'Fatmagül'ün Suçu ahlaksız oluşu!'
Fatmagül'ün suçu ne? dizisindeki gayri ahlakı tutumlar izleyicilerden yoğun şekilde tepki alıyor.Habervaktim.com yazarlarından Arzu Erdoğral sert dille eleştirdi...
Fatmagül'ün suçu ne? dizisindeki gayri ahlakı tutumlar izleyicilerden yoğun şekilde tepki alıyor.Habervaktim.com yazarlarından Arzu Erdoğral sert dille eleştirdi... İşte Erdoğral'ın yazısı:
Ahlaksızlığı sanat görenler, ilk başta söylüyorum bu yazıyı okumasın.
Tahammül göstermenin de bir sınırı var. Ahlaki dezenformasyonda, insanı hedef alan zihniyetin, gerçeği örtme fikrinin doğurganlığıdır bulunduğumuz nokta!
Bozuk bilgi çöplüğünden çıkan çok yönlü hareketler bunlar!
Ahlaki normları yeniden yazan ve toplumun dünya görüşüne egemen olmak isteyenlerin oyun kuruculuğu yaşananlar!
Yeni üretilen toplumsal bakışın ürüyebilmesi için açılan yollar!
Yaşamı çetrefilli bir hale getirmek için düzenin kurallarına herkesin uyması için yapılan çırpınışlar!
İnsanı “şartlara göre" kodlamak ve kurgulamak isteyen gizli sistemin, ayak sesleri!
Ahlaksızlığı özendiren medya= İdeolojik aygıt!
Sonuç= Bihter, Fatmagül ve türevleri!
Ahlaksızlığı normal görme, bilinçli dezenformasyon ve reyting üçlüsünün ürettiği "Fatmagül'ün Suçu Ne?" ve "Kılıç Günü" gibi dizilerde, tecavüz, eşcinsel yatak sahnesi noktasına Türkiye kolay gelmedi.
Yavaş yavaş!
Sakin sakin!
Rezillikte ilkten başlayıp sona doğru ilerleme, yıllar aldı.
Bugün geldiğimiz noktada ise karşı çıkışlar söylemden öteye gidemiyor. Toplumun büyük bir kesimi bu rezilliği izleyerek ödüllendiriyor. Çizgi filmden tutun da kadın programlarına kadar, yanlışın dibine vurulmasının etkileri başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere tüm toplumu hedef alıyor.
İnsanların çoğu bu çapsız ve hayali karakterlere özeniyor ve onları kendine örnek alıyor.
Hadi RTÜK, gizli güçler vesilesi ile bu tür yayınlara müdahale edemediğini söylüyor ya toplum!
Birileri o rezil dizileri izlemeniz için beyninize silah mı dayıyor?
RTÜK, tecavüz sahnesi için 'Türk aile yapısına aykırıdır' maddesi gereğince işlem yapılmasını istediğinde, üst kuruldan karar çıksa bile mahkeme, “Türk Aile yapısı için kimi baz aldınız?... Serbest yaşayan insanlarda var, dini inançlarını yerine getirmeye çalışan insanlarda var, dolayısıyla bu buna sığmaz” diyormuş, bunun üzerine RTÜK 'gençlerin ruhsal gelişimine olumsuz etkiliyor' maddesini devreye sokuyormuş… Mahkeme yine aynı gerekçe ile “hangi gençleri baz alıyorsunuz” diyerek red ediyormuş…
Yargının kimi baz aldığı belli de, bu dizileri hem kınadığını söyleyip hem izleyenler hangi temele giriyorlar acaba?
Ahlakın yanında insan psikolojisini de yerle bir eden bu yayınlara siz tepki koymazsanız kim koyacak?
Çocuklarınıza da mı acımıyorsunuz ey insanlar?
Ahlaksızlık yarışında ATV’in Kanal D’den ve diğerlerinin birbirinden bir farkı kalmadığını görmüyor musunuz?
Bir toplumu yok etmek için silahtan daha güçlü bir canavarla savaştığımızın da farkında değil misiniz?
Siz, Bihter mi olmak istiyorsunuz yoksa Fatmagül mü ya da Kılıç günü adlı dizide ki karakterlerden biri mi?
Önce gönlünüzü sonra televizyonunuzu kapatın bu rezilliklere şahit olmak istemiyorsanız!
Ben diyorum ki, böyle sanat ve modernlik olmaz olsun!
Fatmagül ve diğerlerini topluma sürende, onu yayınlayanda, normal gören de ahlaksızdır!
Yanlış anlamayın hakaret etmiyorum. Ahlak kuralları belli!
Ahlak’ın karşısında Ahlaksızlık duruyor!
Ben bir şey söylemiyorum!
1. AHLAK
2. AHLAKSIZLIK
Seç beğen!
Sen ahlaksızlığı seçiyorsan, seçmeyenlerin suçu ne?
Fatmagül’ün suçunun ne olduğunu biliyorsun da bunu mu bilmiyorsun?
-------------------------
DARBECİ ÇÖLAŞAN, TÜRKİYE OLDUĞU YERDE AMA SEN UÇMUŞSUN!
