Ergenekon sanığı Kemal Aydın: Atatürk milliyetçiliği Türkiye'yi parçalamak için uyduruldu

Ergenekon davasında çapraz sorgusunda askeri okul öğrencilerine Atatürk milliyetçiliği haricinde bir milliyetçilikten bahsetme nedeni sorulan sanık Ke

Ergenekon davasında çapraz sorgusunda askeri okul öğrencilerine Atatürk milliyetçiliği haricinde bir milliyetçilikten bahsetme nedeni sorulan sanık Kemal Aydın, 'Atatürk milliyetçiliği' diye bir milliyetçiliğin olmadığını, bu kavramamın, Türkiye'yi parçalamak için uydurulduğunu iddia etti. Sadece Türk milliyetçiliğinin olabileceğini ifade eden Aydın, Yaşar Büyükanıt'ın Türk milliyetçiliği üzerine yaptığı konuşmayı da, Anayasanın temelinin Atatürk milliyetçiliği olmasını da önemsemediğini söyledi. Aydın, telefon konuşmalarında da geçen, "Bir gecede aniden yapılacak hareket neydi?" sorusuna cevap vermekte zorlandı.

Birleşen Ergenekon davasının 64. duruşmasında sanık kürsüsünde tutuklu sanık Kemal Aydın vardı. Aydın'ın yedi gün süren sözlü savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. İlk olarak Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorularıyla karşılaşan Aydın, sorulara cevap vermekte zorlandı.

Savcı Pekgüzel'in Kemal Aydın'ın kendi el yazısıyla kaleme aldığı notlara ilişkin sorduğu bazı sorulara verdiği cevaplar dikkat çekti. Bir yemin metni hazırlanmasından bahseden notu okuyan Savcı Pekgüzel, Kuva-i Milliye derneklerinin de silah üzerine ölme ve öldürme yemini yaptıklarını hatırlatarak, bu yeminle ne kastedildiğini sordu. Bu yeminin Kuvayı Milliye ile ilgisi olmadığını söyleyen Aydın, "Bir siyasi parti faaliyeti içerisine girersem çevremdeki insanlara bir yemin yaptırırım." şeklinde konuştu. "Biz sürgün listeleri hazırlamayacağız, gerekeni yapacağız.." şeklindeki ifadelerin sorulması üzerine de, ülkede 1984ten beri bir savaş yaşandığını söyledi. Bu savaşa neden olanların cezasız kalmayacağını söyleyen Aydın'a savcı Pekgüzel, "Savaş iki ülke arasında olur. Türkiye'de bir terör faaliyeti var ve devletimiz bununla mücadele ediyor." şeklinde karşılık verdi.

" 'KÜRT' DİYE BİR IRK YOKTUR"

Yedi günlük savunması sırasında sıklıkla Türkçülük-Kürtçülük üzerine konuşan Kemal Aydın, çapraz sorguda ilginç ifadeler kullandı. "Benim düşünce dünyamda Kürt diye bir ırk yoktur." diyen Aydın, "Allah 'Kürt' diye bir ırk yaratmamıştır." ifadesini kullandı. Diyarbakır'a gittiği zamanlarda da konuştuğu insanlara bunları anlattığını belirten Aydın, "İnsanlar 'Türküm' demedikçe Türkiye Cumhuriyeti hayat bulamaz. Türkiye'de Kürt yoktur, emperyalizmin amaçları için Kürt yapılan evlatlar vardır." şeklinde konuştu. Hadep'in seçimlerde aldığı oyları değerlendirdiği bir yazıda kullandığı, "..salak Türklerin verdikleri oylarla.." ifadesini de soran savcıya, "Siz kızdığınızda çocuğunuza hakaret etmez misiniz?" şeklinde cevap verdi.

