Halkalı Patlamasına Yardım Davasında 2 Sanık Tahliye Edildi
Halkalı’daki patlamaya yardımcı oldukları iddiasıyla yargılanan sanıklardan 2‘si tahliye edildi. Olayda 5 asker şehit olmuş, 1 asker kızı hayatını kaybetmişti.
Halkalı’daki patlamaya yardımcı oldukları iddiasıyla yargılanan sanıklardan 2‘si tahliye edildi. Olayda 5 asker şehit olmuş, 1 asker kızı hayatını kaybetmişti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet Kazım Sevim, Seyithan Özer, Lütfi Balbal ve Okan Ağar ile tutuksuz sanıklar İslam Erden, Kemal Çaylak, Salih Baykal, Behrem Üzer, Ramazan Çetinçakmak ve Nusret Deren katıldı.
Bir önceki duruşmaya katılmayan tutuksuz sanık İslam Erden bugün savunmasını yaptı. Evinde ele geçirilen dergileri örgüt propagandası için almadığını savunan Erden, dergileri okumak için aldığını iddia etti.
Sanıklardan Lütfi Balbal‘ın cezaevinden mahkemeye Kürtçe savunma yapmak istediği yönünde dilekçe verdiği belirtildi. Ancak mahkemede Türkçe konuşan Balbal, “Olayla ilgim yok. Gizli tanık olduğu söylenen şahıs aynı apartmanda kalan ancak tartışmalı olduğumuz komşularımızdır. Ben basın açıklamasına dahi katılmadım. Tahliyemi istiyorum.” dedi. Sanık avukatları da savunmalarında müvekkillerinin suçsuz olduklarını savundu. Müvekkillerinin teknik takibe alınan konuşmalarının işleriyle ilgili olduğunu ileri süren avukatlar, dosyaya delil konulamadığını ifade etti.
Mahkemenin, savcıya sanıkların tutukluluk durumuyla ilgili görüşünü sorması üzerine savcı Hikmet Usta, tutukluluğun devamına karar verilmesini istedi.
Duruşmaya ara veren mahkeme, ara kararında Mehmet Kazım Sevim ve Seyithan Özer’in tutukluluğunun devamına karar verdi. Sanıklar Lütfi Balbal ile Okan Ağır’ı suçun niteliği ve değişme ihtimaline karşı tahliye eden mahkeme, duruşmayı erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü‘nün 20 Haziran 2010‘da aldığı istihbaratı değerlendirdiği belirtilerek, bu istihbarata göre Diyarbakır‘ın kırsal alanında faaliyet gösteren beyaz saçlı ‘‘Topal‘‘ kod adlı örgüt mensubuna bağlı ve İstanbul‘da örgütsel faaliyet gösterdiği iddia edilen ‘‘Halil‘‘ kod adlı Seyithan Özer ile ‘‘Melle‘‘ kod adlı Mehmet Kazım Sevim‘in başka kişilerle sansasyonel nitelikli eylem gerçekleştirme arayışı içinde oldukları gerekçesiyle 21 Haziran 2010‘da gözaltına alındıkları vurgulanıyor.
Şüphelilerin yakalanmasından bir gün sonra Küçükçekmece Atakent Mahallesindeki jandarma lojmanından Maslak‘taki İl Jandarma Komutanlığı‘na askeri personel taşıyan 34 UF 1721 plakalı servis aracına saat 07.10‘da Halkalı Altınşehir‘de uzaktan kumandayla bombalı saldırı düzenlenerek, vahim nitelikte terör eylemi gerçekleştirildiğine de yer verilen iddianamede, bu saldırı sonucu astsubaylar Çağlar Bölük, Uğur Ekiz, Bekir Çelik, Duran Bayram ve Mehmet Boşnak ile bir astsubayın kızı Buse Sarıyağ‘ın hayatlarını kaybettiği, 15 kişinin yaralandığı, saldırıda kullanıldığı öne sürülen metal kutunun fiziki özelliğine göre, patlama meydana geldiğinde basıncın ve parça tesirli materyallerin tek yöne gitmesinin sağlandığının belirlendiği aktarılıyor.
Bomba imha uzmanlarınca metal kutu üzerinde yapılan incelemede, metal kutuda kullanılan demirle şüpheli demirci Ahmet Hakverir‘in atölyesinde bulunan demirlerin benzerlik gösterdiği de kaydedilen iddianamede, 22 Haziran‘daki saldırıda kullanılan metal kutuyu bir demircide hazırlattıkları belirtilen Seyithan Özer ve Mehmet Kazım Sevim‘in, ‘‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yardım etmek‘‘ ve ‘‘terör örgütüne üye olmak‘‘ suçlarından 22,5 ile 35‘er yıl, kutuyu hazırladığı öne sürülen demirci Ahmet Hakverir‘in de ‘‘terör örgütü adına suç işlemek‘‘ suçundan 5 ile 10 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, diğer 10 şüpheliyle ilgili de ‘‘korsan gösteriye katılmak‘‘ gibi suçlardan çeşitli hapis cezaları isteniyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet Kazım Sevim, Seyithan Özer, Lütfi Balbal ve Okan Ağar ile tutuksuz sanıklar İslam Erden, Kemal Çaylak, Salih Baykal, Behrem Üzer, Ramazan Çetinçakmak ve Nusret Deren katıldı.
