Ayağa kalkmak isteyen Somali, Türkiye'den "doğrudan yardım" bekliyor
Otuz yıldır bir yönetimin bulunmadığı Somali, kendi ayakları üzerine kalkmaya çalışıyor. İstikrarı sağlamak için federal bir yönetim kurma kararının a
Afrika kıtasının en uzun kıyı sahiline sahip ülkesi olan Somali, 1991'de hükümetin kurulmasıyla bozulan düzenini yeniden kurmaya çalışıyor. 2004 yılında Kenya'da varılan anlaşma ile federal yönetime geçme kararı alan Somali'de kurulan ilk eyalet olan Puntland, hâlâ güvensizliğin ve istikrarsızlığın sürdüğü başkent Mogadişu'nun olduğu güney kesimlere nazaran daha istikrarlı bir tablo çiziyor. Bu yönüyle ülkenin güney kesimlerinden göç alan ve zengin yatırım olanakları ile dikkat çeken Puntland yönetimi, Türkiye'den de "doğrudan destek" bekliyor.
Kurban Bayramı öncesinde Ümit Hekimleri Derneği'nin organizasyonuyla bir grup doktorun ziyaret ettiği ve sağlık taraması yaptığı Puntland eyaletinin Başkanı Abdirrahman Mahmoud Farole, Cihan Haber Ajansı'na verdiği röportajda Türk devletine "doğrudan destek" çağrısında bulunurken, yatırımcıları da eyaletine davet etti.
İlk olarak Galkayo, Gardo ve Garowe şehirlerinde sağlık taraması yapan Türk doktorlara teşekkür eden Farole, "Yapmış oldukları yardımla Puntland eyaleti ve Somali devleti ile Türkiye arasında bir işbirliği açısı oluşturdukları için minnettarım." dedi. Geçtiğimiz Mayıs ayında İstanbul'da düzenlenen Somali Konferansı'nın katılımcılarından biri olduğunu belirten Mahmoud Farole, orada resmi ve sivil kuruluşlarla irtibata geçtiğini kaydetti.
SOMALİ'DE HERYER MOGADİŞU GİBİ DEĞİL
Somali'nin başkenti Mogadişu'nun "dünyanın en güvensiz" şehirleri arasında gösterildiğini kaydeden Farole, "Ancak Somali'deki her yer Mogadişu gibi değil." diye vurguluyor. Uluslararası medyada Mogadişu'da büyük bir güvenlik sorunu olduğuna dair çok haber yer aldığını dile getiren Farole, "Ancak Somali'deki her yer öyle değil. Puntland'da kurulu bir yönetim var, burada istikrar ve güvenlik var." diye anlatıyor.
Puntland'ın ayrıca Afrika'nın en uzun kıyı sahiline sahip olan ülkesi olan Somali'nin en stratejik kısmı olduğuna dikkat çeken eyalet başkanı, hem Hint okyanusuna hem de Aden Körfezi'ne kıyısı olduğunu hatırlatıyor.
Ayrıca Somali'nin maden, canlı hayvan ve balıkçılık açısından çok zengin bir ülke olduğunu vurgulayan Farole, İstanbul'daki Somali Konferansı'nın sonuç bildirgesinde de Somali'ye özel yatırım yapılmasının teşvik edildiğinin altını çiziyor. Farole "Biz de Türk yatırımcıları özellikle doğal kaynaklar ve sanayi alanında yatırım yapmaları için Somali'ye davet ediyoruz." diyor.
Somali'de düzenin yeniden kurulması için yapılan çalışmalardan ve Puntland eyaletinin edindiği pilot rolden bahseden Farole, "Somali hükümetinin 1991'de çökmesinden sonra Somali bir savaş bölgesi oldu; hükümeti yeniden kurmak için birçok girişim oldu; ama hiçbiri neticelenemedi." bilgisini veriyor.
Ancak Puntland halkının 8 yıl süren başarısız hükümet kurma girişimlerinden sonra 1998'de Somali'nin parçası olarak kendi eyaletini kurma kararı aldığını kaydeden Farole, Kenya'da 2004 yılında yapılan bir anlaşmayla Somali'nin yönetiminin federal bir yapıda olmasına karar verildiğini kaydediyor. Bu anlaşma sonrasında tanınan ilk eyaletin de Puntland olduğunu vurguluyor.
Asıl kuruluşu 1998 olan Puntland'ın 12 yıldır istikrar, güvenlik ve barış içerisinde olduğunun altını çizen eyalet başkanı, büyük kısmı ülkenin güneyinden kaçmış ya da göç etmiş olan 1 milyondan fazla yerinden edilmiş insanı barındırdığına dikkat çekiyor.
Merkezi hükümetin çöküşünden beri Puntland'da demokratik bir değişim olduğunu söyleyen Farole, "Birçok merkez kuruldu, şehir kalkınmaları hızla devam ediyor. Ekonomik kalkınma da aynı hızla sürüyor." bilgisini veriyor.
