Ak Parti Balıkesir'de, 'Evet' Turlarını Yoğunlaştırdı

AK Parti Balıkesir Teşkilatı referandum öncesinde çalışma temposunu artırdı

Ak Parti Balıkesir'de, 'Evet' Turlarını Yoğunlaştırdı
AK Parti Balıkesir Teşkilatı referandum öncesinde çalışma temposunu artırdı. Halka, "Neden Evet?"in sebeplerini açıklayan AK Partililer, referandumun demokrasi için büyük önem taşıdığını ifade ettiler.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı A. Edip Uğur, Milletvekili Ayşe Akbaş, İl Başkanı Adil Çelik ve yönetimi, Merkez İlçe Başkanı Recep Şeker ve yönetimi, İl Genel Meclisi Başkanı M. Akif Okur, merkez İGM ve Belediye Meclis Üyeleri'nin yanı sıra İl Kadın Kolları Başkanı Hülya Kamçı ve yönetimi, Gençlik Kolları Başkanı Ragıp Başlı ve yönetiminin yer aldığı ziyaretlerde binlerce vatandaşla görüşüldü. AK Parti İl Başkanı Adil Çelik, anayasa değişikliğiyle ilgili halk oylamasında vatandaşa işin doğrusunu anlatarak doğru ve sağlıklı karar verilmesine yardımcı olmaya çalıştıklarını söyledi. Referandumun bir seçimle ilgisinin olmadığını vurgulayan Adil Çelik, verilecek oyların daha sağlıklı olmasının hem bireylerin hem de ülkenin geleceği ile doğrudan alakalı olduğunu söyledi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili A.Edip Uğur Balıkesir'in "evet" diyeceğine inandığını belirtti. Türkiye'nin yaşadığı darbe ve muhtıralar dönemlerini de hatırlatan Uğur, Adnan Menderes döneminden bu yana demokrat çizgideki siyasi partilere karşı her zaman bir baskı olduğunu, bugün de aynı sıkıntıların devam ettiğini belirterek, "Türkiye ne zaman büyümeye başlasa, demokrasisine müdahale edildi. Türkiye değişen, gelişen, büyüyen bir ülke. Balıkesir'e baktığımızda da, Balıkesir'e eskiden büyük bir köy öyle demiyorlar mıydı? Balıkesir'in hastanelerinde, eğitim kurumlarında, üniversitesinde, yollarında barajlarında, hepsinde çok büyük bir gelişme var. Bütün bunlar ne için? Balıkesir'imiz için, insanlarımız için. Çok partili siyasi hayata geçildiği günden buyana hakikaten halkın iktidar yaptığı partiler daima milleti merkeze koyarak, millet eksenli, insan eksenli bir politika güttüler. 1950'den bu yana Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve AK Parti hep bu devlet millet içindir anlayışıyla hareket etti. Ama başka bir zihniyet var, Ceberrut devlet. Milleti insan yerine koymayan, insanları sürü kabul eden, insana hiçbir değer vermeyen bir zihniyet. Böyle bir şey olabilir mi? Hani diyorlar ya köylü Mehmet efendi ile bir profesörün oyu bir olur mu diye. Bu anlayışla üstün bir zümre meydana getirildi. Ve milletin iktidara getirdiği o partileri tökezletmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Provokasyon yaptı, krizler çıkarttı. Olaylar çıkarttı. İşte Demokrat Parti'nin başına da o geldi, ortalık karıºtı. 6 - 7 Eylül olayları. Ben o olayları yaºadım, 1955 yılında. Beş buçuk yaşındaydım henüz. Dediler ki Selanik'te Atatürk'ün evine bomba atıldı, evi yakıldı. Haydi, Allah Allah deyip milleti galyana getirdiler. Allah'ını seven yürüsün dediler. Büyük bir yağmacılık hareketi oluştu. Peki gaye nedir? Demokrat Parti iktidarını yıpratmak. Devamlı bir korku saldılar. Komünizm geliyor dediler milleti korkuttular. Şeriat geliyor dediler milleti korkuttular. Peki komünizm geldi mi? Gelmedi. Yok, şeriat geldi mi? O da yok. Bunların hepsi düzmece, kurmaca. Kafa bulandırma politikaları. İşte 1960 ihtilalı, daha sonra 1972, sonra 80, ardından 12 Eylül ve daha sonra 1997'deki post modern darbeler. Hep milletin arkasında durduğu iktidarları tökezletmek için, onların millet yararına yaptığı icraatların önüne geçmek için yapılan hareketler bunlar. İşte 3 Kasım 2002'de milletimiz AK Parti'yi büyük bir destekle tek başına iktidara getirdi. Ama AK Parti iktidara geldiği günden itibaren hükümeti tökezletmek için bir sürü darbe hareketleri. Ayışığı, yakamoz, balyoz, kafes, siz bunları duyuyorsunuz. İşte bu Ergenekon davaları. Sen iktidar olarak millete hizmet etmeye uğraşırken, biri geliyor çelme takıyor, diğeri gelip omuz atıyor. Senin önünü kesmek için her şeyi yapıyorlar. Bütün bunlar ülkeye zarar veriyor. Ekonomiye büyük zararı var. Türkiye artık demokraside yol almak zorundadır. Demokrasiye müdahale olduğu