Ak Parti’nin Hedefi Her İki Kişiden Birinin Oyunu Almak
AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın, Bursa’da önümüzdeki genel seçimlerde yüzde 50 oy bandını yakalamayı umduklarını söyledi.
AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın, İHA’ya yaptığı açıklamada, halkın istikrarın önemini anladığını, önümüzdeki seçimde bunun için tekrar kendilerini tercih edeceğini savunarak, "2011 Haziran’da yapılacak seçimin önemli bir özelliği, AK Parti’nin 3. kez tek başına iktidara gelme ihtimalinin yüksek olmasıdır. Kamuoyu araştırmaları bu şekilde gösteriyor. AK Parti’den aday adayı olmak çok büyük bir avantaj. AK Partili olmanın, 2 kişiden birinin oy verdiği bir parti mensubu olarak sorumluluğu son dereceyüksek. Türkiye’de insanlar istikrarın değerini anladı. Günübirlik gelişmelerle oy kullanmıyorlar. 8 yıldır yapılan çalışmalar sonucunda ulaşılan noktada, başka siyasi partilere mensup insanlar bile öngörülebilirlik, istikrar kavramının ne kadar değerli olduğunu biliyor. CHP’ye oy veren bir sanayici istikrar ortamının bozulmasını istemiyor. Farklı ekonomik program öngören partilerin iktidar olmaları halinde ne sıkıntı yaşayacaklarını görüyorlar" dedi.AK Parti’nin dünyadaki gelişmeleri yakından izleyen, verimliliği artırıcı, ülkenin rekabet gücünü uluslararası alanda öne çıkaran bir politika izlediğini söyleyen Yalçın, "Kullanılmayan kaynakların ekonomiye kazandırılmasında efor sarf ediyoruz. Muhalefetin bu alanda farklı bir argüman ortaya koyma imkanı yok. 2011 seçimlerinde değişimin temsilcisi olma iddiasını sürdürüyor. Bugüne kadar halının altına süpürülen sıkıntıları gündeme getiriyoruz. Ferdin devlet karşısında güçlenmesini, demokrasiningelişmesini sağlıyoruz" diye konuştu."TOPLUM SİVİL ANAYASA İSTİYOR"Toplumun sivil anayasa istediğini ifade eden Yalçın, "Bizim düşüncemiz, tespitlerimiz AK Parti’nin yüzde 50 eşiğini zorlayacağı yönündedir. Toplum sivil bir anayasa istiyor. Parçalı anayasadan öte, dünyadaki örneklerine uygun, Türkiye’nin vizyonuna uygun, insanımızın performansını ortaya çıkaracak ekonomik yapının oluşmasını vatandaşımız istiyor. Devletin vatandaşın önünü açan bir fonksiyon icra etmesi lazım. Devletin hiç sorgulanmadığı, şeffaf yapının oluşmadığı dönemden, devletin topluma hizmet edenbir yapıya dönüştüğü bir anlayışa geçiyoruz. Sayıştay denetçisinin halen hesap soramadığı alanlar var. Türkiye’nin bunları hızla aşması gerekiyor. Bu noktalarda milletin denetimi sağlandığında çok ciddi bir kaynak ortaya çıkacak. Toplumda bir özgüven oluşacak. Toplum kendi kaynakları ile büyümenin sonuçlarını görecek" ifadelerini kullandı.Türkiye’nin çevresindeki ülkelere rol model olduğuna dikkat çeken Yalçın, "Bu ülkelerin bütçelerine bakıldığında, birinci sırada savunma harcamalarını görüyoruz. Mısır’da toplumun lehine bir harcama kalemi çok fazla yok. Demokratik olmayan yönetimleri sürdürebilmek için askeri harcamaları öne alan bir anlayış yıkılıyor. Nüfusun yüzde 20’si mezar evlerde yaşıyor, yarısı günlük 1 dolar ile geçinmeye çalışıyor. İletişim güçlenince nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’yi güzel bir model olarak görüyor.Oradaki olayların arkasını iyi tahlil etmek gerekir. Ben Türkiye’nin tarihten gelen misyonuna uygun olarak bölgeyi çekip çevireceğini, Müslüman