Arınç: "Laiklik Kıyafetlerde Ayrımcılık Yapmamaktır"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ‘‘Gerçek laiklik insanların kıyafetlerinde ayrımcılık yapmamaktır. Gerçek laiklik insanların din ve vicdan özgürlüğüne saygılı olmaktır. Gerçek laiklik inansın veya inanmasın insanları sorgulamamaktır‘‘ dedi.
Arınç, Bursa Olay Tv‘deki canlı yayında, seçimlerin yaklaşmasıyla üslupları sertleşen liderlere bir tavsiyesinin olup olmadığının sorulması üzerine, ‘‘Bundan kurtulmak için 35 günümüz kaldı. Yani seçime kadar ne tavsiye etsek, veyahutta hangi yolu göstersek (min gayr-i haddin) yani haddimize düşmez ama şöyle yapın da desek, böyle yapın da desek, herhalde liderler bu sözlerimizi dinlemeyecekler‘‘ diye konuştu.
Liderlerden birinin 5 dozda bir şey söylemesi durumunda, öbürünün ona 6-7 ile karşılık verdiğini ifade eden Arınç, şunları söyledi:
‘‘Tabi hazmedilemeyecek, insan nefsine ağır gelen, kişilik haklarına saldırı olan, bir insanın özeline hakaret veya aşağılama taşıyan hiçbir söze insanlar kayıtsız kalamaz. Hele hele bizim çizgimizde siyaset yapan insanlar... Ben, sayın Başbakanımız ve arkadaşlarımız, karşılık vermeden duramayız. Çünkü biz görüşlerimiz, düşüncelerimiz eleştirildiği zaman bunlara tahammül edebiliriz. Ama aile hayatımıza, inancımıza, kutsal değerlerimize, halkımızın ortak değerlerine bir hakaret sezdiğimizde, bunun karşılığını vermeden edemiyoruz. Birbiriyle yarışan siyasetçiden ziyade söylenen sözlere, biraz daha mukabele etmek gibi bir yöntem var. Birisinin belki bir havlu atması lazım veyahutta birisinin belki bir şövalyelik yapması lazım. (Arkadaş bu yaptığımız doğru değil bizim. Toplumda gerginliğe yol açıyoruz. Biz toplumda saygın insanlarız. Toplumun önderleriyiz. Halk bize bakarak kendi yolunu tayin edecek, ama biz kötü örnek oluyoruz. Ben bundan sonra üslubuma daha dikkat edeceğim) dese o şövalyeliği kim yapacaksa ki öncelikle Kemal Bey‘in yapması lazım. Çünkü anasının a‘sı diyen o. Bir başka hakareti yapan o, (ahlaksız bunlar, ahlak bunların yanından geçmemiş) diyen o. Yani çocuk duysa yüzü kızaracak hakaretleri koskoca bir anamuhalefet partisinin lideri yapabiliyor. (Tamam bugüne kadar olan oldu, ben bundan sonra kimsenin özel hayatına, mukaddeslerine söz söylemeyeceğim. Aynı davranışı diğerlerinden de bekliyorum) dese kazanır. Ama görüyorum bugün bile yaptığı konuşmalarda esiyor, yağıyor, gürlüyor (Sen benim karşıma çıkamazsın, sen adam mısın) filan diyor.‘‘
-‘‘AMENTÜ GİBİ 5 DEFA YEMİN EDEN BİR İNSANSIN‘‘-
Mangal gibi yürek isteyen adama gülünüp geçildiğini belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Bir bakıyorsunuz yani mangal gibi yürek isteyen adama gülüp geçiyorsunuz. Sen kimsin, hangi mangal gibi yürek lazım. Neyi temsil ediyorsun? Sen CHP içinde (aday olmayacağım) diye günde amentü gibi 5 defa yemin eden bir insansın. Sonra bir kasetle önün açıldı. Birileri seni sürükledi, yemin ettiğinin ertesi gününde aday oldun ve genel başkan oldun. Yani nasıl geldiğini ve nasıl gideceğini az çok millet tahmin ediyor. Sen kime karşı meydan okuyorsun Allah aşkına. Karşıma çıkamazsın gel televizyonda tartışalım. Televizyonda tartışmak belki olabilir, ama bak meydanlardayız. Her gün iki üç tane miting yapıyoruz.‘‘
Bu üslubu ortadan kaldırabilecek bir yolun olabileceği şeklindeki sözler üzerine de Arınç, ‘‘Lütfen söyleyin, hemen ben de söyleyip tekrar edeyim. Veya bizi izleyenlerden böyle orijinal çağrılar, çareler gelirse ben hazırım. Yani ben gerçekten üzülüyorum. Yüzüm kızarıyor. Çünkü ben bile bunların etkisinde kalıyorum. Bazen beş dozla yapacağım bir şeyi nefsime o anda hakim olamıyorum. Daha fazla konuşuyorum‘‘ dedi.
