Stödk Üyeleri Vali Karaloğlu'nu Ziyaret Etti
Van Sivil Toplum Örgütleri Dayanışma Kurulu (STÖDK) Üyeleri, Van Valisi Münir Karaloğlu'nu makamında ziyaret etti.
Kurulun Dönem Sözcüsü Kadri Salaz başkanlığındaki heyeti kabul eden Vali Karaloğlu, kurul üyelerinin kendisine yönelttiği Van Gölü kirliliği, çevre yolu, erken evlilik, hava kirliliği, spor, altyapı gibi konularla ilgili soruları yanıtladı, yapılan yatırım ve çalışmaları anlattı. Sivil toplum kuruluşlarına her sorunun çözümünde ihtiyaçlarının olduğunu belirten Karaloğlu: "Dünya birçok problemini artık üçüncü sektör dediğimiz sivil toplumla çözüyor. Bazı şeyleri bizatihi kamu yapmıyor. SODES'te de biz şimdi sivil topluma kaynak veriyoruz. Diyoruz ki 'vatandaş gelsin elini taşın altına koysun' onun için sizlerin önerilerine değer veriyoruz. Şimdiye kadar yaptığınız katkılardan dolayı da sizlere teşekkür ediyorum." dedi.
Çevre yolu ile ilgili iki ihalenin Karayolları tarafından yapıldığını anımsatan Karaloğlu, 41 kilometrelik yolun da KDV dâhil toplam 80 milyon TL'ye mal olacağını kaydetti. Belediyenin mücavir alan sorununun da, milletvekillerinin Bayındırlık ve İskân Bakanı ile yaptığı görüşmeler sonucunda hal olduğunu kaydeden Karaloğlu: "Şu anda belediyenin mücavir alan sorunu kalmadı. Mücavir alan genişledi. Daha önce muhtarı seçilen ancak belediye sınırları içinde olmayan Şemsibey Mahallesi de belediye sınırları içinde alındı" dedi.
"18. MADDE ARAZİ DEĞERİNİ ARTIRACAK"
İmar Yasası'nın 18. maddesinin belediyelere şehircilik anlamında, kamu hizmetlerini kullanma noktasında vatandaşın malından alma hakkı verdiğini bildiren Karaloğlu, "Bu oran yüzde 35 ile yüzde 40'a kadar çıkabilir. Belediyeler de bunu kamu yararı için yolda, parkta, okulda ve sağlık ocağında kullanabilir. Vatandaşın arazisine belediye 18. maddeyi uyguladığında arazinin değeri 1 iken, 500 olur. Bu değer vatandaşın arazisinin karşılığıdır. Zaten orada vatandaşın bir kaybı da olmaz. O bölgede çevre yolunun geçmesi halinde arazinin değeri çok daha fazla artacaktır. Orada şunu 'Vatandaşa eziyet olur' dememek lazım. Hayır. Orada vatandaşa eziyet olmaz. Çevre yolu yapmak vatandaşın menfaatinedir. Yasa da: 'Vatandaşın menfaatine bir iş yaptığınız zaman yine kamuda kullanılmak üzere' diye bahsediyor. Yani belediye 18. maddeden aldığı araziyi satamaz. Satıp da onu kasasına koyamaz. Onu mutlaka kamu için ayırmak zorundadır" dedi.
"ÇEVRE YOLU NİSAN AYINDA BAŞLAYACAK"
Çevre yolu ile ilgili çok fazla sorun çıkmayacağını ve belediyenin de bu sorunu çözeceğine inandığını ifade eden Karaloğlu: "Belediyemiz onu yapmak durumundadır. Yapacaktır da. Ben buna inanıyorum. Belediye için en güzel yol; vatandaşla karşı karşıya gelmemek, vatandaşa anlatarak onu ikna etmektir. Vatandaşın önceleri tepkisi olabilir. Vatandaşa konu anlatıldığı zaman, vatandaşın da buna çok itiraz edeceği kanaatinde değilim. Çevre yolu ile ilgili ihaleler bitti, sözleşmeler imzalandı. Ama inşaat sezonu bittiği için inşallah nisan ayında hızlı bir şekilde çevre yolu başlayacak."
"KAN DAVALARI VE KIZ ÇOCUKLARININ ERKEK EVLİLİĞİ VAN'IN EN ÖNEMLİ İKİ SOSYAL PROBLEMİDİR"
Van'ın şu anda en önemli sorunlarının başında, kan davaları ve kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi geldiğini anımsatan Karaloğlu, bu sorunları çözmek için de kentteki tüm dinamiklerin birlikte hareket etmeleri çağrısında bulundu. Vali olarak göreve başladıktan sonra Van'da meydana gelen kan davalarında 30 insanın canına kıyıldığını üzülerek dile getiren Karaloğlu, bölgenin de önemli sosyal sorunlarından olan kan davalarının toplumda diğer sorunlar gibi dile getirilmemesinden de duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Karaloğlu şunları söyledi:
"Burada terör, açlık, sefalet, Van Denizi konuşuluyor; ama bu kentte hiç uğruna 1,5 yılda 30 tane can ölmüş. Hiç kimse bunu konuşmuyor. Ve bunu mutlaka bu toplum çözmek zorundadır. Bunun ilacını bulmak ve bunu çözmek zorundayız. Geçen gün hastanede olan olayın izahını kim yapacak? 'Sen bana bir tokat vurdun, ben buna kinlendim, geldim, üç kişiyi öldürdüm' Dünyada böyle bir şey kalmadı artık. Van'daki diğer sosyal problemlerden en önemlisi de kız çocuklarının erken evliliği. Bunun da çözümü kız çocuklarını lise son sınıfa kadar okulda tutmak. Bu bölgede kız çocuklarının orta öğretime devamını sağlamaları halinde çok önemli bir sosyal problemi çözeceğimize inanıyorum. Biz kız çocuklarını lise son sınıfına kadar okulda tutabilirsek, bir taşla birkaç kuş vurmuş oluruz. Hem çocuğa orta öğretimi tamamlatmış olacağız, hem de 17-18 yaşına kadar okulda olduğu için erken evlenmeyi engellemiş olacağız ve hem de eğitmiş olacağız. Burada kadın hem özgür olacak. Hem de 18 yaşına gelmiş, eğitilmiş bir kızı kimse zorla ikinci, üçüncü eş olarak birine veremez. Erken evliliği bundan başka engelleyecek bir çare yok."
