Milli Eğitim Bakanlığı İle Yunus Emre Enstitüsü Arasında İşbirliği Protokolü İmzalandı

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Yunus Emre Enstitüsü ile imzalanan işbirliği protokolünün Türk kültürünün tanıtımında ve Türkiye imajının oluşmasında katkı sağlayacağını belirterek, "Toplumları millet haline getiren en önemli değer dildir

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Yunus Emre Enstitüsü ile imzalanan işbirliği protokolünün Türk kültürünün tanıtımında ve Türkiye imajının oluşmasında katkı sağlayacağını belirterek, "Toplumları millet haline getiren en önemli değer dildir. Dil, bu anlamıyla duygu, düşünce, bilgiyi aktarmaya yarayan en önemli araçtır. Dil aynı zamanda kültürün taşıyıcısıdır da. Dil yok edilirse ortak bir milli kültür ve ruhtan söz edilemez" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Taha Carım Salonu'nda düzenlenen törenle Yunus Emre Enstitüsü ile Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri arasında işbirliği protokolü imzalandı. Törene, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, tarihçi yazar İlber Ortaylı, Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Yunus Emre Mütevelli Heyeti üyeleri de katıldı.
Yunus Emre Enstitüsü Mütevelli Heyeti Başkanı Bakan Davutoğlu, Yunus Emre Vakfı bünyesindeki Yunus Emre Enstitüsü'nün Türk kültür diplomasinin omurgası olduğunu belirterek, Türk kültürü ve diplomasi bakımından bir dönüm noktası olacağını söyledi. Atılacak imzaların 3 önemli boyutunun olduğunu ifade eden Davutoğlu, 1. boyutunun kültürün tanıtılması olduğunu belirtti. Türk milleti kadar derin bir kültüre sahip olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Çin'in Kaşgar'ından, Makedonya'nın köylerine kadar gittiğinizde,
konuşulan Türkçe'nin, o leziz güzel Türkçe'nin hemen hemen aynen muhafaza edildiğini görürsünüz. Çok yönlü kültürel derinliğin asırlar boyu sürdürüldüğünü görürsünüz" diye konuştu.
Türk kültürünün derinliğinde kendisine katılanlarının da etkisi olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Bu kültürel derinliği genişletmek, geliştirmek, sadece elitler düzeyinde değil, halklar düzeyinde de bunların derin bir etkileşim alanı haline dönüşmesini sağlamak bizim temel hedeflerimizden birisidir" ifadelerini kullandı.
2. boyutunun kültürel diplomasi olduğunu, diplomasinin boyut değiştirdiği sadece diplomatların yürüttüğü bir diplomasinin olmadığını belirten Davutoğlu, "Ekonomi, çevre, enerji, insan hakları diplomasisi var. Bunların en önemlisi de kültürel diplomasi var. Belki de kültür diplomasisini en iyi kullanan ülkeler, kültür derinliğine sahip ülkelerdir" dedi.
Mesleki profesyonellik boyutunu 3. boyut olarak niteleyen Davutoğlu, bu etkinliği şiirsel düzeyde tutulamayacağını belirtti. Davutoğlu, kültürel diplomasi alanın da sadece devletler üzerinden yürüyemeyeceği, Türkçe öğrenenlerin sadece Türkçe aşığı olduğu için değil de, iş sahibi, meslek sahibi olabilmeyi imkanı sağlama yolunun açılmasını gerektiğini söyledi.

"DİLİ KORUMAK, DİLİ KORUYUCU TEDBİRLER ALMAK, YAYGINLAŞTIRILMASINI SAĞLAMAK ÖNEMLİDİR"
Yunus Emre Enstitüsü Mütevelli Heyeti üyesi Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da, adayların Türkçe seviyesini ölçmek için uluslararası standartlarda elektronik ortamda yapmayı planladıklarını belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı olarak ülkenin teknoloji altyapısına yatırım yaptıklarını bildirdi. İmzalanacak protokolün Türk kültürünü tanıtımında, Türkiye imajının oluşmasında katkı sağlayacağını belirten Çubukçu, "Toplumları millet haline getiren en önemli değer dildir. Dil, bu anlamıyla duygu, düşünce,
bilgiyi aktarmaya yarayan en önemli araçtır. Dil aynı zamanda kültürün taşıyıcısıdır da. Dil yok edilirse ortak bir milli kültür ve ruhtan söz edilemez. Bu nedenle dili korumak, dili koruyucu tedbirler almak, yaygınlaştırılmasını sağlamak önemlidir" şeklinde konuştu.
Türkçe'nin en zengin, köklü dillerinden birisi olduğunu söyleyen Bakan Çubukçu, sahip olduğu yapı, kelime zenginliği ve yazıldığı gibi okunması diğer dillere göre değerini arttırdığını ifade etti. Atatürk'ün Türk kültüründe ortak bir kültür oluşturmadaki rolüne inandığını söyleyen Çubukçu, "'Türk milletinin dili Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, zengin ve kolay olabilecek bir dildir' demiştir. Bir dilin konuşma bakımından yaygınlığı, o dilin oluşturduğu kültüründe aynı anlamda yayılması anlamına
gelir. Bugün Türkçemiz dünyada yaklaşık 200 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. Yeryüzünde konuşulan 30 bin dilin arasında ulaştığı yaygınlık, Türk kültürünün ne kadar yaygınlaştığının bir göstergesidir" diye konuştu.
Yunus Emre Enstitü Başkanı Ali Fuat Bilkan da, Yunus Emre Enstitülerinde bini aşkın öğrencinin Türkçe, Türk kültürünü, sanatı ve edebiyatı alanlarında kurslara devam ettiğini belirterek, üniversitelerde bulunan Türkoloji bölümlerine de çeşitli imkanlar sağlandığını söyledi. İlgili ülkelerle Türk öğrencilerin ve akademisyenlerdin değişiminin desteklendiğini ifade eden Bilkan, TİKA ile yaptıkları projede 20 kişiye 6 aylık burs verilmesi ve Türkiye'ye gidiş-geliş, konaklama masraflarının karşılanmasının
sağlandığını kaydetti.
Protokol kapsamında, dünyada özellikle İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Rusça başta olmak üzere, yaygın olarak konuşulan dillerin uluslararası geçerliliği olan dil yeterlilik sınavları gibi bir "Türkçe Yeterlilik Sınavı"nın hazırlanması öngörülüyor.