Aşırı Sıcaklar Ve Güneşin Zararlarından Korunma Tedbirleri

Çanakkale Sağlık İl Müdürü Dr. Serhat Faruk Özyürek, uzun süre bilinçsizce güneş ışınlarına maruz kalınmasının olumsuz sonuçlar ortaya çıkardığını belirterek, "Günün en sıcak saatlerinde mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmamalı" dedi.

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Sağlık İl Müdürü Dr. Serhat Faruk Özyürek, bilinçsizce güneş ışınlarına maruz kalınmaması için bazı önlemlerin alınmasının gerektiğini belirterek, "Buna göre dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli; geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka giyilmeli ve güneşin zararlı ışınlarından koruyan güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Dışarıda çalışması gerekenler ise mümkün oldukça güneş altında korunmasız

kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya, sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat etmelidir. Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde (10.00-16.00) denize girilmemeli ve güneşlenilmemelidir. Bu saatlerin dışında denize girmek isteyenler güneşten koruyucu krem (en az 15 koruma faktörlü) kullanmalı, şapka ve gözlük gibi gerekli koruyucu önlemleri almalı ve uzun süre kesintisiz güneşlenmemelidir. Yoğun fizik aktivitesi gerektiren sporları yapmak için sabah ve akşam saatleri tercih edilmeli, her bir

saatlik spor için en az 2-4 bardak sıvı alınmalıdır. Ağır fizik aktivitelerden kaçınılmalıdır. Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar, günde en az iki kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmelidir. Bebekler ise bu açıdan daha sık izlenmelidir. Bebek, çocuk, engelliler ve hayvanlar kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmamalıdır. Araçların iç ısıları, klima olsa dahi park edildikten çok kısa süre sonra yükselmektedir. Araç terk edilirken herkesin dışarı çıktığından emin olunmalıdır. Kapalı

alanlar iyi havalandırılmalıdır. Güneş gören pencereler perde vb. güneşliklerle gölgelendirilmelidir. Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı; bunun mümkün olmadığı durumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmelidir" diye konuştu.

"YAZ AYLARINDA GÜNDE EN AZ 5 PORSİYON SEBZE VE MEYVE TÜKETİLMELİ"

Sağlık İl Müdürü Özyürek, yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın korunması için esas olduğunu da belirterek, "Bu nedenle dört besin grubunda bulunan besinlerden 3 ana ve 3 ara öğünde yeterli miktarlarda alınmalıdır. Kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Yaz aylarında yapılacak kahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin ve taze sebzeler bulunmalı, kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Yaz aylarında yağlı besinlerin ve

yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı, yemeklerde bitkisel sıvı yağların kullanılmalı, yemekleri pişirirken ise kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır. Yaz aylarında vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için sebze ve meyve çeşitlerinden yararlanılması önemlidir. Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Kan şekerini hızla yükselten ve hızlı düşüren

besinlerin tercih edilmemesi, basit karbonhidrat olan saf şeker ve şekerli besinler yerine kepekli ekmek, makarna, bulgur gibi lifli besinlerin tüketilmesine özen gösterilmelidir. Enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve tatlıları, dondurma gibi tatlılar tercih edilmelidir" şeklinde konuştu.

"ÇOK SOĞUK VE BUZLU İÇECEKLER MİDE KRAMPINA YOL AÇIYOR"

Sağlık İl Müdürü Özyürek, terleme ile artan sıvı ve mineral kaybının önlenmesi için her zamankinden daha fazla miktarlarda sıvı alınmasının şart olduğunu da belirterek, "Sıvı alımında su içmek esas olmakla beraber, su dışı sıvı alımında kahve, çay ve gazlı içecekler yerine süt, ayran ve meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir. Eğer doktor tarafından sıvı alımı kısıtlanmış veya idrar söktürücü ilaç kullanılması söz konusu ise ilgili doktora başvurmak gerekir. Mide kramplarına neden olabileceği için

çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemelidir. Kafein, alkol ve fazla miktarda şeker içeren içecekler vücutta daha fazla sıvı kaybına yol açtığı için tüketilmemelidir. Dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı, çabuk bozulma riski olan besinler (et, yumurta, süt, balık vb.) açıkta bekletilmemeli, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmelidir" açıklamasını yaptı.

