“Ne yaşar ne yaşamaz” gerçek oluyor
Diyarbakır'da yaşayan Barış Bayram isimli bir lise öğrencisi abisinin ölümüyle kendisinin yaşam mücadelesi başladı.
Aziz Nesin’in ünlü ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ romanını anımsatan Barış’ın hikâyesi, 2008’de cezaevine giren ağabeyinin ölümüyle başladı. Ardından yaşadığını kanıtlamak için tüm kapıları çalmaya başladı.
KİMLİĞİNİ VERDİ
Barış’ı iki yıldır yaşadığını kanıtlamak zorunda bırakan olaylar, ağabeyi Umut Bayram’ın 2006’da gasp suçundan tutuklanıp Maltepe Cezaevi’ne konulması ile başladı. Umut, daha az ceza alabilmek için bu tarihte 18 yaşından küçük olan kardeşi Barış’ın kimlik bilgilerini kullandı. Bu kimlikle yargılandı ve cezaevine girdi.
KAYITLARDA ADI YOK
Ancak ağabey Umut, cezaevinde yaşamını yitirdi. Oğlunun intihar ettiği söylenen baba Bayram, oğlunun vücudunda darp izleri, gömlekte ise kan lekeleri nedeniyle, suç duyurusunda bulundu. Ancak soruşturmayı takip edemedi. Çünkü diğer oğlu Barış’ın okula kaydının yapılması gerekiyordu. Babaya kayıt sırasında “Oğlunuz kayıtlarda ‘Ölü’ görünüyor” denildi. Yaşadıklarını okul yönetimine anlattı, ancak Barış’ı resmen okula kayıt ettiremedi. Barış, okul yönetimi ve öğretmenlerinin hoşgörüsüyle okula devam etti ama kayıtlarda görünmedi. Sadece derslere giren Barış, ne sınavlara katıldı ne de karne aldı. Okuldan soğudu, kendisini futbola verdi. Amatör futbol oynamaya başladı. Lisans çıkarılacaktı ama önüne yine aynı engel çıktı: “Kayıtlarda ölü görünüyorsunuz.” Aile Barış’ın yaşadığını kanıtlamak için Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı. Barış, ağabeyinin kendi kimlik bilgilerini kullandığını ve vefat ettiğini kendisinin ise yaşadığını anlattı. 2 yıldır süren davanın geçen haftaki duruşmasında “kimlik yaşının tespiti için” Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verildi. Barış, şimdi ATK’ye gidecek. Buradan gelecek ‘kemik yaşı’ raporundan sonra mahkeme yeniden değerlendirme yapacak.
LİSE 1’DE ÖLDÜ!
Barış, ağabeyini yitirdiğinde 16 yaşındaydı. Okul arkadaşları şimdi üniversite sınavına hazırlanıyor ama o Lise 1’de ölü olarak görünüyor.
UMUDU CUMHURBAŞKANI GÜL’DE
Yaşadığını kanıtlayabilmek için çalmadık kapı bırakmayan Barış, son duruşmanın da ertelendiğini öğrenince, bu kez Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e mektup yazdı. Gül’den yardım isteyen Barış başından geçenleri şöyle anlattı:
“İsmim kayıtlara ‘vefat’ diye geçince yaşamım altüst oldu. Yaşadığımı kanıtlamak için dava açtım ama bu dava iki yıl boyunca sonuçlanamadı. Okula gidiyorum ama kaydım yok, futbol oynuyorum ama lisansım çıkmıyor, hastaneye gidemiyorum, sokakta dolaşamıyorum. Ben ne yapacağımı bilmiyorum, hayatım mahvoldu sizin yardımınızı bekliyorum. Lütfen yardımcı olun.”
SAVCI DALGA GEÇTİ
Barış, kimliksiz yaşamanın zorluklarını HABERTÜRK’e şöyle anlattı: “İki yıldır bir türlü yaşadığımı kanıtlayamadım. Mahkeme prosedürleri yapılana kadar yaşım daha da ilerleyecek. Akranlarım dışarıda gezerken, üniversite sınavını kazanırken ben hâlâ yaşadığımı ispatlamaya uğraşıyorum. Mahkemeye ilk gittiğimde savcı benimle ‘Sen ölüsün ne işin var burada’ diye dalga geçti. Moralim çok bozuldu, sinirlendim. ‘Ben de bunu düzeltmek için mahkemeye geldim’ dedim.”
