Rumlar ortaklık öneriyor
Kıbrıs Rum yönetimi Ticaret Sanayi ve Turizm Bakanı Praksula Andoniadu, Türkiye ile Güney Kıbrıs'ın petrol ve doğalgaz konusunda işbirliği yapabileceğini iddia ederek, ancak Türkiye'nin, Güney Kıbrıs'ın ileri sürdüğü ''egemenlik haklarına'' saygı gösterip Kıbrıs sorununun çözümünü ileri götürmesinin şart olduğunu savundu.
Andoniadu, Rum Politis gazetesine verdiği demeçte, Güney Kıbrıs'ın Noble Energy şirketi aracılığıyla Doğu Akdeniz'de başlattığı hidrokarbon arama sondajlarının ''şu ana kadar iki toplumlu müzakerelerin sürecinden bağımsız ilerlediğini'' ifade ederek, ''muhtemel hidrokarbon yatakları saptanmasının, gelecekte çatışma tarafları olarak değil barış ortakları olarak ilerleme fırsatını değerlendirmeleri açısından taraflara teşvik olacağını'' ileri sürdü.
Praksula Andoniadu özetle şunları iddia etti:
''Buna paralel olarak Güney Kıbrıs'la ilişkilerini normalleştirmesi ve bu normalleşmeden ortaya çıkacak kazancı değerlendirmesi konusunda Türkiye'ye büyük bir fırsat veriyor.TürkiyeGüney Kıbrıs'la ilişkilerini 'Kıbrıs cumhuriyeti'nin egemenlik haklarına saygı gösterip, Güney Kıbrıs'ın, elbette uzlaşılmış iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde yeniden birleşmesi konusunda bir anlaşmaya varılması çabalarını etkin şekilde destekleyerek normalleştirebilir.
Türkiye-GüneyKıbrısilişkilerinin yukarıda belirttiğim şartlarda normalleştirilmesi iki ülkeye, Türkiye'nin AB'nin enerji güvenliğinin güçlendirilmesi konusunda görüşülmekte olan enerji alanında dahi, barış ortakları olarak işbirliği yapma olanağı tanıyacak.
Bu şekilde de Güney Kıbrıs'a, AB dönem başkanlığı döneminde Türkiye'nin üyelik sürecinin çok daha etkin destekçisi olma olanağı tanıyacak.''
Praksula Andoniadu, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, ''Kıbrıs sorunu çözülmese dahi Kıbrıslı Türklerin doğalgazdan yararlanacağı'' açıklaması hatırlatılarak, Rum yönetiminin bu konuda nasıl hareket etmeyi planladığıyla ilgili bir soru üzerine, Hristofyas'ın açıklamasının, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi hedefine olan bağlılığını vurguladığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Bunun ötesinde, şunun vurgulanmasında da fayda var; gerek Kıbrıs Türk liderliği gerek Türkiye tarafından yapılan, araştırma sondajlarının başlamasının ertelenmesi çağrılarının mantıklı bir dayanağı yoktur. Çünkü saptanacak herhangi bir yatağın, en az üç yıllık bir süreden önce ticari açıdan istifade edilebilmesi mümkün değildir.''
İkinci tur imtiyazlar
Öte yandan, Rum yönetiminin, Doğu Akdeniz'de sözde MEB ilan ettiği alanda ayırdığı parseller için ikinci tur imtiyaz hakkı dağıtımı ihalesine 2011 sonundan önce çıkacağı haber verildi.
Kathimerini gazetesi, Rum yönetiminin imtiyaz hakkı vereceği şirketleri seçmede, İngiliz, Rus ve Fransız şirketlere öncelik tanımak eğiliminde olduğunu yazdı.
Habere göre, Rum yönetimi parselleri, ''Kıbrıs çevresinde, kendisi açısından bir kalkan olarak işleyecek bir çıkarlar dokusu yaratacak'' şekilde paylaştırmayı planlıyor. İkinci tur imtiyaz dağıtımı, Doğu Akdeniz'deki 13 parselden geriye kalanların (12 numaralı parsel Noble Energy'ye verildi) tamamıyla değil, 3-4 tanesi ile ilgili olacak.