"ORTA ÖĞRETİM OKULLAŞMA ORANI 2010'DA YÜZDE 50'YE YÜKSELDİ"
Van'da 2002'de orta öğretimde yüzde 20 olan okullaşma oranın bu yıl yüzde 50'ye çıktığını, Türkiye ortalaması olan yüzde 75 oranının yakalanması için ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Karaloğlu: "Bizim hala yüzde 25 gibi çok ciddi bir açığımız var. Bunu mutlaka kapatmamız lazım. Ben orta öğretimdeki oranı yükseltmek için kız meslek liselerini bölgemizde çok yaygınlaştırmamız gerektiği kanaatindeyim. Ben bu kente vali olarak atandığımda 1 tane Kız Meslek Lisesi vardı. Şu anda 4 tane kız Meslek Lisemiz oldu. Beşinciyi de bu yıl açacağız. Şu anda da talep var. Biz bu talebi de karşılayabilmiş değiliz. Bizim nüfusumuzun yüzde 50'sine yakını kırsalda oturuyor. Kırsalda oturan çocuklarımız için de bu yıl orta öğretimde taşımalı sistemini başlattık. Birinci önceliğimiz kız çocukları. Ayrıca ciddi bir pansiyon atağımız da var. Bu yıl bin 850 yataklı yeni pansiyon yaptık. Önümüzdeki dönemde sivil toplum örgütlerinin desteğiyle kız çocuklarımızı taşıyarak, alabildiklerimizi pansiyonlara alarak orta öğretim son sınıfa kadar okulda tutmak zorundayız. Bu işin ilacı olarak da bunu görüyorum. Bununla beraber ailelerin eğitimi mutlaka devam etmeli. Biz bunu eğitimle çözeceğiz. Biz orada hem babayı, hem anneyi, hem de toplumu eğiteceğiz. Ama bu çocukların okullaşmasını mutlak sağlamamız lazım. Yoksa ne yaparsak yapalım, evde boş oturan bu çocukları evlendirecekler. Ama çocuk okulda ise ona artık kimse cesaret edemiyor. Okulu bitirdikten sonra birçok kız çocuğu üniversiteli olacak. Hiç öyle bir sıkıntıları yok. Olmasa bile 18 yaşına gelmiş olacak. O yaştan sonra da kimse o çocuğu birine veremez" diye konuştu.
YENİ KÖMÜRLE VAN'IN KİRLİ HAVASINDA ÖNEMLİ ORANDA DÜZELME OLACAK
Van'da hava kirliliğinin bir 'vaka' olduğunu ve bunun da kullanılan kömürden kaynaklandığını anımsatan Karaloğlu, bu sorunu çözmek için gerekli tedbirleri almaya devam ettiklerini anlattı. Daha önce Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) aracılığıyla vatandaşa dağıtılan kalite değeri düşük Şırnak kömürünün yerine Kütahya-Soma'dan getirtilen linyit kömürünün dağıtıldığını ve bunun da hava kirliliğini önemli ölçüde azalttığını kaydeden Karaloğlu: "Bu yıl hava kirliliğinin devam etmesinin sebebi, vatandaşımızın hala evlerde bizim geçen yıl dağıttığımız kömürleri yakmasıdır. O kömürler kullanıldığı için kirliliğin bir kaynağı da o. Bu yıl Van'a gelen kömürler trenle geldiği için biraz geç kalındı. Trenle haftada 3 bin 500 tondan fazla nakledilemiyor. Şimdi bu hafta kömürler kamyonla da gelmeye başladı. Önümüzdeki 1 ay içinde bu kömür dağıtma meselesini de bitireceğiz. Yeni dağıttığımız kömür, hem kül oranı bakımından, hem karbondioksit bakımından Şırnak kömürüne göre çok daha kaliteli bir kömür. Yani mukayese edilemeyecek bir kömür. İnşallah önümüzdeki sezon daha temiz bir hava teneffüs edeceğiz diye temenni ediyorum. Hava kirliliğinin azalması için de sitelerin mutlaka doğalgaz kullanıma geçmesi gerekiyor" dedi.
