(Özel Haber) Mhp Genel Başkan Yardımıcı Çobanoğlu‘ndan "Ergenekon" Değerlendirmesi
MHP Genel Başkan Yardımcısı Metin Çobanoğlu, "Ergenekon" davası ile ilgili, " İki senedir tutuklu olan insanlar var. Henüz tahliye olmamışlar. Tutuklanma sebepleri ne olursa olsun delil karartma ve kaçma ihtimali ortadan kalkınca tutukluk hallerinin ortadan kalkması lazım" dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında beraberinde Genel Başkan Yardımcısı Ümit Şafak ve 8 milletvekili ile Kastamonu‘nun Araç ilçesinde parti toplantısına katılan Genel Başkan Yardımcısı Metin Çobanoğlu, burada İHA‘nın soruları cevapladı. "Ergenekon" soruşturması kapsamında dün yapılan operasyonları endişe ile takip ettiklerini ifade eden Çobanoğlu, "Türkiye nereye doğru gidiyor düşünüyoruz. MHP olarak suç işleyen kimse mutlaka cezalandırılmalı diye düşünüyorum. Suç işlediği zannıyla gözaltına alınan insanların
kendilerine göre bir halklarının olduğunu da unutmamak lazım. Bizim bu davalarla ilgili en büyük endişemiz, usul konusunda yapılan yanlışlıklar. Bir defa tutuklama bizim hukukumuza göre tedbir kararıdır. İki senedir tutuklu olan insanlar var. Henüz tahliye olmamışlar. Tutuklanma sebepleri ne olursa olsun, delil karartma ve kaçma ihtimali ortadan kalkınca tutukluk hallerinin ortadan kalkması lazım. Tutuklandıktan sonra tahliye etmeyen hakimler için Yargıtay‘a tazminat davası açan bilim adamı var. O
mahkemelerde bir husumet oluşmuş. Kendisini yargılayan hakimler ve savcılardan para tazminatı kazanmış para tahsil edilecek. Husumet oluşmuş ama bu rağmen bu davada hakimler ve savcılar devam ediyor. Böyle yanlışlıklara şahit oluyoruz. Bu davalar vesilesiyle Türk ordusunun toptan yıpratma sürecine de girilmiştir. Bunu da üzülerek karşılıyoruz. Ordunun içinde belki ihtilal yapmak isteyen insanlar olabilir. Bunlarla ilgili hukuk gereği bağımsız mahkemeler gereği neyse yapmalı, buna hiçbir endişemiz yok. Ama
bu davalar vesile kılınarak, Türk ordusunun yıpratılmasına asla gönlümüz razı değil. Bu konuyu endişe ile takip ediyoruz. Biran önce bu davaların sonuçlandırılmasını, suç işleyenler varsa cezalandırılması gerekir. Suçsuz yere yatanlar varsa, canı gönülden tahliye edilmesini istiyoruz. Davanın içeriğinden çok usulü tartışılmakta. Buda davanın içeriğine de zarar verir noktaya gelmiştir. Herkes daha dikkatli olmalı. Bu davayı sürdürenler daha dikkatli olmalı ve davalar kısa sürede bitirilmeli. Bir insanı 3-4
sene yatırdıktan sonra serbest bırakmanın hiçbir anlamı kalmayacaktır. Tutukluluk bir ceza değildir, ceza çektirme noktasına getirmemeli" diye konuştu.
Kaynak: İHA
kendilerine göre bir halklarının olduğunu da unutmamak lazım. Bizim bu davalarla ilgili en büyük endişemiz, usul konusunda yapılan yanlışlıklar. Bir defa tutuklama bizim hukukumuza göre tedbir kararıdır. İki senedir tutuklu olan insanlar var. Henüz tahliye olmamışlar. Tutuklanma sebepleri ne olursa olsun, delil karartma ve kaçma ihtimali ortadan kalkınca tutukluk hallerinin ortadan kalkması lazım. Tutuklandıktan sonra tahliye etmeyen hakimler için Yargıtay‘a tazminat davası açan bilim adamı var. O
mahkemelerde bir husumet oluşmuş. Kendisini yargılayan hakimler ve savcılardan para tazminatı kazanmış para tahsil edilecek. Husumet oluşmuş ama bu rağmen bu davada hakimler ve savcılar devam ediyor. Böyle yanlışlıklara şahit oluyoruz. Bu davalar vesilesiyle Türk ordusunun toptan yıpratma sürecine de girilmiştir. Bunu da üzülerek karşılıyoruz. Ordunun içinde belki ihtilal yapmak isteyen insanlar olabilir. Bunlarla ilgili hukuk gereği bağımsız mahkemeler gereği neyse yapmalı, buna hiçbir endişemiz yok. Ama
bu davalar vesile kılınarak, Türk ordusunun yıpratılmasına asla gönlümüz razı değil. Bu konuyu endişe ile takip ediyoruz. Biran önce bu davaların sonuçlandırılmasını, suç işleyenler varsa cezalandırılması gerekir. Suçsuz yere yatanlar varsa, canı gönülden tahliye edilmesini istiyoruz. Davanın içeriğinden çok usulü tartışılmakta. Buda davanın içeriğine de zarar verir noktaya gelmiştir. Herkes daha dikkatli olmalı. Bu davayı sürdürenler daha dikkatli olmalı ve davalar kısa sürede bitirilmeli. Bir insanı 3-4
sene yatırdıktan sonra serbest bırakmanın hiçbir anlamı kalmayacaktır. Tutukluluk bir ceza değildir, ceza çektirme noktasına getirmemeli" diye konuştu.