Kemal Burkay: Pkk Ergenekon’un Bir Ayağıdır, Öcalan Bu İşin İçindedir
Kürt siyasetçi-yazar Kemal Burkay, PKK terör örgütünün derin devlet projesi olduğunu söyledi.
PKK’nın Ergenekon içinde bir ayak olduğuna dikkat çeken Burkay , Abdullah Öcalan başta olmak üzere bazı örgüt yöneticilerinin bu işin içinde olduğunu belirtti .
Son dönemde yaptığı açıklamalar ile kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Burkay , TRT Haber’de gündeme ilişkin soruları cevapladı . Diyarbakır İçkale’deki faili meçhul kazıları değerlendiren Burkay , söz konusu cinayetlerin faillerinin belli olduğunu dile getirdi . Faili meçhul cinayetlerin JİTEM tarafından işlendiğini belirten Burkay , “Bunların kimler tarafından nasıl işlendiği o zamanlar kamuoyunda biliniyordu . Bunların bir bölümü JİTEM denen örgüt tarafından işlendi . JİTEM taşeron da kullandı bu cinayetleri işlerken . Hizbullah’ı kullandı bir dönem . Sokak ortasında insanlar satırla öldürülüyordu ; ama katiller yakalanmıyordu . Yakalananlar da serbest bırakılıyordu . Hizbullah’ın jandarma bölgesinde eğitim gördüğü biliniyordu . Bu tür cinayetlerin devlet içinde yuvalanmış kendisini gizleyen ve yasal koruma gören birtakım örgütler tarafından işlendiği çok iyi biliniyordu . ” diye konuştu .
JİTEM’in eylemlerinin 1990’lı yıllarda çok hızlandığını anlatan Burkay , “Bu olayların yaşandığı zaman dilimi Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olduğu , Tansu Çiller’in Başbakan , Mehmet Ağar’ın İçişleri Bakanı olduğu döneme rastlıyor . Yalnızca onlar değil , olağanüstü hal valileri bunların hepsinin haberi vardı olan bitenlerden . Bu dönemde Milli Güvenlik Kurulu’nda bu konuda karar alındığı bu tür cinayetlere bu tür eylemlere yasal koruma getirildiği biliniyor . Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım gibi kişiler bu dönemde serbestçe faaliyet gösterdiler . Bunlar jandarma komutanları ile aynı masalara oturuyorlardı . ” ifadelerini kullandı .
Terör örgütü PKK konusunda da değerlendirmelerde bulunan Burkay , örgütün Ergenekon’un Kürt ayağı olduğuna vurgu yaptı . Abdullah Öcalan’ın bu işin içinde olduğunu savunan Burkay , “Nasıl Hizbullah oluşturuldu , daha sonra defteri dürüldü . PKK olayı da benzerdir . PKK 1970’lerde ortaya çıktı . PKK’nın kuruluşunun bir derin devlet projesi olduğunu geçmişten beri söyledim . PKK , Ergenekon’un Kürtler içindeki bir ayağıydı . Bugün de Ergenekon ile ilişki içinde olan bir ayaktır . Abdullah Öcalan başta olmak üzere PKK’nın kuruluşunda rol alan birçok insan bu işin içindedir . PKK derin devlet tarafından oluşturulan bir örgüttür . ” şeklinde konuştu .
PKK’nın 80’li yıllarda birçok arkadaşını katlettiğini anlatan Burkay , “1980’li yıllarda PKK bizim yoldaşlarımıza bize ve diğer Kürt örgütlerine yurt dışında olan cuntaya karşı muhalefet eden lobi çalışmaları yapan insanlara karşı Kürt veya Türklere karşı saldırılar başlattı . Bizim değerli yoldaşımız Hüseyin Akagündüz ve Ramazan Adıgündüz adlı yoldaşımızı katlettiler . PKK , Beka Vadisi’nde özellikle de Güney Kürdistan’da orada kurmuş olduğu kamplarda kendisine muhalefet eden şu veya bu bahane ile birçok insanı katletti . Bunlardan bir tanesi PKK’nın merkez komitesi üyesi Bingöllü Mesut Altınok’tur . Resul işkence edilerek kurşuna dizilerek öldürüldü . Bunun gibi orada haksız yere yargılanmış çok insan var . Ölüm tarlaları var . Bunların yüzlerce binlerce olduğunu biliyorum . Öcalan 15 bin rakamını verdi . ” diye konuştu .
