Siyasi tarihimizin en utanç verici olayı
Özsoy: Türk bayrağını göndere çekmek için tırmanan birinin paçalarından tutup aşağı çekmek gbi utanç verici bir olay yaşandı geçtiğimiz günlerde.
İşte Prof. Dr. Osman ÖZSOY'un bugünkü yazısı:
Hakikaten utanç verici bir olay.
Partizanlığın ve ülkedeki siyasi kutuplaşmanın ne noktaya geldiği konusunda bugüne kadar bundan daha çirkin bir örneğe denk gelmedim.
Türk bayrağını göndere çekmek için tırmanmaya çalışan birinin paçalarından tutup aşağı çekmek kadar utanç verici bir olay.
Onlar ne hissettiler bilmiyorum ama, dün Haber 7’de okuyunca yüzüm kızardı.
AK Parti’li ve MHP’li vekillerin hac döneminde Mekke’de otel lobilerinde, Arafat’ta çadırlarda, sanki Meclis’te ayrı grup salonlarında toplantı yapıyorlarmış gibi birbirine uzak oturmak için gayret sarf ettiklerini duyduğumda bile bu kadar yadırgamamıştım.
Fakat, AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nun Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı'na seçilmesinin önünü açacak önergeye CHP’li Birgen Keleş’in ret oyu verdiğini, MHP’li Tuğrul Türkeş’in de oylamaya katılmadığını öğrenince, ‘yazıklar’ olsun dedim.
Türkiye 46'ya karşı 47, yani bir oy farkla kazanmış.
Birgen Keleş lideri Baykal’a, Tuğrul Türkeş lideri Bahçeli’ye sorarak bu tutumu sergilemişlerse, çok daha büyük felaket. Sayın Baykal’ı bilemem ama, Sayın Bahçeli’nin bir Türk evladının Avrupa’da bir platformda ülkesini gururla temsil etmesini engellemek isteyeceğini düşünemiyorum bile. Dilerim Alpasrlan Türkeş’in evladı Tuğruş Türkeş’in oylamaya katılmamak için geçerli bir mazereti olmuştur.
Sormazlar mı insana (adama diyecektim ama, Birken Keleş bayan), madem bir Türk vatan evladının Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı koltuğuna aday olduğunda oy vermeyecektin de, Türkiye’nin hangi meselesini Avrupa mahfillerinde savunmak için bu göreve talip oldun? Bu gariban ülkenin halkından toplanan vergileri yol ve otel harcırahları olarak harcayarak Avrupa’lara gidip geliyorsunuz da, siz oralarda ne iş yapıyorsunuz? Ülkenin hangi meselesine sahip çıkıyorsunuz?
Madem AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nu gözünüz tutmuyordu, siz neden aday olmadınız? Kendisini tanımadığım ve bir kez bile olsun görmediğim Mevlüt Çavuşoğlu seçilebiliyor da, aday olmanız durumunda sizin seçilmenizin önündeki engel neydi? Sayın Çavuşoğlu'na oy verenler, size de verirler miydi, vermezler miydi?
Tebrikler Cihan’a...
CHP'li Keleş'in karşı oy kullandığını gösteren belgeye Cihan Haber Ajansı ulaşmış. Bir iletişim hocası olarak, öncelikle ajansı bu gazetecilik başarısından dolayı kutluyorum. O muhabir her kim ise, bence bu haberinden dolayı ödüllendirilmeli.
Çünkü bu haber, Türk siyasi hayatının şu an içinden geçtiği tabloyu yansıtan en çarpıcı aynadır. Birgen Keleş’in bir Türk milletvekilin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı’na seçilmesini engellemek için karşı oy kullanmasını ülkedeki herkes duymalıdır. Nasıl ki Onur Öymen’in Dersim Katliamını öven sözleri nedeniyle Hitler bıyıklı resimleri afişe edildi ise, Birgen Keleş’in bu tavrı tarihe not olarak kaydedilmelidir. Bu utanç verici tavrı heryerde kendisine hatırlatılmalıdır.
