Hat ve Ebru Sanatına 34 Yıllık Emek

Kastamonu`da hat ve ebru sanatıyla uğraşan Rafet Küllüoğulu, zor şartlarda eserlerini yaptığını söyledi.

Hat ve Ebru Sanatına 34 Yıllık Emek
Kastamonu`da 34 yıldır ebru ve hat sanatıyla ilgilenen Rafet Küllüoğlu, Kastamonu`nun tarihi alışveriş merkezlerinden Münire Medresesi`nde küçük atölyesinde hat sanatı ve ebru çalışmasını sürdürüyor. Sanatının sabır ve sebat işi olduğunu ve sabır olmadan sanatın olmayacağını ifade eden Rafet Küllüoğulu, sanatın başlangıcının, ortasının, sonunun sabır olduğunu kaydetti. Anadolu`da güzel sanatlarla uğraşan sanatkarın büyük kentlere göre daha zor şartlarda eserler meydana getirdiğini belirten Küllüoğlu, ebru sanatında kullanılan oksit boyalara ilave olarak kentin bazı bölgelerinde bulunan toprakları karıştırarak 7-8 çeşit ebruya özel renk uyarladığını söyledi. Küllüoğlu, “1988 yılından 1998 yılına kadar Milli Eğitim Bakanlığı`nın Hizmet İçi Eğitim Kurslarında hüsnü hat sanatından ve ebru sanatından kurslar verdim. Birçok öğrenci ve kursiyer yetiştirdim” dedi.1989-1990 yıllarında ilk sergisini Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi`nde açan Rafet Küllüoğlu, yine 1991`de başlayan Şeyh Şaban-ı Veli Kastamonu Evliyalar Haftası etkinlikleri içerisinde ve her sene Ankara ve İstanbul`da düzenlenen Kastamonu günlerinde davet üzerine sergi açıyor. Hat sanatı üzerine kendisinden ders alan ve bu işi İstanbul`da devam ettiren öğrencilerinin olduğunu söyleyen Küllüoğlu, “İstanbul`da benden ders alıp devam ettiren ve büyük hattat olan öğrencilerim var. Ebru sanatından da devam ettiren vardır. Türkiye`nin çeşitli yerlerinden birçok öğretmene Bakanlık görevlisi olarak ders verdim” diye konuştu.Sanatının sabır ve sebat işi olduğunu ve sabır olmadan sanatın olmayacağını ifade eden Rafet Küllüoğlu, “Ebru sanatı teknedeki suyun ve kavanozdaki boyanın ayarıdır. Bunlar içerisinde ki boya dediğimiz çeşitli topraklardır. Topraklar bizim ana ham maddemizdir. Boyanın içinde su ve öd vardır. Boya eğer hakiki toprak ise toprağı süzüyoruz. Bulanığını alıyoruz. Bulağının içinde ki suyu atıp mehle dediğimiz kısmını alıyoruz ve topraktan boya elde etmiş oluyoruz. Eğer oksit ve pikpent boya ise mermerde destesenk yoluyla eziyoruz onlardan bir miktar kavanoza koyuyoruz, içine su ve biraz da öd koyuyoruz” dedi.Ebru sanatını teknedeki suyun ve kavanozlarda ki boyanın ayarı olarak tanımlayan Rafet Küllüoğlu, bu ayarın tutturulduğu zaman işin en önemli kısmını halledilmiş olacağını kaydetti. Ebru sanatının insana huzur veren ve ayrıca su üzerinde olan aşamayı anlatan Küllüoğlu şunları söyledi:“Suyun üzerine boyaları atıp çiçek motiflerini ve diğer kullanmak istediğiniz motifleri suyun üzerine çiziyorsunuz. Sonra boş kağıdı suyun üzerine kapattığınız zaman hepsi kağıda yapışmış oluyor. Aynı zamanda hattatlığım da olduğu için ebru ile hüsnü hat sanatını birleştirerek motiflerime yansıtıyorum.”“BOYALARIMI KASTAMONU TOPRAĞINDAN ELDE EDİYORUM”Ebru sanatında kullandığı boyaları Kastamonu ve ilçelerinden topladığı topraklardan elde ettiğini belirten Küllüoğlu, “Gövdere`nin toprağı gri renkte, Sarıkaya`nın torağı sarı renkte, Kızbayır`ın toprağı kızıl renkte, Küre madenlerinin toprağı olan bakır sülfürü yeşil renkte, Doğanyurt toprağı açık yeşil, Araç Karandı köyünün toprağının ve Devrakani Yaralıgöz toprağının kahverengi ve bu topraklardan elde ettiğim boyaların eserlerime can veriyor” dedi.
Kaynak: İHA