Son dönemde yaptığı açıklamalar ile kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Burkay , TRT Haber’de gündeme ilişkin soruları cevapladı . Diyarbakır İçkale’deki faili meçhul kazıları değerlendiren Burkay , söz konusu cinayetlerin faillerinin belli olduğunu dile getirdi . Faili meçhul cinayetlerin JİTEM tarafından işlendiğini belirten Burkay , “Bunların kimler tarafından nasıl işlendiği o zamanlar kamuoyunda biliniyordu . Bunların bir bölümü JİTEM denen örgüt tarafından işlendi . JİTEM taşeron da kullandı bu cinayetleri işlerken . Hizbullah’ı kullandı bir dönem . Sokak ortasında insanlar satırla öldürülüyordu ; ama katiller yakalanmıyordu . Yakalananlar da serbest bırakılıyordu . Hizbullah’ın jandarma bölgesinde eğitim gördüğü biliniyordu . Bu tür cinayetlerin devlet içinde yuvalanmış kendisini gizleyen ve yasal koruma gören birtakım örgütler tarafından işlendiği çok iyi biliniyordu . ” diye konuştu .
JİTEM’in eylemlerinin 1990’lı yıllarda çok hızlandığını anlatan Burkay , “Bu olayların yaşandığı zaman dilimi Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olduğu , Tansu Çiller’in Başbakan , Mehmet Ağar’ın İçişleri Bakanı olduğu döneme rastlıyor . Yalnızca onlar değil , olağanüstü hal valileri bunların hepsinin haberi vardı olan bitenlerden . Bu dönemde Milli Güvenlik Kurulu’nda bu konuda karar alındığı bu tür cinayetlere bu tür eylemlere yasal koruma getirildiği biliniyor . Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım gibi kişiler bu dönemde serbestçe faaliyet gösterdiler . Bunlar jandarma komutanları ile aynı masalara oturuyorlardı . ” ifadelerini kullandı .
Terör örgütü PKK konusunda da değerlendirmelerde bulunan Burkay , örgütün Ergenekon’un Kürt ayağı olduğuna vurgu yaptı . Abdullah Öcalan’ın bu işin içinde olduğunu savunan Burkay , “Nasıl Hizbullah oluşturuldu , daha sonra defteri dürüldü . PKK olayı da benzerdir . PKK 1970’lerde ortaya çıktı . PKK’nın kuruluşunun bir derin devlet projesi olduğunu geçmişten beri söyledim . PKK , Ergenekon’un Kürtler içindeki bir ayağıydı . Bugün de Ergenekon ile ilişki içinde olan bir ayaktır . Abdullah Öcalan başta olmak üzere PKK’nın kuruluşunda rol alan birçok insan bu işin içindedir . PKK derin devlet tarafından oluşturulan bir örgüttür . ” şeklinde konuştu .
PKK’nın 80’li yıllarda birçok arkadaşını katlettiğini anlatan Burkay , “1980’li yıllarda PKK bizim yoldaşlarımıza bize ve diğer Kürt örgütlerine yurt dışında olan cuntaya karşı muhalefet eden lobi çalışmaları yapan insanlara karşı Kürt veya Türklere karşı saldırılar başlattı . Bizim değerli yoldaşımız Hüseyin Akagündüz ve Ramazan Adıgündüz adlı yoldaşımızı katlettiler . PKK , Beka Vadisi’nde özellikle de Güney Kürdistan’da orada kurmuş olduğu kamplarda kendisine muhalefet eden şu veya bu bahane ile birçok insanı katletti . Bunlardan bir tanesi PKK’nın merkez komitesi üyesi Bingöllü Mesut Altınok’tur . Resul işkence edilerek kurşuna dizilerek öldürüldü . Bunun gibi orada haksız yere yargılanmış çok insan var . Ölüm tarlaları var . Bunların yüzlerce binlerce olduğunu biliyorum . Öcalan 15 bin rakamını verdi . ” diye konuştu .