İşte komutanların zor anları

Fırtına'nın 10 saatlik sorgusunda verdiği ifadede yer alanlar...

Eski kuvvet komutanları Örnek, Yalman ve Fırtına, ’darbe günlükleri’yle ilgili 5 Aralık’ta Ergenekon savcısı tarafından saatlerce sorgulanmıştı. İşte o sorguda dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’nın verdiği ifade basına sızdı. 10 saat ifade veren Fırtına, darbe planlarıyla ilgili sorular karşısında zaman zaman sinirleniyor ve “Lanetliyorum, reddediyorum” gibi karşılıklar veriyor

İkinci Ergenekon iddianamesinde yer alan “Ayışığı”, “Sarıkız”, “Yakamoz” ve “Eldiven” darbe planlarıyla 2004’te hükümeti devirmeyi planladıkları iddia edilen dönemin Kara Kuvveti Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına ile darbe planlarının yer aldığı ’darbe günlükleri’nin yazarı olduğu öne sürülen dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli oramiral Özden Örnek, 5 Aralık’ta savcılara ifade vermişti. Savcı Murat Yönder’in 10 saat sorguladığı Fırtına’nın ifadesi ortaya çıktı.

131 ayrı soruya 35 sayfalık ifadeye cevap veren Fırtına’nın sorgulamanın ilk başlarında soğukkanlı olduğu, ancak dakikalar geçtikçe de atmosferin zaman zaman gerildiği anlaşıldı.

Savcı Yönder’e, “Biz Kuvvet Komutanıyız. Siz yetkili değilsiniz. Genelkurmay Askeri Savcı ancak bizi sorgulayabilir” diyen Fırtına’nın, kendisine yöneltilen sorular karşısında bazen sinirlenerek ayağa kalktığı öğrenildi. Darbe planlarıyla ilgilenen Fırtına’ya ayrıca işadamı Rahmi Koç, Aydın Doğan ve Engin Akçakoca da soruldu. Rahmi Koç’u sanayici olması nedeniyle tanıdığını, Aydın Doğan’ı tanıdığını ama yüz yüze tanışmadığını, Engin Akçakoca’yı ise hiç tanımadığını söyleyen Fırtına, kendisine sorulan eski Oramiral Orhan Karabulut’u ise asker olması nedeniyle tanıdığını belirtti. İşte Fırtına’nın ’darbe günlükleri’yle ilgili sorulara verdiği yanıtlar...

Darbe planlarını emekli olduktan sonra öğrendim

SAVCI: “Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven adlı darbe planlarını siz mi yaptınız?

FIRTINA: ”Bir darbe suçlaması kapsamı içerisinde bana soru yöneltilmesini üzüntü ile karşılıyorum ve reddediyorum. Darbe planlarına iştirak etmedim. Görev yaptığım süreçte bu türden bir girişime tanık olmadı. Darbe günlüklerini Özden Örnek yalanladı. Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven isimli darbe planlarından emekli olduktan sonra haberdar oldum.

SAVCI: Ayışığı kod adlı plan kaspamında Başbakan Erdoğan’dan azami sayıda milletvekili koparmak için neler yaptınız?

FIRTINA: Bu konuda yukarıda açıklama yapmıştım aynısını tekrar ediyorum.

* GÜNLÜKTE NE YAZIYOR?

‘10 Mart’ta ihtilal yapalım’

2007 yılında Nokta Dergisi’nde yayımlanan ve Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerde darbe planlarından şöyle bahsediliyordu:

(6 Aralık 2003)- “Kendimize göre bir eylem planı yapmaya karar verdik. Önce basını ele geçirmeye çalışacaktık... Sonra rektörler ile temas edip öğrencileri sokağa dökecektik. Sendikalar ile aynı şekilde hareket edecektik. Sokaklara afiş astıracaktık. Dernekleri hükümet aleyhine teşvik edecektik. Bunları yurt çapında yapacaktık. Yukarıdakiler Sarıkız olarak anılacaktı.

(3 Şubat 2004)- Hava Kuvvetleri Komutanı ve Jandarma Genel Komutanı hemen 10 Mart’ta ihtilal yapalım diye bastırmaya başlamışlar. Kara Kuvvetleri Komutanı onları şimdilik frenlemiş. (...) Ben eğer bir darbe yapılacaksa bunun 2004 Aralık’tan önce yapılmamasını söyledim.”