‘‘Duygusal bir yapınız var ve çok sert çıkışlar, çok duygusal çıkışlar verdiğinize tanık oluyoruz. Siz de mi biraz daha sakin olsanız acaba?) sorusu üzerine Arınç, kendisinin 40 yıldan bu yana siyasetin içinde olduğunu anımsattı.
-‘‘BEN KADINLARI BAŞI ÖRTÜLÜ, BAŞI AÇIK DİYE KATEGORİZE ETMEM‘‘-
Arınç, TBMM Başkanlığı‘na seçildikten 2 gün sonra eşinin başı örtülü olduğu için laikliğe, rejime aykırı olduğunu iddia eden bir grup garip insanın Türkiye‘de fırtına koparttığını anlatarak, şöyle konuştu:
‘‘Ben eşimin başında örtü olmasından iftihar ederim. Ben kadınları başı örtülü, başı açık diye kategorize etmem. Başı açığa gösterdiğim saygıyı başı örtülü olana da gösteririm. Hepsi bizim kadınlarımız. Kendi serbest iradeleriyle neyi tercih etmişlerse biz ona saygı gösteririz. İsteyen dekolte kıyafet giyebilir, isteyen başını örtebilir. Kimisi manto giyer, kimisi bir başka şey giyer. Bunlar kendi tercihleridir. Söz söyleme hakkını kendimde bulmam. Ama, benim eşim için yapılanlar beş sene boyunca devam etti. Ben bunların hepsine tahammül ettim. Yeri geldi cevap verdim ve savundum. Gerçek laiklik insanların kıyafetlerinde ayrımcılık yapmamaktır. Gerçek laiklik insanların din ve vicdan özgürlüğüne saygılı olmaktır. Gerçek laiklik inansın veya inanmasın insanları sorgulamamaktır. Bunları söyledim. Ben TBMM Başkanlığında başarılı ya da başarısız oldum. Beni eleştirenlere karşı hiçbir şey söylemedim. Ama işin içerisine hakaret, aşağılama, benim inancıma karşı büyük bir baskı hissettiğim zaman biraz dozu fazla şeyler de söylemiş olabilirim. Zaten bu damarımızı bildiği için karşımızdakiler, rakiplerimiz, bizi en çok buradan vurmaya kalkıyorlar. İşleri güçleri bel altından vurmak. Biz bu konuda çok tahammüllü değiliz. Ne olur onlar bu kötü işten vazgeçsin, biz de adam gibi siyasetimizi yapalım. Çünkü halkımız da kavga istemiyor, hakaret istemiyor. Halkımız da sadece kim ne yapacak onu öğrenmek istiyor.‘‘
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun hakaret sözleri söylediği zaman arkasındakilerin gülümsediğini belirten Arınç, ‘‘Aşağıdan da belki alkış geliyor. Bu çıldırmış bir toplum. Bir hakareti bir insan nasıl alkışlayabilir? Bir hakareti bir insan nasıl sevinçle veya gülerek bakabilir? Ama liderler bu hale getirdi kendi kitlelerini. (O ne yaparsa doğrudur. O ne yaparsa alkışlayalım). Yanlışlıkla öksürse bile alkışlayacaklar. Halbuki yanlışlıklara karşı (bu kadar da olmaz, biz bunu istemiyoruz) demeleri lazım‘‘ diye konuştu.
Bursa‘da bugün bir kısım taraftarın ya da taraftar görünenlerin yaptıkları ne kadar yanlış ise liderlerin de çevresindeki insanların da yanlış, haksız olarak ortaya koyduklarının da bunlardan ibaret olduğunu ifade eden Arınç, ‘‘Biz zaten toplumun aynasıyız. Ama şövalyelik yapacak birisi. Biz yapmaya hazırız. Yapıyoruz da bazen, bunları affedici bir tavır içinde oluyoruz. Ama, ne olur kişisel ilişkilerimizde birbirine çok saygılı olan insanların meydana çıktıkları zaman ağızlarından dökülenlere bakın, (bunlarda çift kişilik var) dersiniz. Hayret edersiniz. Ama 35 günümüz kaldı.‘‘
Anneler Günü dolayısıyla tüm annelerin ve anne adaylarının Anneler Gününü kutlayan Arınç, annelerin çok kutsal olduğunu, kendisinin annesinin de vefat ettiğini, vefat eden tüm anneleri de rahmetle andığını söyledi.
