Radyo Ve Televizyonların Kuruluş Ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı Meclis Anayasa Komisyonu'nda

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, radyo ve televizyonların kuruluş ve yayınlarına yönelik yeni düzenlemeyle yüzde 5 olan RTÜK'ün reklam payının yüzde 3'e düşürüleceğini belirterek, "Böylece yayın kuruluşlarından gereksiz yere fazla kesinti yapılmasının önlenmesi amaçlanmıştır" dedi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, radyo ve televizyonların kuruluş ve yayınlarına yönelik yeni düzenlemeyle yüzde 5 olan RTÜK'ün reklam payının yüzde 3'e düşürüleceğini belirterek, "Böylece yayın kuruluşlarından gereksiz yere fazla kesinti yapılmasının önlenmesi amaçlanmıştır" dedi.
Meclis Anayasa Komisyonu, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı''nın görüşmelerine başladı. Tasarı hakkında komisyon üyelerine bilgi veren Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, 51 maddeden oluşan tasarının, sektörün sorunlarına yönelik çözümler içeren, düzenleme konusundaki yetki karmaşasını ortadan kaldıran, yayın denetimi konusunda RTÜK'ü daha etkin hale getiren, yayıncılık sektöründe rekabeti arttıran bir düzenleme olduğunu belirtti. Tasarının, yıllardır
gerçekleştirilemeyen karasal frekansların tahsisi konusuna da çözüm getirdiğini bildiren Arınç, tasarıda yer alan tanımların AB Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi dikkate alınarak yenilendiğini belirten Arınç, tanımların sadeleştirildiğini ve anlam bütünlüğüne kavuşturulduğunu kaydetti. Düzenlemeyle, Avrupa eserleri, bağımsız yapımcı, editoryal sorumluluk, gizli ticari iletişim, medya hizmet sağlayıcı, isteğe bağlı yayın hizmeti, koruyucu sembol, sayısal yayın, ürün yerleştirme, verici tesis ve
işletim şirketi ve multipleks kapasitesi gibi yeni tanımların mevzuata girdiğini ifade eden Arınç, tasarının, RTÜK'ün görevlerini yeniden düzenlediğini söyledi. Arınç RTÜK'ün, yayın hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğünün, düşünce çeşitliliğinin, rekabet ortamının ve çoğulculuğun güvence altına alınması için gerekli tedbirleri alacağını, televizyon kanal ve radyo frekans planlamalarını yapacağını ve uygulayacağını, medya hizmet sağlayıcıların sunduğu yayın hizmetlerinde ve platform,
multipleks, altyapı işletmecileriyle verici tesis ve işletim şirketinin sunduğu hizmetlerde müeyyideleri uygulayacağını söyledi. Tasarıyla, RTÜK'ün gerçekleştirdiği yayın denetiminin temel dayanağı olan yayın ilkelerinin de AB Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi esas alınarak yeniden düzenlendiğini kaydeden Arınç, radyo ve televizyon yayınlarıyla, isteğe bağlı hizmetlerde uygulanacak yayın ilkelerinin ayrı olarak düzenlendiğini belirtti.
Mevcut yasadaki yayın ilkelerinin de tasarıyla yeniden düzenlendiğini açıklayan Arınç, buna göre yayınların, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı olamayacağını, ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemeyeceğini ve toplumda nefret duyguları oluşturamayacağını, hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamayacağını, insan onuruna ve
özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamayacağını, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremeyeceğini, yayınlarda, gizli kamera, gizli mikrofon ve benzeri teknik araçlarla hukuka aykırı olarak elde edilen görüntü ve kayıtların kullanılamayacağını söyledi. Arınç şöyle konuştu: "Terörizmi ve terörü övemez ve teşvik edemez. Terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez. Terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı
özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Irk, dil, din, cinsiyet, özürlülük, siyasi ve felsefi düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez. Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz. Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz. Çocuklara karşı istismar ve şiddeti özendiremez. Güçsüzlere ve özürlülere karşı ayrımcılık, istismar ve
şiddeti teşvik edemez. Genel sağlığa, çevrenin ve hayvanların korunmasına zarar verecek davranışları teşvik edemez. Müstehcen olamaz. Kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez. Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez. Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz."