mazlum milletlerin geleceklerine şekil verecek, örnek olacak bir yapıda gelişeceğini görüyorum. II. Dünya Savaşında oluşan haritalarda, komşumuzu, eşimizi, dostumuzu dışarıda bırakmışız" diyerek bu tarih bilinci ile Türkiye’nin misyonunu yerine getireceğini kaydetti."BÜYÜK VİZYONU TAŞIYACAK VEKİLLERE İHTİYACIMIZ VAR"Önümüzdeki milletvekili seçimlerinin çok önemli olduğunun altını çizen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:"O kadar çok iş bekliyor ki Türkiye’yi. Büyük vizyonu taşıyabilecek yeterlilikte milletvekillerine ihtiyacımız var. Yerelde ve genelde konularına hakim, liyakatli, temiz siyaset ülküsüne bağlı vekillere ihtiyaç var. Geçmişte iktidarlar 1 yılda, 1.5 yılda değişiyorsa, arkasında yolsuzluk algılaması vardı. 8 yılda böyle bir algılama yok. Münferit konular her toplumda olur, onun üzerine sonuna kadar gidiliyor. Bu çalışmanın Bursa’da ortaya çıkacağına inanıyorum. 150 civarında başvuru olur, daha dageçebilir. Kamuoyuna aday adaylarımızı güzel bir şekilde takdim ederek AK Parti çizgisinin Türkiye’ye katacaklarını anlatacağız. Bu partinin çizgisine, prensiplere, Başbakan’ımızın çizgisine uygun arkadaşlara partimizin kapısı açıktır. Bugüne kadarki tecrübelerden sonuç çıkaracaktır AK Parti. Milletvekili performansları, toplumun beklentilerinin karşılanıp karşılanmadığı ile alakalı anket çalışması yapıyoruz. Halkın istediği ne ise öyle bir liste oluşacağı kanaatindeyim.""ESKİ SİYASET TARZINA HALKIMIZ PRİM VERMİYOR"Eski siyaset tarzının prim bulamadığına işaret eden Yalçın, "Dünya çok hızlı değişiyor, küresel gelişmeler yeni gündemler getiriyor. Eski siyaset tarzı ile gitme şansımız yok. Millete geçici kazanımlar ortaya koyup sonra 5 katını milletin cebinden enflasyonla çıkarma dönemi bitti. Doğruları anlatmamız gerekiyor. Tarımdaki dönüşüm bu seçimde etkili olacaktır. Tarım sektöründeki değişimleri, oradaki ölçek ekonomisini iyi anlatacağız. Büyük ölçekli tarım yapılmasına ilişkin süreci iyi anlatacağız. Sosyalpolitikaları iyi anlatacağız. Özürlüler, gençler, kadınlar ve yaşlılara dönük çalışmaları iyi anlatacağız. Sağlıkta büyük bir dönüşüm yaptık. Hasta rehinleri, cenazeleri rehin kalan tabloları görmüyoruz. 10 dakikada helikopter ambulansların ulaştığı, hastanelerinde kuyruk olmayan bir yapıya geçtik. Bizim bütçemizde eğitim, sağlık, sosyal harcamalar, altyapı ile ulaştırmada yoğun yatırımlarımız var. Bunlar bütçenin halktan yana kullanıldığını gösteren veriler. Savunma harcamalarımız bütçede ön sıralarda yeralmıyor. Savunmayı sektör olarak ayağa kaldırıyor. Dünyadaki savunma sektöründe ilk 100 savunma grubundan biri haline geldi. Helikopterini, tankını yapan, nükleer enerji santralini yapan, dünyanın 10 büyük limanından birini yapan, uydusunu yapan, ileri teknoloji üreten bir ülke haline geldik" açıklamasını yaptı.Türkiye’nin kabuk değiştirdiğinin altını çizen Yalçın, "Gelecek nesillere yönelik planımız var. 2023 planı var. Türkiye gerçekten kabuk değiştiriyor. Duble yollar değil, duble demir yollarının planlandığı, Bursa-Ankara-İstanbul otobanının hayata geçirildiği 12 yıllık bir projeksiyonu milletin önüne koyacağız. Bunları çok iyi anlatmamız gerekiyor. Milletimizin de bu gelişmeleri fark ettiğini gözlemliyoruz. Bu, yolsuzluğun olmadığının en büyük delilidir. Yolsuzluk