Osmancık ilçesine bağlı Yukarı Zeytin köyünde 25 yıl hizmet ettiği amcası tarafından 1966 yılında kendisine verilen araziyi üzerine almaya çalışan Yunus Göler, mülk sahibi olduğunu 45 yıllık belgeyle ispat etmeye çalışıyor. Çocukluk yıllarından itibaren 25 yıl boyunca amcası Ali Göler`in yanında çalışan Yunus Göler`e (66) amcası 1966 yılında hizmeti karşılığı bir tarla verdi. Daha sonra İzmir`e yerleşen Yunus Göler, emekli olduktan sonra köyüne yerleşmeye karar verdi. Amcasının kendisine 25 yıllıkhizmeti karşılığında verdiği araziyi değerlendirmek isteyen Göler, arazinin halen amcasının çocukları tarafından kullanıldığını öğrenince tapusu olmayan araziyi üzerine almak için Osmancık Tapu Sicil Müdürlüğü`ne müracaat etti. Arazinin kendisine ait olduğunun ispatlanmasının istenmesi üzerine amcasının araziyi kendisine devrettiğine dair 1966 yılında hazırlanan "Harici Gayrimenkul Satış Zilyetlik ve Tasarrufluk Devir Belgesine" ulaşan Göler, bu belge ile kendisine tapu verilmesini istedi. Ancak belgenin üzerinde huzurun (şahit) olarak imzası bulunan hiç kimsenin bu gün hayatta olmaması nedeniyle belgenin doğruluğu için şahit istendi. Göler, bunun üzerine köy tüzel kişiliğinden 1990 yılında hazırlanmış "Tarla Satış Ara Senedine" ulaştı. Bu senette imzası bulunan kişilerden birisinin halen hayatta olması, gerektiğinde şahit bulma sorununu ortadan kaldırınca başvuruda kullanılan iki belge de kabul edildi. Fakat tapu senedi verilmeden önce iki belgede de "Tek Çaruk`un yeri, üç ölçeklik tarla" olarak tarif edilen arazinin yüz ölçümünün tespiti için Tapu Kadastro Müdürlüğü`nün yeniden ölçüm yapmasına karar verildi. Araziye resmi tapu verilmesine de ölçüm işlemlerinin tamamlanmasının ardından karar verilecek. Elindeki belgelerle tam 45 yıl sonra hakkını arayan Yunus Göler, "Ben bu üç ölçeklik araziyi senetlerde de yazdığı gibi 25 yıl davar güderek kazandım. Daha sonra 25 yıl İzmir`de çalıştım emekli oldum. Devletin kanununda 25 yıl çalışmanın bedeli ömür boyu emeklilik iken ben nasıl olur da bu kadar çalışma karşılığında kazandığım üç ölçeklik araziden vazgeçebilirdim. Ben aslında bana ait olan bir arazinin değil, verdiğim büyük bir emeğin karşılığının, yani alın terimin peşindeyim" dedi.
