Babacan, Tbmm Genel Kurulu'ndaki Bütçe Görüşmelerinde Konuştu...

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2015 yılında Türkiye'nin yüksek gelir grubuna yükseleceğini belirterek, TBMM'de kabul edilen 2013 bütçesine ilişkin ise, "Çok şükür bizim bütçemiz tüm sosyal harcama alanlarında ciddi artışları 2013 için öngören bir bütçe.

2013 bütçesi aynı zamanda üniversite harçlarının artık kaldırıldığı bir bütçe. Önümüzdeki sene sosyal harcamalarımız 2012 yılına göre yüzde 25 oranında artırılıyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TBMM Genel Kurulu'nda 2013 yılı bütçesinin tümü üzerinde hükümet adına konuşma gerçekleştirdi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın TBMM Genel Kurul salonundaki konuşmasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dinledi. Babacan, dünyanın yaşadığı ekonomik krizden örnekler verdi. Çin'in, Brezilya'nın, Hindistan'ın büyüme oranlarının her ay aşağılara düştüğüne dikkat çeken Babacan, "Bu krizin etkileri yıllarca, hatta bazı ülkeler için on yıllarca aşılamayacak" diye konuştu.

Türkiye'nin ise 2008 yılı öncesinde yaptığı reformlarla bu krizden uzak durabildiğini ifade eden Babacan, 2009 yılında Türkiye'nin çok sağlam bir kamu maliyesine sahip olduğu için krizden etkilenmediğini söyledi.

"2009'da birçok ülke bu krizi kamu harcamalarını artırarak bu krizi aşmaya çalıştı" diyen Babacan, bu politikayı uygulayan ülkelerin ise bugün çok büyük bir borçla karşı karşıya olduklarını dile getirdi.

"Devlete güven esastır diyoruz" diyen Babacan, bu güven politikaları sayesinde ekonomide büyüme elde ettiklerini kaydetti.

Türkiye ekonomisinin 2012 yılında yüzde 3 civarında büyüyeceğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Ama bu büyüme sıhhatli bir büyümedir. Bu büyümede dış talebin katkısı artı 5 puan, iç talebin katkısı eksi 2 puan seviyesindedir" diye konuştu.

"SOSYAL HARCAMALARIMIZ 2012 YILINA GÖRE YÜZDE 25 ARTIRILIYOR"

TBMM'de 2013 bütçesinin görüşüldüğünü fakat başka ülkelerdeki birçok parlamentonun ise memur maaşlarının ne kadar düşürüleceği, üniversite harçlarının ne kadar artılacağı gibi konuları görüştüğü örneğini veren Babacan, "Çok şükür bizim bütçemiz tüm sosyal harcama alanlarında ciddi artışları 2013 için öngören bir bütçe. 2013 bütçesi aynı zamanda üniversite harçlarının artık kaldırıldığı bir bütçe. Önümüzdeki sene sosyal harcamalarımız 2012 yılına göre yüzde 25 oranında artırılıyor" şeklinde konuştu.

Bütçe görüşmelerinin çok sakin geçtiğine dair eleştirilere de cevap veren Babacan, "Biraz önce sayın konuşmacılardan biri 'bütçe görüşmeleri çok sakin geçiyor, bir rehavet var' dedi.

Çok şükür bu, Türkiye'nin güven ortamının, istikrar ortamının da bir göstergesi. Allah korusun Türkiye bir başka ekonomik dönemden geçseydi buradaki tartışmalar böyle sakin, huzur içinde geçer miydi diye sormak lazım" dedi.

Türkiye'nin saygı duyulan bir ülke haline gelmesindeki en büyük etkenin siyasi istikrar ve ekonomideki sağlamlığın neticesi olduğunu anlatan Başbakan Yardımcısı Babacan, Avrupa'da yaşanan krizin ise bir güven ortamının oluşturulamamasından kaynaklandığına dikkat çekti. Gelecek dönemde hayata geçirilmesi gereken reformlar olduğuna vurgu yapan Babacan, "Bütün bu politikalar kuşkusuz insanı merkeze alan politikalar" ifadesini kullandı.

Babacan ayrıca yoksulluk göstergelerinin tarihi düşük seviyelere gerilediğinin altını çizerek, "İnşallah Türkiye 2015 yılında artık üst gelir, yüksek gelir ülke grubuna girecek" diye konuştu.

"EĞİTİME 69 MİLYAR TL AYRILDI"

Sağlığa bütçede toplam 68 milyar TL, eğitime ise 69 milyar TL ayrıldığını belirten Babacan, eğitim için ayrılan bütçenin yeterli olmadığı eleştirilerine cevap vererek, "Bizim için her zaman sağlık ve eğitim kalemleri öncelikli olmuştur" şeklinde konuştu

Ülkede satın alma gücü yokmuş gibi açıklamalar yapıldığına vurgu yapan Başbakan Yardımcısı Babacan, böyle bir durumun söz konusu olmadığını kanıtlamak için bazı örnekler verdi.

2002 yılında en düşük memur maaşıyla 382 kilogram makarna alınırken, bugün 695 kilogram makarna alındığını söyleyen Babacan şunları kaydetti: "48 kilogram dana eti alırken şimdi 66 kilogram dana eti alıyor. 235 litre ay çiçek yağı alırken bugün 256 litre alıyor. Asgari ücrete geçiyorum; 182 kilogram ekmek olmuş 288 kilogram. 143 litre süt olmuş 316 litre. 110 kilogram şeker olmuş 232 kilogram şeker. Bu satın alma gücünün, refahın artmasıdır. Bunu dünyanın neresine götürüp anlatırsanız, o ülke gelişmiş, bu ülkede yoksulluk azalmış derler. Bu konularda akıntıya kürek çekmenin hiç bir anlamı yok."