"İL GENEL MECLİSİ; GENÇLİK VE SPOR, KÜLTÜR-TURİZM, ÇEVRE-ORMAN, EMNİYET VE SOSYAL HİZMETLERE SIFIR BÜTÇE AYIRDI"
Van'da spor altyapısında da sorunlar olduğunu, bu durumun da kendisini üzdüğünü ifade eden Karaloğlu, sebebinin ise İl Özel İdaresi Meclisi'nin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne bütçe bırakmaması olduğunu söyledi. Meclisin bu yıl Gençlik ve Spor'la birlikte, Çevre Müdürlüğü'ne, Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne Emniyete sıfır bütçe bıraktığını, bütçe olmadan da bu alanlarda hizmet yapmasının imkansız olduğunu anlatan Karaloğlu şunları kaydetti:
"Şimdi biz köye yol yapacağız, su götüreceğiz bahanesiyle sporu, çevreyi, kültür-turizmi, sosyal hizmetleri, emniyeti es geçemeyiz. Öyle bir şansımız yok. Bu kent, genç nüfus oranı çok yüksek bir kent. Biz en az köy yollarına gösterdiğimiz itinayı diğer hizmetlere de göstermek zorundayız. Yolu insan için yapıyorsun, insanın kendisine yatırım yapmıyorsun. Böyle bir şey kabul edilebilir değil. Biz çok hızlı bir şekilde Van'da spor altyapısını düzeltmemiz lazım. Benim kendi hedefim 2010 yılında bütün ilçelere mutlaka birer sentetik çim saha yapmaktı. Sadece Başkale, Özalp ve merkezde Süphan Mahallesi'ni bitirebildik. 1,5 yıl içinde 4 tane ancak yapabildik. Bu konuda da kendimi başarısız görüyorum. Bu sadece benden kaynaklanmıyor. Benim bütçem İl Özel İdaresi'ndedir. Bütçem orasıdır. Biz orada meclisle beraber çalışıyoruz, fakat bu konularda anlaşabilmemiz mümkün değil. Bu kentin mutlaka bunu çözmesi lazım. Popülist yaklaşarak, biz köylüye yol yapıyoruz, su götürüyoruz, başka bir şeye para harcamayız anlayışı, doğru bir anlayış değil. En az yol kadar spor altyapısı da önemlidir. En az yol kadar köylerin çevre sorunları da önemlidir. Burada sosyal hizmetler konuşuyoruz. Erken evlilik diyoruz. Yaşlı diyoruz, genç diyoruz, kadın diyoruz. Kadına şiddet diyoruz. Nerden para bulup da ben bunlarla ilgili çalışma yapacağım. Emniyet diyoruz. Bir cinayet işlendiğinde iki gün geç kalınsa, hepimiz haklı olarak sesimizi yükseltiyoruz. 'Devlet niye bu caniyi bulmuyor' diye bağırıyoruz. Ben şimdi bu caniyi neyle bulacağım. Eğer emniyet teşkilatının elinde gerekli aracı gereci, teknik imkânı yoksa nasıl bulacağım bu caniyi? Artık eskisi gibi bir adamı çekip nezarethanede öldüresiye dövünce itiraf ettirme de yok. Yapacağınız tek şey, teknik çalışmaktır. Erciş'teki cinayeti çözemiyoruz, niye? 1,5 aydır biz Ankara'dan DNA testi sonucunu bekliyoruz. Ancak öyle çözülüyor. Adamın kılından, derisinden, kanından çözmeye çalışıyoruz. Bunu yapabilmek için de emniyetin, jandarmanın eline ekipman vermeniz lazım. 'Hayır ben emniyete, jandarmaya para vermem'. Biz burada kent yönetiyoruz. Bu kentin bunları aşması lazım. Yani olaylara daha bütüncül bakmamız lazım. Biz sadece 'köyün yoluyla, suyuyla ilgileniyoruz, bizi spor ilgilendirmez, çevre ilgilendirmez, kültür-turizm ilgilendirmez, sosyal hizmetler ilgilendirmez' diyemeyiz. Dersek, bu kente yazık ederiz."
"VAN GÖLÜ'NDEKİ KİRLİLİK, SIVI ATIKTAN ZİYADE KATI ATIKTAN KAYNAKLANMAKTADIR"
Van'ın en önemli konularından biri olan Van Gölü'nün kirliliği ile ilgili yapılan mücadeleyi ve gelinen noktayı da anlatan Karaloğlu, konuşmasını "Van Denizinin kirliliği denince akla gelen ilk konu, kanalizasyonların arıtılmadan denize verilmesi gelse de, bizim esas problemimiz katı atıklardır. Poşetler, cam şişeler, araç lastikleri gibi bütün çöplerdir. Bazı şeylerin çözüme ulaşması için de kamuoyunun istemesi, talep etmesi lazım. O talep bir şekilde daha sonra projeye dönüşüyor. Sivil Toplum Örgütleri Dayanışma Kurulu'nun 10 yıl önce yaptığı girişimlerin hiçbiri sonuçsuz çalışmalar değildir. Bugün eğer bir noktaya geldiysek bunda toplumun duyarlı hale gelmesinin etkisi var. Ve hala da bu toplumun buna ihtiyacı var. Kamuoyunun desteğinin, baskısının hissedilmesi lazım. Şimdi bu hem katı atık hem de kirli suların arıtılması noktasında iyi bir yere geldik. Şimdi katı atıkla ilgili IPA kapsamında Çevre Bakanlığı ile yürüttüğümüz bir proje var. Bu kapsamda Van'ın şu anda çöplerinin depolandığı 750 dönümlük alanda düzenli çöp depone tesisleri yapacağız. Biz bütün Van'ın çöplerini oraya toplayacağız. Nasıl toplayacağız? Van'ın dışında dört ayrı noktada terfi istasyonları yapıyoruz. Belediyeler o terfi istasyonlarına çöplerini getirecekler, orada çöpler sıkıştırıldıktan sonra Van'a gelip burada düzenli depolanacak. Şimdi o proje ihale aşamasına geldi. Proje ile ilgili yer seçimleri, haritalamaları, zemin etütleri, projelendirmeleri bitti. Ama bunun ihale edilip imalat aşaması 2014 yılını bulacak. Bizim bütün belediyelerimizin ve İl Özel İdare'nin ortağı olduğu Van Mahalli İdareler Sürdürülebilir Çevre Yönetim Birliğimiz (VANÇEB) var. O birliğin başkanı da benim. O birlik üzerinden biz bu yıl haziran ayında Çevre ve Orman Bakanlığı'na bir müracaatta bulunduk. Onlara dedik ki 'Bizim Van Denizi'nin çöplerine de bu çevrenin çöplerine de, kirletmesine de tahammülümüz kalmadı. 2014'e kadar bizim bu sorunu çözmek için acil bir lot yapmamız gerekiyor. Bir taraftan da o büyük proje devam etsin. Ama bu 2014'e kadar geçecek süre içinde ihtiyacımızı karşılayacak bir lot yapalım ve çöplerimizi orada toplayalım. Geçen hafta Çevre Bakanlığı müsteşarıyla telefonla görüştüm. Milletvekillerimiz Ankara'da bu işleri takip ediyorlar. Ayrıca Çevre Bakanımız da beni arayarak, 'Hem Van'da hem Erciş'te acil bir lot yapalım. Van'da yapılacak lot için hemen ödenek gönderilecek. Erciş'le ilgili olarak da VANÇEP tarafından gerekli çalışmalarınızı yapın, projelendirin, oranın parasını da gönderelim ve orada da bir lot yapalım.' dedi. Bu, çok önemli bir gelişme. Bunun esas kurtuluşu, bu katı atığı çözmekten geçer. Suyu ne kadar arıtırsak arıtalım, bu işi çözemeyiz."