Bir önceki duruşmaya katılmayan tutuksuz sanık İslam Erden bugün savunmasını yaptı. Evinde ele geçirilen dergileri örgüt propagandası için almadığını savunan Erden, dergileri okumak için aldığını iddia etti.
Sanıklardan Lütfi Balbal‘ın cezaevinden mahkemeye Kürtçe savunma yapmak istediği yönünde dilekçe verdiği belirtildi. Ancak mahkemede Türkçe konuşan Balbal, “Olayla ilgim yok. Gizli tanık olduğu söylenen şahıs aynı apartmanda kalan ancak tartışmalı olduğumuz komşularımızdır. Ben basın açıklamasına dahi katılmadım. Tahliyemi istiyorum.” dedi. Sanık avukatları da savunmalarında müvekkillerinin suçsuz olduklarını savundu. Müvekkillerinin teknik takibe alınan konuşmalarının işleriyle ilgili olduğunu ileri süren avukatlar, dosyaya delil konulamadığını ifade etti.
Mahkemenin, savcıya sanıkların tutukluluk durumuyla ilgili görüşünü sorması üzerine savcı Hikmet Usta, tutukluluğun devamına karar verilmesini istedi.
Duruşmaya ara veren mahkeme, ara kararında Mehmet Kazım Sevim ve Seyithan Özer’in tutukluluğunun devamına karar verdi. Sanıklar Lütfi Balbal ile Okan Ağır’ı suçun niteliği ve değişme ihtimaline karşı tahliye eden mahkeme, duruşmayı erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü‘nün 20 Haziran 2010‘da aldığı istihbaratı değerlendirdiği belirtilerek, bu istihbarata göre Diyarbakır‘ın kırsal alanında faaliyet gösteren beyaz saçlı ‘‘Topal‘‘ kod adlı örgüt mensubuna bağlı ve İstanbul‘da örgütsel faaliyet gösterdiği iddia edilen ‘‘Halil‘‘ kod adlı Seyithan Özer ile ‘‘Melle‘‘ kod adlı Mehmet Kazım Sevim‘in başka kişilerle sansasyonel nitelikli eylem gerçekleştirme arayışı içinde oldukları gerekçesiyle 21 Haziran 2010‘da gözaltına alındıkları vurgulanıyor.
Şüphelilerin yakalanmasından bir gün sonra Küçükçekmece Atakent Mahallesindeki jandarma lojmanından Maslak‘taki İl Jandarma Komutanlığı‘na askeri personel taşıyan 34 UF 1721 plakalı servis aracına saat 07.10‘da Halkalı Altınşehir‘de uzaktan kumandayla bombalı saldırı düzenlenerek, vahim nitelikte terör eylemi gerçekleştirildiğine de yer verilen iddianamede, bu saldırı sonucu astsubaylar Çağlar Bölük, Uğur Ekiz, Bekir Çelik, Duran Bayram ve Mehmet Boşnak ile bir astsubayın kızı Buse Sarıyağ‘ın hayatlarını kaybettiği, 15 kişinin yaralandığı, saldırıda kullanıldığı öne sürülen metal kutunun fiziki özelliğine göre, patlama meydana geldiğinde basıncın ve parça tesirli materyallerin tek yöne gitmesinin sağlandığının belirlendiği aktarılıyor.
Bomba imha uzmanlarınca metal kutu üzerinde yapılan incelemede, metal kutuda kullanılan demirle şüpheli demirci Ahmet Hakverir‘in atölyesinde bulunan demirlerin benzerlik gösterdiği de kaydedilen iddianamede, 22 Haziran‘daki saldırıda kullanılan metal kutuyu bir demircide hazırlattıkları belirtilen Seyithan Özer ve Mehmet Kazım Sevim‘in, ‘‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yardım etmek‘‘ ve ‘‘terör örgütüne üye olmak‘‘ suçlarından 22,5 ile 35‘er yıl, kutuyu hazırladığı öne sürülen demirci Ahmet Hakverir‘in de ‘‘terör örgütü adına suç işlemek‘‘ suçundan 5 ile 10 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, diğer 10 şüpheliyle ilgili de ‘‘korsan gösteriye katılmak‘‘ gibi suçlardan çeşitli hapis cezaları isteniyor.