Bakan Davutoğlu: 'kimse Böyle Bir Olayın Kasıtlı Olduğunu İddia Edemez'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Irak sınırındaki hava operasyonunun insani ve hukuki boyutlarının ötesine taşınarak siyasi istismar konusu yapılmayacağını belirterek, "Kimse böyle bir olayın kasıtlı olduğunu iddia edemez" dedi.
4. Büyükelçiler Konferansı`nın kapanışı kapsamında Edirne Balkan Kongre Merkezi`nde Romanya Dışişleri Bakanı Teodor Baconschi ile ortak basın toplantısı düzenleyen Bakan Ahmet Davutoğlu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Davutoğlu, Şırnak Uludere`deki ölümlerle ilgili basın mensuplarının soruları üzerine, olayın her şeyden önce insani, hukuku, siyasi ve güvenlik boyutu olduğunu belirterek, Büyükelçiler Konferansı`nın Edirne ayağında aldıkları bu haberle büyük üzüntü duyduklarını söyledi.Davutoğlu, "Oluş gerekçesi veya süreci ne olursa olsun tek bir insanımızın bırakın canını kaybetmesini, burnunun kanaması bile bizi ızdıraba sevk eder. Buradan insani boyut itibariyle bunu ifade etmek istiyorum. Hukuki ve siyasi anlamda bakıldığında en temel ilkesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin hukuk devleti olmasıdır. Biz terörle mücadeleyi şu ana kadar hukuki ilkeler ve hukuk devleti prensipleri içerisinde yürütmeye büyük özen gösterdik ve Türkiye`nin terörle mücadelesi aslında bu tür bir istisnaiolay dışında gerçekten çok dikkatli yürütülen bir mücadele olmuştur. Sivil halkla, teröristleri ayırt eden bir mücadele olmuştur. Hem sınır ötesi operasyonlarda, hem de sınır içinde" dedi.
Davutoğlu, Şırnak`taki olayın hukuk devleti ilkeleri etrafında ele alınmasının en doğru yol olacağını belirterek, konuyla ilgili gerekli tahkikatın yapılacağını, bundan kimsenin tereddüdü olmaması gerektiğini söyledi. Terörle mücadele konusunda hükümetin kararlılığının her zaman açık bir şekilde görüldüğünü anlatan Bakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Bu meselenin insani, güvenlik ve hukuki boyutu tabi ki terörle mücadele bir esastır, elbette o da yürütülmelidir. Terörde insanlarımızın canına kasteden, yaşam haklarını yok eden bir olgudur ve bununla mücadele yürüyecektir. Ama hukuk devleti ilkeleri içinde yürüyecektir. Bütün bu konuların insani ve hukuki boyutlarının ötesine taşınarak siyasi istismar konusu yapılmaması lazım." "KİMSE BÖYLE BİR OLAYIN KASITLI OLDUĞUNU İDDİA EDEMEZ" Herkesin bu acıyı hissettiğini dile getiren Bakan Davutoğlu, hiç kimsenin böyle bir olayın kasıtlı olduğunu iddia edemeyeceğini vurguladı. Davutoğlu, "Herkesin hissettiği bir acı, bir hüzün vardır. Hukuk devletinin gereği olacaktır. Bu meseleyi herhangi bir istismar konusu yapmadan, hepimizin acısı, ortak meselesi olarak ele almak en doğru yol ve yöntemdir. Ama biz Edirne`de bütün büyükelçilerimizle, bende şahsen bu olayı duyduğum andan itibaren derin bir hüzün ve ızdırap içindeyim. Ailelerine başsağlığıdiliyorum" dedi.