"ARITMA TESİSİ PİS SULARDAN BİN LİTREYİ ARITMADAN DENİZE AKITIYOR"
Son 2 yılda Van Denizi etrafında 3 bin ton çöp toplandığını, şimdi gölün çevresine gidildiğinde sanki hiç çöp toplanmamış gibi durduğunu belirten Karaloğlu "Çünkü denizin tabanı çöplük. Çöpü topluyoruz deniz suratına çarpar gibi 2 gün sonra sahilde hiç çöp toplanmamış gibi duruyor. Çünkü bu deniz tabandaki çöpü tekrar kenara atıyor. Onun için bu dereleri temiz tutmamız lazım. Derelere akan çöpleri toplayıp düzenli bir yere biriktirmemiz lazım. Pis suyun arıtılması meselesi ise; şuanda biz Van havzasını bütünüyle korumamız lazım. Bitlis ve Van'ı ayırmamak lazım. Ama bizi ilgilendiren Van yakasını konuşuyoruz. 1. kuşakta en büyük kirletici iki tane merkez Van ve Erciş ilçesi var. Van'da şuanda bir tane Arıtma Tesisi var. Van'da saniyede atık su kanallarıyla, kanalizasyonlarla, kolektör borularıyla Arıtma Tesisine ulaşan su miktarımız saniyede 1.600 litre. Biz bunun 600 litresini arıtıyoruz, bu da yüzde 30 civarındadır. Bin litresini de arıtmadan denize veriyoruz. Van Belediyemiz İller Bankası'na müracaat etti. Şu anda mevcut arıtmanın yanında arıtmayı büyütmek için önceki gün İller Bankası'nın teknik ekipleri gelerek burada inceleme yaptılar. Bin 600 litrenin tamını arıtabilecek bir arıtma tesisine ihtiyacı var. Bunun çalışmaları da başladı. Van Belediyesi de İller Bankası'na gerekli müracaatları da yaptı. Başbakanımızın DPT'den acil olarak gönderdiği ödenekten bu çalışmalar yapılacak. Van'ın ayrıca 100 kilometrelik bir kanalizasyona da ihtiyacı var. Daha önceki belediye döneminde merkezde 240 kilometrelik bir çalışması olmuş, bunun da geçici kabulü yapıldı. Şimdi 100 kilometre yeni kanal hattına, bu bin 600 litre/saniyenin de bin litresini arıtacak yeni bir arıtma tesisine ihtiyaç var. Van'daki çözüm bu. Şu anda Erciş'teki arıtma tesisi, İller Bankası'ndan rehabilite edildi. Geçen hafta tesis devreye alındı. Orada da şuanda bir arıtmaya ihtiyaç olduğu gibi Erciş'te de bir 50 kilometrelik bir kanala ihtiyacımız var. Çelebibağ belediyemizin hem kanalizasyon projesi hem de arıtma tesisi projesi hazır. Yer konusunda da bir sorunu yok. Onun da ihaleleri yapılacak. Edremit ilçesinde de kanalizasyon yok. Kanalizasyonu yapıp bir terfi merkezi ile orada arıtma tesisi yapmaktansa oradaki atık suyu Van arıtma tesisine aktarmamız gerekir. Van'ın kollektör hattı yetmiyorsa yeni bir hat ile Edremit'i bağlamamız gerekir. Birinci kuşakta kalan diğer belediyelerimiz olan Gevaş, Akdamar, Çiçekli beldemiz var. İller Bankası onların tümüne bir arıtma tesisi planlanıyor. İkinci kuşakta Özalp'ta kanalizasyon çalışmaları devam ediyor. 38 kilometrelik bir kanalizasyon çalışması var. Geçen yıl ihalesi bitmişti. 2011 yılının sonunda o da bitecek. Orada arıtma tesisinin proje ihalesi de yapıldı. Arıtma orada yapılacak. Gürpınar, Kocapınar ve Muradiye belediyelerimizde de arıtma tesisi ile ilgili projeler hazır. Onların da ihaleleri yapılacak" diye konuştu.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ TEMSİLCİLERİ ÇALIŞMALARDAN MEMNUN
Sivil Toplum Örgütleri Dayanışma Kurulu Dönem Sözcüsü Kadri Salaz da, Vali Karaloğlu'nun kendilerini kabul ederek, önerilerini dinlediği için teşekkür etti. Salaz "Sizin ilimiz için yapmış olduğunuz çalışmalarla ilgili yanınızda olduğumuzu, teşekkür ettiğimizi, ifade etmek istiyorum. Eğitim alanında, sağlık alanında ilimizde önemli mesafeleri kat ettiğimizin farkındayız. Bu konuda sizin yapmış olduğunuz bireysel çabaları da görmezden gelmemiz mümkün değil. Ancak ilimizin sorunları da var. Bu sorunlara duyarlılığınızdan ve bizlerin kentin sorunları ile ilgili yaptığınız açıklayıcı bilgiler için de ayrıca sizlere teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Çevre yolu ile ilgili iki ihalenin Karayolları tarafından yapıldığını anımsatan Karaloğlu, 41 kilometrelik yolun da KDV dâhil toplam 80 milyon TL'ye mal olacağını kaydetti. Belediyenin mücavir alan sorununun da, milletvekillerinin Bayındırlık ve İskân Bakanı ile yaptığı görüşmeler sonucunda hal olduğunu kaydeden Karaloğlu: "Şu anda belediyenin mücavir alan sorunu kalmadı. Mücavir alan genişledi. Daha önce muhtarı seçilen ancak belediye sınırları içinde olmayan Şemsibey Mahallesi de belediye sınırları içinde alındı" dedi.
