Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan sözü

Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında NTV Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Yargıtay...


Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında NTV Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in yargı yılının açılışında yaptığı konuşmayı "Demokrasilerde olması gereken bir açıklama" sözleriyle değerlendiren Kılıçdaroğlu, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek'in iktidardan kendisine torpil isteği geldiğini açıklaması konusunda ise bir açıklama yapmasının mümkün olmadığını, bu konuda bilgisi bulunmadığını belirtti.

Referandumda "hayır" çıkacağından umutlu olduğunu ancak oran konusunda bir anket yapmadıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, referandumdan "evet" çıkması durumunda AKP'nin "topluma biçeceği elbisenin" görüleceğini dile getirerek "Kurulan baskı bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösterecek" dedi. Mardin'de CHP'nin astığı afişlerin indirildiğini, savcının buna karşı bir işlem yapamadığını, İstanbul Bahçelievler'de hayır broşürü dağıtan CHP'lilerin saldırıya uğradığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Söyler misiniz, bu baskı değil de nedir? Yarın siz yargıyı yürütmenin eline vereceksiniz. Bu tabloyu bütün yurttaşların görmesi lazım. Bu tablo, gelecekte demokrasinin yok olmasına yol açacaktır" diye konuştu.

-AVCILAR BELEDİYE BAŞKANI DİSİPLİNE SEVK EDİLECEK-

"Müslüman kadınların rahibe gibi giyinmesine evet" afişiyle ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "O afişten türban takan kardeşlerimiz eğer gerçekten üzüntü duyuyorlarsa biz onlardan özür dilemeyi biliriz" dediğini anımsatırken afişi asan CHP'li Avcılar Belediye Başkanı'nı ilk Merkez Yönetim Kurulu toplantısında disipline sevk edeceklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, "Buradaki olay şudur: Biz gereğini yapacağımızı söylüyoruz. Aynı, benzeri bir olay çok daha ağır ifadelerle AKP'li bir Belediye Başkanı 'Güneydoğu'dan kadın getirin, ikinci evlilikleri yapın' dedi. Niçin medyada tartışılmıyor bu kadar? Ve niçin Başbakan'a böyle bir soru sormaya kimse cesaret edemiyor? Bu mudur demokrasi? Bu mudur anlayış" diye konuştu.

-"BİZE HER ŞEYİ SORARLAR, BAŞBAKAN'A SORAMAZLAR"-

AKP'yi destekleyen bazı gazetelerin bugün CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın söylemediği şeyleri onun ağzından manşet yaptıklarını da belirten Kılıçdaroğlu, "Yalan üzerine haber yapılıyor, yalan üzerine haber inşa ediliyor. Bize gelince herkes her şeyi sorar, Sayın Başbakan'a gelince kimse bir şey soramaz. Niye sormuyorlar, niye cesaret edemiyorlar? Cesaretin ölçüsü herkese eşit, aynı soruları sorma yürekliliğini göstermektir. Eğer bu yüreklilik gösterilmiyorsa o zaman biz medyayı medya olarak görmüyoruz, AKP medyası olarak görüyoruz. İktidarın baskısı karşısında boyun eğen bir medya olarak görüyoruz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, "Bu sözünüz bütün medya için mi geçerli?" sorusu üzerine de "Bütün medya için geçerli" dedi.

Kılıçdaroğlu, kendilerine her sorunun sorulabileceğini, bu konuda hiçbir tereddütlerinin bulunmadığını ancak benzer soruların Başbakan'a, Bakanlara, AKP'lilere sorulamadığını dile getirerek "O açıdan biz mevcut medyadan rahatsızız" dedi.

-"ZEMİN KAYIYOR"-

CHP'nin Antalya mitingi için Antalya'ya eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile birlikte gideceğini belirten Kılıçdaroğlu, Baykal'ın mitingde konuşmasından mutluluk duyacağını bildirdi.

Kılıçdaroğlu, "Referandumdan sonra tansiyon düşer mi?" sorusu üzerine tansiyonu kendisinin değil, Başbakan Erdoğan'ın yükselttiğini ifade ederek şöyle konuştu:

"Daha geçen gün ağzına cibiliyetsiz sözcüğünü alıyor, bir Başbakan'a yakışır mı cibiliyetsiz, şerefsiz sözcüğünü ağzına almak. Düşünün, bir de Ramazan ayında bunları söylüyor. Bir tek yapmadığı açıkça küfretmek. Sonra da deniyor ki tansiyon yükseldi. Yükselten, bağıran, çağıran, insanları aşağılayan kim? Kendisi değil mi? İstediği kadar bağırsın, çağırsın, zaten bizim umrumuzda değil. Ama tansiyon yükseliyormuş, niye tansiyon yükseliyor, kendisi yükseltiyor. Otursun, adam gibi mitingde varsa söylemlerini yapsın. İnsanları aşağılamak, insanlara küfretmek, insanlara en ağır dille hakaret etmek bir Başbakan'a yakışır mı? Zemin kayıyor. Kesin söz veriyorum, bu Başbakan'ı götüreceğim. Gidecek bu. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlere Türkiye Cumhuriyeti'nde demokratik yollarla nasıl gidileceğini ben göstereceğim."