Davutoğlu, tahkikat neticelendirilmeden herhangi bir yorum yapmak istemediğini ifade ederek, olayın nedeninin yapılacak tahkikat sonucunda ortaya çıkacağının altını çizdi. Tahkikat sonucunda herkesin üzerine düşeni yapacağını vurgulayan Ahmet Davutoğlu, "Bu konuda hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Ne ülkemizin doğusunda, ne en batısında, ne Şırnak`ta Hakkari`de, ne Edirne`de vatandaşlarımız arasında hiçbir fark gözetmeyiz. Her birinin bir tek saçının telinin bile bu anlamda bizim için bir dünya kadardeğeri vardır. Bunun herkes tarafından böyle bilinmesi lazım" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, bir basın mensubunun, "Hamas Lideri İsmail Haniye Türkiye`yi ziyaret edecek mi?" şeklindeki sorusu üzerine de, "Biz Gazze`ye bu kadar yardım eden, Gazze meselesini bütün dünyada savunan ve bunu bir insan hakları meselesi olarak gören bir ülke olarak Gazze`den gelecek her ziyaretten memnun oluruz. Bu konuda Türkiye`nin herhangi bir tereddüdü yoktur. Bundan 2-3 ay önce biliyorsunuz Halit Meşal Türkiye`deydi ve Sayın Mahmud Abbas ile Meşal arasında yapılan görüşmelerde de Türkiye`nin ciddi katkısıolduğu belirtildi. Daha biz geçen Mahmud Abbas`ı Konya`da, İstanbul`da ağırladık. Şunu açık söylüyorum her Filistinli`nin başımızın üzerinde yeri vardır. Özellikle son gelişmelerden sonra Hamas`ın da Filistin Kurtuluş Örgütü içinde yer alması kararı ve çok önemli bir kavram kullanılmıştır. Kavram dolayısıyla biz iki tarafı da tebrik ettik ve bu kavram etrafında bütünleşmeleri için çaba sarf ettik. İşgal altındaki bir ülkenin, bir halkın direnme hakkı vardır. Ama bu direnişin barışçıl yöntemlerle olması veFilistin halkının bütününü kuşatan herkesin birlikte yürüttüğü barışçıl bir yolla siyasi mücadele verilmesi önemlidir. Filistin halkı Arap baharından çok önce son derece açık ve şeffaf seçimler yapmış bir halktır. Bunları bir mesele gibi aktarmamak lazım. Türkiye`nin bu konuda pozisyonu açık ve nettir. Barışa katkı yapacak her sürecin içinde yer alırız. Filistinli kardeşlerimizi birleştirecek her sürecin içinde yer alırız ve her Filistinli ile onların kaderini paylaşacak şekilde ilişkimizi sürdürürüz" diyekonuştu
"BU MANTIKLA İKTİDAR OLMALARI SÖZ KONUSU DEĞİL" Davutoğlu, böyle bir ziyaret olursa gelişmelerden basını haberdar edeceklerini vurguladı. Davutoğlu, bir basın mensubunun, Büyükelçiler Konferansı`nın AK Parti`nin kampına dönüştürüldüğü yönünde CHP`den gelen eleştirileri hatırlatması üzerine de, şunları söyledi; "Doğrusu Sayın Loğoğlu`na bunu yakıştıramadım. Çünkü Sayın Loğoğlu, Büyükelçiler Konferansı vesilesiyle benim evimde ve çoğu da daha önce muhalefette görev yapmış bakan ve müsteşarlarla birlikte bir akşam yemeğinde bir araya geldik. O da Büyükelçiler Konferansı`nın bir parçasıydı ve orada eski bakan olma vasfı dolayısıyla Sayın Yakış ve benim dışımda bir AK Partili yoktu. Diğer bütün bakan ve müsteşarlar, önemli bir kısmı CHP ve daha önceki SHP görev yapmış bakan ve müsteşarlarımızdı. Yakın dönemde görevyapan Onur Öğmen, Şükrü Elekdağ ve Loğoğlu da oradaydı. Daha önceki SHP döneminde görev yapmış olan Sayın Murat Karayalçın ve Mümtaz Soysal da oradaydı. Yani o çizgi içinde ben böyle bir yemekte evimde misafirleri ağırlarken böyle bir yorum duymak beni üzdü doğrusu. Şu kast ediliyorsa AK Partili bakanlar katıldı, tabi ki olacak. Biz bir hükümetin bir parçasıyız. Onlar toplantılarımıza Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti`nin üyeleri olarak katıldılar" dedi.
Konferansı, bakanlıklar arası koordinasyonu sağlamak için yaptıklarının altını çizen Davutoğlu, şunları söyledi: "Herhalde ulaştırma politikalarını, geleceği ne olacak diye Sayın Binali Yıldırım yerine muhalefetten hiçbir yetkisi olmayan birini çağırıp sormayacaktık. Bir gün onlar iktidar olursa kendi bakanlarıyla toplantı yaparlar. Ama bu mantıkla iktidar olmaları herhalde söz konusu değil".
Kaynak: İHA
Davutoğlu, Şırnak`taki olayın hukuk devleti ilkeleri etrafında ele alınmasının en doğru yol olacağını belirterek, konuyla ilgili gerekli tahkikatın yapılacağını, bundan kimsenin tereddüdü olmaması gerektiğini söyledi. Terörle mücadele konusunda hükümetin kararlılığının her zaman açık bir şekilde görüldüğünü anlatan Bakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Bu meselenin insani, güvenlik ve hukuki boyutu tabi ki terörle mücadele bir esastır, elbette o da yürütülmelidir. Terörde insanlarımızın canına kasteden, yaşam haklarını yok eden bir olgudur ve bununla mücadele yürüyecektir. Ama hukuk devleti ilkeleri içinde yürüyecektir. Bütün bu konuların insani ve hukuki boyutlarının ötesine taşınarak siyasi istismar konusu yapılmaması lazım." "KİMSE BÖYLE BİR OLAYIN KASITLI OLDUĞUNU İDDİA EDEMEZ" Herkesin bu acıyı hissettiğini dile getiren Bakan Davutoğlu, hiç kimsenin böyle bir olayın kasıtlı olduğunu iddia edemeyeceğini vurguladı. Davutoğlu, "Herkesin hissettiği bir acı, bir hüzün vardır. Hukuk devletinin gereği olacaktır. Bu meseleyi herhangi bir istismar konusu yapmadan, hepimizin acısı, ortak meselesi olarak ele almak en doğru yol ve yöntemdir. Ama biz Edirne`de bütün büyükelçilerimizle, bende şahsen bu olayı duyduğum andan itibaren derin bir hüzün ve ızdırap içindeyim. Ailelerine başsağlığıdiliyorum" dedi.