"18. MADDE ARAZİ DEĞERİNİ ARTIRACAK"
İmar Yasası'nın 18. maddesinin belediyelere şehircilik anlamında, kamu hizmetlerini kullanma noktasında vatandaşın malından alma hakkı verdiğini bildiren Karaloğlu, "Bu oran yüzde 35 ile yüzde 40'a kadar çıkabilir. Belediyeler de bunu kamu yararı için yolda, parkta, okulda ve sağlık ocağında kullanabilir. Vatandaşın arazisine belediye 18. maddeyi uyguladığında arazinin değeri 1 iken, 500 olur. Bu değer vatandaşın arazisinin karşılığıdır. Zaten orada vatandaşın bir kaybı da olmaz. O bölgede çevre yolunun geçmesi halinde arazinin değeri çok daha fazla artacaktır. Orada şunu 'Vatandaşa eziyet olur' dememek lazım. Hayır. Orada vatandaşa eziyet olmaz. Çevre yolu yapmak vatandaşın menfaatinedir. Yasa da: 'Vatandaşın menfaatine bir iş yaptığınız zaman yine kamuda kullanılmak üzere' diye bahsediyor. Yani belediye 18. maddeden aldığı araziyi satamaz. Satıp da onu kasasına koyamaz. Onu mutlaka kamu için ayırmak zorundadır" dedi.
"ÇEVRE YOLU NİSAN AYINDA BAŞLAYACAK"
Çevre yolu ile ilgili çok fazla sorun çıkmayacağını ve belediyenin de bu sorunu çözeceğine inandığını ifade eden Karaloğlu: "Belediyemiz onu yapmak durumundadır. Yapacaktır da. Ben buna inanıyorum. Belediye için en güzel yol; vatandaşla karşı karşıya gelmemek, vatandaşa anlatarak onu ikna etmektir. Vatandaşın önceleri tepkisi olabilir. Vatandaşa konu anlatıldığı zaman, vatandaşın da buna çok itiraz edeceği kanaatinde değilim. Çevre yolu ile ilgili ihaleler bitti, sözleşmeler imzalandı. Ama inşaat sezonu bittiği için inşallah nisan ayında hızlı bir şekilde çevre yolu başlayacak."
"KAN DAVALARI VE KIZ ÇOCUKLARININ ERKEK EVLİLİĞİ VAN'IN EN ÖNEMLİ İKİ SOSYAL PROBLEMİDİR"
Van'ın şu anda en önemli sorunlarının başında, kan davaları ve kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi geldiğini anımsatan Karaloğlu, bu sorunları çözmek için de kentteki tüm dinamiklerin birlikte hareket etmeleri çağrısında bulundu. Vali olarak göreve başladıktan sonra Van'da meydana gelen kan davalarında 30 insanın canına kıyıldığını üzülerek dile getiren Karaloğlu, bölgenin de önemli sosyal sorunlarından olan kan davalarının toplumda diğer sorunlar gibi dile getirilmemesinden de duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Karaloğlu şunları söyledi:
"Burada terör, açlık, sefalet, Van Denizi konuşuluyor; ama bu kentte hiç uğruna 1,5 yılda 30 tane can ölmüş. Hiç kimse bunu konuşmuyor. Ve bunu mutlaka bu toplum çözmek zorundadır. Bunun ilacını bulmak ve bunu çözmek zorundayız. Geçen gün hastanede olan olayın izahını kim yapacak? 'Sen bana bir tokat vurdun, ben buna kinlendim, geldim, üç kişiyi öldürdüm' Dünyada böyle bir şey kalmadı artık. Van'daki diğer sosyal problemlerden en önemlisi de kız çocuklarının erken evliliği. Bunun da çözümü kız çocuklarını lise son sınıfa kadar okulda tutmak. Bu bölgede kız çocuklarının orta öğretime devamını sağlamaları halinde çok önemli bir sosyal problemi çözeceğimize inanıyorum. Biz kız çocuklarını lise son sınıfına kadar okulda tutabilirsek, bir taşla birkaç kuş vurmuş oluruz. Hem çocuğa orta öğretimi tamamlatmış olacağız, hem de 17-18 yaşına kadar okulda olduğu için erken evlenmeyi engellemiş olacağız ve hem de eğitmiş olacağız. Burada kadın hem özgür olacak. Hem de 18 yaşına gelmiş, eğitilmiş bir kızı kimse zorla ikinci, üçüncü eş olarak birine veremez. Erken evliliği bundan başka engelleyecek bir çare yok."
