Tekstil Ve Konfeksiyonda Yeni Rakip İtalya

Denizli'de, geçen hafta sonu düzenlenen Pamuk ve İplik Fiyatları Politikaları Yakın Gelecek Piyasalar Olası Projeksiyonlar Toplantısı'nda alınan karar ve çözüm önerileri bir deklarasyonla açıklandı.

  Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ( DETKİB ) , Denizli Sanayi Odası ve Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği ( DETGİS ) işbirliğiyle düzenlenen , DETKİB Başkanı Süleyman Kocasert , Türkiye Moda ve Hazırgiyim Federasyonu Başkanı Nedim Örün , Çorap Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Öztürk , Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci ve Fiberteks Dış Ticaret ve Yatırım Ltd . Şti . yetkilisi Mahir Maner toplantıya konuşmacı olarak katıldı . Toplantı sonrasında çıkan sonuçlar , beklenti ve
öneriler bir deklarasyonla açıklandı .
DETKİB tarafından yapılan yazılı açıklamada , son beş yılda dünya pamuk üretiminin , dünya pamuk tüketimini karşılamadığı ve stokların giderek azaldığı belirtildi . Önümüzdeki dönemde pamuk üretiminde yüzde 15 ' e yakın bir artış beklenmekte ise de tüketimi karşılamaktan uzak olacağı ifade edilerek açıklamada şöyle denildi : " Türkiye , tekstil ülkesi olmasına rağmen , pamuk rezervleri her geçen gün azalmaktadır . 826 bin tona kadar çıkmış olan pamuk üretimi 380 bin ton düzeyine geriledi . Türk pamuğunun üretiminin
nasıl artırılması gerektiği konusunda çalışma yapılmalı . Pakistan ve Hindistan , iç piyasasındaki talebi karşılayabilmek için , pamuk ipliği ihracatını zorlaştırıcı geçici düzenlemeler yürürlüğe koydu . Ülkemizde de pamuk üretiminin prim ile desteklenmesi uygulamalarına devam edilmelidir . "
Euro bölgesinde yaşanmakta olan ekonomik zorlukların , önümüzdeki dönemde en büyük pazar olan Avrupa Birliği ülkelerinde bir talep daralması yaşanacağını haber verdiği belirtilen açıklamada , şu bilgi verildi : " Euro bölgesi dikkatle izlenmeli . Tekstil , konfeksiyon , hazır giyim ve moda sektörü , sağladığı istihdam , bilgi birikimi , deneyimi ile ve ulusal sermayesi ile önemi yadsınamaz bir sektör . Unutulmamalıdır ki artık Türkiye sadece konfeksiyon üretim kapasitesini değil katma değeri yüksek moda ve marka
ürünlerde satmaktadır . Hedefimiz ve rakibimiz Çin ve benzeri ülkeler değil İtalya . "
Türkiye ' de teşvik uygulamalarının geliştirilmeye ihtiyacı olduğu belirtilirken pamuk üretiminin teşvik edilmesinin önemi vurgulandı . Hükümetin programlarında yıllık yüzde 5 büyümeyi hedeflediği ifade edilen deklarasyonda şu görüşlere yer verildi : " Bu da her yıl için 50 milyar dolarlık ilave kaynak ihtiyacına karşılık gelmektedir . Pamuk ipliğine olan talep artışından ve arzdaki daralmadan kaynaklanan bir fiyat artışı yaşanmaktadır . İçinde bulunduğumuz bu kritik dönemde , ihtiyaçtan fazla iplik satın alarak
talep daha fazla şişirilmemeli ve gereken miktardan fazla iplik siparişi verilmemelidir . Tekstil ve hazırgiyim sektörü ihracatçıları olarak ortak hareket etmeliyiz ve hammaddeden kaynaklanan maliyet yükümüzü imkanlar ölçüsünde fiyatlarımıza yansıtmalıyız . "
PAMUK EKİMİNDE PRİM YÜKSELTİLMELİDİR
Türkiye ve tüm dünyada olduğu gibi pamuk ticaretinin net ağırlık üzerinden yapılması ve bunun bir standart uygulama haline gelmesi gerektiği kaydedilen açıklamada şu bilgiler yer aldı : " Son birkaç ayda yaşadıklarımız pamuğun ne kadar stratejik bir ürün olduğunu bizlere bir kez daha ispatlamıştır . Üreticiye , diğer tarım ürünlerine oranla daha az kazanç getirdiğinden pamuk ekimi ülkemizde yıldan yıla azalmaktadır . Pamuk ekimine yönelik , devletin özendirici politikalar üretmesi gerekmektedir . Pamuk ekiminde