Bursa‘nın hizmetine talip olduklarını anlatan Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:
‘‘Bursalılar en güzel tercihlerini bilinçli olarak yapacaklardır. Onların tercihlerine saygımız var. Sonuç ne olursa olsun buna saygımız var. Ama yaptıklarımızla milletimizin önüne çıkıyoruz. Onlardan destek ve dua bekliyoruz. Bursalılar bunu bizden esirgemesinler.‘‘
Kaynak: AA
Liderlerden birinin 5 dozda bir şey söylemesi durumunda, öbürünün ona 6-7 ile karşılık verdiğini ifade eden Arınç, şunları söyledi:
‘‘Tabi hazmedilemeyecek, insan nefsine ağır gelen, kişilik haklarına saldırı olan, bir insanın özeline hakaret veya aşağılama taşıyan hiçbir söze insanlar kayıtsız kalamaz. Hele hele bizim çizgimizde siyaset yapan insanlar... Ben, sayın Başbakanımız ve arkadaşlarımız, karşılık vermeden duramayız. Çünkü biz görüşlerimiz, düşüncelerimiz eleştirildiği zaman bunlara tahammül edebiliriz. Ama aile hayatımıza, inancımıza, kutsal değerlerimize, halkımızın ortak değerlerine bir hakaret sezdiğimizde, bunun karşılığını vermeden edemiyoruz. Birbiriyle yarışan siyasetçiden ziyade söylenen sözlere, biraz daha mukabele etmek gibi bir yöntem var. Birisinin belki bir havlu atması lazım veyahutta birisinin belki bir şövalyelik yapması lazım. (Arkadaş bu yaptığımız doğru değil bizim. Toplumda gerginliğe yol açıyoruz. Biz toplumda saygın insanlarız. Toplumun önderleriyiz. Halk bize bakarak kendi yolunu tayin edecek, ama biz kötü örnek oluyoruz. Ben bundan sonra üslubuma daha dikkat edeceğim) dese o şövalyeliği kim yapacaksa ki öncelikle Kemal Bey‘in yapması lazım. Çünkü anasının a‘sı diyen o. Bir başka hakareti yapan o, (ahlaksız bunlar, ahlak bunların yanından geçmemiş) diyen o. Yani çocuk duysa yüzü kızaracak hakaretleri koskoca bir anamuhalefet partisinin lideri yapabiliyor. (Tamam bugüne kadar olan oldu, ben bundan sonra kimsenin özel hayatına, mukaddeslerine söz söylemeyeceğim. Aynı davranışı diğerlerinden de bekliyorum) dese kazanır. Ama görüyorum bugün bile yaptığı konuşmalarda esiyor, yağıyor, gürlüyor (Sen benim karşıma çıkamazsın, sen adam mısın) filan diyor.‘‘
-‘‘AMENTÜ GİBİ 5 DEFA YEMİN EDEN BİR İNSANSIN‘‘-
Mangal gibi yürek isteyen adama gülünüp geçildiğini belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Bir bakıyorsunuz yani mangal gibi yürek isteyen adama gülüp geçiyorsunuz. Sen kimsin, hangi mangal gibi yürek lazım. Neyi temsil ediyorsun? Sen CHP içinde (aday olmayacağım) diye günde amentü gibi 5 defa yemin eden bir insansın. Sonra bir kasetle önün açıldı. Birileri seni sürükledi, yemin ettiğinin ertesi gününde aday oldun ve genel başkan oldun. Yani nasıl geldiğini ve nasıl gideceğini az çok millet tahmin ediyor. Sen kime karşı meydan okuyorsun Allah aşkına. Karşıma çıkamazsın gel televizyonda tartışalım. Televizyonda tartışmak belki olabilir, ama bak meydanlardayız. Her gün iki üç tane miting yapıyoruz.‘‘
Bu üslubu ortadan kaldırabilecek bir yolun olabileceği şeklindeki sözler üzerine de Arınç, ‘‘Lütfen söyleyin, hemen ben de söyleyip tekrar edeyim. Veya bizi izleyenlerden böyle orijinal çağrılar, çareler gelirse ben hazırım. Yani ben gerçekten üzülüyorum. Yüzüm kızarıyor. Çünkü ben bile bunların etkisinde kalıyorum. Bazen beş dozla yapacağım bir şeyi nefsime o anda hakim olamıyorum. Daha fazla konuşuyorum‘‘ dedi.
‘‘Duygusal bir yapınız var ve çok sert çıkışlar, çok duygusal çıkışlar verdiğinize tanık oluyoruz. Siz de mi biraz daha sakin olsanız acaba?) sorusu üzerine Arınç, kendisinin 40 yıldan bu yana siyasetin içinde olduğunu anımsattı.