"ORTA ÖĞRETİM OKULLAŞMA ORANI 2010'DA YÜZDE 50'YE YÜKSELDİ"
Van'da 2002'de orta öğretimde yüzde 20 olan okullaşma oranın bu yıl yüzde 50'ye çıktığını, Türkiye ortalaması olan yüzde 75 oranının yakalanması için ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Karaloğlu: "Bizim hala yüzde 25 gibi çok ciddi bir açığımız var. Bunu mutlaka kapatmamız lazım. Ben orta öğretimdeki oranı yükseltmek için kız meslek liselerini bölgemizde çok yaygınlaştırmamız gerektiği kanaatindeyim. Ben bu kente vali olarak atandığımda 1 tane Kız Meslek Lisesi vardı. Şu anda 4 tane kız Meslek Lisemiz oldu. Beşinciyi de bu yıl açacağız. Şu anda da talep var. Biz bu talebi de karşılayabilmiş değiliz. Bizim nüfusumuzun yüzde 50'sine yakını kırsalda oturuyor. Kırsalda oturan çocuklarımız için de bu yıl orta öğretimde taşımalı sistemini başlattık. Birinci önceliğimiz kız çocukları. Ayrıca ciddi bir pansiyon atağımız da var. Bu yıl bin 850 yataklı yeni pansiyon yaptık. Önümüzdeki dönemde sivil toplum örgütlerinin desteğiyle kız çocuklarımızı taşıyarak, alabildiklerimizi pansiyonlara alarak orta öğretim son sınıfa kadar okulda tutmak zorundayız. Bu işin ilacı olarak da bunu görüyorum. Bununla beraber ailelerin eğitimi mutlaka devam etmeli. Biz bunu eğitimle çözeceğiz. Biz orada hem babayı, hem anneyi, hem de toplumu eğiteceğiz. Ama bu çocukların okullaşmasını mutlak sağlamamız lazım. Yoksa ne yaparsak yapalım, evde boş oturan bu çocukları evlendirecekler. Ama çocuk okulda ise ona artık kimse cesaret edemiyor. Okulu bitirdikten sonra birçok kız çocuğu üniversiteli olacak. Hiç öyle bir sıkıntıları yok. Olmasa bile 18 yaşına gelmiş olacak. O yaştan sonra da kimse o çocuğu birine veremez" diye konuştu.
YENİ KÖMÜRLE VAN'IN KİRLİ HAVASINDA ÖNEMLİ ORANDA DÜZELME OLACAK
Van'da hava kirliliğinin bir 'vaka' olduğunu ve bunun da kullanılan kömürden kaynaklandığını anımsatan Karaloğlu, bu sorunu çözmek için gerekli tedbirleri almaya devam ettiklerini anlattı. Daha önce Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) aracılığıyla vatandaşa dağıtılan kalite değeri düşük Şırnak kömürünün yerine Kütahya-Soma'dan getirtilen linyit kömürünün dağıtıldığını ve bunun da hava kirliliğini önemli ölçüde azalttığını kaydeden Karaloğlu: "Bu yıl hava kirliliğinin devam etmesinin sebebi, vatandaşımızın hala evlerde bizim geçen yıl dağıttığımız kömürleri yakmasıdır. O kömürler kullanıldığı için kirliliğin bir kaynağı da o. Bu yıl Van'a gelen kömürler trenle geldiği için biraz geç kalındı. Trenle haftada 3 bin 500 tondan fazla nakledilemiyor. Şimdi bu hafta kömürler kamyonla da gelmeye başladı. Önümüzdeki 1 ay içinde bu kömür dağıtma meselesini de bitireceğiz. Yeni dağıttığımız kömür, hem kül oranı bakımından, hem karbondioksit bakımından Şırnak kömürüne göre çok daha kaliteli bir kömür. Yani mukayese edilemeyecek bir kömür. İnşallah önümüzdeki sezon daha temiz bir hava teneffüs edeceğiz diye temenni ediyorum. Hava kirliliğinin azalması için de sitelerin mutlaka doğalgaz kullanıma geçmesi gerekiyor" dedi.