zaman bütün dengeler bozuluyor. Memlekette kriz çıkıyor. İstikrarsızlık ve kaos meydan buluyor. Demokrasi yükseldiğinde ise ülkede refah düzeyi artıyor. Onun için vesayet rejiminden kurtulmamız gerekiyor. Bireysel özgürlükler öne çıksın istiyoruz. Bakınız ne kadar ekmek o kadar köfte diye bir deyim var değil mi? İşte ne kadar demokrasi, o kadar büyüme. Ne kadar demokrasi, o kadar refah, kalkınma ve gelişme. Bunun için referanduma 'evet' diyoruz. Bunun için her kesimin desteğini istiyoruz. Bu parti meselesi değil, bu memleket meselesi. Bunu böyle değerlendirmek lazım. Bakın 2007 yılında cumhurbaşkanını seçtirmediler. Şimdi ne yaptılar? Anayasa değişikliğine destek istedik vermediler. Millete soralım dedik, ona da karşı çıktılar. Bunlar millete ne değer veriyor, ne de milletin kıymetini biliyor. Ne de milletin sesine kulak veriyor. Anlayışları bu. Şimdi bakınız 12 Eylül'de anayasa değişiklik paketini siz değerli halkımıza soruyoruz. Tekrar söylüyorum bu bir seçim değildir. Bu partiler üstü bir çalışmadır, bu bir halk oylamasıdır. Kimse bu işi seçim moduna sokmasın. Kimse kimseyi kandırmasın. Bu bir memleket meselesidir. Bu bir insanlık meselesidir. Bu bir yeni nesillere gelecek meselesidir. A partisi B partisi demeden herkes özgür vicdanlarıyla çocuklarının geleceği için, engelli vatandaşlarımız, gazilerimiz ve aileleri için, daha demokratik bir toplum halinde yaşamak için, hak ve özgürlükler noktasında belli bir kaliteyi yakalamak için, memleketimize sahip çıkmak için 'evet' deyip vicdanlı ellerin yüreğini, onların sesini ortaya koymamız lazım" dedi.
Aynı zamanda hukukçu kimliğe sahip olan AK Parti Balıkesir İl Başkanı Avukat Adil Çelik de referanduma evet demenin gerekçelerini anlattı. Adil Çelik, "Yeni düzenlemeler sayesinde kadın-erkek eşitliği konusunda alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamayacak. Aynı düzenleme, çocuklar, yaşlılar ve özürlüler ile harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler içinde geçerli. Bu sayede pozitif ayrımcılıkla mevcut eşitsizliklerin giderilmesi süreci hızlanacaktır. Kişisel verilerin korunması ile ilgili yapılan düzenlemeyle milletimizin hafızasında son derece kötü bir yeri bulunan fişleme sorunu ve ortaya çıkan hukuksuzluklar ortadan kalkacaktır. Her vatandaşımız kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilenme, verilere erişme hakkına sahip olacak ve bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep edebilecektir. Mevcut kanunlar çerçevesinde bu bilgilerin kullanılıp kullanılmadığını öğrenebilecek ve gerek gördüğü hallerde kanuni yollarla düzeltme yoluna gidebilecektir. Toplumsal vicdanı en çok yaralayan sorunların başında bakıma muhtaç çocukların ihtiyaçları gelmektedir. Yeni düzenlemeyle devlet, her tür istismara karşı çocukları korumak için daha güçlü tedbirler alacak ve ihtiyaçlarını karşılaması hukuki bir zorunluluk haline gelecektir. Bizim açımızdan bu düzenleme, vicdanlarımızın devletin gücüyle buluşmasıdır" dedi.
Çelik, örgütlenme özgürlüğü, toplu sözleşme hakkı, sendikalar, vatandaşların durumu, memurlar, demokrat yargı, sivil yargı, yeni Anayasa Mahkemesi, kişisel başvuru hakkı, yargının güçlenmesi, HSYK'nın yeniden yapılandırılması, uzlaşma ve usul konularında yeni anayasada nasıl düz enlemeler yapılacağına dair detaylı bilgiler aktardı.
Toygar Mahallesi'nde de milletvekili Ali Osman Sali il başkanı Adil Çelik ile birlikte vatandaşları ziyaret edip evet için destek istedi. Ülkede bir anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu belirten Ali Osman Sali, "Sivil toplum örgütleri, 'Anayasa değişikliği' dediler. Siyasi partilerin, çeşitli kurumların önerileri vardı. Herkes, 'Evet 12 Eylül askeri anayasası, demokratik bir anayasa değil. Türk halkına yakışmıyor. Avrupai, modern bir Anayasa yapın' dedi. Biz de bunu gördük. Gönül isterdi ki diğer partililerle birlikte yapalım. Ama diğer partiler maalesef bu noktada gereken desteği vermediler. Bırakın bu kararı halk versin' dedik. Halka da götürmemek için Anayasa Mahkemesi'ne gittiler. Anayasa Mahkemesi de bizim tezimizi kabul etti. Evet anayasa toplumun temel yasasıdır. Temel yasada karar vermesi gereken halkımızdır dedik" diye konuştu.