Danıştay'ın Kuruluşunun 142. Yıldönümü, Danıştay Ve İdari Yargı Günü Töreni
Danıştay Başkanı Mustafa Birden, anayasa değişikliğinde temel amacın Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısını değiştirmek olduğunu savunarak, "Belirtilen amaca indirgenmiş bir anayasa değişikliğinin özgürleşme ve demokratikleşme yönünden yapılmış bir reform olarak takdim edilmesini doğru bulmuyoruz" dedi
Danıştay Başkanı Mustafa Birden, anayasa değişikliğinde temel amacın Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısını değiştirmek olduğunu savunarak, "Belirtilen amaca indirgenmiş bir anayasa değişikliğinin özgürleşme ve demokratikleşme yönünden yapılmış bir reform olarak takdim edilmesini doğru bulmuyoruz" dedi.
Danıştay'ın kuruluşunun 142. yıldönümü, Danıştay ve İdari Yargı Günü dolayısıyla Danıştay'da bir tören düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, askeri yargı organlarının temsilcileri ve yüksek yargı organlarının üyeleri katıldı.
Danıştay Başkanı Mustafa Birden konuşmasında, Yargı Reformu Stratejisi Taslağı ile ilgili mevzuatın hukukun evrensel ilkeleri ile uyumunun sağlanması, çağdaş hak ve özgürlükler bağlamında gözden geçirilmesi için uluslararası düzeyde oluşturulmuş komisyon ve organların görüşlerinin dikkate alınmasının doğal olduğuna değinerek, "Ancak bu komisyon ve organların görüş ve önerilerine dayanarak oluşturan Avrupa Birliği ülkelerindeki yargı bağımsızlığına ve kuvvet ayrılığına verilen önem, hukukun üstünlüğüne
duyulan saygı, demokratik olgunluk gibi temel ölçülerde birliktelik sağlamadan bu komisyon ve organların görüş ve önerilerden sadece amaca uygun olanların seçilerek alınması, sonra da Avrupa'da uygulama bu yönde diyerek kamuoyunun önüne çıkılması doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Her uluslararası komisyon veya organın görüş ve raporlarına mutlak doğru öngörüsü ile değil, amacı, ülke koşulları ve gerekçelerine uygunluğu yönlerinden ihtiyatlı olarak yaklaşılması gerekir. Kaldı ki bu komisyon ve organların
görüşlerine verilen önemin ve atfedilen değerin kendi anayasal kurumlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, akademisyenlerimizin görüşlerine neden gösterilmediği de üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur" diye konuştu.
Birden, Anayasa değişikliğinde önemle üzerinde durulan uzlaşı işbirliğinin gelinen aşama ile yerine getirilmediğini belirterek, aceleye getirilmiş demokrasinin temel kuralı olan çoğulculuk yerine çoğunluk görüşüyle yapılan anayasaların sorun çözemeyeceği ve var olan sorunu da daha büyüteceğini söyledi. Birden, yargı bağımsızlığının tehlikeye düşürülmesi halinde demokrasi ve insan hakları ile ilgili sorunların ortaya çıkabileceğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin korunmasında toplumda hukuk bilincinin ve hukukun üstünlüğü anlayışının yerleşmesinde özverili ve üstün hizmet veren Danıştay'ın yargı bağımsızlığına ve yargı erkine yönelik esaslı düzenlemeler karşısında görüş ve değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşmasını yasama organının faaliyet alanına müdahale ve bir siyasallaşma olarak nitelendirmek doğru değildir. Mevcut anayasa değişikliğinde yer alan düzenlemelerden Yüksek Askeri Şura kararları, Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu kararları ile kamu görevlerine verilen uyarma ve kınama cezalarının yargı denetimine açılması, hakim ve savcıların denetim yetkisinin Yüksek Kurula devredilmesi, kurulun kendi sekreteryasının olması bizim önerimizdir. Ancak değişiklikte yer alan yüksek mahkemelerin ve yargı kurullarının oluşumuna yargı yetkisinin kullanımına ilişkin düzenlemelerin doğru ve isabetli olmadığını, kuvvet ayrılığı ilkesine uygunluk ve yargı bağımsızlığı bakımından pek çok yeni sorunu beraberinde getirecektir."
Danıştay Başkan Birden, anayasa değişikliği ile ilgili olarak bazı maddelerin olmadığına dikkat çekti. Birden, maddeleri şöyle sıraladı:
"Her derecede yargı yerinin önündeki dosya sayısını ve iş birikimini azaltıp, ortalama yargılama sürelerini makul düzeye indirerek vatandaşların yargıya ilişkin yakınmalarına çözüm önerileri üretmediği, uyuşmazlık alanlarını kaynağında kurutmaya yönelik esaslı düzenlemeler içermediği, yargının siyasallaşmasını engelleyip bağımsızlığını mevcut durumdan daha ileriye götürmediği, yargının yolsuzluklarla etkin bir şekilde mücadele etmesi için dokunulmazlık gibi önemli bir engeli kaldırmadığı, cezaevlerindeki
mahkumların yarısından fazlasının haklarında kesin karar verilmemiş tutuklulardan oluşması gibi kabul edilemez bir duruma çare bulamadığı bu anayasa değişikliğinde temel amacın Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısını değiştirmek olduğu açıkça görülmüştür. Belirtilen amaca indirgenmiş bir anayasa değişikliğinin özgürleşme ve demokratikleşme yönünde yapılmış bir reform olarak takdim edilmesini doğru bulmuyoruz."