Yaptığı bir konuşmada, "Onların takip ettikleri yolla davranacağız. Onlardan bu şekilde intikam alacağız. Bize yaptıklarının aynısını biz de onlara yapacağız." şeklindeki sözleri hatırlatılan Aydın, "PKK'nın yaptığı Kürtçülüğü yaygınlaştırıp Güneydoğu'daki çocukları PKK'lı yapmak ve Kürdistan'ı kurmaya çalışmak. Yapmıyorlar mı? Biz de onların yaptığı gibi o çocukları kazanmacağız anlamında söylediğim sözlerdir." şeklinde cevap verdi. Başka bir konuşmasında, "Alçak işbirlikçiler yaptıklarını ödemelidir. Onlara ödeteceğiz." sözleriyle ilgili olarak da Aydın, "Türkiye'nin soyulduğunu bunu da emperyalistlerin işbirlikçilerle yaptıklarını biliyoruz. Türkiye'yi soyanlar Türkiye'nin borcunu ödemelidir. Ben sigorta emeklisiyim. Neden ben ödeyeyim?" dedi.

Tutuklu sanık Kemal Aydın, bazı genç subayların evine yatılı olarak gelip geç vakitlere kadar toplantı yaptıklarına ilişkin suçlamayı, "Ben dostlarımı evimde misafir eder, evlerinde de misafir olurum. Bu gençler benimle dost olmak istemişler. Ben de 'benimle dostluk yapacaksanız, bu durumu komutanlarınıza söyleyeceksiniz. Beni de ailelerinizle tanıştıracaksınız' dedim. Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu ile bunu konuştuk, beni aileleriyle tanıştırdılar. Hatta anne babaları da gelirlerdi. Bu ziyaretlerin toplantı olduğunu siz iddia ediyorsunuz." sözleriyle kabul etmediğini ifade etti.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın, "'Türk çocukları intikam hissinden yoksun olmamalı, intikam alacakları kişilerin listesini tutmalıdır' şeklinde sözleriniz var. Kuvvai Milliye Derneği belgelerinde de aynı söylemler vardır. Açıklar mısınız?" diye sordu. Orduya sızmaya çalışmakla suçlanan sanık Aydın, "Kuvvai Milliye ile bir ilişkim yok. Fikirlerimiz benzeyebilir. Sonuçta yasal bir kuruluştur. İlişkim olabilirdi de ancak ben ülkü ocakları kökenliyim. Felsefem bu." dedi.

Cumhuriyet Savcısı Taşkın, "Belirli bir tarih vererek altı senedir bir faaliyetin içinde olduğunuzdan bahsediyorsunuz. Mücadelenin lideri olduğunuzu söylüyorsunuz. Bu mücadele nedir açıklar mısınız?" diye sordu. 2001 yılında emekli olduktan sonra Türkiye'ye nasıl faydalı olabileceğini düşündüğünü belirten sanık Aydın, "Güneydoğudaki insanlara ne söylemeli ki dağa çıkmalarını engellemeli diye düşündüm. Bu sorun için devlete nasıl yardım edebilirimin peşindeydim. Diyarbakır'da dostlarım var. Beni insanlarla tanıştırdılar. Ben de gördüğüm yanlışları anlattım. Ben ve kardeşim duyarlı insanlarız. Emekliliğimden sonra kardeşim bilgilerimi insanlarla paylaşmamı söyledi. Siz bunu liderlik olarak yorumlamışsınız. Kimseden emir almadan kendi irademle yaptığım bir iştir bu. Üstelik Recep Tayyip Erdoğan nasıl lider oldu? Ben de öyle bir lider olabilirdim." dedi.

