Ergenekon sanığı Eröz'den Başbuğ'a yalanlama
"Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından emekli Korgeneral Mehmet Eröz'ün ifadesi tutuklu sanık İlker Başbuğ'u yalanladı.
''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından emekli Korgeneral Mehmet Eröz, ''Sayın İlker Başbuğ'un internet andıcından haberi olmadığı şeklindeki beyanlar doğru değildir. Sayın İlker Başbuğ'a andıçla ilgili olarak defalarca bilgi verilmiştir'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki bugünkü duruşmaya, emekli Korgeneral Mehmet Eröz'ün verdği dilekçenin içeriği damga vurdu.
Eröz, Genelkurmay Başkanı'nın (İlker Başbuğ) internet andıcından haberi olup olmadığı konusunda bazı tereddütlerin olduğunu ve konunun hala yeterince açıklığa kavuşmadığını belirterek, davanın tutuklu sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un da mahkemede savunma yapmadığını, hiçbir soruya yanıt vermediğini kaydetti.
Eröz, bu nedenle kendisinin ve sanıkların ''andıçla'' ilgili konuyu aydınlatma olanağı bulamadıklarını ifade ederek, dava konusu internet andıcının hazırlandığı tarihte Genelkurmay Harekat Başkanı olduğunu hatırlattı.
Genelkurmay Başkanı'nın andıçtan haberinin olmadığı, zaten imzalamadığı, konunun kendi bilgisi dışında geliştiği gibi bir görünümün ortaya çıkabileceğini vurgulayan Eröz, dilekçesinde ''Bu durumda sanki Harekat Başkanı olarak ben andıcı Hasan Iğsız'ın emrine rağmen Başbuğ'a arz etmemişim ve andıçta imza ya da parafı bulunan kişilerle birlikte kendi başımıza iş yapıyormuşuz gibi bir yanlış anlam çıkabilir. Oysa gerçek bu değildir. Sayın İlker Başbuğ'un internet andıcından haberi olmadığı şeklindeki beyanlar doğru değildir. Sayın İlker Başbuğ'a andıçla ilgili olarak defalarca bilgi verilmiştir'' ifadelerini kullandı.
Dilekçesinde andıcın hazırlama sürecine ilişkin bilgi veren Eröz, çalışmalara dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız'ın emri üzerine 5 Şubat 2009 tarihinde başladıklarını ve 16 Şubat 2009 tarihinde Iğsız'a arz ettiklerini anlattı.
Üzerinde 'Sn. K'a arz'' yazan andıcın Genelkurmay 2. Başkanı'nın imza tarihinin 1 Nisan 2009 olduğunu belirten Eröz, aradan geçen 1.5 aylık süreci de ''Genelkurmay 2. Başkanı andıcı bu kadar bekletmek durumunda kalmıştır. İnternet sitelerinin basında yer aldığı 4 Şubat 2009 tarihinde biz Genelkurmay Başkanımız göreve başladığında Bilgi Destek Dairesi hakkında verdiği emir doğrultusunda çalışmaktaydık'' şeklinde açıkladı.
Eröz, dilekçesinde şunları kaydetti:
''İnternet andıcı konusunda yaptığımız çalışmaları Genelkurmay 2. Başkanımız Hasan Iğsız'ın kendisi Genelkurmay Başkanımıza birkaç defa arz etti ve aldığı direktifler kapsamında da bize emirler verdi. Sayın Hasan Iğsız, Genelkurmay Başkanı'na arza giderken, bizden aldığı andıcı ve takdim için hazırlamış olduğumuz bilgi kartlarını, beraberinde götürüyordu. Biz bu arzlarda yer almadık. En sonunda yanılmıyorsam 1 Nisan 2009'da Hasan Iğsız'ın emri ile sayın Genelkurmay Başkanımıza internet siteleri dahil, üzerinde çalıştığımız üç konuda (internet andıcı) brifing vererek, karar ve emirlerini aldık.''
''Andıcı zarfla imzaya gönderdik''
Başbuğ'un andıcın eklerinde yer alan izlenen internet sitelerinin bir kısmını dinlediğini, ''Ekler teferruattır. Bana arz etmeyin'' dediğini, brifing sonrası iki haftaya yakın Başbuğ'a imzaya çıkamadıklarını savunan Eröz, andıcı zarf içine koyarak, Başbuğ'un sekreterine verdiklerini kaydetti.
Eröz dilekçesinde, ''Hasan Iğsız'a bilgi verip bu şekilde andıcı zarfın içine koyarak, imzaya gönderdik. İmzadan döndüğünde de Hasan Iğsız'a bilgi verdik. Sonuç olarak söylemek istediğim şudur: internet andıcı ve yeni sitelerin kurulması Sayın Genelkurmay Başkanımızdan habersiz yapılan işler değildir'' ifadelerine yer verdi.