Tasarıyla, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bazı maddelerin, iptal gerekçelerine uygun olarak yeniden düzenlendiğini ifade eden Arınç, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği yıllık izlenme oranına bağlı sahiplik yerine sektörel toplam ticari iletişim geliri açısından yüzde 25, karasal frekans tahsisi açısından en fazla 4 kanal sınırı getirildiğini açıkladı. Yayın kuruluşlarının karasal yayın lisansına sahip olmaları, lisans ücretlerinin, kanal ve frekans kullanım ücretlerinin tahsil edilmesinin
sağlanmasının amaçlandığını belirten Arınç, RTÜK'e verilen frekans planı yapma ve uygulama yetkisinin de yeniden düzenlendiğini bildirdi.
Tasarının, frekans kullanımının yıllık bedele bağlanmasını, vericilerin tek bir şirkette toplanarak anten kirliliğinin bitirilmesini, bir yıl içinde karasal sayısal yayın için frekans ihalesi yapılmasını, ihaleyi kazanan mevcut yayıncılardan bir kısmına sayısal yayının yanı sıra analog yayını sürdürme imkanı verilmesini, 3 yıl analog ve sayısal paralel yayın yapıldıktan sonra, analog televizyon yayınlarına son verilmesini, analog televizyon yayınlarının kapatılmasından sonra radyo ihaleleri yapılmasını
öngördüğünü anlatan Arınç, düzenlemeyle medya sahipliği konusunın yeniden ele alındığını belirtti. Arınç, "Radyo ve televizyon sahibi olmayla ilgili sınırlamalar daraltılarak netleştirilmiş, tekelleşmeyi engellemek üzere tahsis edilecek frekans kapasitesi ve elde edilen sektörel gelir bazlı bir düzenleme getirilmiştir. Yayın kuruluşlarında yabancı lılaplarına aykırı olamayacağını, ırk, dsermaye oranı yüzde 25'ten yüzde 50'ye yükseltilmiştir. Ayrıca, bir yabancı gerçek veya tüzel kişi iki yayın
kuruluşuna doğrudan ortak olabilecektir. Dolaylı ortaklıkta ise oransal sınır konmamaktadır. Medya sahipliğiyle ilgili düzenlemeler kapsamında üretim, yatırım, ihracat, ithalat, pazarlama ve finans kurum ve kuruluşlarının yayıncı şirketlere ortak olabilmelerine imkan sağlanmaktadır. Ortaklıkta sektörel gelir ve frekans tahsisi yönünden sınır getirilmektedir. Buna göre, en fazla 4 kanal ve sektörel gelirinin yüzde 25'i geçilemeyecek. Şirketlerin halka açılması kolaylaştırılacak" şeklinde konuştu.
Düzenlemede TRT'nin de denetiminin de RTÜK tarafından gerçekleştirilmesinin öngörüldüğünü kaydeden Arınç, şu anda kontrolsüz bir şekilde yürütülen reyting ölçümlerini yapacak şirketlerin RTÜK'ten izin almaları gerekeceğini ve bu şirketlerin ölçümlerinin denetleneceğini ifade etti.
Tasarı ile yüzde 5 olan RTÜK'ün reklam payının yüzde 3'e düşürüleceğini açıklayan Arınç, "RTÜK bu gelirlerle ihtiyaçlarını karşılamakta, artan miktar hazineye devredilmekte idi. Dolayısıyla gelir fazlası söz konusu idi. Bu bakımdan, tasarıyla reklam payının yüzde 5'ten yüzde 3'e indirilmesi öngörülmüş, böylece yayın kuruluşlarından gereksiz yere fazla kesinti yapılmasının önlenmesi amaçlanmıştır" diye konuştu.