Gazeteye göre bir Rum hükümet yetkilisi, önceliğin Rus Gazprom, Fransız Total ve Gaz de France, Amerikan Chevron ve Norveç'in Norway's Statoil şirketlerine verileceğini söyledi.
İkinci tura İngiliz ilgisi de bulunduğu, ancak Shell şirketinin ilgi gösterip göstermediğinin ise bilinmediği belirtildi.
Kaynak: AA
Praksula Andoniadu özetle şunları iddia etti:
''Buna paralel olarak Güney Kıbrıs'la ilişkilerini normalleştirmesi ve bu normalleşmeden ortaya çıkacak kazancı değerlendirmesi konusunda Türkiye'ye büyük bir fırsat veriyor.TürkiyeGüney Kıbrıs'la ilişkilerini 'Kıbrıs cumhuriyeti'nin egemenlik haklarına saygı gösterip, Güney Kıbrıs'ın, elbette uzlaşılmış iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde yeniden birleşmesi konusunda bir anlaşmaya varılması çabalarını etkin şekilde destekleyerek normalleştirebilir.
Türkiye-GüneyKıbrısilişkilerinin yukarıda belirttiğim şartlarda normalleştirilmesi iki ülkeye, Türkiye'nin AB'nin enerji güvenliğinin güçlendirilmesi konusunda görüşülmekte olan enerji alanında dahi, barış ortakları olarak işbirliği yapma olanağı tanıyacak.
Bu şekilde de Güney Kıbrıs'a, AB dönem başkanlığı döneminde Türkiye'nin üyelik sürecinin çok daha etkin destekçisi olma olanağı tanıyacak.''
Praksula Andoniadu, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, ''Kıbrıs sorunu çözülmese dahi Kıbrıslı Türklerin doğalgazdan yararlanacağı'' açıklaması hatırlatılarak, Rum yönetiminin bu konuda nasıl hareket etmeyi planladığıyla ilgili bir soru üzerine, Hristofyas'ın açıklamasının, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi hedefine olan bağlılığını vurguladığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Bunun ötesinde, şunun vurgulanmasında da fayda var; gerek Kıbrıs Türk liderliği gerek Türkiye tarafından yapılan, araştırma sondajlarının başlamasının ertelenmesi çağrılarının mantıklı bir dayanağı yoktur. Çünkü saptanacak herhangi bir yatağın, en az üç yıllık bir süreden önce ticari açıdan istifade edilebilmesi mümkün değildir.''
İkinci tur imtiyazlar
Öte yandan, Rum yönetiminin, Doğu Akdeniz'de sözde MEB ilan ettiği alanda ayırdığı parseller için ikinci tur imtiyaz hakkı dağıtımı ihalesine 2011 sonundan önce çıkacağı haber verildi.
Kathimerini gazetesi, Rum yönetiminin imtiyaz hakkı vereceği şirketleri seçmede, İngiliz, Rus ve Fransız şirketlere öncelik tanımak eğiliminde olduğunu yazdı.
Habere göre, Rum yönetimi parselleri, ''Kıbrıs çevresinde, kendisi açısından bir kalkan olarak işleyecek bir çıkarlar dokusu yaratacak'' şekilde paylaştırmayı planlıyor. İkinci tur imtiyaz dağıtımı, Doğu Akdeniz'deki 13 parselden geriye kalanların (12 numaralı parsel Noble Energy'ye verildi) tamamıyla değil, 3-4 tanesi ile ilgili olacak.
Gazeteye göre bir Rum hükümet yetkilisi, önceliğin Rus Gazprom, Fransız Total ve Gaz de France, Amerikan Chevron ve Norveç'in Norway's Statoil şirketlerine verileceğini söyledi.
İkinci tura İngiliz ilgisi de bulunduğu, ancak Shell şirketinin ilgi gösterip göstermediğinin ise bilinmediği belirtildi.