Et Tavukçuluğu Paneli

Et Tavukçuğunda rekabetçi üretim ve ihracat imkanları konulu panel Sakarya'da yapıldı.

Et Tavukçuluğu Paneli
  Adapazarı Ahmet Faik Abasıyanık ( AFA ) Kültür Merkezi ' nde Sakarya Tarım İl Müdürlüğü tarafından ' ' Et Tavukçuluğunda Rekabetçi Üretim ve İhracat İmkanları ' ' konulu panel düzenlendi . AK Parti Sakarya Milletvekilleri Genel Başkan Başdanışmanı Şaban Dişli , Hasan Ali Çelik , Recep Yıldırım , Sakarya Valisi Hüseyin Atak , Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı , Hüsamettin Gülhan , Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği Başkanı Doç . Dr . Erol Şengör , Sakarya Üniversitesi Gıda Bölüm Başkanı Doç . Dr . Ahmet Ayar , Sakarya Tarım İl Müdürü Abdurrahman Çakar ve beyaz et üreticileri katıldı . Panelin oturum başkanlığını Sakarya Üniversitesi Gıda Bölüm Başkanı Doç . Dr . Ahmet Ayar yaptı .
Sakarya Tarım İl Müdürü Abdurrahman Çakar panelin açılış konuşmasını yaparak ilde beyaz et ve kanatlı hayvan sektöründe yapılan çalışmaları anlattı .
Sakarya Valisi Hüseyin Atak ise konuşmasında ildeki tarım sektörünün hızla geliştiğini belirterek , ' ' Tarım sektörümüzün küçük ve parçalı olması verimin arzulanan hedefe ulaşmasını engellemektedir . İlimizde tarım yapılan 245 bin hektarlık alanın sadece 21 bin hektarı sulu tarıma açıktır . Küresel ısınmanın ortaya koyduğu iklim değişiklikleri zorunlu olarak sulama projelerine ağırlık verilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır ' ' dedi .
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği ( BESD BİR ) Danışmanı ve emekli öğretim üyesi Doç . Dr . Erol Şengör ise , Türkiye ' de üretilen tavuk etinin maliyetinin yüzde 70 ' inin yem olduğunu belirtti . Maliyet kalemlerinin yüzde 70 ' ini oluşturan yemin yüzde 50 ' sinin mısır , yüzde 20 ' sinin soyadan oluştuğuna dikkati çekerek , şöyle konuştu : ' ' Bu iki ham maddeye en çok hakim olan iki ülkesi Amerika ve Brezilya ' dır . Bu ürünlere hakim olmazsanız dünya ile rekabet edebilmeniz mümkün değil . Bugün bizim özel sektörümüz Amerikanın ve Brezilyanın kullandığı mısırı üç katı , soya fasulyesi küspesini de 4 , 5 katı fiyatla kullanıyor . Böyle bir ortamda nasıl rekabetçi olunabilir? Bizim tek avantajımız ithalat yapan ülkelerin yakınımızda olmaları . Dolayısıyla diğer ülkelerin uzak bölgelerden buraya mal sevk etmeleri için büyük miktarlarda mal sevk etmeleri lazım . alıcı ülkelerin büyük depolarının olması lazım . Bu gibi dezavantajlar bizim küçük miktarlarda sık sık mal sevk edebilme avantajımız nedeniyle , Irak ' ta bu sorunları aştık ' ' dedi .
Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hüsamettin Gülhan , ise 2009 yılında banka olarak tarımsal kredi kullandırımında yüzde 21 ' lik artışla başarılı bir yıl geçirdiklerini söyledi .
