Et Tavukçuluğu Paneli
Et Tavukçuğunda rekabetçi üretim ve ihracat imkanları konulu panel Sakarya'da yapıldı.

Sakarya Tarım İl Müdürü Abdurrahman Çakar panelin açılış konuşmasını yaparak ilde beyaz et ve kanatlı hayvan sektöründe yapılan çalışmaları anlattı .
Sakarya Valisi Hüseyin Atak ise konuşmasında ildeki tarım sektörünün hızla geliştiğini belirterek , ' ' Tarım sektörümüzün küçük ve parçalı olması verimin arzulanan hedefe ulaşmasını engellemektedir . İlimizde tarım yapılan 245 bin hektarlık alanın sadece 21 bin hektarı sulu tarıma açıktır . Küresel ısınmanın ortaya koyduğu iklim değişiklikleri zorunlu olarak sulama projelerine ağırlık verilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır ' ' dedi .
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği ( BESD BİR ) Danışmanı ve emekli öğretim üyesi Doç . Dr . Erol Şengör ise , Türkiye ' de üretilen tavuk etinin maliyetinin yüzde 70 ' inin yem olduğunu belirtti . Maliyet kalemlerinin yüzde 70 ' ini oluşturan yemin yüzde 50 ' sinin mısır , yüzde 20 ' sinin soyadan oluştuğuna dikkati çekerek , şöyle konuştu : ' ' Bu iki ham maddeye en çok hakim olan iki ülkesi Amerika ve Brezilya ' dır . Bu ürünlere hakim olmazsanız dünya ile rekabet edebilmeniz mümkün değil . Bugün bizim özel sektörümüz Amerikanın ve Brezilyanın kullandığı mısırı üç katı , soya fasulyesi küspesini de 4 , 5 katı fiyatla kullanıyor . Böyle bir ortamda nasıl rekabetçi olunabilir? Bizim tek avantajımız ithalat yapan ülkelerin yakınımızda olmaları . Dolayısıyla diğer ülkelerin uzak bölgelerden buraya mal sevk etmeleri için büyük miktarlarda mal sevk etmeleri lazım . alıcı ülkelerin büyük depolarının olması lazım . Bu gibi dezavantajlar bizim küçük miktarlarda sık sık mal sevk edebilme avantajımız nedeniyle , Irak ' ta bu sorunları aştık ' ' dedi .
Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hüsamettin Gülhan , ise 2009 yılında banka olarak tarımsal kredi kullandırımında yüzde 21 ' lik artışla başarılı bir yıl geçirdiklerini söyledi .
Banka olarak Türkiye dışında 17 ülkede 61 noktada , yurt içinde ise bin 320 şubeyle hizmet verdiklerine dikkati çeken Gülhan , Türk iş adamlarının bulunduğu her yere gitme hedefinde olduklarını belirterek , şöyle konuştu :
' ' Krizden sonra sektörde 4 bin şube açıldı , halen 428 ilçede tekiz . Sektör geçen yıl yüzde 14 büyürken biz yüzde 19 büyüdük . Krizin en yoğun yaşandığı 2008 yılı eylül ayı ile 2009 yılı haziran ayları arasında sektörde toplamda 7 , 5 milyar TL kredi kullandırıldı . Bu kredilerin 5 milyar TL ' si sadece Ziraat Bankası tarafından kullandırıldı . Tasarruf mevduatlarında her 4 kişiden birisi bankamız müşterilerinden oluşuyor . 2009 yılında banka olarak tarımsal kredi kullandırımında yüzde 21 ' lik artışla başarılı bir yıl geçirdik . Toplam bakiye itibariyle 7 , 7 milyar TL ' ye ulaştık . Bu rakamlar içinde tarım kredi kooperatifleri dahil değil , sadece bankamızın kendi kaynaklarından kullandırdığı kredilerdir ' ' dedi .
Her hafta 155 milyon TL ' lik tarımsal kredi kullandırdıklarına dikkati çeken Gülhan , ' ' Her hafta 13 bin kişiye kredi kullandırıyoruz . Bankamız ciddi anlamda tarım kesimine kaynak aktarmaya devam ediyor . Bu yıl çıkardığımız Kredi Faiz Sübvansiyonu Kararnamesi ile limitleri arttırdık ve faizleri düşürdük ' ' dedi .
Ziraat Bankasının büyük işletmeleri destekleyerek küçük üreticileri görmezden geldiği yönünde çeşitli eleştiriler aldıklarını ifade eden Gülhan , 50 bin TL ' nin altında kredi kullandırdıkları müşterilerin oranının yüzde 96 ' lar düzeyinde olmasının söz konusu eleştiriyi haksız çıkarttığını söyledi . Tarımsal sorunların en aza indirilmesi için farklı bir şube konsepti oluşturduklarına işaret eden Gülhan , şunları söyledi :
' ' Türkiye ' nin tarımsal sorunlarının giderilmesi için banka olarak 2 yıl önce tarımsal şube konsepti oluşturduk . Sanayide ' KOBİ ' , tarımsalda ' TOBİ ' konseptine giderek sadece çiftçiye hizmet eden tarımsal şubeler oluşturmaya başladık . Bu şubeler bugün ülkemizin en başarılı şubeleri olmaya başladı . Bugün sadece çiftçilerimize hizmet eden şubelerimizin sayısı 5 ' e yükseldi . Önümüzdeki dönemlerde bu sayıyı 30 ' a çıkarmayı hedefliyoruz . 2003 ve 2004 yıllarında yüzde 10 ' lar seviyesinde olan toplam tarımsal kredilerimizin içindeki yatırım kredilerimizin payını yüzde 30 ' lara çıkardık . Ülkemizde tarımın kalkınmasını istiyorsak , kullandırılan kredilerin yüzde 70 ' inin yatırım amaçlı , yüzde 30 ' unun da işletme amaçlı olması gerekiyor . Bunu başardığımızda ülkemizdeki tarımın yapısının ciddi anlamda değiştiğini göreceğiz ' ' dedi .
Soya , mısır gibi temel tarım ürünlerinin akaryakıt sektöründe kullanılmaya başlanmasıyla , tarımsal ürünlerde büyük açıklar oluştuğuna dikkati çeken Gülhan , sözlerini şöyle tamamladı : ' ' Bu gerçeği gören ülkeler kendilerini güvene alabilmek için gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin tarım arazilerini ya kiralıyor ya da satın alıyor . Kiralanır da sözleşmeye dikkat edilirse sorun olmaz ama o ülkelerden araziler satın alınıyor ve satın alan ülkeler kriz anında ürünler için öncelikle benim ülkemde satılacak şartı koyuyorsa , bu bir sömürü düzenine doğru gitmektedir . Bir ülkeye askeri güçle girip de sömürmenin yanında , böyle bir ekonomik sömürü oluşmak üzere . Ülke olarak uyanık olmak zorundayız . Ülke olarak işletmelerimizi büyütmek zorundayız . Yabancılara toprak kiralarken ve satarken bölgedeki istihdamı ve ekonomik gücü arttırıcı talepleri dikkate almalıyız , aksi halde sömürü düzenine biz de maruz kalırız ' ' diyerek tamamladı . Panel karşılıklı soru cevap şeklinde devam etti .
