Kuşadası Mimarlık Sempozyumu

Kuşadası‘nın mimari geleceği, Kuşadası Mimarlık Sempozyumu‘nda Masaya yatırılıyor.

Uluslararası Mimarlık Akademisi Bölge Başkanlığı ve Kuşadası Belediyesi‘nin işbirliği ile gerçekleştirilen ve dünyanın önemli mimarlık otoritelerinin konuşmacı olarak katıldığı sempozyum 21 Mayıs tarihine kadar sürecek. Kuşadası Pine Bay Tatil Köyü‘ndeki sempozyumda oturumların açılışına aralarında Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün‘ün de bulunduğu davetli topluluğu katıldı. Sempozyumda, eski Bulgaristan Kültür Bakanı, eski Sofya Belediye Başkanı ve Uluslararası Mimarlık Akademisi Akademik Konsey

Başkanı Prof. Georgi Stoilov, ABD. Uluslararası Mimarlık Akademisi Bölge Başkanı Prof. Brian Spencer, Uluslararası Mimarlık Akademisi üyesi Prof. Richard England, UNESCO Dünya Mirası Merkezi Üyesi Dr. Marie-Noel Toumoux ve Y. Müh Mimar, Kentbilimci ve Uluslararası Mimarlık Akademisi Bölge Başkanı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp gibi dünyanın önde gelen mimarlık otoriteleri konuşmacı olarak katılıyor.

Sempozyumdaki oturumların açılışında konuşan Y. Müh Mimar, Kentbilimci ve Uluslararası Mimarlık Akademisi Bölge Başkanı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, "Uluslararası Mimarlık Akademisi‘nden dünyaca ünlü 3 Mimar-Şehirplancısı ile Birleşmiş Milletler Teşkilatı‘nın Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO‘dan 1 mimari miras uzmanı Kuşadası Belediyesi‘nin davetlisi olarak Kuşadası‘na konuğumuz olarak geldiler. Üstatlar başka kültürlerden Kuşadası‘na benzer örnekler ve çözümleri sunacak. İki gün boyunca Kuşadası ve

çevresinde çeşitli incelemeler yaptılar. Sempozyum boyunca da görüş ve önerilerini aktaracaklardır. Ayrıca, UNESCO aracılığıyla Kuşadası‘nı iyileştirme çalışmalarına yönelik fon ve proje desteği sağlanması bağlamında temaslar yapılacaktır" dedi.

Açılışta konuşan Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün ise, Kuşadası‘nın mimari geleceğinin ele alınacağı sempozyumun büyük önem taşıdığını belirterek, "Kuşadası Türkiye‘nin turizm endüstrisinin başladığı, ilk büyük göç dalgalarının yarattığı sosyo-kültürel başkalaşımların geriliminin en yoğun olarak yaşandığı, diğer turizm belde ve kentlerine referans teşkil etmiş ve etmekte olan bir rol modeldir. Kuşadası, Türkiye demektir. Bu bağlamda siz mimar, kentbilimci, mühendis ve akademisyenlerin, biz

yönetici ve siyasetçilerin ilk olarak farkına varmaları gereken husus, burada tartıştığımız şeylerin Kuşadası‘nı aşacağı gerçeğidir. Bu sempozyum süresince masaya yatırılan sadece Kuşadası olmayacaktır. Sempozyum neticesinde birikim, tecrübe ve hayallerinizden damıtarak tarihe kaydedeceğiniz bildiriniz, Türkiye‘deki diğer turizm kentleri için de bir manifesto niteliğinde olacaktır. Biz Kuşadası‘nın kentleşme problemini iki ana aksta değerlendirmekteyiz.1-Refah standartlarını yakalama noktasında dünya ile

entegrasyon, 2- Bize kimlik, anlam ve değer katan yerel değerler. Dünya ile entegrasyon noktasında ulusal ve uluslar arası bilgi, sermaye ve kültür transferlerinin merkezinde yer almak temel gayemizdir. Yerel değerler aksının temelinde ise Kuşadası‘nın yerel kültür ve birikiminin tespiti korunması ve dünya kültür mirası anlayışı içerisinde sonraki nesillere sağlıklı bir biçimde aktarılması yer almaktadır" diye konuştu.

Yoğun sermaye hareketlerinin beraberinde göçü de getirdiğine dikkati çeken Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün, konuşmasında şu görüşleri dile getirdi:

"Kısa vadeli rant, sürdürülebilirliğe; aç gözlü kar beklentisi kültürel birikime tercih edilerek bugünkü Kuşadası oluşagelmiştir. Merkezi yönetimin memleketin biran önce modernleşmesi yönündeki mesnetsiz girişimleri yerel yönetimler ölçeğinde de karşılığını bulmuştur. Sonuç olarak yerel değerlerin yok sayıldığı, kültürel mirasın reddedildiği bir anlayış içerisinde Kuşadası plansız bir büyümeye tabiri caizse irileşmeye mahkum edilmiştir. Bu devirlerde kentin gündemine giren uluslararası sermaye dahi

bilgi, birikim ve deneyimi ile beldeyi güçlendirmek verine kısa vadeli rantı uzun vadede gerçekleşecek sağlıklı ve onurlu bir gelişmeye tercih etmiştir. Yeni milenyumun ilk on yılını geride bıraktığımız şu günlerde rahatlıkla söyleyebilirim ki, 80‘lerdeki bilgi, beceri ve kavrayış eksikliğimiz, niteliksiz sermayeye olan zaafımız bugün yoktur. Bunların yerine Kuşadası‘nı önce Türkiye sonra dünya medeniyeti mozaiğinin en parlak taşı yapma istek, niyet ve yeterliliğimiz yer almaktadır. Biz geçmişten aldığımız

dersler ve edindiğimiz tecrübeler ile bugün bu kenti, kendisini var eden tüm paydaşların maksimum katılımlarını sağlayacak biçimde yönetme gayretindeyiz. Kuşadası‘nın diğer tüm dünya kentleri gibi sorunları mevcuttur. Ancak bu sorunlar aşılamayacak nitelikte değildir"

Kaynak: İHA