"MHP-DSP-ANAP DÖNEMİNDE DE PEK ÇOK ÖZELLEŞTİRME YAPILDI"

Borçlar konusuna da değinen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2002 Kasım'ından bu yana batan bankalar ve kamu bankalarının görev zararı için 112 milyar dolar ödediklerini, 2010 yılı sonunda da bunu sıfırladıklarını dile getirdi. Özel sektörün borcuyla ilgili de açıklamalarda bulunan Babacan, özel sektörün dışarıya olan borcunun milli gelire oranının 2002'de yüzde 18,7 olduğunu kaydetti.

En son rakamların 9 puanlık bir artışla yüzde 27,8'i gösterdiğini ifade eden Babacan, "Kamu borcunda da yaklaşık 40 puanlık bir düşüş var. 40 puanlık düşüşü hiç görmezden gelip, sadece 'özel sektörün borcu artıyor' diye, sanki Türkiye'de borç sorunu varmış gibi sunmak da rakamlarla, gerçeklerle örtüşmüyor. Kaldı ki özel sektörün yurt dışında da varlıkları var. Kamunun net dış borcu Haziran sonu itibariyle sıfırlandı. Net dış borcunu sıfırlayan bir Türkiye var artık" şeklinde konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın özelleştirmeyle ilgili eleştirilerine de cevap veren Babacan, "MHP-DSP-ANAP koalisyon döneminde de pek çok özelleştirme yapıldı. Eğer bu yanlış bir şeyse, 'o dönemde siz niye yaptınız?' diye sormak lazım" diye konuştu.

İcra dosyalarının ve tutuklu sayısının artmasıyla ilgili eleştirilere de cevap veren Babacan, "Niye cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu sayısı arttı? Değerli arkadaşlar mafyalar, çeteler artık dışarıda dolaşmıyorlar. Mafyalar, çeteler artık içeride. Artışın en önemli sebebi bu" dedi.

"ULUDERE MİLLETİN ORTAK ACISIDIR"

Uludere'de 34 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ali Babacan, bu olayın ardından hükümetin ailelerin acısını dindirmek için bazı maddi ve manevi adımlar attığına dikkat çekti. Babacan Uludere ile ilgili olarak şunları kaydetti: "Uludere'deki hadisenin acıları başta hükümetimiz, partimiz ve grubumuz olmak üzere ırk, inanç, dil, din ayrımı olmaksızın toplumun her kesimi tarafından paylaşılmıştır. Uludere'nin acısı bu milletin ortak acısıdır. Bu ailelerin hissiyatı, milletin ortak hissiyatıdır. Bu hadisenin bir ayrışmanın, çatışmanın, hele hele istismarın aracı yapılması son derece tehlikelidir. Bu istismarı sadece BDP'de görmüyoruz, maalesef bu istismar kervanına CHP de katılıyor. Yaşanan acı üzerinden, akan kan üzerinden istismar siyaseti gütmek, fırsatçılığa girişmek en az yaşanan olay kadar acıdır. Bir vahim hadisenin kendi bağlamından koparılarak, özellikle de vicdan dairesinin dışına çıkarılarak sağduyudan uzak şekilde istismar ve fırsatçılık hırsıyla ele alınması bu acıyı dindirmez, tam tersine büyütür. Uludere hadisesini ayrışmanın fırsatı olarak değil, bu tür hadiselerin yaşanmaması için acı bir tecrübe olarak görmek vicdani sorumluluktur. Terörle iç içe yaşayan, her an terör tehdidine maruz kalan, terörle büyük bir hassasiyetle mücadele eden bir ülkede, Uludere'yi bir fırsat olarak görmek, bunu siyasi istismar aracı yapmak sorumlu, sağlıklı siyaset olamaz. Unutmayalım ki daha önce biz bir Gediktepe Vakası yaşadık. Sivil vatandaş zannedilenler terörist çıktı, şehitler verdik, bedel ödedik. İstismarcılar ve fırsatçılar ellerini çektiğinde, Uludere hadisesi çok daha hızlı bir şekilde aydınlanacaktır."

"VİCDANI OLANIN DİYARBAKIR CEZAEVİ'NDE YAŞANANLARI ONAYLAMASI MÜMKÜN DEĞİL"

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Diyarbakır Cezaevi ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Babacan, "Vicdanı olan, insanlıktan zerre eser taşıyan birinin Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananları ve yaşatılanları onaylaması asla mümkün değildir" derken, hükümetin kurulduğu ilk günden itibaren işkenceye sıfır tolerans konusunda kararlı olduğunu vurguladı. Şiddetin asla mazur görülemeyeceğini belirten Babacan, "İşkencenin her türü insanlık dışıdır, ancak terör de insanlık dışı bir suçtur. Bir yanlış başka yanlışla düzeltilemez. Sebebi ne olursa olsun AK Parti'nin terörü meşru gösterme gibi bir yaklaşımı olamaz. Gayrimeşru yolları meşrulaştırmak gibi anlayışımız da olamaz" diye konuştu.

Kaynak: İHA