Çelik: Neden Bu Kadar Korkaksın
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘na yönelik, ‘‘Bugün çıkmış millete silah çekmeye çalışan, milletin meşru hükümetini devirmek üzere plan yapan Ergenekon terör örgütünü savunmaya kalkıyor.
Çelik, AK Parti Seyhan İlçe Teşkilatının Seyhan Kültür Merkezinde düzenlenen Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada, Kılıçdaroğlu‘nun İngiltere‘de ‘‘Biz İsrail ile ilişkilerin bozulmasını istemezdik. İsrail ile ilişkileri bu hükümet bozdu. Biz bu ilişkileri düzelteceğiz. Biz iktidarda olsaydık Mavi Marmara gemisinin limandan kalkmasına müsaade etmezdik‘‘ dediğini söyledi.
Bu açıklamayı eleştiren Çelik, Birleşmiş Milletlerin 1860 sayılı kararının Gazze‘ye insani yardımı teşvik ettiğini kaydetti.
Mavi Marmara‘nın sivil yardım gemisi olduğunun altını çizen Çelik, ‘‘Yeryüzünde şeref ve onur sahibi, demokratik hukuk devleti hiç bir ülkenin öyle bir gemiyi limandan kalkarken alıkoyması söz konusu değildir. Ama Kılıçdaroğlu gibi bir adam ‘Ben bu gemiyi alıkoyardım‘ diyor. Bakın yaptığı şey ahlaken suçtur, söylediği şey siyaseten suçtur‘‘ dedi.
Gazze‘de yaşayanların yokluk içinde olduğuna dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
‘‘Diyor ki ‘Buraya ekmek, su götüren gemiye bu topraklardan çıkmasına müsaade etmezdim‘ diyor. İşte bu millet de sana bu kafayla o iktidarı vermez. Bugün çıkmış millete silah çekmeye çalışan, milletin meşru hükümetini devirmek üzere plan yapan Ergenekon terör örgütünü savunmaya kalkıyor. Terör örgütünü savunmaya kalkarken o kadar cesursun da Gazzeli mazlumlara sahip çıkmak konusunda neden bu kadar korkaksın. Adama sormazlar mı senin ruhundaki hangi yara, vicdanındaki hangi leke, siyaset anlayışındaki hangi çarpıklık seni bu millete karşı zalimlik yapanların avukatı haline getiriyor.
Sen hangi hakla hangi yetkiyle bu milletin çocuklarının Gazzeli kardeşlerine götürmeye çalıştığı çikolatayı, ekmeği, suyu engelleme hakkını kendinde görüyorsun. Sen Nuh‘un gemisine hangi Firavun mantığı ile karşı çıkıyorsun. ‘Ben bu gemiyi göndermem‘ diyor. Şimdi soruyoruz kendisine. İsrail ile ilişkileri biz mi bozduk? Türk Büyükelçisi‘ni aşağılamaktan, dokuz insanımızı şehit etmeye kadar bir dizi eylem gerçekleştirildi. Bu durumda kendisi bize söylesin bakalım o dokuz şehidin kanı orada dururken İsrail ile ilişkileri nasıl düzeltecekmiş. Zalimin avukatlığını yapmak o zalimin zulmünden daha büyük bir zulme iştirak etmektir.‘‘
-KÜRESEL SİYASET-
Kaynak: AA
Bu açıklamayı eleştiren Çelik, Birleşmiş Milletlerin 1860 sayılı kararının Gazze‘ye insani yardımı teşvik ettiğini kaydetti.
Mavi Marmara‘nın sivil yardım gemisi olduğunun altını çizen Çelik, ‘‘Yeryüzünde şeref ve onur sahibi, demokratik hukuk devleti hiç bir ülkenin öyle bir gemiyi limandan kalkarken alıkoyması söz konusu değildir. Ama Kılıçdaroğlu gibi bir adam ‘Ben bu gemiyi alıkoyardım‘ diyor. Bakın yaptığı şey ahlaken suçtur, söylediği şey siyaseten suçtur‘‘ dedi.
Gazze‘de yaşayanların yokluk içinde olduğuna dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
‘‘Diyor ki ‘Buraya ekmek, su götüren gemiye bu topraklardan çıkmasına müsaade etmezdim‘ diyor. İşte bu millet de sana bu kafayla o iktidarı vermez. Bugün çıkmış millete silah çekmeye çalışan, milletin meşru hükümetini devirmek üzere plan yapan Ergenekon terör örgütünü savunmaya kalkıyor. Terör örgütünü savunmaya kalkarken o kadar cesursun da Gazzeli mazlumlara sahip çıkmak konusunda neden bu kadar korkaksın. Adama sormazlar mı senin ruhundaki hangi yara, vicdanındaki hangi leke, siyaset anlayışındaki hangi çarpıklık seni bu millete karşı zalimlik yapanların avukatı haline getiriyor.
Sen hangi hakla hangi yetkiyle bu milletin çocuklarının Gazzeli kardeşlerine götürmeye çalıştığı çikolatayı, ekmeği, suyu engelleme hakkını kendinde görüyorsun. Sen Nuh‘un gemisine hangi Firavun mantığı ile karşı çıkıyorsun. ‘Ben bu gemiyi göndermem‘ diyor. Şimdi soruyoruz kendisine. İsrail ile ilişkileri biz mi bozduk? Türk Büyükelçisi‘ni aşağılamaktan, dokuz insanımızı şehit etmeye kadar bir dizi eylem gerçekleştirildi. Bu durumda kendisi bize söylesin bakalım o dokuz şehidin kanı orada dururken İsrail ile ilişkileri nasıl düzeltecekmiş. Zalimin avukatlığını yapmak o zalimin zulmünden daha büyük bir zulme iştirak etmektir.‘‘
-KÜRESEL SİYASET-
