(özel Haber) Maratonda Beşik Gibi Sallanan Boğaziçi Köprüsü İçin Ürküten Açıklama
Mimar ve Şehir Planlamacısı Prof
Mimar ve Şehir Planlamacısı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, 32. Kıtalararası Avrasya Maratonu halk koşusu sırasında beşik gibi sallanan Boğaziçi Köprüsü'nün büyük bir tehlike atlattığına dikkat çekti. Boğaziçi Köprüsü'nün dün rezonansa girme eğilimi gösterdiğini anlatan Alp, "Eğer bu eğilim devam etseydi köprü birkaç dakika içinde parçalanıp boğazın içine gömülebilirdi" dedi.
Mimar ve Şehir Planlamacısı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, İHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu. 32. Avrasya Maratonu halk koşusu sırasında ortasındaki direkleri sallanan Boğaziçi Köprüsü'nün büyük bir tehlike atlattığına değinen Alp, "Boğaziçi Köprüsü dün rezonansa girme eğilimi gösterdi. Eğer bu eğilim devam etseydi köprü birkaç dakika içinde parçalanıp boğazın içine gömülebilirdi. Yapıların doğal salınımları vardır. Özellikle boğaz köprüleri gibi asma yapıların doğal bir genliği vardır. Genlik;
doğal salınım çerçevesinde yapımının yer değiştirmesine diyoruz. Eğer yapıya, bu salınıma aynı frekansta bir başka salınımın etkisi olursa yapının genliği sonsuza dek büyüme eğilimi gösterir ki buna da rezonans denir. Büyük bir güç oluşur. Giderek büyüyerek, birbirini arka arkaya tetikleyerek bu yapı paramparça olup, yok olur. Dün İstanbul bu riski yaşamıştı. Bunun mühendisler ve ilgililer tarafından önceden düşünülmesi gerekirdi ancak bu atlanılmış. Allah'tan salınım büyümemiş, tersine küçülmüş ve
sönmüş" açıklamasında bulundu.
Benzer olayların geçmişte de yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, yurt dışından örnekler verdi. Alp, ABD'nin Washington eyaletinde Boğaziçi Köprüsü'nün benzeri olan Tacoma Asma Köprüsü'nün ulaşıma açıldıktan 4 ay sonra rüzgarın etkisiyle rezonansa girerek yıkıldığını hatırlatarak, "Bu rüzgar devamlı bir rüzgar değildi. Kesintili bir rüzgardı ve bir vibrasyon oluştu. Bu vibrasyon köprünün doğal salınımıyla aynı frekansı bularak, köprü rezonansa girdi. Köprü, araçlar ve insanlarla birlikte
sulara gömüldü. Bundan daha yeni bir örneği Londra'da yaşadık. Londra'daki Thames Nehri'nin üzerine dünyaca ünlü mimar ve mühendisler tarafından bir yaya köprüsü yapıldı. Bir yarışma sonucu tasarlanarak yapıldı. Bu köprüden yayalar geçmeye başladığında titremeye ve sallanmaya başladı ve bir rezonans eğilimi gösterdi. Bunun üzerine köprü derhal kapatıldı, hesapları yenilendi, takviyeler ve uygun tadilatlar yapıldıktan ancak 2 yıl sonra açıldı. Boğaziçi Köprüsü'nün mühendislik hesaplarının yeniden gözden
geçirilmesi gerekiyorsa yapısal değişikliklerin yapılması ve dün olduğu gibi büyük insan kitlelerine veya benzer titreşim vibrasyon oluşturacak etkilerin köprü üzerinde oluşmaması için yetkililerin bu tür organizasyonları normal yerde yapmaları gerekir" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, maraton sırasında binlerce kişinin aynı anda köprüden geçmesi nedeniyle oluşan titreşimle köprünün kendi titreşiminin frekansa girdiğini ifade ederek, "Bazı direklerin çatladığı söylendi. Bu sönmeyebilir, tam tersine büyüyebilirdi. Çok küçük kuvvet ve titreşimlerin köprü gibi çok büyük yapıları, rezonans olayı nedeniyle yok etmesi mümkündür. Dün bu facianın eşiğinden dönülmüştür" dedi.
Araç geçişinin bu cinsten bir titreşim oluşturmadığını da anlatan Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, "Muhtemelen mühendisler de araç geçişlerinin yaptığı titreşimleri hesaba katmışlardır. Muhtemelen köprü üzerinde 100 bin kişilik yaya ordusunun oluşturduğu vibrasyonları belki de mühendisler yeterinde düşünmedi ve bu tehlike o nedenle atlatıldı. Bu gibi çok büyük kitlelerin köprü üzerine yürüyerek çıkmaları tehlikelidir. Bundan sonra Avrasya Maratonu köprü üzerinde yapılmamalı. Ancak normal araç geçişinde hiçbir
sıkıntı yoktur. Köprülerin araç taşıma kapasitesi günde 250 binken, bugün 550 bine çıkmıştır. Bu da ayrı bir tehlikedir. Köprüler yorulmaktadır. Bu açıdan bir risk, tehlike oluşturabilir. Köprülerin yükünün normal seviyelere düşürülmesi gerekir. Yoksa yorulma nedeniyle köprülerde başka bir sıkıntı yaşanabilir" açıklamasında bulundu.
