Boyner Tunceli'de sözlerine 'Dersim' diye başladı

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, referandumundan sonra gündemdeki yerini geri alan açılım sürecine ilişkin yeni açıklamalar geldi. Ümit Boyner, Tunceli'deki konuşmasına "Dersim'e gelmekten mutluluk duyuyorum" diyerek başladı. Ve kürt sorunun çözümü için hükümetin ilk adımları hayata geçirmesini istedi.

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, referandumundan sonra gündemdeki yerini geri alan açılım sürecine ilişkin yeni açıklamalar geldi. Ümit Boyner, Tunceli'deki konuşmasına "Dersim'e gelmekten mutluluk duyuyorum" diyerek başladı. Ve kürt sorunun çözümü için hükümetin ilk adımları hayata geçirmesini istedi. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'e göre bu küçük adımlar Kürt sorununun çözümü için önemli. Çünkü somut:

"Kürt sorununun hiç şüphesiz kalıcı çözümü büyük adımlar, büyük uzlaşmalar gerektirebilir. Yine de çözüm için adım atmaya kararlı olduğumuzu gösteremez miyiz? Örneğin eylemsizliğin yarattığı göreceli huzur atmosferi ilk adımların atılmasına yardımcı olabilir. En azından küçük adımları hayata geçiremez miyiz? Özalp'deki Muğlalı Paşa kışlasının adı hemen değiştirilemez mi? Diyarbakır hapishanesinde yaşananlar için özür dilenemez mi?"

Ümit Boyner, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile birlikte Elazığ'dan sonra Tunceli'ye gitti,  'Tunceli'nin Göreli Üstünlükleri ve Kalkınma Stratejileri' toplantısına katıldı.

Kürsüye çıktı. Ve konuşmasına Tunceli'ye "Dersim" diyerek başladı.

Boyner, Kürt sorununu çözmek için akılcı birleştirici çözümler üretilmesi gerektiğini belirtti. Ve "Çocukların nefret kültürü içinde kutuplaşmalara itilerek yetiştirilmelerine isyan ediyoruz" dedi.

Boyner, "Ancak huzur ortamında Munzur'un yaylaları turizme açılır, organik tarım için Dersim bir merkez olur" diye konuştu.

TÜSİAD Başkanı Tunceli'de de Türkiye'nin köklü bir anayasa değişikliğine ihtiyacı olduğunu yineledi:

"Kuvvetler ayrılığı konusuna gelince, özlenen ve Türkiye'yi çoğulcu bir demokrasiye taşıyacak anlayış, ne seçkin bir azınlığın, ne de salt çoğunluğun hakim olduğu; aksine, her kesim ve düşüncenin adil temsil edildiği, kontrol denge mekanizmalarıyla yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlandığı, yasamanın çözüm ürettiği, yürütmenin de vatandaşına hesap verdiği bir sistemin kurulmasıdır."