Banka olarak Türkiye dışında 17 ülkede 61 noktada , yurt içinde ise bin 320 şubeyle hizmet verdiklerine dikkati çeken Gülhan , Türk iş adamlarının bulunduğu her yere gitme hedefinde olduklarını belirterek , şöyle konuştu :
' ' Krizden sonra sektörde 4 bin şube açıldı , halen 428 ilçede tekiz . Sektör geçen yıl yüzde 14 büyürken biz yüzde 19 büyüdük . Krizin en yoğun yaşandığı 2008 yılı eylül ayı ile 2009 yılı haziran ayları arasında sektörde toplamda 7 , 5 milyar TL kredi kullandırıldı . Bu kredilerin 5 milyar TL ' si sadece Ziraat Bankası tarafından kullandırıldı . Tasarruf mevduatlarında her 4 kişiden birisi bankamız müşterilerinden oluşuyor . 2009 yılında banka olarak tarımsal kredi kullandırımında yüzde 21 ' lik artışla başarılı bir yıl geçirdik . Toplam bakiye itibariyle 7 , 7 milyar TL ' ye ulaştık . Bu rakamlar içinde tarım kredi kooperatifleri dahil değil , sadece bankamızın kendi kaynaklarından kullandırdığı kredilerdir ' ' dedi .
Her hafta 155 milyon TL ' lik tarımsal kredi kullandırdıklarına dikkati çeken Gülhan , ' ' Her hafta 13 bin kişiye kredi kullandırıyoruz . Bankamız ciddi anlamda tarım kesimine kaynak aktarmaya devam ediyor . Bu yıl çıkardığımız Kredi Faiz Sübvansiyonu Kararnamesi ile limitleri arttırdık ve faizleri düşürdük ' ' dedi .
Ziraat Bankasının büyük işletmeleri destekleyerek küçük üreticileri görmezden geldiği yönünde çeşitli eleştiriler aldıklarını ifade eden Gülhan , 50 bin TL ' nin altında kredi kullandırdıkları müşterilerin oranının yüzde 96 ' lar düzeyinde olmasının söz konusu eleştiriyi haksız çıkarttığını söyledi . Tarımsal sorunların en aza indirilmesi için farklı bir şube konsepti oluşturduklarına işaret eden Gülhan , şunları söyledi :
' ' Türkiye ' nin tarımsal sorunlarının giderilmesi için banka olarak 2 yıl önce tarımsal şube konsepti oluşturduk . Sanayide ' KOBİ ' , tarımsalda ' TOBİ ' konseptine giderek sadece çiftçiye hizmet eden tarımsal şubeler oluşturmaya başladık . Bu şubeler bugün ülkemizin en başarılı şubeleri olmaya başladı . Bugün sadece çiftçilerimize hizmet eden şubelerimizin sayısı 5 ' e yükseldi . Önümüzdeki dönemlerde bu sayıyı 30 ' a çıkarmayı hedefliyoruz . 2003 ve 2004 yıllarında yüzde 10 ' lar seviyesinde olan toplam tarımsal kredilerimizin içindeki yatırım kredilerimizin payını yüzde 30 ' lara çıkardık . Ülkemizde tarımın kalkınmasını istiyorsak , kullandırılan kredilerin yüzde 70 ' inin yatırım amaçlı , yüzde 30 ' unun da işletme amaçlı olması gerekiyor . Bunu başardığımızda ülkemizdeki tarımın yapısının ciddi anlamda değiştiğini göreceğiz ' ' dedi .
Soya , mısır gibi temel tarım ürünlerinin akaryakıt sektöründe kullanılmaya başlanmasıyla , tarımsal ürünlerde büyük açıklar oluştuğuna dikkati çeken Gülhan , sözlerini şöyle tamamladı : ' ' Bu gerçeği gören ülkeler kendilerini güvene alabilmek için gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin tarım arazilerini ya kiralıyor ya da satın alıyor . Kiralanır da sözleşmeye dikkat edilirse sorun olmaz ama o ülkelerden araziler satın alınıyor ve satın alan ülkeler kriz anında ürünler için öncelikle benim ülkemde satılacak şartı koyuyorsa , bu bir sömürü düzenine doğru gitmektedir . Bir ülkeye askeri güçle girip de sömürmenin yanında , böyle bir ekonomik sömürü oluşmak üzere . Ülke olarak uyanık olmak zorundayız . Ülke olarak işletmelerimizi büyütmek zorundayız . Yabancılara toprak kiralarken ve satarken bölgedeki istihdamı ve ekonomik gücü arttırıcı talepleri dikkate almalıyız , aksi halde sömürü düzenine biz de maruz kalırız ' ' diyerek tamamladı . Panel karşılıklı soru cevap şeklinde devam etti .