ki, İran ve Türkmenistan uluslararası hukuk çerçevesinde yapılacak çalışmalar çerçevesinde görüşmelere devam edecek'' diye konuştu.
Hazar Denizi'ne sadece enerji kaynağı olarak bakmadıklarını söyleyen Khalefov, ekolojik problemlerin de gündemde olduğunu, Hazar Denizi statüsünden yola çıkarak bu konuda da ciddi bir iş birliği yapılması gerektiğini vurguladı.
Khalefov, Hazar Denizi'nin zengin kaynaklarının yanı sıra stratejik bir öneme sahip olduğunu da söyledi.
-Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye'yi birleştiren demir yolu projesi-
Çok kısabir zaman içerisinde birçok yabancı şirketin Azerbaycan'a yatırım yaptığını anlatan Khalefov, ''60 milyar doların üzerinde bir yatırım söz konusu. 95 yılından bu yana 120 milyar dolarlık yatırım söz konusu'' dedi.
Bakü-Tiflis-Ceyhan hattına da değinen Khalefov, ''Enerji haritamız bundan sonra da genişleyecek, farklı nitelik kazanacak. Şah Deniz kaynaklarını dünya piyasalarına sürmek için bir çok proje ele alındı. TANAP alternatif bir hat'' değerlendirmesini yaptı.
Hazar bölgesinde Azerbaycan tarafında kurulacak altyapının Hazar Denizi'nde sınırları olan diğer ülkeler için de faydalı olacağını aktaran Khalefov, ''Bunun dışında lojistik merkezler de kuruluyor. Uluslararası bir liman söz konusu. Nakliye alt yapısına çok önem veriliyor. Bakü'de şuanda gemi yapımı sektörü de hızla gelişiyor'' diye konuştu.
Khalefov, Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye'yi birleştiren demir yolu projesinin de bölgedeki iş birliğine farklı bir düzey kazandıracağını belirterek, putzdısı. Hazar Denizi etrafında sürdürülebilir bir ekonomi ikliminin sağlanmasına da katkı sağlayacağını vurguladı.
-Karabağ'daki Ermeni işgali-
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sınır anlaşmazlıklarının bölgedeki işbirliği ortamına zarar verdiğine dikkati çeken Khalefov, ''Azerbaycan'ın birçok bölgesi Ermenistan tarafından işgal altında tutuluyor. Bir çok uluslararası kuruluş karar almasına rağmen bu işgal devam ediyor. Burada çifte standart uygulanıyor. Uluslararası hukukta böyle çifte standartların uygulanması hiç bir zaman yapıcı sonuç getirmez. Ayrımcılık tabi ki bu konuyu çıkmaza sokacak. Eğer gerçekten Avrasya'da güvenli bir ortam yaratmak istiyorsak, en başta uluslararası hukuk standartlarını uygulamalıyız'' şeklinde konuştu.
-Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru-
Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru da, Türkiye'nin barışı, güvenliği ve istikrarı tüm komşu bölgelerde gerçekleştirmeyi hedeflediğini dile getirdi.
Koru,''Bu amaçla Hazar Bölgesi'ne özel bir önem atfediyoruz. Bunun nedeni sadece tarihi kökler değil. Tarihi ortaklıkların, kültürel faaliyet ortaklıklarının dışında bir de stratejik ortaklıklarımızın olması'' dedi.
Hazar Bölgesi'nin, Avrasya Bölgesi'nin kavşak noktası olduğunu ve bu bölgedeki istikrarın bölge ve dünya için çok önemli olduğunu vurgulayan Koru, şunları kaydetti:
''Tüm Hazar Bölgesi ülkeleri ile iyi komşuluk ilişkileri kurmak istiyoruz. Tabi ki çeşitli belirsizlikler ve istikrarsızlıklar bölgede mevcut. Özellikle de güney Kafkasya'da. Burada Dağlık Karabağ, Kafkasya ve Güney Osetya bölgeleri olmak üzere çeşitli anlaşmazlıklar var. Bu donmuş anlaşmazlılar nedeniyle bölge tam anlamıyla işbirliği potansiyelini gerçekleştiremiyor. Karşılıklı diyalog mekanizmaları, Türkiye-Azerbaycan-İran, bunun dışında Türkiye-Azerbaycan ve Gürcistan arasında yürütülebilecek olan işbirliği, bölgedeki iş biriliğini ve istikrarı destekleyecek, katkıda bulunacak yaklaşımlardır''
Hazar Bölgesinin zengin doğalgaz kaynaklarının dünya pazarına aktarılmasına yönelik projelerin bölgenim ekonomik hem siyasi refahı için taşıdığı öneme işaret eden Koru, bu nedenle gerek Türkiye gerek Avrupa'nın enerji güvenliği açısından Türkiye'nin esas amacının bu gaz koridorunun geliştirilmesi olduğunu da sözlerine ekledi.
Muhabir: Ziya Altunbaş/Mücahit Eker
Yayıncı: Zekeriya Gülün