Avucunuzu yalayın Teneke tenekedir

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine 'Recep Bey' demesine sinirlenen Başbakan Erdoğan sert çıktı. Hem Kılıçdaroğlu'na hem de 'candaş' dediği medyaya yüklendi



CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine 'Recep Bey' demesine sinirlenen Başbakan Erdoğan sert çıktı. Hem Kılıçdaroğlu'na hem de 'candaş' dediği medyaya yüklendi


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu adeta topa tuttu. Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında, konuşmasının büyük bölümünü 'Ayıracak vaktim yok'  dediği CHP'nin yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ayırdı. Kılıçdaroğlu'nun kongredeki vaatlerini ve Kılıçdaroğlu'na destek veren medyayı da eleştiri yağmuruna tutan Erdoğan, şunları söyledi:


'MANŞETLE GELEN ÖYLE GİDER'
'Unutmayın manşetle gelen manşetle gider. Sabah rüzgarı ile gelen akşam rüzgarı ile gider. Eğer bu sözüme inanmıyorlarsa çok uzağa gitmesinler. Hemen şu son birkaç hafta içinde, bir önceki genel başkanlarının nasıl manşetlerle alaşağı edildiğini görsünler ve ondan ibret alsınlar.' 

'MEDYA EGEMENLİĞİ AVUCUNU YALAR'
'Milli egemenlik, her şeyin üzerinde. Medya egemenliği milli egemenliğin üzerinde değil, medya egemenliği milletin egemenliği karşısında her zaman avucunu yalayacaktır. Biz bu malum medya ile beraber yürümedik, yürümüyoruz. Biz zaten onlara rağmen Türkiye'de iktidar olduk.'

TUFAN TÜRENÇ'E TEPKİ
'İlk defa Türkiye'de bu medyanın köşe yazarlarının pabuçlarını çıkartmak suretiyle masalar, sandalyeler üzerinden nasıl alkış tuttuklarını da gördük. Bu alkış tutanların köşelerinden zaten Ak Parti'ye nasıl vurdukları belli.'
'CHP'de olan bu statükoculuğun, popülizme kaymasından başka bir şey olmadığını tekrar gördük. Statükoculuk sadece üslup değiştirmiştir, oyuncu değiştirmiştir.  Bu statükoyu istediğiniz kadar cilalayın, istediğiniz kadar parlatın özü değişmedikten sonra değişen hiçbir şey olmayacaktır. Tenekeyi istediğiniz kadar altın sarısına boyayın, altın olmayacaktır. Teneke, tenekedir. Bu CHP zihniyeti kolay kolay değişmez. Eğer değişirse zaten o zaman da geriye CHP kalmaz.

'BOŞA VAKİT AYIRMAM'
'Ben burada uzun uzun bu konuyu değerlendirecek değilim. O kadar bol vaktim yok. Orada sarf edilen bol keseden vaatlere de vakit ayıracak değilim. Bu tür bol 'cek-caklı söylemlerin' bir adım sonrası, Kayseri'ye,  Kırşehir'e, Çankırı'ya, Çorum'a, Yozgat'a, Diyarbakır'a, Mardin'e deniz getirme vaadi gibidir. Geçmişte biliyorsunuz bu tür vaatleri yapanlar oldu. Biz Kayseri'ye deniz getiremedik, ama Yamula Barajı'nı getirdik, ama bunlar bunu da yapamadı.  Milletimiz bunları izleyecektir ve en güzel şekilde de takdir yetkisini kullanacaktır.'

'HANİ ADAY OLMAYACAKTIN?'
'Herşey ortada. 'Aday olmayacağım, aday değilim' diyenler var mıydı? Vardı. Peki o zaman niye 'aday değilim, aday olmayacağım' dediğin halde niye oldun? Ağlayanlar, etrafını hemen sarıp sarmaladılar. Nasıl oluyor bu iş? Dedim ya timsahın gözyaşları bunlar. Maksuda ulaştılar, şimdi yeni bir senaryo hazırlandı, bu yeni senaryoyu oynuyorlar, fakat bunların hiçbiri tutmaz.'

