Gaziantep'in Yıldızları Ödül Töreni (1)
Gaziantep Sanayi Odası`nın (GSO) düzenlediği `Gaziantep`in Yıldızları` ödül töreni, Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin`in katılımıyla gerçekleştirildi.
Şehitkamil Kongre Merkezi`nde gerçekleştirilen programda; sanayi, ar-ge ve inavasyon dallarında Türkiye rekoru kıran 76 firma, ödüllerini bakanların ellerinden aldı. Törenin açılışında konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Fransızların borç stok durumuna dikkat çekti. Fransız hükümetinin ekonomiyi iyi yönetemediğine değinen Bakan Şahin, "Bugün Euro bölgesi dediğimiz 30-35 tane parlamento ile sözde Ermeni soykırımının kabulünü çıkarmaya çalışanların borç stoklarına bakıyoruz. Kamu borçstokları toplam milli gelirlerinin yüzde 80`nini aşmış. Biz hamdolsun yüzde 40`lara düşmüşüz. Alnımız ak, başımız dik. Parayı yönetemiyorlar, insanı yönetemiyorlar, bilgiyi yönetemiyorlar. Dedelerin gibi bu hezimetlerinin de altından kalkamayacaklar. Nasıl onlar burada yenildiyse, o meclisten çıkardıkları kararın altında da kalacaklar. Biz torunlar olarak ekonomik olarak kalkınmamızı tamamlayacağız. Fransızlara üretim nedir, sanayi nedir, kamu net borç stoku nedir, bankacılık nedir buradan ders vereceğiz.Bizim vereceğimiz ders budur" dedi. Bakan Şahin, Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye`nin daha da güçlü bir ülke olacağına vurgu yaparak, "Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz, popülizmle işimiz olmaz ama biz yüce şanlı tarihimizle her zaman övündük. Ve torunları olarak bizim hedefimiz Cumhuriyetin 100. yılında ileri demokrasiye ulaşmış ekonomik kalkınmasını sağlamış, güçlü toplum lider ülke olabilmektir. Bundan önce yaptıksa bundan sonra da yapabiliriz. Yeni dünya düzenine ayak uydurmada güçlü liderimiz var" şeklinde konuştu. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ise, müteşebbisliğin günümüzde iş kuran kişinin değil, girişimci, yeni ürün üreten, eski ürüne farklılık katan veya farklı bir yöntemle üreten anlamına geldiğini belirterek şöyle konuştu: "Eğer bunlardan birini yapıyorsanız ayakta kalacaksınız. Artık kentlerimiz ve içinde yaşadığımız toplumlarda içerik olarak değişmeli ve ayakta kalma şartları gözden geçirmeli. Bugün kentler ürettikleri ürün ve coğrafi konumuyla değil, ulusal ve uluslararası anlamda nasıl bir ilişki kurduğuyla öne çıkıyor. İlişki kurma kapasitesi düşükse o kentin ayakta kalamayacağını söylemek mümkün. Bizim temelde yapmamız gereken girişimcilik ruhunu ortaya koymaktır. Bunun birinci ana faktörü ise bilgidir. Bu daeğitimden geçiyor. Biz çocuklarımızı girişimcilik ruhuyla eğitirsek yeni bir şey yaratmayı öğretirsek o zaman aydınlık bir gelecek söz konusu olacak. Bu açıdan Milli Eğitim Bakanlığı olarak çok önemli değişikliklerin hazırlıklarını yapıyoruz. Akıllı tahta projesi ve tablet bilgisayar ile Türkiye`nin her yerindeki çocuklarımıza fırsat eşitliği verecek bir fırsat sunmaya çabalarken, aynı zamanda çocukların kendi zihnindeki bir takım statükoyu buzdan örülmüş algılamayı yok etmeye çalışıyoruz. Kendisınırlarımızı aşmadığımız, yeni düşünce zeminleri oluşturmadığımız müddetçe girişimcilik yapma şansımız yok. Girişimciliğin teşvik edilmesi lazım." İCATÇILAR VE İCRAATÇILAR YANYANA GELECEK Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de, girişimcilik, sanayi ve üretimin kalıcı bir zenginlik için olmazsa olmaz olduğunu ifade etti. Bakan Ergün, şöyle konuştu: "İşadamlarımız ne yapabiliriz için üniversitelere uğruyor mu? Şimdi uğramaya başladı. Üniversite hocalarımız