Özal’ı Mezarında Bile Rahat Bırakmadık

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın mezarının açılmasını, "Onu mezarında bile rahat bırakmadık." sözleriyle değerlendirdi.

Özal’ı Mezarında Bile Rahat Bırakmadık
Özal’ın büyük devlet ve siyaset adamı olduğunu ve her geçen gün varlığını daha fazla özlediğini ifade eden Çiçek, "Gerçekten ülkemize çok şey kazandırdı bugün demokrasi, çağdaşlaşma, yenilik ve değişim adına neye sahipsek bunun önemli bir kısmının ülkemize kazandırılmasında emeği geçen bir inanç, düşünce ve aksiyon adamıydı. Onu mezarında bile rahat bırakmadık. Temenni ederim ki bu sıkıntılar bir an evvel sonlanır. Onu ebedi istirahatgahında rahmetle anmaya devam ederiz." diye konuştu.

2008 yılında Turgut Özal Düşünce ve Hamle Vakfı tarafından Turgut Özal’ın adını yaşatmak evrensel bilgi düzeyine sahip fertlerin yetişmesine vesile olmak amacıyla kurulan Turgut Özal Üniversitesi, 3. eğitim–öğretim yılı törenle başladı.

Törene, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, Turgut Özal Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Yıldırım Akbulut, eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve birçok davetli katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda aralarında merhum Turgut Özal’ın sevdiği şarkılarında bulunduğu müzik dinletisi gerçekleştirildi.

Burada konuşan Cemil Çiçek, üniversitelerin geriye dönük hizmetleri görevleri yeteri kadar yerine getirmediği için ortaya çıkan boşluğu, devlet, millet ve toplum arasında çıkardığı sorunları Meclis'in kanun çıkartarak çözmeye çalıştığını vurguladı. Çiçek, "En kötü yoldan en kötü yöntemle Türkiye’nin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Halbuki bilgi ile kültürle, eğitimle ve sorumlu davranışla çözülecek sorunlar kanunlarla yeterli kadar çözülemiyor. Unutttuğumuz bir şey var en mükemmel kanunu da çıkarsanız eksikliklerde çok fazla netice alamazsınız." diye konuştu.

Üniversitelerdeki açılış günlerinin sadece seramoni günleri olmadığını hatırlatan Çiçek, şu değerlendirmede bulundu: "Aynı zamanda hepimizin hangi sıfatta bulunursak bulunalım sorumluluğumuzu hatırlayacağımız günler olmalı. O zaman eğitim öğretim daha anlamlı olacaktır. Ülkemizde bulunan 168 üniversite vardır. Geriye baktığımızda bu üniversiteler toplumdan kopuktur adeta kendi galaksilerindeler. Toplum ne düşünür, ne bekler ne yapar hiç ilgisi yok. Tam tersi zaman zaman hakla karşı karşıya halkın kültürüyle, halkın inancıyla kendisi maaşını veren, kendisine her türlü hizmeti veren kendisine çoçuklarını emanet ettiği halkla karşı karşıya gelen üniversitelerimiz olmuştur. Bugün çok ciddi ölçüde yaşadığımız toplumsal sorunların temelinde üniversitelerimizin toplum sorunlarından kopukluğu yaşanıyor.

""TERÖRLE İLGİLİ BUGÜNE KADAR 48 ARAŞTIRMA YAPILMIŞ, ONLAR DA GÜVENLİKLE İLGİLİ"

Türkiye’nin 30 yıldır can yakıcı, asrın vebası terörle uğraştığını anlatan Çiçek, "Bu kadar üniversitemiz var. Bu kadar zamandır terör belası ile uğraşmış, insanını kaybetmiş, fıorsatlarını kaybetmiş bir toplumda bu konu ile ilgili doğru dürüst üniversitelerimizde bir araştırma olmamış. 48 tane araştırma var bu konu ile ilgili. Bunun da önemli bir kısmı güvenlik birimlerinin polis akademisinin,genel kurmayın hazırlattığı daha çok güvenlik açısından hazırlanan araştırmalar. Böylesine bir bela karşısında, bu belayı Türkiye’nin başına atmak isteyenler yüzlerce araştırma yapmış bu belaya muhattap olan ülkemizin üniversitelerinde bilim hayatında bu konuya ilgi yok. Araştırma yok seçtikmlerimiz düşünsün. Ben neye göre düşüneceğim. Neyi neye göre yapacağım. Tedbir olarak neleri uygulamaya koyacağım." ifadelerini kullandı. Bilim adamlarının, saha araştırmacılarının ve üniversitelerin özellikle terör bölgesinde olan üniversitelerin bu konu ile ilgili araştırma yapması gerektiğini vurgulayan Çiçek şunları söyledi: "Bu konuya eğilseydik bugüne kadar yüzlerce araştırma yapılacak, tedbirler belirlenecek ve bu tedbirler güncellenecekti biz de bunlardan ders çıkartmaya çalışacağız. Toplumdan kopuk üniversiteler aynı zamanda toplumun sorunlarından da kopuktur. Onun için ülkenin hangi sorunu varsa dış yada iç bunların araştırılması üniversitelerimizin sorumluluğundadır. Mühim olan rahmetli Özal’ın da bana öğrettiği şey gömleğin ilk düğmesini doğru iliklemektir. İlk düğme eğitim ve öğretimi kaliteli yapmak, doğru yapmaktır. İnsanlığa karşı sorumluluk duygusu içinde bunu yapmaktır." Törenin açılış konuşmasını yapan Üniversite Rektörü Prof. Dr. Erol Oral ise bilimsel çalışmalara verdikleri önem sayesinde uluslar arası statüde geçerliliği olan makale ve dergilerde yer almayı hedeflediklerini söyledi.

Üniversitenin Ellik kampusune ilave olarak yeni bir kampus projesi planladıklarını kaydeden Oral, "Oldukça geniş bir arazide tüm birimlerimizin yer alacağı bir yapı olacak." diye konuştu.

Üniversitelerine ismini veren Turgut Özal’ın hür düşünceyi savunan ve rekabeti ortaya atan bir kişi olduğunu anlatan Yıldırım Akbulut da "Dünya ile yarışan bir toplum oluşturma vizyonuna sahip biriydi. Bizi kapalı bir kutu olmaktan çıkardı. Onun en önemli özelliği herkesin düşüncesini özgürce ifade edebilmesini savunmasıdır." dedi.

Konuşmaların ardından açılış dersini Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Güvenen yaptı .