**

Hilmi Özkök’e ‘Çekil’ notu bence bir kurgudur

SAVCI: “Ayışığı darbe planında geçen 22 Eylül 2003’teki toplantıda, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e hitaben ’Ya sen çekil ya da biz çekileceğiz’ notu verildi mi?”

FIRTINA: “Notun tarihi Örnek ve benim göreve başladığımız ilk ay. Belki ilk kez bir toplantıda bir araya gelen kişilerin önceden planlayarak sarfedeceği sözler değildir. İlk ay zaten nezaket ziyaretleriyle, iade-i ziyaretlerle geçen dönemdir. Genelkurmay Başkanı’nın mektup yoluyla istifaya davet edildiği yönünde kendisinden bir şey duymadım. Mektupta TSK’nın protokol kuralları ihlal edilmiş. Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan önce yazılmış. Böyle bir yanlışı Eruygur’un yapacağına ihtimal vermiyorum. Bu nedenle yazının Şener Paşa’ya ait olmadığını, bir kurgu olduğunu düşünüyorum. Bu ifade Türkiye Cumhuriyeti’ni ve TSK’yı tahrip etmek amaçlı bir kötü niyet beyanıdır. Lanetliyorum.”

GÜNLÜKTE NE YAZIYOR?

Dördümüz anlaşıp el sıkıştık

(22 Eylül 2003): Komutanlarla çok özel konuştuk. Org. Özkök AKP’ye karşı işlem yapılmasını kabul etmezse “Ya çekil, yahut da biz çekiliyoruz” diyeceğiz. Org. Fırtına istedi, dördümüz ellerimizi üst üste koyup el sıkıştık! Org. Eruygur kışkırtıcı rol oynuyor.

**

Şener Eruygur, Denktaş’a mektup yazdı mı?

SAVCI: “Eruygur’un dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a yazdığı ileri sürülen mektupla ilginiz var mı?”

FIRTINA: “Annan Planı’na karşı yavru vatanın sokağa dökülmesi, Türkiye’de tepki gösterilmesi iddialarına ilişkin 2 noktada itirazım var. Birincisi doğru olmayan bu iddialar uluslararası boyutta tartışmaya yol açar. Bu husus iddianamede yer almasın ya da örtülü olarak kullanılsın. İkinci itirazım, bu iddia öncekilerde olduğu gibi ülkenin birlik ve dirliğine, yavru vatanda oluşabilecek çözümlere dinamit koyucu ve başkalarına istismar etme fırsatını veren yanlış bir kurgudur.”

GÜNLÜKTE NE YAZIYOR?

Kıbrıslıları sokağa dökelim

5 Şubat 2004 : “Kara Kuvvetleri Komutanı (...) telefonla beni aradı ve gizli hattan görüşmek istedi. (...) ” Annan’ın mektubu (BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Kıbrıs mektubu) gelmiş ve içerisindeki konular tamamen söylediklerimizin dışında olayları kapsıyor. Onur Öymen (CHP Genel Başkan Yardımcısı) ile İstanbul’da görüştük ve bana bunları anlattı. (...) Hava Kuvvetleri Komutanı 19:30’da geldi, konuştuk. Darbe olabilir mi konusunu açtık. Amacım Şener (Eruygur) yokken onunla teke tek konuşarak fikirlerimi söylemekti. Nitekim darbe konusundaki fikirlerimi ona naklettim ve zannediyorum aynı fikirde oldu. Ülkenin ekonomik zorluğu, ABD’nin diğer darbelerden farklı olarak bu kez hükümet tarafını tuttuğunu, halkın henüz destek vermediğini ve desteğin yahut zeminin oluşması gerektiğini kısaca anlattım. (...) TSK’nın Kıbrıs konusunda düşüncelerinin ne olduğunu açıklayıp istifa etmemiz gerektiğini söyledim. Hava Kuvvetleri Komutanı başka bir seçenek tavsiye etti. Kıbrıs’ta herkesi Annan Planı aleyhinde sokağa dökerek gösterilerin yapılmasını sağlama ve anavatandan da bu hareketlere destek vererek hükümet aleyhine olaylar çıkarmak.

**

‘Hilafet’ toplantısına ben katılmadım

SAVCI: “Hilafetin ilgasıyla ilgili 3 Mart 2004’te toplantıda AKP’den milletvekili kopartılması, Cumhurbaşkanı Sezer’in görev süresinin uzatılması konuşuldu mu?”

