Danıştay‘ın Kuruluşunun 143. Yıldönümü, Danıştay Ve İdari Yargı Günü
Danıştay Başkanı Mustafa Birden, yeni anayasayla ilgili olarak, "Değiştirilmesi yeniden gündemde bulunan anayasamızın cumhuriyetimizin kurucularından ona izafe ettikleri ruh, felsefe ve ilkleri yansıtan ve değişmez olan ilk üç maddesi dışındaki hükümlerin anılan prensipler doğrultusunda toplumumuzun bütün kesimlerin katkı ve katılımları ile ele alınmalıdır" dedi..
Danıştay‘ın kuruluşunun 143. yıldönümü, Danıştay ve İdari Yargı Günü dolayısıyla Danıştay‘da bir tören düzenlendi. Törene Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yüksek yargı organlarının üyeleri katıldı. Törende bir konuşma yapan Danıştay Başkanı Mustafa Birden, seçimlerden sonra Türkiye‘nin en önemli gündem maddesinin oluşturulacak olan yeni anayasaya ilişkin görüşlerini açıkladı. Anayasaların toplumun her kesiminde kabul görebilmeleri için tüm kesimlerin katkı ve
katılımları ile hazırlanması gerektiğini işaret eden Birden, "Ancak bu yöntemle hazırlanmış anayasaları demokratik bir sivil olarak nitelendirmek olanaklıdır. Bunun dışında hangi yöntemle hazırlanmış olursa olsun, yürürlüğe konulacak anayasanın belli bir siyasi görüşü temsil etmekten öteye geçememesi yada en azından bu şekilde nitelendirilmesi kaçınılmaz olacağından bu tür bir anayasanın her toplumun özlemi olan barış, kardeşlik ve huzur ortamını sağlayabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle
değiştirilmesi yeniden gündemde bulunan anayasamızın, Cumhuriyetimizin kurucularının ona izafe ettikleri ruh felsefe ve ilkeleri yansıtan ve değişmez olan ilk 3 maddesi dışındaki hükümleri anılan prensipler doğrultusunda toplumumuzun bütün kesimlerinin katkı ve katılımları ile özgürlükçü bir anlayışla ele alınması ve düzenlenmesi gerekmektedir" diye konuştu.
Kaynak: İHA
katılımları ile hazırlanması gerektiğini işaret eden Birden, "Ancak bu yöntemle hazırlanmış anayasaları demokratik bir sivil olarak nitelendirmek olanaklıdır. Bunun dışında hangi yöntemle hazırlanmış olursa olsun, yürürlüğe konulacak anayasanın belli bir siyasi görüşü temsil etmekten öteye geçememesi yada en azından bu şekilde nitelendirilmesi kaçınılmaz olacağından bu tür bir anayasanın her toplumun özlemi olan barış, kardeşlik ve huzur ortamını sağlayabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle
değiştirilmesi yeniden gündemde bulunan anayasamızın, Cumhuriyetimizin kurucularının ona izafe ettikleri ruh felsefe ve ilkeleri yansıtan ve değişmez olan ilk 3 maddesi dışındaki hükümleri anılan prensipler doğrultusunda toplumumuzun bütün kesimlerinin katkı ve katılımları ile özgürlükçü bir anlayışla ele alınması ve düzenlenmesi gerekmektedir" diye konuştu.