'Sözde Ermeni Soykırımı' Belgeseli'nin Galası, Amerikan Kongresi'nde Yapıldı
Alman yapımcı Eric Friedler'in çektiği 90 dakikalık "Aghet: Bir Soykırım" adlı belgeselin gala gösterimi ABD Kongresi'nde gerçekleşti.
Amerika'daki Ermeni lobisinin en önemli isimlerinden olan Demokrat Parti California Milletvekili Adam Schiff'in ev sahipliğini yaptığı galaya, Demokrat Parti California Milletvekili Brad Sherman, Demokrat Parti New Jersey milletvekili Frank Pallone, ABD'nin eski Erivan Büyükelçisi John Evans, Washington'un Ermenistan Büyükelçiliği temsilcileriyle diğer kongre üyeleri katıldı. 20'inci yüzyılın ilk yarısında Amerika ve Almanya arasındaki diplomatik mektuplardan yola çıkarak yapılan belgeselde, 3 yıl önce
öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in görüntülerine de yer verilmesi dikkat çekti.
Etkinlikte, milletvekilleri Schiff, Sherman ve Pallone, Ermeni iddialarını savunan ve Türkiye'yi eleştiren konuşmalar yaptı. ABD Kongre üyesi California Milletvekili Adam Schiff, yaptığı konuşmada Türk Büyükelçisi'nden bir mektup aldığını belirtti. Büyükelçinin 'Belgesel, olayı çarpıtıyor' dediğini belirten Schiff, Türk Ceza Kanunu'nun Türklüğü alenen aşağılamayı suç sayan 301'inci maddesinin burada geçerli olmadığını söyleyerek izleyenlerden büyük alkış aldı. Schiff, ayrıca sözde soykırımı, 20'nci
yüzyılın ilk 'soykırımı' olarak tanımlayarak, "Bu güneşin doğuşu, dünyanın yuvarlak olması kadar reddedilemez bir şey" diye konuştu. Schiff'in ardından konuşma yapan California milletvekili Brad Sherman, önemli bir belgesel olduğunun altını çizdi. Sherman; "Film, 2 ülkenin soykırımın ardından 2 farklı yaklaşımını gösteriyor" derken, Alman hükümetinin yapmış olduğu soykırımı kabul ettiğini ve gelecekte bu tür olaylar yaşanmaması için bu gerçeği göz önünde bulundurarak önlemler aldığını söyledi.
Sherman, Türk hükümetinin soykırımı reddettiğini de sözlerine ekledi. Belgeselin yapımcısı Eric Friedler ise konuşmasında, birçok kişinin filmin yapımına karşı çıktığını ve durdurmaya çalıştığını ancak kendisinin "lobici" veya "politikacı" olmadığını, gazeteci ve film yapımcısı olduğunu ifade etti. Friedler, belgesele, Avrupa'da yaşayan Türk toplumunun ilgisinin arttığını belirtti. Belgeselle ilgili olarak Almanya'daki Türk yetkililerle anlaşmazlıklar yaşandığını söyleyen Friedler, "Türk Büyükelçisi,
Almanya'da yaşayan 100 binlerce Türkün sokaklara dökülüp filmi protesto edeceği konusunda tehdit etti. Bunun diplomatik sonuçları olacağını söyledi" diye konuştu. Belgeselin gösteriminin ardından ABD'deki Ermeni kuruluşu Amerikan Ermeni Ulusal Komitesi tarafından düzenlenen panelde yapımcı Friedler, Ermenis asıllı yönetmen Carla Garapedian ve Ermeni Anma Merkezi Kuruluşu Müdürü Vartkes Yeghiayan katılımcıların sorularını yanıtladı. Yeghiayan konuşmasında belgeselin, Türkler'in konuyu düşünmesini
sağlayacağını belirtti. Nisan ayında Alman televizyonlarında yayımlanan belgesel, tepkilere neden olmuştu. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, geçtiğimiz günlerde Ermenistan ziyaretinde Erivan'daki Sözde Soykırım Anıtı'na giden ilk üst düzey Amerikalı yetkili olmuştu. Ermeni lobisinin önde gelen isimlerinden Frank Pallone, Clinton'un anıta yapmış olduğu ziyaretin ABD diplomasinin sözde Ermeni soykırımının tanınması konusunda ilerleme kaydettiğinin bir göstergesi olduğunu ifade etmişti.
öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in görüntülerine de yer verilmesi dikkat çekti.
Etkinlikte, milletvekilleri Schiff, Sherman ve Pallone, Ermeni iddialarını savunan ve Türkiye'yi eleştiren konuşmalar yaptı. ABD Kongre üyesi California Milletvekili Adam Schiff, yaptığı konuşmada Türk Büyükelçisi'nden bir mektup aldığını belirtti. Büyükelçinin 'Belgesel, olayı çarpıtıyor' dediğini belirten Schiff, Türk Ceza Kanunu'nun Türklüğü alenen aşağılamayı suç sayan 301'inci maddesinin burada geçerli olmadığını söyleyerek izleyenlerden büyük alkış aldı. Schiff, ayrıca sözde soykırımı, 20'nci
yüzyılın ilk 'soykırımı' olarak tanımlayarak, "Bu güneşin doğuşu, dünyanın yuvarlak olması kadar reddedilemez bir şey" diye konuştu. Schiff'in ardından konuşma yapan California milletvekili Brad Sherman, önemli bir belgesel olduğunun altını çizdi. Sherman; "Film, 2 ülkenin soykırımın ardından 2 farklı yaklaşımını gösteriyor" derken, Alman hükümetinin yapmış olduğu soykırımı kabul ettiğini ve gelecekte bu tür olaylar yaşanmaması için bu gerçeği göz önünde bulundurarak önlemler aldığını söyledi.
Sherman, Türk hükümetinin soykırımı reddettiğini de sözlerine ekledi. Belgeselin yapımcısı Eric Friedler ise konuşmasında, birçok kişinin filmin yapımına karşı çıktığını ve durdurmaya çalıştığını ancak kendisinin "lobici" veya "politikacı" olmadığını, gazeteci ve film yapımcısı olduğunu ifade etti. Friedler, belgesele, Avrupa'da yaşayan Türk toplumunun ilgisinin arttığını belirtti. Belgeselle ilgili olarak Almanya'daki Türk yetkililerle anlaşmazlıklar yaşandığını söyleyen Friedler, "Türk Büyükelçisi,
Almanya'da yaşayan 100 binlerce Türkün sokaklara dökülüp filmi protesto edeceği konusunda tehdit etti. Bunun diplomatik sonuçları olacağını söyledi" diye konuştu. Belgeselin gösteriminin ardından ABD'deki Ermeni kuruluşu Amerikan Ermeni Ulusal Komitesi tarafından düzenlenen panelde yapımcı Friedler, Ermenis asıllı yönetmen Carla Garapedian ve Ermeni Anma Merkezi Kuruluşu Müdürü Vartkes Yeghiayan katılımcıların sorularını yanıtladı. Yeghiayan konuşmasında belgeselin, Türkler'in konuyu düşünmesini
sağlayacağını belirtti. Nisan ayında Alman televizyonlarında yayımlanan belgesel, tepkilere neden olmuştu. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, geçtiğimiz günlerde Ermenistan ziyaretinde Erivan'daki Sözde Soykırım Anıtı'na giden ilk üst düzey Amerikalı yetkili olmuştu. Ermeni lobisinin önde gelen isimlerinden Frank Pallone, Clinton'un anıta yapmış olduğu ziyaretin ABD diplomasinin sözde Ermeni soykırımının tanınması konusunda ilerleme kaydettiğinin bir göstergesi olduğunu ifade etmişti.