Muhterem Emin Çölaşan’ın ruh ikizi eşi Danıştay eski Başsavcısı Tansel Çölaşan, ADD’in Hatay Şubesi tarafından düzenlenen "Türkiye nereye gidiyor" konulu panel de geçtiğimiz günlerde bir hayli coşmuştu.
Türkiye nereye gidiyor? konusunda ki hezeyanları okyanusları aşan çiftin kadın versiyonu, “evet oyu” verenleri gaflet, delalet ve ihanet içinde olmakla itham etmişti.
Demokratik bir tercihi hazmedemeyenler zincirinin kuvvetli halkalarından olan bu zihin, 'evet'çileri bu kez de 'cehalet'le suçladı. Yani hanımefendiye göre eğitimliler 'hayır' eğitimsizler 'evet' demiş…
Daha önce de, 2008 yılında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Ankara Barosu tarafından düzenlenen sempozyumda konuşan Çölaşan, 27 Mayıs'ın 'darbe' değil 'devrim' olduğunu savunmuş ve Menderes'in asılmasının doğru olduğunu ileri sürerek, bir başsavcının, hukuk ortadan kalkarak, demokratik yollarla iktidara gelmiş olan devlet adamlarını idam eden zihniyetle, eşdeğer düşüncelere sahip olduğunu göstermişti.
Yine aynı panelde ''Hukukta Kadın'' başlıklı oturumunda konuşan Çölaşan, kadınlara yönelik en ağır baskının din adına yapılan baskı olduğunu söylemiş ve ''Hem özgürlük diyorsunuz hem de kapanmak istiyorsunuz. Kapanmanın özgürlüğü olur mu?'' diyerek, bir yargı mensubunun ne kadar da saygısız ve tahammülsüz olabileceğini de yine başarılı bir şekilde göstermeyi başarmıştı.
Danıştay saldırısının ardından da saldırgan Alparslan Arslan'ın "Allahu Ekber" diyerek ateş ettiğini öne sürüp bu iddiası daha sonra Danıştay üyeleri tarafından yalanlanan da, sözünün güvenirliliği de bu nedenle tartışılır olan da bu hanımefendi!
Darbeyi öven, idamı doğru gören, söylediği yalan çıkan, inançlara saygı göstermeyen, irtica paronayaları üreten, demokrasiyi içine sindiremeyen, üstelik emekli bir yargı mensubu olan bir kişi, gaflet, delalet, ihanet ve cehalet sözcüklerini nasıl oluyor da bir başkası için söyleyebiliyor, anlaşılır gibi değil!
Hanımefendi, aynaya damı hiç bakmıyor?
Yok evde aynası yoksa kendini görmek için eşine de bakabilir!
Fatmagülün suçu ne izle 2. bölüm fragmanı
BEREN SAAT FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
Ahlaksızlığı sanat görenler, ilk başta söylüyorum bu yazıyı okumasın.
Tahammül göstermenin de bir sınırı var. Ahlaki dezenformasyonda, insanı hedef alan zihniyetin, gerçeği örtme fikrinin doğurganlığıdır bulunduğumuz nokta!
Bozuk bilgi çöplüğünden çıkan çok yönlü hareketler bunlar!
Ahlaki normları yeniden yazan ve toplumun dünya görüşüne egemen olmak isteyenlerin oyun kuruculuğu yaşananlar!
Yeni üretilen toplumsal bakışın ürüyebilmesi için açılan yollar!
Yaşamı çetrefilli bir hale getirmek için düzenin kurallarına herkesin uyması için yapılan çırpınışlar!
İnsanı “şartlara göre" kodlamak ve kurgulamak isteyen gizli sistemin, ayak sesleri!
Ahlaksızlığı özendiren medya= İdeolojik aygıt!
Sonuç= Bihter, Fatmagül ve türevleri!
Ahlaksızlığı normal görme, bilinçli dezenformasyon ve reyting üçlüsünün ürettiği "Fatmagül'ün Suçu Ne?" ve "Kılıç Günü" gibi dizilerde, tecavüz, eşcinsel yatak sahnesi noktasına Türkiye kolay gelmedi.
Yavaş yavaş!
Sakin sakin!
Rezillikte ilkten başlayıp sona doğru ilerleme, yıllar aldı.
Bugün geldiğimiz noktada ise karşı çıkışlar söylemden öteye gidemiyor. Toplumun büyük bir kesimi bu rezilliği izleyerek ödüllendiriyor. Çizgi filmden tutun da kadın programlarına kadar, yanlışın dibine vurulmasının etkileri başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere tüm toplumu hedef alıyor.
İnsanların çoğu bu çapsız ve hayali karakterlere özeniyor ve onları kendine örnek alıyor.
Hadi RTÜK, gizli güçler vesilesi ile bu tür yayınlara müdahale edemediğini söylüyor ya toplum!
Birileri o rezil dizileri izlemeniz için beyninize silah mı dayıyor?
