Has Parti Genel Başkan Yardımcısı Bekaroğlu'ndan, Demokratik Özerklik Açıklaması

HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, "Demokratik özerklik projesi bölgeye sıkıntı getirir. Bu proje birlik projesi değildir, uygulanması durumunda ayrılık getirir" dedi.

Has Parti Genel Başkan Yardımcısı Bekaroğlu'ndan, Demokratik Özerklik Açıklaması
Bekaroğlu, Diyarbakır parti binasında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin çok ciddi demokrasi, insan hakları ve yoksullukla ilgili problemlerinin bulunduğunu belirterek, "Türkiye, Kürt sorununu artık taşıyamıyor. Bu sorun hiçbir şekilde Türkiye'nin genel demokrasi sorunundan, yoksulluk ve adaletsizlik sorunundan bağımsız bir sorun değildir. Bölgeyi çok iyi biliyorum kimsenin iki devlet istemediğini biliyorum. Devleti bugün kim temsil ediyorsa çıkıp özür dilemelidir. Türkiye Cumhuriyeti adına
Kürtlerden ve zarar görenlerden özür diliyoruz, bunu açık şekilde söylemesi gerekiyor" dedi.
HAS Parti olarak Demokratik Toplum Kongresi'nin bir süre önce açıkladığı "Demokratik Özerklik Projesi"nin tartışılmasını anlamlı bulduklarını ifade eden Bekaroğlu, ancak projenin birlik projesi olmadığını bu şekilde uygulanması durumunda ayrılığı getireceğini söyledi.
Kamuda iki dile izin verilmesi gerektiğini savunan Bekaroğlu, devletin resmi dilinin, ortak dilin Türkçe olduğunu vurgulayarak, "Anadil hakkı da ana sütü gibi helaldir. Anadil eğitimi devlet okullarında olacak bir proje hemen yapılmalıdır. Kürtler, devlet okullarında anadilini öğrenecek. Kamuda çift dile izin verilmelidir. Tabelalardan yazışmalara kadar çift dilden yanayız" görüşünü savundu.
Kürt sorununu çözmek için muhatap aramaya gerek olmadığını kaydeden Bekaroğlu, sorunun sadece Kürtlerin değil Türklerin de sorunu olduğunu ifade ederek "30 yıldır süren bir savaş var. Bu savaşın kalıntıları ve acıları var. Bunları ortadan kaldırmak mecburiyetindesiniz. Bu insanları dağdan indirmek durumundasınız. Bunun için derhal silahların bırakılması gerekiyor. Hemen eş zamanlı olarak devletin bir genel af çıkarması gerekiyor. Bunun başka yolu yok. Bu sorun sadece Kürtlerin değil Türklerin de
sorunudur. Dolayısıyla ortaya çıkaracağınız çözümü sadece Kürtlere değil Türklere de anlatmak mecburiyetindesiniz. 6 bin şehit ailesi var ama milyonlarca oğlu askere gidecek olan ve şehit olma ihtimali bulunan aileler var. Dağda 30-40 bin insan ölmüştür. Onların da aileleri var. Ancak ölme ihtimali olan başka çocuklar ve aileler var. Dolayısıyla bir genel aftan hiç kimsenin bir komplekse girmemesi gerekiyor" dedi.

"İNSANLARIN VİCDANI BU TAHLİYELERDEN RAHATSIZ OLMUŞTUR"
Tutukluluk süresini düzenleyen CMK'nın 102. maddesi kapsamında yaşanan tahliyeleri değerlendiren Bekaroğlu, "Son tahliyeler 10-15 yıl önce yaşanan çok ciddi acı olayları hatırlatıyor. Hepimiz bundan ciddi bir şekilde rahatsız olduk. Ancak Türkiye'de yargının çok yavaş işlediği tutukluluk süresinin çok uzun olduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla yasayı temelde doğru buluyoruz. Problem yasada değil uygulamadadır. İnsanların vicdanı bu tahliyelerden rahatsız olmuştur. Tutuklama ve yargı süreleri çok uzun.
Bunların bir kısmı masumdur. Belki de yargılama sonunda beraat edecektir. Dolayısıyla 10 sene tutuklu kalamazlar. Bu konuda hükümet yargıya müdahale ediyor, yargı da siyaset yapıyor" diye konuştu.