Çevreciler İstanbul’da Buluştu

Türkiye genelinde 4 yıl önce oluşturulan Temiz Enerji Platformu (TEP),Türkiye Çevre Platformu( TÜRÇEP) ve Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Kdz.

Çevreciler İstanbul’da Buluştu
Ereğli ilçe Temsilcisinin katılımıyla İstanbul’da bir toplantı düzenlendi.

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Kdz. Ereğli ilçe Temsilcisi Ekonomist Nilgün Durak, Türkiye genelinde 4 yıl önce oluşturulan Temiz Enerji Platformu (TEP),Türkiye Çevre Platformu( TÜRÇEP) , Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Kdz. Ereğli ilçe Temsilciğinin katılımıyla İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasında (ISMMMO) bir toplantı düzenlendiğini söyledi.

ISMMMO da Koruma, Kantin, Servis görevlilerinin yanı sıra Çevre Komisyonu Başkanı ve TEP’in Dönem Sekreteri Cenap İnalton’ın özverili, katılımcı ev sahipliğinde bir araya geldikleri toplantıda ‘Türkiye’nin Çevre Sorunları ve Kirli Teknoloji Forumu, birlikte neler yapılabilir ve neler yapılması konularının görüşüldüğünü belirten Durak,”Toplantıya çevre sorunlarına sahip çıkanlar açısından bakarsak çoktuk ve bu sevindirici bir durum ancak keşke bu kadar çok olmasaydık, çünkü azlığımız demek, çevre sorunlarının da azlığı demek anlamında aslında, sorunlu bölgelerde sorunun çözümüne yönelik halk katılımlarının çoğunlukta olmadığı toplantıda üzülerek tespit ettiğimiz bir konu. Halk termik, nükleer santraller yapımı, baz istasyonları, altın aramaları, taş ocakları, mermer ocakları gibi tüm canlı sağlığını ciddi anlamda tehdit eden kirli teknoloji kaynaklarını ağırlıklı olarak 'iş vaadi' ile kabullenme durumunda. Bu kirli enerji kaynaklarına sıcak bakmayan, çevrecilerin özveri ile yaptıkları karşıt mücadeleye katılan yöre halkında ise durum 'çevre bilinci' oluşmasından çok tamamen bireysel neredeyse.. Zira karşı olan halk, inşaatı başlayan veya çalışmalarını sürdüren bu zararlı girişimlere ya işe giremedikleri için yada kendilerinde, ailelerinde bunların sağlık açısından zararlarını gördükleri için karşılar. Yine de bu şekilde zamanla farklılaşacaklar ve daha sağlıklı bir dünyada yaşamanın en doğal hakları olduğunu anlayacaklardır sanırım” dedi.

Çevre ile ilgili temel sorunlar hakkında bilgiler veren Durak, şöyle konuştu: ”Ana başlıklarla yazmak istiyorum çevre sorunlarımızı, dikkat edin lütfen ve ana başlıklar bunlarsa ki bölgelerin ağırlıklı sorunu ana başlıklardaki, detaylandırmıyorum. Mesela taş ocaklarının sorunlar oluşturduğu bölgelerde aynı zamanda tersaneler, fabrikalar, termik santraller de var ve tabi yadsınamaz zararları, o bölgelerde yaşayan halkın, mücadeleci bir avuç çevrecinin ne sorunlar yaşadığını, yaşayabileceğini varın siz düşünün, Kırklareli, Batı Karadeniz Bölgesinde Taş Ocakları,Trakya bölgesinin içme suyunun geldiği Ergene Havzasında kimyasal boyutlara varan kirlilik, Sinop Gerze’de termik santraller ve nükleer santral girişimleri, Doğu Akdeniz’de Batı Karadeniz’de Termik santraller, Lüleburgaz bölgesinde ciddi sağlık sorunlarına yol açan çevre kirliliği ve Hamitabat doğal gaz santrali’nin olumsuz etkileri, Sakarya Taraklı Aksu köyü ve civar köylerde içme ve sulamada kullanılan köy sularının gaspı ve köy halkının çevrecilerle ortak mücadeleleri, Sakarya Geyve’de taş ocakları’nın yerleşim yerlerine ve karayollarına yakınlığı ve patlatmaların korkunç tahribatları ve mücadele süreci, Adapazarı bölgesinde Darıçayırı mevkiindeki çimento fabrikaları, Kocaeli İzmit bölgesinde plansız, kontrolsüz sanayileşmenin İzmit Körfezi ve bölgeye olumsuz, zararlı etkileri, Ekolojik hukuk açısından “üstün kamu ve üstün eko-sistem yararlarının durumları, Dilovası’nda gelinen nokta, kirlilik boyutlarının korkunçluğu, Zonguldak Filyos’ta planlanan yeni liman inşaat girişimleri ile yok olma tehlikesindeki antik kent, Fosil yakıtlar ve nükleer enerji yerine yüzde 100 yenilenebilir enerji tüm ülkemizin sorunu, Akkuyu’da nükleer güç santrali, Adana’da, İzmir Karşıyaka Arapdağı’nda, Efem Çukuru’nda, Bin Pınarlı İda Kaz Dağları’nda Türkiye’nin akciğerleri de denir, burası elden giderse 47 adet endemik bitki de gidecek ve dolayısıyla ekosistem yıkılacak), Uşak, Eşme, Kışladağ’da, Kozak Yaylası’nda burada Türkiye’nin fıstık çamı üretiliyor ancak şimdilerde üretilememekte, Altın madenciliği ve siyanürle altın üretimi. Siyanür toprağa, havaya ve içme suyuna karışıp tüm canlı sağlığına ciddi zararlar vermekte, Artvin’de HES yapım çalışmaları ve mücadele süreci, Türkiye’de nehir santralleri ve ötesi ki, akarsular nehirler insan fizyolojisinde damarlar içinde akan kana benzer. Vadi damar ise akarsu kan’dır. Aliağa’da petrol aramaları, sayısız fabrikalar. Aliağa’ya Türkiye’nin vazgeçilmiş yeri de deniyor artık, çok yazık ki, değişen iklim politikaları, Burdur’da mermer ocakları, yarattığı çevresel, sağlık sorunları var. Toroslarda 65 bin nüfuslu bölgede 120 bin adet baz istasyonu var. Baz istasyonlarının özellikle erkeklerde sperm sayısı ve hareketliliğini bozduğu, azalttığı ve erkek çocuk kromozomlarının oluşmamasına yol açtığı dolayısıyla da açık farkla doğumların genelde kız çocuk olduğu saptanmış cep telefonunun yoğun kullanımında da aynı durum geçerli imiş, sayısız zararlarının yanı sıra baz istasyonları baş ağrısı ve depresif hastalıkların, uykusuzlukların da önemli nedeni, Kapadokya’da Allianoi çevre ve kültür mirasının korunmasına karşı mücadele, Türkiye’de hidro elektrik santralleri, ekolojik zararları, Eskişehir altın madenlerinde aramaların çevreye zararları, Gördes’te nikel madeni ve buradan çıkan kimyasalların İzmir’in içme suyuna karışması.”
Kaynak: İHA