Bize de açıklasın ki, biz de bilelim neden aleyhte oy verdiğini...
CHP'li Keleş'in karşı oy vermesine rağmen Çavuşoğlu'nun başkanlığının önünü açan önerge 46'ya karşı 47 oyla kabul edilmiş. Önergeye 2 Avusturyalı, 1 Azerbaycanlı, 1 Polonyalı, 1 Rus ve 3 İngiliz sosyal demokrat "evet" oyu vermiş.
Türk adaya Ruslar oy vermişler, CHP vermemiş. Polonyalı oylamaya gelmiş, MHP’li gelmemiş.
Bu yazıyı AK Parti yandaşlığı mealinde yorumlamak en basit ifade ile basiretsizlik, hatta hamakat olur. Eğer orada farzımuhal Türkiye Komünist Partisi’nden bir milletvekili aday olsaydı, AK Parti’li veya Saadetli biri kendisine oy vermeseydi, tepkim aynı şekilde olurdu.
Başbakan Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Bu ne kindir ya? Bu nasıl bir yaklaşım tarzı? Dünya liderleri tebrik ediyor, muhalefet bir tebrik etme nezaketinde bile bulunmadı” demiş. Bilmiyorduk, demek ki tebrik de etmemişler.
Geçtiğimiz günlerde eski CHP lideri Hikmet Çetin, başta Afganistan olmak çeşitli uluslararası görevlere seçilmesine ve ödüller almasına rağmen, CHP yönetiminden kimse tarafından birkez bile olsun tebrik edilmediğini anlatmıştı.
Türkiye’nin dışarıda gururla temsil edilmesine bir alerjileri mi var bu insanların bilmiyorum.
Evet bilmiyorum, ama kendileri açıklarlarsa bilmek isterim, neden böyle bir tavır ve tutum içindeler?
Birgen Keleş, yurtdışında Türk bayrağını ve ülkesini temsil eden bir isme neden oy vermediğini torun torbasına nasıl izah edecek acaba? Hakikaten bilmek isterim.
Yazık. Hem de çok yazık.
Hakikaten utanç verici bir olay.
Partizanlığın ve ülkedeki siyasi kutuplaşmanın ne noktaya geldiği konusunda bugüne kadar bundan daha çirkin bir örneğe denk gelmedim.
Türk bayrağını göndere çekmek için tırmanmaya çalışan birinin paçalarından tutup aşağı çekmek kadar utanç verici bir olay.
Onlar ne hissettiler bilmiyorum ama, dün Haber 7’de okuyunca yüzüm kızardı.
AK Parti’li ve MHP’li vekillerin hac döneminde Mekke’de otel lobilerinde, Arafat’ta çadırlarda, sanki Meclis’te ayrı grup salonlarında toplantı yapıyorlarmış gibi birbirine uzak oturmak için gayret sarf ettiklerini duyduğumda bile bu kadar yadırgamamıştım.
Fakat, AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nun Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı'na seçilmesinin önünü açacak önergeye CHP’li Birgen Keleş’in ret oyu verdiğini, MHP’li Tuğrul Türkeş’in de oylamaya katılmadığını öğrenince, ‘yazıklar’ olsun dedim.
Türkiye 46'ya karşı 47, yani bir oy farkla kazanmış.
Birgen Keleş lideri Baykal’a, Tuğrul Türkeş lideri Bahçeli’ye sorarak bu tutumu sergilemişlerse, çok daha büyük felaket. Sayın Baykal’ı bilemem ama, Sayın Bahçeli’nin bir Türk evladının Avrupa’da bir platformda ülkesini gururla temsil etmesini engellemek isteyeceğini düşünemiyorum bile. Dilerim Alpasrlan Türkeş’in evladı Tuğruş Türkeş’in oylamaya katılmamak için geçerli bir mazereti olmuştur.