-‘‘BEN KADINLARI BAŞI ÖRTÜLÜ, BAŞI AÇIK DİYE KATEGORİZE ETMEM‘‘-
Arınç, TBMM Başkanlığı‘na seçildikten 2 gün sonra eşinin başı örtülü olduğu için laikliğe, rejime aykırı olduğunu iddia eden bir grup garip insanın Türkiye‘de fırtına koparttığını anlatarak, şöyle konuştu:
‘‘Ben eşimin başında örtü olmasından iftihar ederim. Ben kadınları başı örtülü, başı açık diye kategorize etmem. Başı açığa gösterdiğim saygıyı başı örtülü olana da gösteririm. Hepsi bizim kadınlarımız. Kendi serbest iradeleriyle neyi tercih etmişlerse biz ona saygı gösteririz. İsteyen dekolte kıyafet giyebilir, isteyen başını örtebilir. Kimisi manto giyer, kimisi bir başka şey giyer. Bunlar kendi tercihleridir. Söz söyleme hakkını kendimde bulmam. Ama, benim eşim için yapılanlar beş sene boyunca devam etti. Ben bunların hepsine tahammül ettim. Yeri geldi cevap verdim ve savundum. Gerçek laiklik insanların kıyafetlerinde ayrımcılık yapmamaktır. Gerçek laiklik insanların din ve vicdan özgürlüğüne saygılı olmaktır. Gerçek laiklik inansın veya inanmasın insanları sorgulamamaktır. Bunları söyledim. Ben TBMM Başkanlığında başarılı ya da başarısız oldum. Beni eleştirenlere karşı hiçbir şey söylemedim. Ama işin içerisine hakaret, aşağılama, benim inancıma karşı büyük bir baskı hissettiğim zaman biraz dozu fazla şeyler de söylemiş olabilirim. Zaten bu damarımızı bildiği için karşımızdakiler, rakiplerimiz, bizi en çok buradan vurmaya kalkıyorlar. İşleri güçleri bel altından vurmak. Biz bu konuda çok tahammüllü değiliz. Ne olur onlar bu kötü işten vazgeçsin, biz de adam gibi siyasetimizi yapalım. Çünkü halkımız da kavga istemiyor, hakaret istemiyor. Halkımız da sadece kim ne yapacak onu öğrenmek istiyor.‘‘
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun hakaret sözleri söylediği zaman arkasındakilerin gülümsediğini belirten Arınç, ‘‘Aşağıdan da belki alkış geliyor. Bu çıldırmış bir toplum. Bir hakareti bir insan nasıl alkışlayabilir? Bir hakareti bir insan nasıl sevinçle veya gülerek bakabilir? Ama liderler bu hale getirdi kendi kitlelerini. (O ne yaparsa doğrudur. O ne yaparsa alkışlayalım). Yanlışlıkla öksürse bile alkışlayacaklar. Halbuki yanlışlıklara karşı (bu kadar da olmaz, biz bunu istemiyoruz) demeleri lazım‘‘ diye konuştu.
Bursa‘da bugün bir kısım taraftarın ya da taraftar görünenlerin yaptıkları ne kadar yanlış ise liderlerin de çevresindeki insanların da yanlış, haksız olarak ortaya koyduklarının da bunlardan ibaret olduğunu ifade eden Arınç, ‘‘Biz zaten toplumun aynasıyız. Ama şövalyelik yapacak birisi. Biz yapmaya hazırız. Yapıyoruz da bazen, bunları affedici bir tavır içinde oluyoruz. Ama, ne olur kişisel ilişkilerimizde birbirine çok saygılı olan insanların meydana çıktıkları zaman ağızlarından dökülenlere bakın, (bunlarda çift kişilik var) dersiniz. Hayret edersiniz. Ama 35 günümüz kaldı.‘‘
Anneler Günü dolayısıyla tüm annelerin ve anne adaylarının Anneler Gününü kutlayan Arınç, annelerin çok kutsal olduğunu, kendisinin annesinin de vefat ettiğini, vefat eden tüm anneleri de rahmetle andığını söyledi.
Bursa‘nın hizmetine talip olduklarını anlatan Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:
‘‘Bursalılar en güzel tercihlerini bilinçli olarak yapacaklardır. Onların tercihlerine saygımız var. Sonuç ne olursa olsun buna saygımız var. Ama yaptıklarımızla milletimizin önüne çıkıyoruz. Onlardan destek ve dua bekliyoruz. Bursalılar bunu bizden esirgemesinler.‘‘