Bu Hollanda da kazanamadı!

Hayatta en sevmediğim şey ayrılıklar. Tatil bitişleri, iyi eğlenilen bir gecenin ardı, 'kız'ın sinema çıkışı taksiye binmesi... Dünya Kupası'nın bitmesi de işte öyle bir şey. Bu durumun tek sevindirici yanı dört yıl sonra buluşma garantili bu ayrılık. Güle güle sevgilim Copacabana sahilinde görüşürüz inşallah!

 
Hayatta en sevmediğim şey ayrılıklar . Tatil bitişleri , iyi eğlenilen bir gecenin ardı , ‘kız’ın sinema çıkışı taksiye binmesi . . . Dünya Kupası’nın bitmesi de işte öyle bir şey . Bu durumun tek sevindirici yanı dört yıl sonra buluşma garantili bu ayrılık . Güle güle sevgilim Copacabana sahilinde görüşürüz inşallah!
***
Dünya Kupası finallerini kendine has özelliği nedeniyle sıkıcı olmayan iyi bir maç beklemiyordum açıkçası . İki takımın turnuva performansına baktığımda ilk yarı tam Hollanda’nın istediği gibi geçti . Tempo yaparak başlayan İspanya’ya Sergio Ramos’un pozisyonları dışında ‘pasifize’ etmeyi başardılar .
Elbette bunda ‘dişe diş’ten daha çok ‘dişini kırarım’ tarzı mücadele planının etkisi de fazlaydı . ***
Hollanda oyun planında A bendi olarak yer alan fırsatı bir saat dolarken buldu aslında . Ayaklarına baktıkları iki adamdan Wesley Sneijder pasında Arjen Robben’in karşı karşıya kaçırmasını Hollanda teknik ekibi ‘ya atsaydı’ diye en az iki hafta düşünecek .
Siz hangi görüştesiniz bilmiyorum ama ‘Aziz Iker’in ayağıyla müthiş bir kurtarış yaptığını düşünüyorum . Twitter’dan takip ettiğim futbolcu abiler de alkışlarını Casillas’a yolladılar . Robben-Casillas ikilisi normal sürenin bitimine doğru bir düelloya da girerken Real Madridli kaleci eski takım arkadaşını ikinci kez vurmayı başardı!
***
Şurası kesin ki David Villa her ne kadar takımını vurucu gücü olsa da Fernando Torres’in varlığı-yokluğu Matadorların en büyük sıkıntısıydı . Taraf’ın spor müdürü Ali Murat Hamarat’ın müthiş benzetmesiyle Samson ve Delilah’ın hikâyesinde saçı gidince gücünü kaybeden Samson’a benzeyen Torres oyuna girdikten sonra da acınacak bir görüntüdeydi . El Nino’nun bir de sakatlanması acayip üzücüydü kişisel bir not olarak belirteyim .
***
Uzatmalar başladığı an kimin kazanacağı az-çok belli oldu sanki . Her üstlerine geldiklerinde salladıkları Hollanda’yı İspanya belki de çok ‘pis’ bir dakikada yıktı . Penaltılarla kaybetmeyi tercih ederdi belki de Hollanda . İspanya hak etti mi? Kesinlikle ‘evet’ . Tarihin en özel takımlarından biri olduklarını vurgulamak şart .
***
Zaman hızlı geçiyor . Bugün Bağcılar’daki binamıza girerken aklıma dört sene önceki final geldi . Yine bu katta izlemiştim finali . Zinedine Zidane’ın Marco Materazzi’ye attığı kafayı en az bir ay konuşmuştuk dün de Nigel De Jong , Xabi Alonso’ya Zizou modeli çekti . Hollanda sempatizanlarının “Bu takım güzel futbolu öldürüyor . Nerede benim eski Hollandam . Bu nasıl bir taktik” görüşüne saygım var . Lakin Marc van Bommel , Robben , Sneijder , Robin van Persie’yi kulüp takımlarından takip edenler bunun bir ‘milli değişim’ değil oyuncu karakterlerinin takıma yansıması olduğunu da akıllarının bir köşesine yazmalı sanki . Ha ne var oyun karakteri değişse de finallerdeki makus talih değişmiyor!

Radikal