'Kadınlarımızı Aşağılayan Sözler Yeni sözlüklere Alınmamaktadır' Ankara
LARIMIZI AŞAĞILAYAN SÖZLER YENİ SÖZLÜKLERE ALINMAMAKTADIR"
ANKARA (A.
LARIMIZI AŞAĞILAYAN SÖZLER YENİ SÖZLÜKLERE ALINMAMAKTADIR"
ANKARA (A.A) - 28.12.2010 - Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, kadınları aşağılayan, hor gören, yanlış tutum ve davranışları tavsiye eden, toplumsal barışı zedeleyen deyim ve atasözlerinin okullar için hazırlanan sözlüklere alınmadığını belirterek, 'Bu tür uygulamaları 'sansür', 'sözlükten deyim atmak' diye nitelemek haksızlıktır' dedi.
Akalın, yaptığı açıklamada, TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında BDP Siirt Milletvekili Osman Özçelik'in, 'TDK'nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge ağızlarına ait 20 bin kadar sözcüğü sözlükten çıkardığı' iddiaları üzerine konuyla ilgili bilgi notunun, Devlet Bakanı Mehmet Aydın'a sunulduğunu belirtti.
Bakan Aydın'ın da 'bir bölgeye yönelik sözcüklerin atılmasının, yok sayılmasının asla söz konusu olmadığını' vurguladığını belirten Akalın,Aydın'ın, 'TDK'nın söz varlığına bütüncül bir anlayışla baktığını, Türkçenin bütün söz varlığını bir araya getirerek, Türk dilinin en büyük sözlüğünü hazırlama gayretinde olduğunu' açıkladığını ifade etti.
Olayın aslının, TDK'nın 'ilköğretim öğrencileri ve genç kuşaklar için hazırladığı sözlüklere haksız ve olumsuz anlamlar taşıyan, yasalar ve genel ahlakla çelişen atasözü ve deyimleri almama' kararına dayandığını vurgulayan Akalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Genç kuşaklara, 'Altta kalanın canı çıksın', 'Devletin malı deniz, yemeyen domuz', 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın', 'Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin' türünden sözlerle 'eksik etek', 'kaşık düşmanı' gibi deyimlerin aktarılmasının bir yararı olmaması nedeniyle böyle bir karar alınmıştır. Bu sözlerin okul sözlüklerine alınmama kararı, on beş kişilik çalışma grubu tarafından 2006 yılında verilmiştir. Bu karar 'haksız ve olumsuz anlamlar taşıyan, yasalar ve genel ahlakla çelişen atasözü ve deyimlerle' ilgili bir karar olup, yalnızca ilköğretim ve lise öğrencilerine yönelik sözlüklerimiz için geçerlidir.
Kadınlarımızı aşağılayan, hor gören, yanlış tutum ve davranışları salık veren, toplumsal barışı zedeleyen deyim ve atasözlerinin öğrencilere aktarılmasının bir yararı olmaması sebebiyle bu tür sözler okullar için hazırlanan sözlüklere alınmamaktadır.'
-ZİHNİYET DEĞİŞİMİ-
Dilde kullanılan sözlerin, sözlüğe alındığına dikkati çeken Akalın, 'Başka dillerde olduğu gibi bizim dilimizin sözlüğü de hazırlanırken madde başlarının dilde var olma ilkesi gözetilmektedir. Amaç, aranılan bütün sözlerin TDK tarafından yayımlanan ve ölçünlü dilimizin söz varlığını içeren büyük sözlüğümüz Türkçe Sözlük'te bulunabilmesidir' dedi.
Olumsuzluk içeren deyim ve atasözlerin her dilde olduğu gibi Türk dilinde de bulunduğuna işaret eden Akalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Dildeki bu söz varlığını, sözlükçülük ilkeleri gereği büyük sözlüğümüz olan Türkçe Sözlük'e alıyoruz. Bu sözlerin kullanılmaması için her şeyden önce zihniyet değişikliğinin yaşanması gerekiyor. Zihniyet değişikliği de öncelikle çocuklarımıza, genç kuşaklara bu sözlerin öğretilmemesiyle sağlanır. Bu yüzden okullar için hazırladığımız sözlüklerde bu deyimlere, atasözlerine yer vermedik. Her ülkede belirli öğretim düzeyleri için hazırlanan sözlüklerde benzer uygulamalara gidilmektedir. TDK'nın da yaptığı budur.'
TDK'nın, toplumsal barışı zedeleyen bazı kavramlarla ilgili tanımları da aynı sorumluluk anlayışıyla gözden geçirdiğini ve Türkçe Sözlük'te bu kavramlarla ilgili düzenlemeler yaptığını bildiren Akalın, 'Sözlükçülük ilkeleri de göz önünde bulundurularak çağın gerisinde kalan ve gerçeklerle de bağdaşmayan 'çingene', 'mumsöndü' gibi sözlerin tanımları da yeniden yapılmıştır. Bu uygulamaları 'sansür', 'sözlükten deyim atmak' diye nitelemek haksızlıktır. TDK, sözlükçülük ilkeleriyle sözlüklerini hazırlamakta, sözlüklerinde tanımları bilimsel yöntemlerle yapmaktadır' değerlendirmesinde bulundu.