-"EVET ÇIKARMAK İÇİN HER ŞEYİ KULLANIRLAR"-

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensairoğlu'nun "CHP Kürt sorununa katkı sağlarsa bu iş 1 ayda biter" sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Hükümet hangi öneriyle geldi ki biz yeterli katkıyı göstermedik? Önce Sayın Ensarioğlu'nun açıklaması gerekir. 'Hükümet şu şu önerileri getirdi, CHP katkı vermediği için bu engellendi.' Versin bakalım önerileri nedir bir görelim. Belki bize açıklamadığı öneriler Sayın Ensarioğlu'na açıklanmış olabilir. Sayın Ensarioğlu önerileri açıklarsa biz de destek verip vermeyeceğimizi açıklarız" diye konuştu.

BDP'nin "Demokratik özerklik" önerisini önce Başbakan'ın değerlendirmesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, kendilerinin bu konudaki görüşlerinin belli olduğunu, Türkiye'nin ayrışmasını değil, entegre olmasını istediklerini belirtti. Hükümetin bu konudaki sessizliğini "Evet çıkarmak için her şeyi kullanırlar" sözleriyle yorumlayan Kılıçdaroğlu, bu konuda Hükümet'i açıklama yapmaya zorlayacaklarını bildirdi.

Kılıçdaroğlu, genel affın ancak PKK'nın koşulsuz silah bıraktığı ve toplumsal uzlaşmanın olduğu koşullarda uygulanabileceğini, ancak AKP'nin 2006'da Başbakan'ın imzasıyla terör örgütünün kurucusuna da af getirilmesini teklif ettiğini dile getirerek "Bunu söyleyen bir Başbakan, bizim toplumsal uzlaşma gerçekleşir, barış gerçekleşir, PKK koşulsuz silah bırakırsa, eğer bir toplumsal uzlaşma da olursa biz de o barışa katkı veririz' dediğimiz zaman kıyameti koparıyor. Biz hiçbir zaman kalkıp terör örgütünün liderini, kurucusunu affedeceğiz diye bir laf ağzımızdan çıkmadı. Ama o, bunu yazılı bir belge haline dönüştürdü" diye konuştu.

-"HANGİ DEMOKRASİDEN BAHSEDİYORUZ?"-

Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı'nın Savunma Bakanlığı'na bağlanmasının "uygun koşulların oluşması durumunda" mümkün olabileceğini ifade ederken "uygun koşulların" "demokrasinin tam oturduğu, padişahlık rejiminin olmadığı, yargının yürütmenin emrine verilmediği bir yapı" olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, "Şu anda Türkiye'de padişahlık rejiminin olduğunu mu ima ettiniz?" sorusu üzerine ise "Ülkenin Cumhurbaşkanı'nı kim atadı, tayin etti, belirledi? Meclis Başkanı'nı kim belirliyor? Sayıştay üyelerini kim belirliyor? TBMM seçiyor ama kim belirliyor? Eğer bir kişi çıkıp 'Hayır bunları Recep Tayyip Erdoğan belirlemiyor' diyorsa onun doğru söylediğine ben inanmıyorum. Hangi demokrasiden bahsediyoruz? Birbirimizi kandırıyoruz. Yargının bağımsız olmadığını zaten biliyoruz, şimdi daha da bağımlı hale getiriliyor" diye konuştu.

-"AMAÇ ÖRGÜTSÜZ TOPLUM YARATMAK"-

Anayasa değişikliğiyle bir sendikanın kendi üyesinin çıkarlarını savunmak için dava açma hakkının kaldırıldığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Amaç örgütlü toplum değil, örgütsüz toplum yaratmak, güçsüz toplum yaratmak. Direnen bir toplum değil, teslim olan bir toplum yaratmak. Bu Anayasa'ya onu getiriyorlar. Zaten aklımın almadığı da o. Birilerinin çıkıp bunu savunması. Neye göre savunuyorlar, ben onu gerçekten merak ediyorum. Hangi hak, hangi özgürlük geliyor bu Anayasa'yla?"

-"ERGENEKON İNTİKAM ALMA DUYGUSUYLA YÜRÜYOR"-

Ergenekon davası kapsamında hala bir çok kişinin tutuklu olmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Siyasi bir dava, normal bir dava değil ki. Yargı siyasasallaşırsa Ergenekon çıkacaktır, gayet doğal değil mi?" dedi. Belli yargıçların belli davalar için özel olarak tutulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Olay artık adaleti sağlama değil, olay belli kişilerden ben intikamı nasıl alırım, belli kişileri nasıl içerde tutarım, olay buna dönüşmüş durumda. Olay bir hukuk arama olayından çok bir intikam alma duygusuyla yürüyen bir dava bu" diye konuştu.

-"HAYIR DEYİN, YENİ ANAYASANIN ÖNÜNÜ AÇALIM"-

Kılıçdaroğlu, AKP'nin 12 Eylül Anayasası ilk kez değişiyormuş gibi bir hava yarattığını ancak mevcut Anayasa'nın 85 maddesinin değiştiğini, bu değişikliklerin de uzlaşmayla yapıldığını ifade ederek "Evet de çıksa hayır da çıksa hep tartışılacaktır. Çünkü bu, toplumu bölen bir anayasadır. Toplum şu anda bölünmüş vaziyette. Oysa anayasalar toplumu bölmez, toplumu entegre eder. O nedenle diyoruz, hayır deyin, yeni bir anayasanın, değişimin sürecini açalım. Yeni bir anayasa yapmaya söz veriyoruz" dedi.

Kılıçdaroğlu, türban sorununun toplumsal uzlaşmayla çözülebileceğini, her konuda da toplumsal uzlaşma sağlanabileceğini vurguladı.