"İL GENEL MECLİSİ; GENÇLİK VE SPOR, KÜLTÜR-TURİZM, ÇEVRE-ORMAN, EMNİYET VE SOSYAL HİZMETLERE SIFIR BÜTÇE AYIRDI"
Van'da spor altyapısında da sorunlar olduğunu, bu durumun da kendisini üzdüğünü ifade eden Karaloğlu, sebebinin ise İl Özel İdaresi Meclisi'nin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne bütçe bırakmaması olduğunu söyledi. Meclisin bu yıl Gençlik ve Spor'la birlikte, Çevre Müdürlüğü'ne, Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne Emniyete sıfır bütçe bıraktığını, bütçe olmadan da bu alanlarda hizmet yapmasının imkansız olduğunu anlatan Karaloğlu şunları kaydetti:
"Şimdi biz köye yol yapacağız, su götüreceğiz bahanesiyle sporu, çevreyi, kültür-turizmi, sosyal hizmetleri, emniyeti es geçemeyiz. Öyle bir şansımız yok. Bu kent, genç nüfus oranı çok yüksek bir kent. Biz en az köy yollarına gösterdiğimiz itinayı diğer hizmetlere de göstermek zorundayız. Yolu insan için yapıyorsun, insanın kendisine yatırım yapmıyorsun. Böyle bir şey kabul edilebilir değil. Biz çok hızlı bir şekilde Van'da spor altyapısını düzeltmemiz lazım. Benim kendi hedefim 2010 yılında bütün ilçelere mutlaka birer sentetik çim saha yapmaktı. Sadece Başkale, Özalp ve merkezde Süphan Mahallesi'ni bitirebildik. 1,5 yıl içinde 4 tane ancak yapabildik. Bu konuda da kendimi başarısız görüyorum. Bu sadece benden kaynaklanmıyor. Benim bütçem İl Özel İdaresi'ndedir. Bütçem orasıdır. Biz orada meclisle beraber çalışıyoruz, fakat bu konularda anlaşabilmemiz mümkün değil. Bu kentin mutlaka bunu çözmesi lazım. Popülist yaklaşarak, biz köylüye yol yapıyoruz, su götürüyoruz, başka bir şeye para harcamayız anlayışı, doğru bir anlayış değil. En az yol kadar spor altyapısı da önemlidir. En az yol kadar köylerin çevre sorunları da önemlidir. Burada sosyal hizmetler konuşuyoruz. Erken evlilik diyoruz. Yaşlı diyoruz, genç diyoruz, kadın diyoruz. Kadına şiddet diyoruz. Nerden para bulup da ben bunlarla ilgili çalışma yapacağım. Emniyet diyoruz. Bir cinayet işlendiğinde iki gün geç kalınsa, hepimiz haklı olarak sesimizi yükseltiyoruz. 'Devlet niye bu caniyi bulmuyor' diye bağırıyoruz. Ben şimdi bu caniyi neyle bulacağım. Eğer emniyet teşkilatının elinde gerekli aracı gereci, teknik imkânı yoksa nasıl bulacağım bu caniyi? Artık eskisi gibi bir adamı çekip nezarethanede öldüresiye dövünce itiraf ettirme de yok. Yapacağınız tek şey, teknik çalışmaktır. Erciş'teki cinayeti çözemiyoruz, niye? 1,5 aydır biz Ankara'dan DNA testi sonucunu bekliyoruz. Ancak öyle çözülüyor. Adamın kılından, derisinden, kanından çözmeye çalışıyoruz. Bunu yapabilmek için de emniyetin, jandarmanın eline ekipman vermeniz lazım. 'Hayır ben emniyete, jandarmaya para vermem'. Biz burada kent yönetiyoruz. Bu kentin bunları aşması lazım. Yani olaylara daha bütüncül bakmamız lazım. Biz sadece 'köyün yoluyla, suyuyla ilgileniyoruz, bizi spor ilgilendirmez, çevre ilgilendirmez, kültür-turizm ilgilendirmez, sosyal hizmetler ilgilendirmez' diyemeyiz. Dersek, bu kente yazık ederiz."
"VAN GÖLÜ'NDEKİ KİRLİLİK, SIVI ATIKTAN ZİYADE KATI ATIKTAN KAYNAKLANMAKTADIR"
Van'ın en önemli konularından biri olan Van Gölü'nün kirliliği ile ilgili yapılan mücadeleyi ve gelinen noktayı da anlatan Karaloğlu, konuşmasını "Van Denizinin kirliliği denince akla gelen ilk konu, kanalizasyonların arıtılmadan denize verilmesi gelse de, bizim esas problemimiz katı atıklardır. Poşetler, cam şişeler, araç lastikleri gibi bütün çöplerdir. Bazı şeylerin çözüme ulaşması için de kamuoyunun istemesi, talep etmesi lazım. O talep bir şekilde daha sonra projeye dönüşüyor. Sivil Toplum Örgütleri Dayanışma Kurulu'nun 10 yıl önce yaptığı girişimlerin hiçbiri sonuçsuz çalışmalar değildir. Bugün eğer bir noktaya geldiysek bunda toplumun duyarlı hale gelmesinin etkisi var. Ve hala da bu toplumun buna ihtiyacı var. Kamuoyunun desteğinin, baskısının hissedilmesi lazım. Şimdi bu hem katı atık hem de kirli suların arıtılması noktasında iyi bir yere geldik. Şimdi katı atıkla ilgili IPA kapsamında Çevre Bakanlığı ile yürüttüğümüz bir proje var. Bu kapsamda Van'ın şu anda çöplerinin depolandığı 750 dönümlük alanda düzenli çöp depone tesisleri yapacağız. Biz bütün Van'ın çöplerini oraya toplayacağız. Nasıl toplayacağız? Van'ın dışında dört ayrı noktada terfi istasyonları yapıyoruz. Belediyeler o terfi istasyonlarına çöplerini getirecekler, orada çöpler sıkıştırıldıktan sonra Van'a gelip burada düzenli depolanacak. Şimdi o proje ihale aşamasına geldi. Proje ile ilgili yer seçimleri, haritalamaları, zemin etütleri, projelendirmeleri bitti. Ama bunun ihale edilip imalat aşaması 2014 yılını bulacak. Bizim bütün belediyelerimizin ve İl Özel İdare'nin ortağı olduğu Van Mahalli İdareler Sürdürülebilir Çevre Yönetim Birliğimiz (VANÇEB) var. O birliğin başkanı da benim. O birlik üzerinden biz bu yıl haziran ayında Çevre ve Orman Bakanlığı'na bir müracaatta bulunduk. Onlara dedik ki 'Bizim Van Denizi'nin çöplerine de bu çevrenin çöplerine de, kirletmesine de tahammülümüz kalmadı. 2014'e kadar bizim bu sorunu çözmek için acil bir lot yapmamız gerekiyor. Bir taraftan da o büyük proje devam etsin. Ama bu 2014'e kadar geçecek süre içinde ihtiyacımızı karşılayacak bir lot yapalım ve çöplerimizi orada toplayalım. Geçen hafta Çevre Bakanlığı müsteşarıyla telefonla görüştüm. Milletvekillerimiz Ankara'da bu işleri takip ediyorlar. Ayrıca Çevre Bakanımız da beni arayarak, 'Hem Van'da hem Erciş'te acil bir lot yapalım. Van'da yapılacak lot için hemen ödenek gönderilecek. Erciş'le ilgili olarak da VANÇEP tarafından gerekli çalışmalarınızı yapın, projelendirin, oranın parasını da gönderelim ve orada da bir lot yapalım.' dedi. Bu, çok önemli bir gelişme. Bunun esas kurtuluşu, bu katı atığı çözmekten geçer. Suyu ne kadar arıtırsak arıtalım, bu işi çözemeyiz."