'SIRTINI GOY GOYCULARA DAYADI'
'Yelkenleri manşetlerle şişirilenler, açık denize çıkınca alabora olurlar. Sanal can simidine sarılanlar kendi kaderiyle baş başa kalırlar. 'Halk' kelimesini ağızlarından düşürmeyenler sırtlarını halka değil, goy goyculara dayamış durumdalar. Yoksulluk edebiyatı ile milletin hissiyatını istismar etmeye çalışanlar, sırtlarını millete değil, bir kez daha çetelere dayamış durumdalar. İşsizliği dillerine dolayanlar, o işsizliğin en büyük müsebbibi statükoya sırtlarını dayamış durumdalar. Üç kelimelerinden biri 'halk' olanlar, referandumda halka gitmek yerine Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyi tercih etmiş durumdalar. Halka bu kadar inanıyorsanız, halka bu kadar güveniyorsanız, niçin halka gitmiyorsunuz? İşte Ak Parti ile aranızdaki fark bu. Bu farkı hiçbir zaman bunlar kapatamaz.'

'ARAMAM, İZZETİM VAR'
'TC'nin kurucu partisiyiz' diyen bu partinin yönetimi, kongrelerine Türkiye'nin iktidar partisini davet etmemiştir. Biz davet edilmeyen yerde olmayız. Ve onu da ayrı bir nezaketsizlik sayarız. Aramam. Çünkü benim hareketimin, benim davamın bir izzeti, onuru vardır, bu izzete bu onura asla leke sürmem.'

CANDAS VE YOLDAS MEDYA
'CHP'de önemli olan koltuğun değişmesi değil, zihniyetin değişmesidir. Hafta sonunda yapılan kurultayda, zihniyetin bir katre bile değişmediği alenen ortaya çıktı. Tabii bir şey daha öğrendim. Bugüne kadar malum medya dünyasındaki çevreler, AK Parti'ye destek veren bir medya grubu varsa damgayı şöyle vuruyordu: 'Yandaş medya' diye. Ama şimdi iki tür medya türedi: Bir tanesi 'candaş medya',  bir diğeri de 'yoldaş medya.'  Gerçekten candaş ve yoldaş medya bu süre içinde çok yoğun mesai sarf ettiler, gece gündüz demeden 24 saat mesai sarf ettiler. Hala mesai sarf etmeye devam ediyorlar. '

Millet 'evet'  oyu verir diye rehavete girmeyin
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylül'de yapılacak anayasa değişikliğine ilişkin refarundamda milletvekillerinin yoğun bir çaba içinde olmasını isteyerek, 'Millet nasıl olsa 'evet' verir diye rehavet içinde olmayacağız' dedi.
Yüksek Seçim Kurulu'nun referandum süresini 60 gün değil, 120 gün olarak belirlemesini 'zorlama bir karar' olarak niteleyen Erdoğan, 'Ama 12 Eylül'e isabet etmesi hayırlı oldu. Ramazan'ın ertesinde milletim ikinci bayramı yaşayacak. Dağ, taş dolaşacağız. İl, ilçe ve köylerimizi harekete geçirip aydınlatacaksınız' dedi.

'Kader' savunması
'Böyle acı hadiseler esnasında en son yapılacak şey; hesap sormak, yargısız infaz yapmak, birilerini suçlu ilan etmektir. Devlet ciddiyeti önce kazazedeleri kurtarmayı sonra yaraları telafi etmeyi sonra idari ve hukuki inceleme ve işlemi başlatmayı gerektirir. 'Bu tür kazaların madenciliğin kaderinde' olduğuna dair sözlerim, işin tabiatı gereği bu tür sıkıntıların yaşanabildiğine dairdir. Ortada bir kusur, ihmal, yanlış varsa bunu örtmeye, küçümsemeye yönelik değildir. Nitekim olayla ilgili merciler her türlü incelemeyi, soruşturmayı en ince ayrıntısıyla yapmaktadırlar. Hukukun gereği neyse o yapılmaktadır. Bundan herkes emin olmalıdır. Bir kez daha acının, elemin, kederin istismar edildiğine, siyasi propaganda malzemesi haline getirildiğine şahit oluyoruz. Herkes cibilliyetinin gereğini yapıyor, ondan hiç şüpheniz olmasın. Onlar bunu da yapmaya devam edecekler. Bir kez daha söylüyorum; ne Türkiye'de ne de dünyada ilk kez bir grizu faciası yaşanıyor.

 


Akşam