RTÜK, tecavüz sahnesi için 'Türk aile yapısına aykırıdır' maddesi gereğince işlem yapılmasını istediğinde, üst kuruldan karar çıksa bile mahkeme, “Türk Aile yapısı için kimi baz aldınız?... Serbest yaşayan insanlarda var, dini inançlarını yerine getirmeye çalışan insanlarda var, dolayısıyla bu buna sığmaz” diyormuş, bunun üzerine RTÜK 'gençlerin ruhsal gelişimine olumsuz etkiliyor' maddesini devreye sokuyormuş… Mahkeme yine aynı gerekçe ile “hangi gençleri baz alıyorsunuz” diyerek red ediyormuş…
Yargının kimi baz aldığı belli de, bu dizileri hem kınadığını söyleyip hem izleyenler hangi temele giriyorlar acaba?
Ahlakın yanında insan psikolojisini de yerle bir eden bu yayınlara siz tepki koymazsanız kim koyacak?
Çocuklarınıza da mı acımıyorsunuz ey insanlar?
Ahlaksızlık yarışında ATV’in Kanal D’den ve diğerlerinin birbirinden bir farkı kalmadığını görmüyor musunuz?
Bir toplumu yok etmek için silahtan daha güçlü bir canavarla savaştığımızın da farkında değil misiniz?
Siz, Bihter mi olmak istiyorsunuz yoksa Fatmagül mü ya da Kılıç günü adlı dizide ki karakterlerden biri mi?
Önce gönlünüzü sonra televizyonunuzu kapatın bu rezilliklere şahit olmak istemiyorsanız!
Ben diyorum ki, böyle sanat ve modernlik olmaz olsun!
Fatmagül ve diğerlerini topluma sürende, onu yayınlayanda, normal gören de ahlaksızdır!
Yanlış anlamayın hakaret etmiyorum. Ahlak kuralları belli!
Ahlak’ın karşısında Ahlaksızlık duruyor!
Ben bir şey söylemiyorum!
1. AHLAK
2. AHLAKSIZLIK
Seç beğen!
Sen ahlaksızlığı seçiyorsan, seçmeyenlerin suçu ne?
Fatmagül’ün suçunun ne olduğunu biliyorsun da bunu mu bilmiyorsun?
-------------------------
DARBECİ ÇÖLAŞAN, TÜRKİYE OLDUĞU YERDE AMA SEN UÇMUŞSUN!
Muhterem Emin Çölaşan’ın ruh ikizi eşi Danıştay eski Başsavcısı Tansel Çölaşan, ADD’in Hatay Şubesi tarafından düzenlenen "Türkiye nereye gidiyor" konulu panel de geçtiğimiz günlerde bir hayli coşmuştu.
Türkiye nereye gidiyor? konusunda ki hezeyanları okyanusları aşan çiftin kadın versiyonu, “evet oyu” verenleri gaflet, delalet ve ihanet içinde olmakla itham etmişti.
Demokratik bir tercihi hazmedemeyenler zincirinin kuvvetli halkalarından olan bu zihin, 'evet'çileri bu kez de 'cehalet'le suçladı. Yani hanımefendiye göre eğitimliler 'hayır' eğitimsizler 'evet' demiş…
Daha önce de, 2008 yılında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Ankara Barosu tarafından düzenlenen sempozyumda konuşan Çölaşan, 27 Mayıs'ın 'darbe' değil 'devrim' olduğunu savunmuş ve Menderes'in asılmasının doğru olduğunu ileri sürerek, bir başsavcının, hukuk ortadan kalkarak, demokratik yollarla iktidara gelmiş olan devlet adamlarını idam eden zihniyetle, eşdeğer düşüncelere sahip olduğunu göstermişti.
Yine aynı panelde ''Hukukta Kadın'' başlıklı oturumunda konuşan Çölaşan, kadınlara yönelik en ağır baskının din adına yapılan baskı olduğunu söylemiş ve ''Hem özgürlük diyorsunuz hem de kapanmak istiyorsunuz. Kapanmanın özgürlüğü olur mu?'' diyerek, bir yargı mensubunun ne kadar da saygısız ve tahammülsüz olabileceğini de yine başarılı bir şekilde göstermeyi başarmıştı.
Danıştay saldırısının ardından da saldırgan Alparslan Arslan'ın "Allahu Ekber" diyerek ateş ettiğini öne sürüp bu iddiası daha sonra Danıştay üyeleri tarafından yalanlanan da, sözünün güvenirliliği de bu nedenle tartışılır olan da bu hanımefendi!
Darbeyi öven, idamı doğru gören, söylediği yalan çıkan, inançlara saygı göstermeyen, irtica paronayaları üreten, demokrasiyi içine sindiremeyen, üstelik emekli bir yargı mensubu olan bir kişi, gaflet, delalet, ihanet ve cehalet sözcüklerini nasıl oluyor da bir başkası için söyleyebiliyor, anlaşılır gibi değil!
Hanımefendi, aynaya damı hiç bakmıyor?
Yok evde aynası yoksa kendini görmek için eşine de bakabilir!
Fatmagülün suçu ne izle 2. bölüm fragmanı
BEREN SAAT FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