"GÜNEŞ ÇARPMASI, ACİL TEDAVİ EDİLMEZSE KALICI HASARA VEYA ÖLÜME NEDEN OLABİLİR"

Sağlık İl Müdürü Özyürek, aşırı sıcakların insan salığı üzerinde önemli etkilerinin bulunduğunu da belirterek, "Aşırı sıcağa maruz kalma sonucu beden ısısını ayarlayan terleme mekanizmasının bozulmasına bağlı olarak vücut ısısının düşürülememesi ile karakterize bir tablodur. Vücut ısısı 10-15 dakika içerisinde 40-41 derece üstüne çıkabilir. Güneş veya sıcak çarpması acil olarak tedavi edilmezse kalıcı hasara veya ölüme neden olabilir. Bilinç kaybından önce tedaviye başlanması durumunda iyileşme şansı

oldukça yüksektir. Kişinin ateşi 39.4 derece üzerindedir. Deri kuru, kırmızı ve sıcaktır, terleme yoktur, bulantı kusma, baş ağrısı, baş dönmesi, göz çukurlarının belirginleşmesi ve görme netliğinin bozulması ile komaya kadar gidebilen şuur bulanıklığı veya kaybı vardır. İlk yardımda; kişi hemen serin ve hava akfımı olan bir yere alınmalı, sıkı giysileri gevşetilmeli, soğuk su veya soğutucularla (vantilatör, klima vb.) soğutulmaya çalışılmalı, kesinlikle içmesi için sıvı verilmemeli ve en yakın sağlık

kuruluşuna götürülmelidir. Gerekli durumlarda hava yolu açılmalı ve suni solunum yapılmalıdır" şeklinde konuştu.

Uzun süre aşırı sıcağa maruz kalma ve yeterli miktarda sıvı almamaya bağlı su ve mineral kaybının meydana geldiğine de dikkat çeken Sağlık İl Müdürü Özyürek, "Bu daha sıklıkla yaşlılarda, yüksek tansiyonu olanlarda ve güneş altında çalışanlarda görülür. Aşırı terleme, yorgunluk, halsizlik, bayılma hissi, nabız hızlanması, ateş yükselmesi belirtileriyle kendini gösterir. Deri soğuk ve nemlidir, nabız hızlı ve zayıftır, solunum hızlı ve yüzeysel, şuur açıktır. Güneş çarpmasının daha hafif şekli olup hayati

tehlike yoktur. İlkyardım uygun ve zamanında yapılırsa genel durum hızla düzelir. Serin bir yerde istirahata alınan hasta, giysileri gevşetilip sırt üstü yatırılarak bacakları yükseltilir. Islak havlu veya bezle serinletilmeye çalışılır. Bol miktarda sıvı verilir, özellikle de tuzlu ayran içirilir. Yaklaşık 1 saat içerisinde kişinin genel durumu düzelmezse mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. Aşırı aktivite sonucunda terlemeye bağlı olarak vücutta hızlı bir su ve tuz kaybı meydana gelir. Düşük

tuz seviyeleri kaslarda sıcak kramplarına neden olabilir. Sıcak krampları aynı zamanda sıcak bitkinliğinin belirtilerinden birisidir. Genellikle karın, bacak ve kol kaslarının fiziksel aktivite sırasında ağrılı spazmlarıyla meydana gelir. Sıcak krampları için tıbbi tedaviye gerek yoktur. Kişinin yaptığı aktivite durdurulmalı, sakin ve serin bir yere oturtulan hastaya meyve suyu veya mineralli içecekler içirilmelidir. Kramp meydana geldikten sonra en az birkaç saat fiziksel aktivitede bulunulmamalı, bir saat

içerisinde geçmezse en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır" ifadelerini kullandı.

"YANIKLARDA; YAĞ, SALÇA, YOĞURT VE DİŞ MACUNU SÜRÜLMEMELİ"

Açıklamasında güneş yanıkları konusuna da değinen Özyürek, "Deriye hasar vereceği için güneş yanıklarından kaçınılmalıdır. Yanıklar, uzun süreli güneş ışığına maruz kalmakla meydana gelir. Deri kızarık, ağrılı ve aşırı derecede sıcaktır. Eğer etkilenen kişide ateş, bül (su toplanması) ve şiddetli ağrı varsa veya 1 yaşından küçükse en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Güneş yanığından korunmak için güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınılmalı, güneş yanığı olan yerler soğuk su ile silinmeli, etkilenmiş

bölgelere nemlendirici tıbbi losyon sürülmelidir. Yağ, salça, yoğurt ve diş macunu vb. maddeler kesinlikle sürülmemeli, büller patlatılmamalıdır" dedi.

Aşırı sıcaklardan en çok etkilenen gruplar hakkında da bilgi veren Çanakkale Sağlık İl Müdürü Dr. Serhat Faruk Özyürek, "Bunlar arasında 4 yaşından küçük çocuklar, yalnız yaşayan 65 yaş ve üzerindeki yaşlılar, bakıma ihtiyacı olanlar, hamileler, aşırı kilolular, açık alanda çalışanlar, kronik hastalığı (şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, solunum sistemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, böbrek hastalıkları) olanlar, sürekli ilaç (özellikle

tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçları) kullanan kişiler, sokak çocukları ve evsizler yer alıyor" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA