'Huzur Artınca Refah Artacak' Malatya

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 'Darbe dönemlerinin etkilerinden kurtulan ve demokrasi liginde de üst sıralara tırmanan bir ülkeye hepimizin ihtiyacı vardır.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 'Darbe dönemlerinin etkilerinden kurtulan ve demokrasi liginde de üst sıralara tırmanan bir ülkeye hepimizin ihtiyacı vardır. Şunu unutmayalım ki, huzurunu artıran Türkiye, refahını daha fazla artıracaktır' dedi.
Bakan Ergün, 18. Malatya Genel Sanayi ve Ticaret Fuarının açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tarım, turizm, hizmet veya sanayi sektörleri arasında hiçbir ayrım yapmadan ekonomik gücünü artırmak durumunda olduğunu söyledi.
Türkiye için en çok katma değer üreten, Türkiye'ye en çok rekabet üstünlüğü sağlayan alanlara yönelmek gerektiğine işaret eden Ergün, 'Petrol ve doğal gaz gibi doğal kaynakları olmayan ülkelerin zenginlik kazanmasının tek yolu üretmekten geçiyor. Bu nedenle yatırım, üretim ve ticaret yapan özel sektörümüzün önündeki engelleri kaldırmaya büyük önem veriyoruz' dedi.
Türkiye'nin özel sektörün yapacağı üretimle zenginleşeceğini, istihdam oluşturacağını ve ekonomik gücünü artıracağını anlatan Ergün, son yıllarda ekonominin güven ve istikrar kazanmasının neticesinde özel sektörün başarılarının arttığını söyledi.
2002'de sadece 36 milyar dolar ihracat yaparken 2008'de 132 milyar dolar ihracat yapmayı başardıklarını kaydeden Ergün, 2002'de 71 milyon dolar ihracat yapan Malatya'nın, bu yılın sadece ilk beş ayında 96 milyon dolar ihracat yapmayı başardığını bildirdi.
Ergün, 'Biz bu ihracat rakamına petrol veya doğal gaz satarak, ham madde satarak ulaşmadık. İhracatımızın yüzde 95'ini sanayi ürünlerinin oluşturduğunu düşünürsek özel sektörümüzün geldiği noktayı daha iyi anlarız. Bununla da yetinmeyeceğiz, çok daha fazla ülkeye, daha fazla ihracat yapmak için çalışacağız. İhracat ettiğimiz sanayi ürünlerinin içinde ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerin payını artıracağız. Markalaşma, ar-ge faaliyetleri, tasarım ve teknoloji gibi alanlar için çok daha büyük bir kaynak ayıracak, emek harcayacağız' diye konuştu.

-'TÜRKİYE, YOLUNA EMİN ADIMLARLA İLERLİYOR'-

Türkiye'nin nüfusundan, tarihinden, coğrafyasından aldığı gücü, hayatın diğer alanlarına da yansıtacağını aktaran Ergün, 'Türkiye gibi büyük bir ülke, üretim ve teknolojide de dünyanın lider ülkelerinden biri olmalıdır. Böyle köklü tarihe sahip bir ülke, dünyada yaşanan gelişmeler karşısında söz sahibi olmalıdır' dedi.
Gelişmiş ülkelerde hangi ekonomik, sosyal ve demokratik standartlar varsa Türkiye'de de aynı standartların olması gerektiğine dikkati çeken Ergün, şunları dile getirdi:
'Son 7,5 yılda mali disipline uyduk, faiz ve enflasyon oranlarını düşürdük, ekonomiye güven ve istikrar getirdik. Ekonomideki bu güven ve istikrar ortamı sayesinde iş dünyamız daha fazla yatırım yaptı, daha fazla fabrika kuruldu, iş yeri açıldı. Bu fabrikalarda bir çok vatandaşımız iş buldu, böylece evine aş götürdü. Tıpkı ekonomik risklerde olduğu gibi yatırımların önündeki siyasi riskleri de kaldırmamız gerekiyor. Hukuk devleti ilkelerinin tam olarak yerleşmediği, hak ve özgürlüklerin genişletilmediği ülkeler, ekonomik potansiyelini tam olarak hayata geçiremez. Dünyanın bütün gelişmiş ekonomileri aynı zamanda en yüksek demokratik standartlara sahip olan ülkelerdir.'
Türk milletinin Türkiye'nin demokrasisine ve hukukuna sahip çıkması gerektiğini ifade eden Ergün, 'Darbe dönemlerinin etkilerinden kurtulan ve demokrasi liginde de üst sıralara tırmanan bir ülkeye hepimizin ihtiyacı vardır. Şunu unutmayalım ki huzurunu artıran Türkiye, refahını daha fazla artıracaktır' dedi.
Dünyada yaşanan son gelişmelere bakıldığında Türkiye'nin fırsatlarla dolu bir dönemin eşiğinde olduğunun görüldüğünü belirten Ergün, 'Bir çok gelişmiş ülke krizin etkileri nedeniyle artçı şoklar yaşamaya devam ederken, Türkiye yoluna emin adımlarla ilerliyor. Bu yılın ilk çeyreğinde ekonomimiz yüzde 11,7 gibi oldukça yüksek bir oranda büyümüştür. Bu rakam dünya ülkeleri arasında beşinci, Avrupa ülkeleri arasında ise birinci en yüksek rakamdır' diye konuştu.
Ergün, bu yıl ekonominin yüzde 6'nın üzerinde büyüyeceğini tahmin ettiklerini kaydetti.

-MALATYA VE KAYISI-

Ergün, Malatyalı çiftçilerin yıllardır inanılmaz güzel lezzeti olan kayısı yetiştirdiğini, bu kayısıların ihraç edildiğini söyledi.
Kayısı üreticilerinin kazandıkları paranın, harcadıkları emek ve kayısının kalitesine kıyasla düşük kaldığına değinen Ergün, 'Fındık örneği her zaman kullanılır, biz yıllarca fındığı 50 kuruşa Avrupa'ya sattık. Avrupa onu çikolatayla birleştirip, bize 5 liraya sattı. İşte katma değer üretmek derken kastettiğimiz şey budur. Bir ülkenin ekonomisinin bu şekilde ayakta kalması elbette mümkün değildir' diye konuştu.
Herkesin 'Kayısıyı nasıl daha etkin kullanabiliriz, nasıl yeni ürünlere dönüştürebiliriz, nasıl markalaştırabiliriz?' gibi soruları kendisine sorması gerektiğine dikkati çeken Ergün, bu konularda mutlaka araştırma yapılması gerektiğini dile getirdi.
Malatya Teknoloji Geliştirme Bölgesinin, Malatya ekonomisinin her yönüne olduğu gibi tarımın gelişmesine de katkı sağlayacağını anlatan Ergün, şunları aktardı:
'Bakanlık olarak, her yıl 100 genç girişimcimize, teknolojik fikirlerini ürüne dönüştürmeleri için 100 bin lira hibe desteği veriyoruz. Bugüne kadar destekten yararlanan 180 genç arkadaşlarımızdan biri iş yerini Malatya'ya kurdu. Bu arkadaşımızın kurduğu firma, meyve çekirdeklerini kırıp içi ile kabuğunu ayıracak yeni yöntemler üzerinde çalışacak. Malatya ekonomisinde kayısının ne kadar önemli olduğunu düşünürsek, bu firmanın geliştireceği yeni model, tüm şehir için önemli bir fırsat olacak. Bu ülkenin, dünyanın en önemli üretim ve teknoloji merkezlerinden biri olmasını hedefliyoruz.'

-'İŞ DÜNYASINDAN REFERANDUMA KATKI GELECEKTİR'-

Ergün, fuarın açılışını yaptıktan sonra bazı stantları gezdi, stantların birinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin soruyu yanıtlayan Ergün, şunları kaydetti:
'Türkiye'de demokratikleşme, özgürlük alanının genişlemesi, sağlıklı ve sağlam işleyen bir hukuk devletinin olması, ülkedeki yatırım alanlarını da genişletecektir. Müteşebbisin önünü açıp, geleceğe dair beklentilerini de olumluya çevirecektir. Dolayısıyla referandumun işle, aşla yakından ilişkisi vardır. Bu nedenle toplumdan ve iş dünyasından referanduma çok ciddi bir destek ve katkı gelecektir. Bundan şüphemiz yok. Nasıl Cumhurbaşkanını halkın seçip seçmeyeceği konusundaki referandum kararında halkımız büyük destek verdiyse yine Türkiye'nin özgürlük alanını genişleten, demokrasisini güçlendiren ve Türkiye'de hukuk devletini daha sağlam zemine oturtan bu referanduma büyük bir destek verecektir.'
14.07.2010 21:53:58