bizim bu sanayicimiz ne sorun yaşıyor, adama ne teknoloji yarıyor, yönetimi iyi mi dünyadan haberi var mı, diyor mu? Şimdi demeye başladı. Bilgiyi, teknolojiyi bir araya getireceğiz. İcatçılar ve icraatçılar yan yana gelecek. Sadece icatla olmaz. Bir şey icat edip onu hayatın içine kim taşıyacak. Güzel bir tasarımla bütün dünyaya kim pazarlayacak. Böyle oluşuyor katma değer. Teknoloji böylegelişiyor. Bizim bundan başka bir rekabet edeceğimiz alanımız yoktur. Ucuz işgücünde bizim Çin, Hindistan`la rekabet etme şansımız var mı? Bir avuç pirinçle karınlarını doyuruyorlar. Bir yatakta 3 kişi vardiyalı şekilde yatıyor. Böyle adam çalıştırabilir misiniz? Demek ki burada rekabet yok bizim için. Biz ucuz hammadde ülkesi değiliz. Ucuz enerji, doğalgaz, petrol yatakları. Bunlar bizim rekabet alanlarımız değil. O zaman burada arasak rekabeti ar-ge, inovasyon, tasarım, markalaşma, yüksek katma değerileri teknoloji." Apple`ın 1976 yılının Ocak ayında limitet şirketken anonim şirket olmaya karar verdiğine dikkat çeken Ergün, şöyle devam etti: "Şirkete bir değer biçtiler. Şirketin değeri 5 bin 309 dolar o zaman. Tam 4 yıl sonra şirketin değeri 1 milyar 800 milyon dolar. Şirkete herhalde su katmadılar. Başka bir şey kattılar. Teknoloji, tasarım ve marka kattılar ve değerli hale getirdiler. Biz de elimizden geldiği kadar destek mekanizmalarını güçlendiriyoruz. Yeni dönemde dikkat ederseniz destek mekanizmalarının ağırlığını sadece kredi faiz destekleri değil, yeni destek modellerine ayırıyoruz. Yönetimi güçlendir, ar-ge yap proje yap, bağımsızdenetim kurulundan geç, şirketinin kalitesini artır, gel sana en büyük destek bizden. Şeffaf, iyi yönetilen, profesyonel yöneticilerle çalışan şirketlerle kurumsallaşmaya önem vermek lazım. Şirketlerimizin değeri böyle artacak. Böyle ar-ge ve inovasyon yapabiliriz. OSB`lerimizde mesleki eğitimi yaygınlaştıracağız. Şimdi Milli Eğitim Bakanıyla da beraber çalışıyoruz Allah nasip ederse bütün OSB`lerde mutlaka meslek lisesi olacak. Sanayi ile meslek lisesi artık iç içe olacak. O zaman gerçekten 2023Türkiye`sini muhteşem olarak inşa etmiş olacağız." Bakan Ergün, "Avrupa`da Fransa`da canımızı sıkan gelişmeler olabilir. Bunlar için canınızı sıkmayın, bunlar AB ülkelerinden bazılarının nasıl basiretsiz yönetim ve parlamentolara sahip olduğunu gösteriyor. Aslında ekonomik bunalımların da bu basiretsiz kötü yönetim ve dünyada olup biteni kavrayamama bize gösteriyor. AB bu basiretsiz yönetimlerle yoluna devam etme lüksüne de sahip değil. Koskaca Fransa`nın böyle basiretsizlikle gitmesi mümkün mü? Ortada görünen tablo budur. Biz 2023 Türkiyesi`neodaklandık. İnşallah hep birlikte inşa edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı. Törenin sonunda, üretimden satışlarda, Türkiye`nin 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu arasına giren firmalarla, Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmada başarı gösteren firmalara plaket verildi. Mespa Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Polat, ilk kez patentini aldıkları doğum yatağını Gaziantep 75. Yıl Kadın Doğum Hastanesi`ne bağışladıklarını, bu hediyeyi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin aracılığıyla vermek istediğini söyledi. Sahneye davet edilen Bakan Şahin ise espriyle, "Ama ben 45 yaşındayım. Artık doğumyapamam" dedi. Bakan Şahin`in bu sözleri salondakileri güldürdü
Ödül töreni, toplu hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.
Kaynak: İHA
Ödül töreni, toplu hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.