Savcı Pekgüzel, "Bir telefon konuşmanızda 68 senelik oyunlarını bozacağız, başlarına yıkacağız. Çoluk çocuklarını cezalandıracağız diyorsunuz, neyi kastediyorsunuz? Parti kurma, hükümet kurma yasalarla belirlenmiştir. Nasıl bir devlet istiyorsunuz? Nasıl kuracaktınız? Bir gecede aniden yapılacak hareket neydi?" şeklinde bir soru sordu. Aydın, "Hıyanet-i Vataniye Kanununu birileri kaldırdı. Gücüm yeterse geri getireceğim. Benim istediğim devlet 1923'te kurulan devlettir. İstediğim devleti, Tayyip nasıl kurduysa ben de öyle kuracaktım. Tayyip yasaklı olmasına rağmen altı ayda parti kurdu, bir yılda iktidar oldu". Şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Mahkeme başkanı Köksal Şengün, "Ama siz bir gecede yapmaktan bahsediyorsunuz. Bir gecede nasıl yapacaktınız?" şeklinde soru yöneltti. Bunun üzerine Aydın, "Bu bir telefon sohbetiydi sayın başkan. Aramızda geçen bir konuşmaydı" şeklinde cevap verdi.

"ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ YOKTUR"

Savcı Nahat Taşkın, "Mehmet Ali Çelebi, size Atatürk milliyetçisi bir subayı kaydettiğini söylüyor. Siz de be telefon konuşmasında Atatürk milliyetçisi olan bu kişiye 'o. ç.' Şeklinde küfrediyorsunuz. Atatürk milliyetçiliğine bu tepkiniz nedir?" diye sordu. Sanık Aydın, "Atatürk milliyetçiliği olmaz. Atatürk kişidir, Türk milliyetçisi biridir. Türk milleti kavramını ortadan kaldırmak, ülkeyi bölmek için bu Atatürk milliyetçiliğini çıkardılar. Mustafa Kemal de Türkiye'yi Türk milletinin oluşturduğunu söylemiştir." Şeklinde karşılık verdi.

İlişkide bulunduğu genç subaylara emir verdiği iddialarına ise Aydın,"Duyarlı bir Türk genci, düşüncelerini bana anlatıyor. Ben de kendi düşüncelerimi ona anlatıp kendilerininkini not etmesini söylüyorum. Emir vermek falan yok. General falan değilim hatta askerlik de yapmadım. Emir verecek pozisyonda değilim." şeklinde cevap verdi. Savcı Taşkın, "Yanınıza gelen subaylara farklı bir milliyetçilik kavramından bahsediyorsunuz ve aksini düşünen subayları not etmelerini söylüyorsunuz. Yaşar Büyükanıt yaptığı konuşmada Atatürk milliyetçiliğinin izahını yapıyor. Anayasa da Atatürk milliyetçiliği üzerine kurulmuştur. Sizin bundan farklı düşünme sebebiniz nedir?" şeklinde soru yöneltti. Aydın bu soruya da "Büyükanıt'ın milliyetçilik düşüncesine katılmıyorum. O onun kendi düşüncesidir. Kişilerin milliyetçiliği olmaz, milletin milliyetçiliği olur." dedi.

MİT görevlisi bir kişiyle yaptığı telefon konuşmasında subaylara ders verdiğini, bu görevin de kendisine düştüğünü söylediği hatırlatılan Aydın, "Yaptığımız sadece sohbetti. Ancak memleket meselesi olan ciddi konular olduğu için ders kelimesini kullandım. Sohbet de diyebilirdim. Kimseden emir almışlığım yok, ülkenin içinde bulunduğu durum karşısında bu işi kendime görev saydım." dedi. Savcı Taşkın'ın, "Ülkenin en nadide eğitim kurumlarında biri olan askeri okul öğrencilerine ne dersi veriyordunuz?" sorusuna ise Aydın, "Türk milletini ilgilendiren her şeyi anlattım. Nasıl bir evlilikle mutlu olabileceklerini, aldıkları maaşları ailelerine vermeleri gerektiğini söyledim." dedi. Aydın bu fikirlerini tüm ordu geneline yaymayı düşünüp düşünmediği şeklindeki soruyu ise "Tanıdığım ve muhatabım olan herkese bunları anlattım ve anlatmaya da devam edeceğim." şeklinde cevapladı.