(TS-CC-Y)
Danıştay'ın kuruluşunun 142. yıldönümü, Danıştay ve İdari Yargı Günü dolayısıyla Danıştay'da bir tören düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, askeri yargı organlarının temsilcileri ve yüksek yargı organlarının üyeleri katıldı.
Danıştay Başkanı Mustafa Birden konuşmasında, Yargı Reformu Stratejisi Taslağı ile ilgili mevzuatın hukukun evrensel ilkeleri ile uyumunun sağlanması, çağdaş hak ve özgürlükler bağlamında gözden geçirilmesi için uluslararası düzeyde oluşturulmuş komisyon ve organların görüşlerinin dikkate alınmasının doğal olduğuna değinerek, "Ancak bu komisyon ve organların görüş ve önerilerine dayanarak oluşturan Avrupa Birliği ülkelerindeki yargı bağımsızlığına ve kuvvet ayrılığına verilen önem, hukukun üstünlüğüne
duyulan saygı, demokratik olgunluk gibi temel ölçülerde birliktelik sağlamadan bu komisyon ve organların görüş ve önerilerden sadece amaca uygun olanların seçilerek alınması, sonra da Avrupa'da uygulama bu yönde diyerek kamuoyunun önüne çıkılması doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Her uluslararası komisyon veya organın görüş ve raporlarına mutlak doğru öngörüsü ile değil, amacı, ülke koşulları ve gerekçelerine uygunluğu yönlerinden ihtiyatlı olarak yaklaşılması gerekir. Kaldı ki bu komisyon ve organların
görüşlerine verilen önemin ve atfedilen değerin kendi anayasal kurumlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, akademisyenlerimizin görüşlerine neden gösterilmediği de üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur" diye konuştu.
Birden, Anayasa değişikliğinde önemle üzerinde durulan uzlaşı işbirliğinin gelinen aşama ile yerine getirilmediğini belirterek, aceleye getirilmiş demokrasinin temel kuralı olan çoğulculuk yerine çoğunluk görüşüyle yapılan anayasaların sorun çözemeyeceği ve var olan sorunu da daha büyüteceğini söyledi. Birden, yargı bağımsızlığının tehlikeye düşürülmesi halinde demokrasi ve insan hakları ile ilgili sorunların ortaya çıkabileceğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin korunmasında toplumda hukuk bilincinin ve hukukun üstünlüğü anlayışının yerleşmesinde özverili ve üstün hizmet veren Danıştay'ın yargı bağımsızlığına ve yargı erkine yönelik esaslı düzenlemeler karşısında görüş ve değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşmasını yasama organının faaliyet alanına müdahale ve bir siyasallaşma olarak nitelendirmek doğru değildir. Mevcut anayasa değişikliğinde yer alan düzenlemelerden Yüksek Askeri Şura kararları, Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu kararları ile kamu görevlerine verilen uyarma ve kınama cezalarının yargı denetimine açılması, hakim ve savcıların denetim yetkisinin Yüksek Kurula devredilmesi, kurulun kendi sekreteryasının olması bizim önerimizdir. Ancak değişiklikte yer alan yüksek mahkemelerin ve yargı kurullarının oluşumuna yargı yetkisinin kullanımına ilişkin düzenlemelerin doğru ve isabetli olmadığını, kuvvet ayrılığı ilkesine uygunluk ve yargı bağımsızlığı bakımından pek çok yeni sorunu beraberinde getirecektir."
Danıştay Başkan Birden, anayasa değişikliği ile ilgili olarak bazı maddelerin olmadığına dikkat çekti. Birden, maddeleri şöyle sıraladı:
"Her derecede yargı yerinin önündeki dosya sayısını ve iş birikimini azaltıp, ortalama yargılama sürelerini makul düzeye indirerek vatandaşların yargıya ilişkin yakınmalarına çözüm önerileri üretmediği, uyuşmazlık alanlarını kaynağında kurutmaya yönelik esaslı düzenlemeler içermediği, yargının siyasallaşmasını engelleyip bağımsızlığını mevcut durumdan daha ileriye götürmediği, yargının yolsuzluklarla etkin bir şekilde mücadele etmesi için dokunulmazlık gibi önemli bir engeli kaldırmadığı, cezaevlerindeki
mahkumların yarısından fazlasının haklarında kesin karar verilmemiş tutuklulardan oluşması gibi kabul edilemez bir duruma çare bulamadığı bu anayasa değişikliğinde temel amacın Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısını değiştirmek olduğu açıkça görülmüştür. Belirtilen amaca indirgenmiş bir anayasa değişikliğinin özgürleşme ve demokratikleşme yönünde yapılmış bir reform olarak takdim edilmesini doğru bulmuyoruz."
(TS-CC-Y)