KİMLİĞİNİ VERDİ
Barış’ı iki yıldır yaşadığını kanıtlamak zorunda bırakan olaylar, ağabeyi Umut Bayram’ın 2006’da gasp suçundan tutuklanıp Maltepe Cezaevi’ne konulması ile başladı. Umut, daha az ceza alabilmek için bu tarihte 18 yaşından küçük olan kardeşi Barış’ın kimlik bilgilerini kullandı. Bu kimlikle yargılandı ve cezaevine girdi.
KAYITLARDA ADI YOK
Ancak ağabey Umut, cezaevinde yaşamını yitirdi. Oğlunun intihar ettiği söylenen baba Bayram, oğlunun vücudunda darp izleri, gömlekte ise kan lekeleri nedeniyle, suç duyurusunda bulundu. Ancak soruşturmayı takip edemedi. Çünkü diğer oğlu Barış’ın okula kaydının yapılması gerekiyordu. Babaya kayıt sırasında “Oğlunuz kayıtlarda ‘Ölü’ görünüyor” denildi. Yaşadıklarını okul yönetimine anlattı, ancak Barış’ı resmen okula kayıt ettiremedi. Barış, okul yönetimi ve öğretmenlerinin hoşgörüsüyle okula devam etti ama kayıtlarda görünmedi. Sadece derslere giren Barış, ne sınavlara katıldı ne de karne aldı. Okuldan soğudu, kendisini futbola verdi. Amatör futbol oynamaya başladı. Lisans çıkarılacaktı ama önüne yine aynı engel çıktı: “Kayıtlarda ölü görünüyorsunuz.” Aile Barış’ın yaşadığını kanıtlamak için Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı. Barış, ağabeyinin kendi kimlik bilgilerini kullandığını ve vefat ettiğini kendisinin ise yaşadığını anlattı. 2 yıldır süren davanın geçen haftaki duruşmasında “kimlik yaşının tespiti için” Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verildi. Barış, şimdi ATK’ye gidecek. Buradan gelecek ‘kemik yaşı’ raporundan sonra mahkeme yeniden değerlendirme yapacak.
LİSE 1’DE ÖLDÜ!
Barış, ağabeyini yitirdiğinde 16 yaşındaydı. Okul arkadaşları şimdi üniversite sınavına hazırlanıyor ama o Lise 1’de ölü olarak görünüyor.
UMUDU CUMHURBAŞKANI GÜL’DE
Yaşadığını kanıtlayabilmek için çalmadık kapı bırakmayan Barış, son duruşmanın da ertelendiğini öğrenince, bu kez Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e mektup yazdı. Gül’den yardım isteyen Barış başından geçenleri şöyle anlattı:
“İsmim kayıtlara ‘vefat’ diye geçince yaşamım altüst oldu. Yaşadığımı kanıtlamak için dava açtım ama bu dava iki yıl boyunca sonuçlanamadı. Okula gidiyorum ama kaydım yok, futbol oynuyorum ama lisansım çıkmıyor, hastaneye gidemiyorum, sokakta dolaşamıyorum. Ben ne yapacağımı bilmiyorum, hayatım mahvoldu sizin yardımınızı bekliyorum. Lütfen yardımcı olun.”
SAVCI DALGA GEÇTİ
Barış, kimliksiz yaşamanın zorluklarını HABERTÜRK’e şöyle anlattı: “İki yıldır bir türlü yaşadığımı kanıtlayamadım. Mahkeme prosedürleri yapılana kadar yaşım daha da ilerleyecek. Akranlarım dışarıda gezerken, üniversite sınavını kazanırken ben hâlâ yaşadığımı ispatlamaya uğraşıyorum. Mahkemeye ilk gittiğimde savcı benimle ‘Sen ölüsün ne işin var burada’ diye dalga geçti. Moralim çok bozuldu, sinirlendim. ‘Ben de bunu düzeltmek için mahkemeye geldim’ dedim.”