olan yerde bu yatırımlar konuşulmaz, başkaşeyler konuşulur" diyerek Bursa’da haziranda oylarını artırarak başarılı bir seçime imza atacaklarını belirtti.MİLLETVEKİLİ ZENGİNLİĞİAday adaylarında liyakat aradıklarını anlatan Yalçın, "Bir aday adayının basında ismi geçiyor, köşe yazarları yazıyor. Bu müthiş bir tanıtım. Bu tanıtım partinin sayesinde oluyor. Aday olması bile tanıtım için yeter diye düşünenler var. Bürokraside aday adayı olanlar var. Samimi olarak, kendi uzmanlık alanında hizmet edeceğini düşünen arkadaşlarımızı medeni cesaretinden dolayı tebrik ediyoruz. Renkli bir süreç. Bir coğrafi dağılım oluyor. Karacabey, Körfez, İnegöl, dağ bölgesinden, merkezden dağılımoluyor. Bazı yerlerde 5-10 isim arasında seçersiniz, bazı yerde bir türlü uymaz. Bu arada kimsenin duymadığı sürpriz isimler girebilir. Liyakatin kesinlikle dikkate alınması gerekiyor" diyerek bu özelliğin dikkate alınmadığı durumlarda büyük problemler yaşanabileceğini söyledi.İl başkanlığının zor bir iş olduğuna, bir şehirde 17 milletvekili varken tek il başkanı olduğuna dikkat çeken Yalçın, şunları dile getirdi:"Genel merkezimiz açısından baktığımızda milletvekillikleri kadar, il başkanlıkları da çok önemlidir. Parti politikalarının kamuoyuna aktarılabilmesi, diğer partilerle ilişkilerde seviyeli bir ilişki oluşturulması, olumlu bir kanaat oluşturmak çok önemlidir. Parti hukuki ile alakalı tüm gelişmeleri izlemesi gerekir. Parti içinde farklı sesler olur. Farklı köklerden, farklı kesimlerden oy alan bir partiyiz. Dar alanlara partiyi hapsedemeyiz. Geniş tutmak gerekiyor. Öz prensipleri, temel kaideleri,muhafazakar demokrat çizgimizi korumakla, açılımları sürdürmek zorundayız. Bizim muhafazakarlık anlayışımızda, değişim vizyonunu da ortaya koymamız gerekiyor. Türkiye’nin kumaşına, topluma uygun bir tarz gerekir.""UCU AÇIK ÖZGÜRLÜKLER PARTİ İÇİ DÜZENİ BOZABİLİR"Yalçın, parti içi demokrasi konusunda ise şunları kaydetti:"Bu çok tartışılan bir konu. Türkiye şartlarını dikkate aldığınızda, kararlarınızın uygulanabilirliği çok önemli. Parti üyeliği statüsünün güçlendirilmesi yönünde kanaatler var. Parti üyesinin oyları ile bazı kararların alınması, hakim huzurunda parti üyelerinin oy kullandığı sistemde, adaylıkların delegasyonun belirlenebilmesi konusu var. Delege sistemlerinin oluşumu benim kanaatimce çok sağlıklı değil. Parti içindeki karar alma mekanizmaları demokratik olmayınca o mekanizmaya verilen değer azalıyor.Çıkan kararlara soru işareti ile bakılıyor. Başka destekler aranıyor. Kamuoyun araştırmaları, STK’larla görüşmeler, genel merkezde komisyon kurulması geliyor. İlk üyelik ve delegasyondan başlayan mekanizmanın çok da sağlıklı neticeler vermemesinden kaynaklanıyor. Orayı güçlendirince oradan sağlıklı netice çıkar. 10 yıllık bir partiyiz, bu konuda ciddi bir birikim olduğunu düşünüyorum. Seçim ve siyasi partiler kanunları ile alakalı değişiklikler mutlaka gündeme gelecek diye beklentilerim var. Buradanşunu çıkarmamak lazım; ucu açık özgürlükler parti düzenini bozabilir. Özgürlüklerin karar alma süreçlerini olumsuz duruma getirmesine de müsaade etmemek lazım. Particilik, bir programın kamuoyuna takdimidir. İç kavgalarla vakit geçiren bir partinin bu programları uygulama güçlüğü vardır. Belli bir yerden sonra da ana fikrin