Başbuğ'un internet andıcı ve yeni sitelerin kurulmasından haberi olmaması durumunda, 4 Kasım 2009'da ikinci ihbar mektubu ekinde yer alan internet andıcını gördüğünde kendileri hakkında işlem yapması gerektiğini belirten Eröz, bugüne kadar sadece içinde bulunduğu rütbe ve görevle ilişkili olarak emir aldığını ve emir verdiğini ifade ederek, tahliyesini istedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki bugünkü duruşmaya, emekli Korgeneral Mehmet Eröz'ün verdği dilekçenin içeriği damga vurdu.
Eröz, Genelkurmay Başkanı'nın (İlker Başbuğ) internet andıcından haberi olup olmadığı konusunda bazı tereddütlerin olduğunu ve konunun hala yeterince açıklığa kavuşmadığını belirterek, davanın tutuklu sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un da mahkemede savunma yapmadığını, hiçbir soruya yanıt vermediğini kaydetti.
Eröz, bu nedenle kendisinin ve sanıkların ''andıçla'' ilgili konuyu aydınlatma olanağı bulamadıklarını ifade ederek, dava konusu internet andıcının hazırlandığı tarihte Genelkurmay Harekat Başkanı olduğunu hatırlattı.
Genelkurmay Başkanı'nın andıçtan haberinin olmadığı, zaten imzalamadığı, konunun kendi bilgisi dışında geliştiği gibi bir görünümün ortaya çıkabileceğini vurgulayan Eröz, dilekçesinde ''Bu durumda sanki Harekat Başkanı olarak ben andıcı Hasan Iğsız'ın emrine rağmen Başbuğ'a arz etmemişim ve andıçta imza ya da parafı bulunan kişilerle birlikte kendi başımıza iş yapıyormuşuz gibi bir yanlış anlam çıkabilir. Oysa gerçek bu değildir. Sayın İlker Başbuğ'un internet andıcından haberi olmadığı şeklindeki beyanlar doğru değildir. Sayın İlker Başbuğ'a andıçla ilgili olarak defalarca bilgi verilmiştir'' ifadelerini kullandı.
Dilekçesinde andıcın hazırlama sürecine ilişkin bilgi veren Eröz, çalışmalara dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız'ın emri üzerine 5 Şubat 2009 tarihinde başladıklarını ve 16 Şubat 2009 tarihinde Iğsız'a arz ettiklerini anlattı.
Üzerinde 'Sn. K'a arz'' yazan andıcın Genelkurmay 2. Başkanı'nın imza tarihinin 1 Nisan 2009 olduğunu belirten Eröz, aradan geçen 1.5 aylık süreci de ''Genelkurmay 2. Başkanı andıcı bu kadar bekletmek durumunda kalmıştır. İnternet sitelerinin basında yer aldığı 4 Şubat 2009 tarihinde biz Genelkurmay Başkanımız göreve başladığında Bilgi Destek Dairesi hakkında verdiği emir doğrultusunda çalışmaktaydık'' şeklinde açıkladı.
Eröz, dilekçesinde şunları kaydetti:
''İnternet andıcı konusunda yaptığımız çalışmaları Genelkurmay 2. Başkanımız Hasan Iğsız'ın kendisi Genelkurmay Başkanımıza birkaç defa arz etti ve aldığı direktifler kapsamında da bize emirler verdi. Sayın Hasan Iğsız, Genelkurmay Başkanı'na arza giderken, bizden aldığı andıcı ve takdim için hazırlamış olduğumuz bilgi kartlarını, beraberinde götürüyordu. Biz bu arzlarda yer almadık. En sonunda yanılmıyorsam 1 Nisan 2009'da Hasan Iğsız'ın emri ile sayın Genelkurmay Başkanımıza internet siteleri dahil, üzerinde çalıştığımız üç konuda (internet andıcı) brifing vererek, karar ve emirlerini aldık.''
''Andıcı zarfla imzaya gönderdik''
Başbuğ'un andıcın eklerinde yer alan izlenen internet sitelerinin bir kısmını dinlediğini, ''Ekler teferruattır. Bana arz etmeyin'' dediğini, brifing sonrası iki haftaya yakın Başbuğ'a imzaya çıkamadıklarını savunan Eröz, andıcı zarf içine koyarak, Başbuğ'un sekreterine verdiklerini kaydetti.
Eröz dilekçesinde, ''Hasan Iğsız'a bilgi verip bu şekilde andıcı zarfın içine koyarak, imzaya gönderdik. İmzadan döndüğünde de Hasan Iğsız'a bilgi verdik. Sonuç olarak söylemek istediğim şudur: internet andıcı ve yeni sitelerin kurulması Sayın Genelkurmay Başkanımızdan habersiz yapılan işler değildir'' ifadelerine yer verdi.
Başbuğ'un internet andıcı ve yeni sitelerin kurulmasından haberi olmaması durumunda, 4 Kasım 2009'da ikinci ihbar mektubu ekinde yer alan internet andıcını gördüğünde kendileri hakkında işlem yapması gerektiğini belirten Eröz, bugüne kadar sadece içinde bulunduğu rütbe ve görevle ilişkili olarak emir aldığını ve emir verdiğini ifade ederek, tahliyesini istedi.