(MB-ÇK-CC-Y)
Mimar ve Şehir Planlamacısı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, İHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu. 32. Avrasya Maratonu halk koşusu sırasında ortasındaki direkleri sallanan Boğaziçi Köprüsü'nün büyük bir tehlike atlattığına değinen Alp, "Boğaziçi Köprüsü dün rezonansa girme eğilimi gösterdi. Eğer bu eğilim devam etseydi köprü birkaç dakika içinde parçalanıp boğazın içine gömülebilirdi. Yapıların doğal salınımları vardır. Özellikle boğaz köprüleri gibi asma yapıların doğal bir genliği vardır. Genlik;
doğal salınım çerçevesinde yapımının yer değiştirmesine diyoruz. Eğer yapıya, bu salınıma aynı frekansta bir başka salınımın etkisi olursa yapının genliği sonsuza dek büyüme eğilimi gösterir ki buna da rezonans denir. Büyük bir güç oluşur. Giderek büyüyerek, birbirini arka arkaya tetikleyerek bu yapı paramparça olup, yok olur. Dün İstanbul bu riski yaşamıştı. Bunun mühendisler ve ilgililer tarafından önceden düşünülmesi gerekirdi ancak bu atlanılmış. Allah'tan salınım büyümemiş, tersine küçülmüş ve
sönmüş" açıklamasında bulundu.
Benzer olayların geçmişte de yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, yurt dışından örnekler verdi. Alp, ABD'nin Washington eyaletinde Boğaziçi Köprüsü'nün benzeri olan Tacoma Asma Köprüsü'nün ulaşıma açıldıktan 4 ay sonra rüzgarın etkisiyle rezonansa girerek yıkıldığını hatırlatarak, "Bu rüzgar devamlı bir rüzgar değildi. Kesintili bir rüzgardı ve bir vibrasyon oluştu. Bu vibrasyon köprünün doğal salınımıyla aynı frekansı bularak, köprü rezonansa girdi. Köprü, araçlar ve insanlarla birlikte
sulara gömüldü. Bundan daha yeni bir örneği Londra'da yaşadık. Londra'daki Thames Nehri'nin üzerine dünyaca ünlü mimar ve mühendisler tarafından bir yaya köprüsü yapıldı. Bir yarışma sonucu tasarlanarak yapıldı. Bu köprüden yayalar geçmeye başladığında titremeye ve sallanmaya başladı ve bir rezonans eğilimi gösterdi. Bunun üzerine köprü derhal kapatıldı, hesapları yenilendi, takviyeler ve uygun tadilatlar yapıldıktan ancak 2 yıl sonra açıldı. Boğaziçi Köprüsü'nün mühendislik hesaplarının yeniden gözden
geçirilmesi gerekiyorsa yapısal değişikliklerin yapılması ve dün olduğu gibi büyük insan kitlelerine veya benzer titreşim vibrasyon oluşturacak etkilerin köprü üzerinde oluşmaması için yetkililerin bu tür organizasyonları normal yerde yapmaları gerekir" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, maraton sırasında binlerce kişinin aynı anda köprüden geçmesi nedeniyle oluşan titreşimle köprünün kendi titreşiminin frekansa girdiğini ifade ederek, "Bazı direklerin çatladığı söylendi. Bu sönmeyebilir, tam tersine büyüyebilirdi. Çok küçük kuvvet ve titreşimlerin köprü gibi çok büyük yapıları, rezonans olayı nedeniyle yok etmesi mümkündür. Dün bu facianın eşiğinden dönülmüştür" dedi.
Araç geçişinin bu cinsten bir titreşim oluşturmadığını da anlatan Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, "Muhtemelen mühendisler de araç geçişlerinin yaptığı titreşimleri hesaba katmışlardır. Muhtemelen köprü üzerinde 100 bin kişilik yaya ordusunun oluşturduğu vibrasyonları belki de mühendisler yeterinde düşünmedi ve bu tehlike o nedenle atlatıldı. Bu gibi çok büyük kitlelerin köprü üzerine yürüyerek çıkmaları tehlikelidir. Bundan sonra Avrasya Maratonu köprü üzerinde yapılmamalı. Ancak normal araç geçişinde hiçbir
sıkıntı yoktur. Köprülerin araç taşıma kapasitesi günde 250 binken, bugün 550 bine çıkmıştır. Bu da ayrı bir tehlikedir. Köprüler yorulmaktadır. Bu açıdan bir risk, tehlike oluşturabilir. Köprülerin yükünün normal seviyelere düşürülmesi gerekir. Yoksa yorulma nedeniyle köprülerde başka bir sıkıntı yaşanabilir" açıklamasında bulundu.
(MB-ÇK-CC-Y)