muhafaza edilmesi gerekir. Sol partilerde tüzük değişikliği çok yapılır, kamuoyu nezdinde sürekli kavgacı bir görüntü verir. Bu bir süreçtir. Kamuoyu baskısı oluşması da gerekiyor." "YÖNETİMDE UYUMLU BİR HAVA YAKALADIK"Yalçın, "Yeni bir ekip oluşturdunuz, yönetimin yarısı değişti. Yeni yönetimle intibakınız nasıl?" sorusu üzerine, "50 kişilik yönetim kurulumuzda 50 de yedek üye var. Bu listeyi yaparken 500-600’lik isim havuzu içerisinden seçtik. Pek çok arkadaşımız yedek listeye alamadığımız için kırıldı. Gönül alma ziyaretine gidiyorum. Önemli bir bölümünü de yedeklere almıştık. İncelediğinizde, çok sayıda inşaat mühendisi, sanayici, avukat, mali müşavir yedek listedeydi. Eski gençlik kollarından arkadaşlar var.Milletvekili adaylığı için istifa edenlerin yerine intibak ettiler. Siyasi tecrübeleri güçlü, liyakat bakımından da kıymetli arkadaşlarla yeni yönetimi oluşturup göreve başladık. Müthiş uyumlu, tek sesin çıktığı, birçok konuda samimi bir havanın yakalandığı yönetimimiz var. Seçimlerde de güçlü bir şekilde bu süreci yöneteceğiz. Bursa, Türkiye’nin en güçlü teşkilatlarından birine sahiptir" diye konuştu.Bursa’da oy oranı hedeflerinden de bahseden Yalçın, "Referandumdan bir ay önce biz göreve geldik. Yeni bir ekiple referanduma hazırlandı. Başladığımız nokta ile bitirdiğimiz nokta arasındaki fark 15-16 puandır. Başladığımız nokta ile bitirdiğimiz yüzde 56.5 noktası, 16 puanlık gibi bir artışla bitti. Müthiş bir başarı vardır. Başladığımız yere bakarsanız, çok sıkıntılı noktadaydık. Referandumda biz 26-27 değişik argüman kullanarak çalıştık. Gazete bile çıkardık. Sivil toplum buluşmaları yaptık.Hukukçulara yönelik sunum da yaptık. Onlardan bilmediğimiz birçok şey öğrendik. Televizyon programlarında da bazı değişiklik maddelerini rakip il başkanları o programda öğrendiler. Önceki referandumda da Türkiye ortalamasının bir puan altında kalabiliyor. Referandumlarda öyle oluyor. Ortalama 58’di, biz 56 olduk. Üstüne çıkarma potansiyeli vardı ama 1 ay daha lazımdı. Yüzde 60 olabilirdi. Seçimlerde önümüzde güzel bir süre var. Burada muhalefet partilerinin performansı da önemli olacak. Kendi programını,gelecekle ilgili öngörülerini iyi anlattığı sürece ben AK Parti’nin yüzde 50 bandına oturacağı kanaatindeyim" dedi."LİDERİMİZİN DURUŞU MİLLETİ MEMNUN EDİYOR"Yalçın, "Diğer merkez partileri başladığı noktadan bir düşüş yaşadı. AK Parti’de sürekli bir yükseliş var. Neye bağlıyorsunuz?" sorusuna, "Ben lidere bağlıyorum. Müthiş bir takip fikri var. Sorguluyor, sonuçlarını izliyor. Bakanlarımız son derece yüksek bir performansla çalışıyorlar. Üst bürokraside öyle. Ciddi bir performans var. Bunları bir araya koyduğumuzda ekonomik veriler ortaya çıkıyor. Büyüme çizgisi, fiyat istikrarının sağlanması, uluslararası reyting kuruluşlarındaki durumu, yatırımyapılabilir ülke olarak gösterilmesi iyi bir hükümeti gösteriyor. Diğer hükümetlerde vatandaş kötüye gidişi hissederdi. Bankaların paylaşımı, ekonomideki teklemeleri hissederdi. Hemen seçimde değiştirirdi. Şimdi istikrar var. Halkın geliri artmış. Milli geliri yükseliyor. Türkiye iyiye gidiyor. Neden insanlar pozisyonunu değiştirip de rahatsız etsin? Muhalefette de bir projeksiyon göremiyor. Liderimizin duruşu, pozisyonu milleti memnun ediyor" cevabını verdi.
Kaynak: İHA