28.12.2010 17:23:32
ANKARA (A.A) - 28.12.2010 - Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, kadınları aşağılayan, hor gören, yanlış tutum ve davranışları tavsiye eden, toplumsal barışı zedeleyen deyim ve atasözlerinin okullar için hazırlanan sözlüklere alınmadığını belirterek, 'Bu tür uygulamaları 'sansür', 'sözlükten deyim atmak' diye nitelemek haksızlıktır' dedi.
Akalın, yaptığı açıklamada, TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında BDP Siirt Milletvekili Osman Özçelik'in, 'TDK'nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge ağızlarına ait 20 bin kadar sözcüğü sözlükten çıkardığı' iddiaları üzerine konuyla ilgili bilgi notunun, Devlet Bakanı Mehmet Aydın'a sunulduğunu belirtti.
Bakan Aydın'ın da 'bir bölgeye yönelik sözcüklerin atılmasının, yok sayılmasının asla söz konusu olmadığını' vurguladığını belirten Akalın,Aydın'ın, 'TDK'nın söz varlığına bütüncül bir anlayışla baktığını, Türkçenin bütün söz varlığını bir araya getirerek, Türk dilinin en büyük sözlüğünü hazırlama gayretinde olduğunu' açıkladığını ifade etti.
Olayın aslının, TDK'nın 'ilköğretim öğrencileri ve genç kuşaklar için hazırladığı sözlüklere haksız ve olumsuz anlamlar taşıyan, yasalar ve genel ahlakla çelişen atasözü ve deyimleri almama' kararına dayandığını vurgulayan Akalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Genç kuşaklara, 'Altta kalanın canı çıksın', 'Devletin malı deniz, yemeyen domuz', 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın', 'Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin' türünden sözlerle 'eksik etek', 'kaşık düşmanı' gibi deyimlerin aktarılmasının bir yararı olmaması nedeniyle böyle bir karar alınmıştır. Bu sözlerin okul sözlüklerine alınmama kararı, on beş kişilik çalışma grubu tarafından 2006 yılında verilmiştir. Bu karar 'haksız ve olumsuz anlamlar taşıyan, yasalar ve genel ahlakla çelişen atasözü ve deyimlerle' ilgili bir karar olup, yalnızca ilköğretim ve lise öğrencilerine yönelik sözlüklerimiz için geçerlidir.
Kadınlarımızı aşağılayan, hor gören, yanlış tutum ve davranışları salık veren, toplumsal barışı zedeleyen deyim ve atasözlerinin öğrencilere aktarılmasının bir yararı olmaması sebebiyle bu tür sözler okullar için hazırlanan sözlüklere alınmamaktadır.'
-ZİHNİYET DEĞİŞİMİ-
Dilde kullanılan sözlerin, sözlüğe alındığına dikkati çeken Akalın, 'Başka dillerde olduğu gibi bizim dilimizin sözlüğü de hazırlanırken madde başlarının dilde var olma ilkesi gözetilmektedir. Amaç, aranılan bütün sözlerin TDK tarafından yayımlanan ve ölçünlü dilimizin söz varlığını içeren büyük sözlüğümüz Türkçe Sözlük'te bulunabilmesidir' dedi.
Olumsuzluk içeren deyim ve atasözlerin her dilde olduğu gibi Türk dilinde de bulunduğuna işaret eden Akalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Dildeki bu söz varlığını, sözlükçülük ilkeleri gereği büyük sözlüğümüz olan Türkçe Sözlük'e alıyoruz. Bu sözlerin kullanılmaması için her şeyden önce zihniyet değişikliğinin yaşanması gerekiyor. Zihniyet değişikliği de öncelikle çocuklarımıza, genç kuşaklara bu sözlerin öğretilmemesiyle sağlanır. Bu yüzden okullar için hazırladığımız sözlüklerde bu deyimlere, atasözlerine yer vermedik. Her ülkede belirli öğretim düzeyleri için hazırlanan sözlüklerde benzer uygulamalara gidilmektedir. TDK'nın da yaptığı budur.'
TDK'nın, toplumsal barışı zedeleyen bazı kavramlarla ilgili tanımları da aynı sorumluluk anlayışıyla gözden geçirdiğini ve Türkçe Sözlük'te bu kavramlarla ilgili düzenlemeler yaptığını bildiren Akalın, 'Sözlükçülük ilkeleri de göz önünde bulundurularak çağın gerisinde kalan ve gerçeklerle de bağdaşmayan 'çingene', 'mumsöndü' gibi sözlerin tanımları da yeniden yapılmıştır. Bu uygulamaları 'sansür', 'sözlükten deyim atmak' diye nitelemek haksızlıktır. TDK, sözlükçülük ilkeleriyle sözlüklerini hazırlamakta, sözlüklerinde tanımları bilimsel yöntemlerle yapmaktadır' değerlendirmesinde bulundu.
28.12.2010 17:23:32