"ARITMA TESİSİ PİS SULARDAN BİN LİTREYİ ARITMADAN DENİZE AKITIYOR"
Son 2 yılda Van Denizi etrafında 3 bin ton çöp toplandığını, şimdi gölün çevresine gidildiğinde sanki hiç çöp toplanmamış gibi durduğunu belirten Karaloğlu "Çünkü denizin tabanı çöplük. Çöpü topluyoruz deniz suratına çarpar gibi 2 gün sonra sahilde hiç çöp toplanmamış gibi duruyor. Çünkü bu deniz tabandaki çöpü tekrar kenara atıyor. Onun için bu dereleri temiz tutmamız lazım. Derelere akan çöpleri toplayıp düzenli bir yere biriktirmemiz lazım. Pis suyun arıtılması meselesi ise; şuanda biz Van havzasını bütünüyle korumamız lazım. Bitlis ve Van'ı ayırmamak lazım. Ama bizi ilgilendiren Van yakasını konuşuyoruz. 1. kuşakta en büyük kirletici iki tane merkez Van ve Erciş ilçesi var. Van'da şuanda bir tane Arıtma Tesisi var. Van'da saniyede atık su kanallarıyla, kanalizasyonlarla, kolektör borularıyla Arıtma Tesisine ulaşan su miktarımız saniyede 1.600 litre. Biz bunun 600 litresini arıtıyoruz, bu da yüzde 30 civarındadır. Bin litresini de arıtmadan denize veriyoruz. Van Belediyemiz İller Bankası'na müracaat etti. Şu anda mevcut arıtmanın yanında arıtmayı büyütmek için önceki gün İller Bankası'nın teknik ekipleri gelerek burada inceleme yaptılar. Bin 600 litrenin tamını arıtabilecek bir arıtma tesisine ihtiyacı var. Bunun çalışmaları da başladı. Van Belediyesi de İller Bankası'na gerekli müracaatları da yaptı. Başbakanımızın DPT'den acil olarak gönderdiği ödenekten bu çalışmalar yapılacak. Van'ın ayrıca 100 kilometrelik bir kanalizasyona da ihtiyacı var. Daha önceki belediye döneminde merkezde 240 kilometrelik bir çalışması olmuş, bunun da geçici kabulü yapıldı. Şimdi 100 kilometre yeni kanal hattına, bu bin 600 litre/saniyenin de bin litresini arıtacak yeni bir arıtma tesisine ihtiyaç var. Van'daki çözüm bu. Şu anda Erciş'teki arıtma tesisi, İller Bankası'ndan rehabilite edildi. Geçen hafta tesis devreye alındı. Orada da şuanda bir arıtmaya ihtiyaç olduğu gibi Erciş'te de bir 50 kilometrelik bir kanala ihtiyacımız var. Çelebibağ belediyemizin hem kanalizasyon projesi hem de arıtma tesisi projesi hazır. Yer konusunda da bir sorunu yok. Onun da ihaleleri yapılacak. Edremit ilçesinde de kanalizasyon yok. Kanalizasyonu yapıp bir terfi merkezi ile orada arıtma tesisi yapmaktansa oradaki atık suyu Van arıtma tesisine aktarmamız gerekir. Van'ın kollektör hattı yetmiyorsa yeni bir hat ile Edremit'i bağlamamız gerekir. Birinci kuşakta kalan diğer belediyelerimiz olan Gevaş, Akdamar, Çiçekli beldemiz var. İller Bankası onların tümüne bir arıtma tesisi planlanıyor. İkinci kuşakta Özalp'ta kanalizasyon çalışmaları devam ediyor. 38 kilometrelik bir kanalizasyon çalışması var. Geçen yıl ihalesi bitmişti. 2011 yılının sonunda o da bitecek. Orada arıtma tesisinin proje ihalesi de yapıldı. Arıtma orada yapılacak. Gürpınar, Kocapınar ve Muradiye belediyelerimizde de arıtma tesisi ile ilgili projeler hazır. Onların da ihaleleri yapılacak" diye konuştu.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ TEMSİLCİLERİ ÇALIŞMALARDAN MEMNUN
Sivil Toplum Örgütleri Dayanışma Kurulu Dönem Sözcüsü Kadri Salaz da, Vali Karaloğlu'nun kendilerini kabul ederek, önerilerini dinlediği için teşekkür etti. Salaz "Sizin ilimiz için yapmış olduğunuz çalışmalarla ilgili yanınızda olduğumuzu, teşekkür ettiğimizi, ifade etmek istiyorum. Eğitim alanında, sağlık alanında ilimizde önemli mesafeleri kat ettiğimizin farkındayız. Bu konuda sizin yapmış olduğunuz bireysel çabaları da görmezden gelmemiz mümkün değil. Ancak ilimizin sorunları da var. Bu sorunlara duyarlılığınızdan ve bizlerin kentin sorunları ile ilgili yaptığınız açıklayıcı bilgiler için de ayrıca sizlere teşekkür ediyorum" diye konuştu.