FIRTINA: “O toplantıya katılmadım. Ben o toplantı sırasında görev gereği Ankara dışındaydım.”

SAVCI: “Sezer’in görevini sürdürmesi için ne gibi görüşmelerde bulundunuz, Sezer’le görüşmeleri kim ya da kimler gerçekleştiriyordu?”

FIRTINA: “(Sinirlenerek) Bu ifade Türkiye Cumhuriyeti’ni ve TSK’nın, birliğini tahrip etmek amaçlı bir kötü niyet beyanıdır, lanetliyorum.”

GÜNLÜKTE NE YAZIYOR?

Paneli el altından biz teşvik ettik

(3 Mart 2004): Hilafetin kaldırılması ve Tevhid-i Tedrisat kanununun yürürlüğe girişinin yıldönümü toplantısı... ATO’da yapılan panele tüm kuvvet komutanları eşli olarak katıldık. Genelkurmay Başkanı İsveç’te olduğu için, Hava Kuvvetleri Komutanı ise dün şehit olan pilotların cenaze törenine Konya’ya gittiği için bu panele katılamadı. Bu paneli el altından biz teşvik ettik. Coşkulu ve tatmin edici bir toplantı oldu. Salona girdiğimiz zaman katılanlar bizleri alkışladılar ve “Cumhuriyetin Koruyucuları” diye slogan atmaya başladılar.

**

Komutanların zorlandığı soru

‘Telefonda niye ortak hareket kararı aldınız?

5 AralIk’taki yaklaşık 10 saat süren ifade işlemi sırasında, savcıların Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek ile Kara Kuvvetleri eski Komutanı Aytaç Yalman arasında geçen yakın tarihli bir telefon görüşmesini de sorduğu ortaya çıktı. Teknik takibe takılan bu konuşmalarda iki eski komutanın, “sorulara ne şekilde yanıt verileceği konusunda” görüş alışverişinde bulunduğu belirtiliyor. Sarıkız, Ayışığı ve Eldiven darbe planlarıyla ilgili sorgulanacaklarını bilen eski komutanlar İstanbul Adliyesi’ne gelmeden önce bu iddialarla ilgili avukatlarıyla uzun süre hazırlık yaptı. Özden Örnek’e ait olduğu belirtilen günlüklerdeki çelişkili ve hatalı anlatımları bulmaya çalışan askerler zaman zaman da telefonla görüştüler.

Polis dinlemiş

Haklarında, ’şüpheli’ sıfatıyla soruşturma sürdüğü için mahkeme kararıyla dinlenen iki komutan teknik takibe takıldı. Bu konuşmalarda Aytaç Yalman ile Özden Örnek’in, “Birbiriyle çelişen ifadeler vermemek üzere” sözleştikleri polis dinlemesine takıldı. Komutanların hangi konuyu yalanlayacaklarını ya da ’hatırlamıyorum’diyeceklerini birbirlerine aktardıkları iddia ediliyor. Yalman ve Örnek’in, Hava Kuvvetleri eski Komutanı İbrahim Fırtına ile benzer görüşmeler yapmaması dikkat çekiyor. Aynı dönemde komutanlık yapan Örnek ile Fırtına’nın aralarının günlükler nedeniyle açık olduğu öne sürülüyor. 5 Aralık’taki sorgudan önce bu yöndeki bilgileri Terörle Mücadele Şubesi’nin bilgi notundan öğrenen savcılar, iki komutana da ayrı ayrı “Niçin ortak hareket etme kararı aldınız” diye sordu. Telefonlarının dinlendiğini bilmeyen Örnek ve Yalman’ın bu soru nedeniyle sıkıntı yaşadıkları öğrenildi.

Suçlamalar onur kırıcı bunları hazırlayan kurum gerİ çeksin

Fırtına ifadesine bu sözlerle başladı: “Savunmama başlamadan önce bana yöneltilen tüm suçlamaları kabul etmediğimi, şiddetle reddettiğimi beyan etmek istiyorum. Bu suçlamaların onur kırıcı olduğunu bu suçlamaları hazırlayan kurumların bunları geri çekmesini talep ediyorum. Bu suçlamalar geri çekilmiyorsa iade ediyorum. Kimsenin böyle bir suçlamayı bana yönelteceğini düşünemiyorum. “