Davutoğlu, tahkikat neticelendirilmeden herhangi bir yorum yapmak istemediğini ifade ederek, olayın nedeninin yapılacak tahkikat sonucunda ortaya çıkacağının altını çizdi. Tahkikat sonucunda herkesin üzerine düşeni yapacağını vurgulayan Ahmet Davutoğlu, "Bu konuda hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Ne ülkemizin doğusunda, ne en batısında, ne Şırnak`ta Hakkari`de, ne Edirne`de vatandaşlarımız arasında hiçbir fark gözetmeyiz. Her birinin bir tek saçının telinin bile bu anlamda bizim için bir dünya kadardeğeri vardır. Bunun herkes tarafından böyle bilinmesi lazım" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, bir basın mensubunun, "Hamas Lideri İsmail Haniye Türkiye`yi ziyaret edecek mi?" şeklindeki sorusu üzerine de, "Biz Gazze`ye bu kadar yardım eden, Gazze meselesini bütün dünyada savunan ve bunu bir insan hakları meselesi olarak gören bir ülke olarak Gazze`den gelecek her ziyaretten memnun oluruz. Bu konuda Türkiye`nin herhangi bir tereddüdü yoktur. Bundan 2-3 ay önce biliyorsunuz Halit Meşal Türkiye`deydi ve Sayın Mahmud Abbas ile Meşal arasında yapılan görüşmelerde de Türkiye`nin ciddi katkısıolduğu belirtildi. Daha biz geçen Mahmud Abbas`ı Konya`da, İstanbul`da ağırladık. Şunu açık söylüyorum her Filistinli`nin başımızın üzerinde yeri vardır. Özellikle son gelişmelerden sonra Hamas`ın da Filistin Kurtuluş Örgütü içinde yer alması kararı ve çok önemli bir kavram kullanılmıştır. Kavram dolayısıyla biz iki tarafı da tebrik ettik ve bu kavram etrafında bütünleşmeleri için çaba sarf ettik. İşgal altındaki bir ülkenin, bir halkın direnme hakkı vardır. Ama bu direnişin barışçıl yöntemlerle olması veFilistin halkının bütününü kuşatan herkesin birlikte yürüttüğü barışçıl bir yolla siyasi mücadele verilmesi önemlidir. Filistin halkı Arap baharından çok önce son derece açık ve şeffaf seçimler yapmış bir halktır. Bunları bir mesele gibi aktarmamak lazım. Türkiye`nin bu konuda pozisyonu açık ve nettir. Barışa katkı yapacak her sürecin içinde yer alırız. Filistinli kardeşlerimizi birleştirecek her sürecin içinde yer alırız ve her Filistinli ile onların kaderini paylaşacak şekilde ilişkimizi sürdürürüz" diyekonuştu
"BU MANTIKLA İKTİDAR OLMALARI SÖZ KONUSU DEĞİL" Davutoğlu, böyle bir ziyaret olursa gelişmelerden basını haberdar edeceklerini vurguladı. Davutoğlu, bir basın mensubunun, Büyükelçiler Konferansı`nın AK Parti`nin kampına dönüştürüldüğü yönünde CHP`den gelen eleştirileri hatırlatması üzerine de, şunları söyledi; "Doğrusu Sayın Loğoğlu`na bunu yakıştıramadım. Çünkü Sayın Loğoğlu, Büyükelçiler Konferansı vesilesiyle benim evimde ve çoğu da daha önce muhalefette görev yapmış bakan ve müsteşarlarla birlikte bir akşam yemeğinde bir araya geldik. O da Büyükelçiler Konferansı`nın bir parçasıydı ve orada eski bakan olma vasfı dolayısıyla Sayın Yakış ve benim dışımda bir AK Partili yoktu. Diğer bütün bakan ve müsteşarlar, önemli bir kısmı CHP ve daha önceki SHP görev yapmış bakan ve müsteşarlarımızdı. Yakın dönemde görevyapan Onur Öğmen, Şükrü Elekdağ ve Loğoğlu da oradaydı. Daha önceki SHP döneminde görev yapmış olan Sayın Murat Karayalçın ve Mümtaz Soysal da oradaydı. Yani o çizgi içinde ben böyle bir yemekte evimde misafirleri ağırlarken böyle bir yorum duymak beni üzdü doğrusu. Şu kast ediliyorsa AK Partili bakanlar katıldı, tabi ki olacak. Biz bir hükümetin bir parçasıyız. Onlar toplantılarımıza Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti`nin üyeleri olarak katıldılar" dedi.
Konferansı, bakanlıklar arası koordinasyonu sağlamak için yaptıklarının altını çizen Davutoğlu, şunları söyledi: "Herhalde ulaştırma politikalarını, geleceği ne olacak diye Sayın Binali Yıldırım yerine muhalefetten hiçbir yetkisi olmayan birini çağırıp sormayacaktık. Bir gün onlar iktidar olursa kendi bakanlarıyla toplantı yaparlar. Ama bu mantıkla iktidar olmaları herhalde söz konusu değil".