yürürlükte olan prim yükseltilmelidir . Özellikle , Ege Bölgesi ' nde azalan pamuk ekimi yeniden canlandırılmalı , GAP Bölgesinde de pamuk ekimi artırılmalıdır . Pamuk konusunda dünyanın böyle zorlandığı ve fiyatının yükseldiği bir dönemde , tekstil ve konfeksiyon sektöründe pamuktan nihai ürüne kadar olan üretim zincirinde yer alan oyuncuların birlikte hareket etmeleri gerekmektedir . Bu konuda Dış Ticaret Müsteşarlığı veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığının da bulunacağı bir koordinasyon ve yönlendirme toplantısında
güncel durum ele alınmalıdır . Pazarlarımızda rekabet edebilmek için birlikte hareket etme zorunluluğu ortaya çıkmıştır . Uzak Doğu ülkelerinin Amerikan dolarıyla ticaret yapıyor olması , paritedeki son gelişmelerle birlikte onların fiyatlarını Avrupa pazarında pahalı hale getirmiştir . Bu durumu birlikte hareket ederek lehimize bir avantaj haline getirme imkanı mevcuttur . "
İhracatçıların yeni pazar arayışına yönelmek zorunda oldukları ifade edilen deklarasyonda şöyle denildi : " AB ülkelerinin bazılarında yaşanmakta olan ve özellikle yeni üye olan ülkeler başta olmak üzere diğerlerine de sıçraması beklenen ekonomik problemler sonucunda , AB ' de talepte ciddi boyutlarda gerileme yaşanacaktır . Ayrıca , Euro ' daki değer düşüşü Avrupa ' ya ihracatımızı çok zorlaştıracaktır . Komşu ülkelerimiz ise nispeten kapalı ekonomiler olduğu için , küresel krizden daha az etkilenmiştir . Petrol ve
doğalgaz kaynaklarına sahip olan bu ülkelerde refah seviyesi de günden güne artış göstermektedir . Ayrıca , Türkiye ' de üretilen ürünlerin kalite algısı bu ülkelerde oldukça yüksek . Dolayısıyla ihracatçılar başta komşu ülkeler olmak üzere AB dışındaki diğer pazarlara yönelik çalışmalarını hızlandırmalıdır . Uygulanmakta olan bölgesel ve sektörel teşvikler gözden geçirilmelidir . "
Denizli ' nin mevcut bölgesel teşvik uygulamasına göre 2 . bölgede yer almasına rağmen komşularının 3 . bölgede yer alarak daha yüksek oranlarda teşvikten yararlandığı belirtildi . Bu uygulamanın sadece Denizli ' de değil doğal kümelenmesini tamamlayarak mesafe kat eden başka illeri de olumsuz etkilediği belirtilerek şöyle denildi : " Bu uygulama coğrafi bölge ayırımı gözetmeksizin doğal kümelenmesini sağlamış 15 il için eşit olarak uygulanmalı . Ayrıca , mevcut teşvik uygulaması sadece yeni yatırımlar için
geçerlidir , oysa mevcut yatırımlar için de sıkıntılar derinleşmeden teşvik programları uygulanmalı . Ülkemizde yıllık büyüme hedeflerinin yakalanabilmesi için gerekli kaynak için en muhtemel yöntem olarak sıcak para girişi önümüzde durmaktadır . Bu da ihracatçılar için kurun düşük seyretmesi anlamına gelmektedir . "
2023 yılı için bütün tarafların 500 milyar dolarlık hedefe kilitlendiğini , kat kur baskısının en büyük engel olarak gözüktüğü belirtilerek şu ifadeler kullanıldı : " Kriz döneminde , nasıl AB ülkelerinin bazılarında bile ihracatçılar doğrudan veya dolaylı olarak destekleniyorsa , ülkemizde de ihracata özel teşvik politikaları üretilmesi kaçınılmazdır . Sıcak para için göze alınan faiz maliyetinin bir bölümü daha fazla ihracat gerçekleşmesi için kullanılsa hem ihracatımız yükselir hem büyüme için kaynak
sağlanır , en önemlisi de istihdam artar . "
( AV-SÇ-HO-Y )