Sormazlar mı insana (adama diyecektim ama, Birken Keleş bayan), madem bir Türk vatan evladının Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı koltuğuna aday olduğunda oy vermeyecektin de, Türkiye’nin hangi meselesini Avrupa mahfillerinde savunmak için bu göreve talip oldun? Bu gariban ülkenin halkından toplanan vergileri yol ve otel harcırahları olarak harcayarak Avrupa’lara gidip geliyorsunuz da, siz oralarda ne iş yapıyorsunuz? Ülkenin hangi meselesine sahip çıkıyorsunuz?
Madem AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nu gözünüz tutmuyordu, siz neden aday olmadınız? Kendisini tanımadığım ve bir kez bile olsun görmediğim Mevlüt Çavuşoğlu seçilebiliyor da, aday olmanız durumunda sizin seçilmenizin önündeki engel neydi? Sayın Çavuşoğlu'na oy verenler, size de verirler miydi, vermezler miydi?
Tebrikler Cihan’a...
CHP'li Keleş'in karşı oy kullandığını gösteren belgeye Cihan Haber Ajansı ulaşmış. Bir iletişim hocası olarak, öncelikle ajansı bu gazetecilik başarısından dolayı kutluyorum. O muhabir her kim ise, bence bu haberinden dolayı ödüllendirilmeli.
Çünkü bu haber, Türk siyasi hayatının şu an içinden geçtiği tabloyu yansıtan en çarpıcı aynadır. Birgen Keleş’in bir Türk milletvekilin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı’na seçilmesini engellemek için karşı oy kullanmasını ülkedeki herkes duymalıdır. Nasıl ki Onur Öymen’in Dersim Katliamını öven sözleri nedeniyle Hitler bıyıklı resimleri afişe edildi ise, Birgen Keleş’in bu tavrı tarihe not olarak kaydedilmelidir. Bu utanç verici tavrı heryerde kendisine hatırlatılmalıdır.
Bize de açıklasın ki, biz de bilelim neden aleyhte oy verdiğini...
CHP'li Keleş'in karşı oy vermesine rağmen Çavuşoğlu'nun başkanlığının önünü açan önerge 46'ya karşı 47 oyla kabul edilmiş. Önergeye 2 Avusturyalı, 1 Azerbaycanlı, 1 Polonyalı, 1 Rus ve 3 İngiliz sosyal demokrat "evet" oyu vermiş.
Türk adaya Ruslar oy vermişler, CHP vermemiş. Polonyalı oylamaya gelmiş, MHP’li gelmemiş.
Bu yazıyı AK Parti yandaşlığı mealinde yorumlamak en basit ifade ile basiretsizlik, hatta hamakat olur. Eğer orada farzımuhal Türkiye Komünist Partisi’nden bir milletvekili aday olsaydı, AK Parti’li veya Saadetli biri kendisine oy vermeseydi, tepkim aynı şekilde olurdu.
Başbakan Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Bu ne kindir ya? Bu nasıl bir yaklaşım tarzı? Dünya liderleri tebrik ediyor, muhalefet bir tebrik etme nezaketinde bile bulunmadı” demiş. Bilmiyorduk, demek ki tebrik de etmemişler.
Geçtiğimiz günlerde eski CHP lideri Hikmet Çetin, başta Afganistan olmak çeşitli uluslararası görevlere seçilmesine ve ödüller almasına rağmen, CHP yönetiminden kimse tarafından birkez bile olsun tebrik edilmediğini anlatmıştı.
Türkiye’nin dışarıda gururla temsil edilmesine bir alerjileri mi var bu insanların bilmiyorum.
Evet bilmiyorum, ama kendileri açıklarlarsa bilmek isterim, neden böyle bir tavır ve tutum içindeler?
Birgen Keleş, yurtdışında Türk bayrağını ve ülkesini temsil eden bir isme neden oy vermediğini torun torbasına nasıl izah edecek acaba? Hakikaten bilmek isterim.
Yazık. Hem de çok yazık.