CANLI HAYVAN, BALIKÇILIK VE BUHUR ALANINDA GENİŞ KAYNAKLARA SAHİP
Eyalet ekonomisi hakkında da bilgi veren Farole, eyalet ekonomisinin çoğunlukla canlı hayvan stoku, tüm dünyaya ihraç ettikleri buhur ve balık üzerine kurulu olduğunu belirtiyor. Somali'nin şimdiye kadar sahip olduğu 3 balık fabrikasının da Puntland'da olduğunu vurgulayan Farole, şimdi de özel sektör tarafından yeni balık fabrikaları kurulmakta olduğuna dikkat çekiyor. "Bu sektörlere yatırım yapmak isteyenlere kapımız açık." diyen Farole, bunun yanı sıra doğal kaynak suyu, mineraller açısından da zengin kaynaklara sahip olduklarını aktarıyor.
Farole, İstanbul'da gerçekleştirilen Somali Konferansı sonuç bildirgesinde de Somali ile dış dünya arasındaki ilişkinin, "özel ve kamu sektöründe ortaklık temeli üzerine kurulması gerektiğinin vurgulandığını" hatırlatıyor.
Puntland'ın denize yaklaşık bin 600 kilometrelik kıyısı bulunuyor. "Afrika'nın boynuzu" olarak tabir edilen ve Kızıldeniz ile Hint Denizi sularının karşılaştığı bölge, özellikle balık açısından dünyanın en zengin yerlerinden biri olarak biliniyor. Özellikle ıstakoz, kurutulmuş balık ve tuna balığı, en çok ihraç edilen deniz ürünleri arasında.
Arap Yarımadası'na ve Körfez'e oldukça yakın olan Somali, son yıllarda bu bölgelere canlı hayvan ihracatı konusunda Avustralya'nın tekelini de kırmaya başlamış. Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Puntland eyaletinde çok sayıda çiftlik kurmuş durumda. Canlı hayvan ihracatı da çok düşük fiyatlardan yapılıyor.
TÜRKLERDEN DOĞRUDAN YARDIM BEKLİYORUZ
Mahmoud Farole, Türk yatırımcıları davet etmenin yanı sıra Türk hükümetinde de doğrudan yardım ve destek beklediklerini ifade ediyor. Batılı ülkelerin Somali'ye iki yönlü yardım ettiklerini, bunun birincisinin Mogadişu'daki geçici hükümete ikincisinin ise Puntland'a yönelik olduğunu kaydeden Farole, "Beklentimiz Türkiye'nin de doğrudan yardımıdır." diye konuşuyor. Farole, "Türklerin ABD ve Avrupa ülkeleri ile aynı doğrultuda bu politika değişikliğini yapmalarını bekliyoruz. Doğrudan yardım bekliyoruz." ifadelerini kullanıyor. Bunun yanı sıra insanî yardım derneklerini de Puntland'a beklediklerini kaydeden Farole, burada yardım ve kalkınma enstitüleri kurulmasını arzuladıklarını aktarıyor.
KORSANLIK ARTIK GÜNEYE KAYDI
Dünyanın gündemini ayrıca kıyılarındaki korsanlık faaliyetleri ile meşgul eden Puntland'ın başkanı Farole, korsanlığın ortaya çıkışını ve geldiği durumu ise şöyle özetliyor: "Korsanlar aslında uzun hikaye. Somali hükümetinin çökmesinden sonra Somali kıyılarına Somali'nin zenginliklerini çalan birçok yabancı geldi. Buradaki balıkçılık faaliyetlerini ve balıkçılık alanlarını bozdular. Somalili balıkçılar ilk başta bu illegal balıkçılarla savaşmaya başladı. Bu balıkçılar da yabancılardan fidye almaya başladı. Sonra alınan bu para korsanlığın artmasının ana nedeni oldu. Somalili balıkçılar bu şekilde kolay para bulmaya başlayınca gençleri ve diğer Somalilileri bu işe yönlendirmeye başladılar. Korsanlık bu şekilde başladı."
Ardından bu işe dışarıdan birçok insanın müdahil olduğunu dile getiren Farole, şimdi uluslararası güçlerin yanı sıra arabulucular ve ya fidye taşıyanlar gibi birçok kişi olduğunu belirtiyor. Farole, "Korsanların asıl mağduru ya da kurbanı Somalililerdir. Balık alanlarımız bozuldu." diye konuşuyor.
Başkan seçildikten sonra korsanlarla mücadele için şimdi 3 sayısı 3 bini geçen bir görev birimi kurduklarını kaydeden Farole, "Korsanlık faaliyetleri ciddi oranda azaldı. Korsanlar, bizim kıyılarımızdan yönetimin olmadığı güney kıyılarına yöneldi. Tamamen yok olmadılar ama kalanlar güneye gitti." bilgisini veriyor.
HALKIMIZ TÜRKLER GERİ GELİYOR DİYE DÜŞÜNECEK
Farole, son olarak Türk yatırımcılara ve yardım kuruluşlarına şöyle bir çağrıda bulunuyor: "Türk özel yatırımcılarını Puntland'a gelmeye ve burayı görmeye, buradaki fırsatları yatırım olanaklarını araştırmaya çağırıyorum. Burada kendilerini yabancı hissetmeyecekler. Onlar bir Müslüman ülkeden geliyorlar, tarihi bağlantılarımız var. Halkımız Türkler geri geliyor diye düşünecekler. Türklerin Afrika'da başka ülkelere yatırım yaptığını biliyoruz, Somali'ye de bekliyoruz. Eğitim ve sağlık alanında veya diğer yardım alanlarında insani yardım kuruluşlarının desteğini bekliyoruz."